YAZARLARIMIZ
Anıl Burak Algül
Vergi Uzmanı
Efor Mali Müşavirler Ltd. Şti.
a.burakalgul@gmail.com



Takdir Komisyona Sevk İşleminde Zamanaşımı

 Vergi hukukunda zamanaşımı kavramı 213.sayılı Vergi Usul Kanununda düzenlenen tarh zamanaşımı ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanununda düzenlenen tahsil zamanaşımı olmak üzere iki aşamada hüküm ifade eder. Tarh zamanaşımı; vergi alacağının miktar olarak hesaplanması ile ilgili olup, bu konuda idare tarafından tarhiyat işlemlerinin mutlak surette beş yıl içerisinde tamamlanması zorunludur. Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl içerisinde mükellefe veya ceza  sorumlusuna tarh ve tebliğ edilmeyen vergi ve cezalar zamanaşımına uğrar ve zamanaşımı mükellefin müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade etmektedir.

 Vergi incelemelerinde tarh zamanaşımı süresi içerisinde bitirilemeyeceği düşünüldüğü durumlarda yada tarh  zamanaşımı süresinin bitimine çok az zaman kala matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edildiği görülmektedir. Bu durum, yargı mercilerince idarenin keyfi ve zamanaşımını uzatmak amacıyla takdire sevk işlemi yaptığı ileri sürülerek sıklıkla eleştirilmekte ve davaya konu tarhiyatlar iptal edilmektedir.

Takdir komisyona sevk edilen mükellefler için zamanaşımı durmakta ve bu zamanaşımı durmasının belirsiz, keyfi bir durum oluşturmaması adına VUK 114. maddesinde 6009 sayılı kanunda değişiklik yapılmış ve zamanaşımı sürelerinin keyfi olarak kullanılmasını engellemek amacıyla takdir komisyonuna başvurmak suretiyle duran zamanaşımı süresinin bir yılı aşamayacağı kanun koyucu tarafından düzenleme altına alınmıştır.

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu ve takdir komisyonlarının görevi ise; Vuk uyarınca, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak ile vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek olduğu belirtilmiştir.

Vergi Usul Kanununun Resen Vergi Tarhı başlıklı 30. Maddesinde ise;
 
“Resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. İnceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkı resen takdir olunmuş sayılır.”  
şeklinde tanımlanmış ve ilgili maddede resen tarh nedenleri sayılmıştır.


Bu hükme göre inceleme elemanlarının da matrah takdir yetkisi olmasına rağmen, zamanaşımını kesmek amacıyla takdir komisyonuna matrah takdiri için başvurmasının ve ortada gerçek bir takdire sevk nedeni olmadan yapılan sevk işlemlerinin zamanaşımı süresini uzatması da söz konusu olmamalıdır.

Nitekim, konuyla ilgili olarak verilen yargı kararlarında da benzer görüşler hakim olmuş ve bu durumunun zamanaşımı süresini uzatmayacağına yönelik kararlar verilmiştir.

Danıştay 9. Dairesinin Tarih: 22.05.2013, Esas: 2012/9726, Karar: 2013/5028 sayılı kararında"
(…) Sırf zamanaşımını kesmek amacıyla takdire sevk işlemi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurmayacağından ve olayda; davacı hakkında uyuşmazlık konusu husus ile ilgili olarak inceleme yapılmadan zamanaşımı gerekçe gösterilerek takdir komisyonuna sevki üzerine, takdir işlemlerine esas teşkil etmek üzere zamanaşımı süresinin dolmasından sonra düzenlenen basit rapor dikkate alınarak takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığından yazılı gerekçeyle davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır"
ifadeleri kullanılmıştır.

Sonuç olarak idarenin incelemelerde müstakar hale gelen yargı kararlarını da dikkate alarak zamanaşımı süresi dolmasına kısa süre kala mükellefleri gerçekte takdire sevk nedeni olmamasına karşın sadece zamanaşımı süresini uzatmak için takdire sevk işleminin yargıya taşınması durumunda
yargıdan dönmekte ve idare - mükellef açısından zaman, maliyet kayıpları da ortaya çıkmaktadır.


 

06.12.2016

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM