YAZARLARIMIZ
Ozan Uslu
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bilim Uzmanı
info@uslumusavirlik.com



Aile Şirketleri

I.GİRİŞ:

 

Literatürde aile şirketleri ile ilgili pek çok tanıma rastlanmaktadır. Yapılan tanımlamalar aile ve şirket kavramlarının içerdiği unsurların tanımlamayı yapana arz ettirdiği önem sırasına göre değişiklik göstermektedir.
 

Biz bir tanımlama yapmadan önce bazı istatistikî bilgileri aktarmayı uygun görüyoruz.

 

Çeşitli Ülkelerde Küçük İşletmelerle İlgili Ekonomik Göstergeler

Küçük İşletmelerin Toplam

A.B.D.

    Almanya

  Hindistan

Japonya

İngiltere

Fransa

İtalya

Türkiye

İşletmelere Oranı

97.2

99.8

98.6

99.4

   96.0

    99.9

  97.0

  98.8

 

Yukarıda toplam işletmeler içerisinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin oranı gösterilmiştir. Yapılan araştırmalar küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük kısmının aile şirketlerinden oluştuğunu göstermektedir.
 

ABD’de kayıtlı şirketlerin %90’ı, İspanya’da %80’i, İtalya’da %95’i, İsviçre’de %85’i ve Türkiye’de %95’i aile şirketidir. 
Bu bilgiler doğrultusunda aile şirketlerini;

a-       ailenin iş kurmuş hali,

b-       aileden bir girişimcinin başlattığı sonraki kuşakların işin içinde yer alarak devam ettirdiği işletme,

c-       sosyal açıdan aile gibi olmuş kişilerin kurduğu ve devam ettirdiği işletme olarak tanımlayabiliriz.

 

Aile şirketlerinde ana gaye işletmeyi bir sonraki kuşlaklara aktarabilmektir. Ancak gerek Ülkemizde gerekse Dünyada aile şirketlerinin uzun ömürlü olduğu söylenemez.

Yapılan araştırmalara göre; ABD’de yeni kurulan aile 100 şirketlerinin 40 ı ilk beş yılda faaliyetini sonra erdiriyor. Geri kalan 60 şirketin 40 tanesi ise birinci kuşakta ya iflas ediyor ya da el değiştiriyor. İkinci kuşağa geçebilen şirket sayısı % 20 yi geçmiyor. Üçüncü ve sonraki kuşaklara geçebilen şirket sayısı ise ancak % 3 lerde kalıyor. İngiltere, Almanya da da durum ABD den farklı değil.

Türkiye ‘de 1983 ile 2000 yılı arasında 461.058 adet şirket kurulmuştur. Bunların % 86,7 si Limited şirkettir. Bu şirketlerin pek çoğunun aile ve/veya sosyal ilişkiler bakımından aile gibi olmuş kişilerce kurulmuş olduğu söylenebilir.

İstatistikî bilgiler dışında da ülkemizde aile şirketlerinin yaygınlığı aşikârdır.

Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliğinin Ticaret Sicil verilerine göre 2007 yılının ilk 4 ayında 38.449 şirket açılırken 12.929 şirket kapanmıştır.

Bu durum ülkemizde şirket ömürlerinin, şirketlerinin çoğunluğunun da aile şirketi olduğunu düşünürsek aile şirketlerinin ömürlerinin ne denli kısa olduğunu göstermektedir.

 

Öte yandan; Gerek dünyada gerekse Ülkemizde en köklü şirketlerin aile şirketleri olduğu bilinmektedir.

Ülkemizde en büyük 100 şirket sıralandığında ilk sıralarda aile şirketleri yer almaktadır. Bu şirketlerden 4 tanesi  dünyada en büyük 100 aile şirkete arasında bulunmaktadır. 

 

 

II. AİLE ŞİRKETLETİNİN AVANTAJLARI – DEZAVANTAJLARI KURUMSALLAŞ(AMA)MA
 

Yukarıda açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere; aile şirketlerini sadece aynı soy ismi taşıyan veya akrabalık ilişkisi olan kişilerin sahip olduğu işletmeler olarak değil, uzun yıllar süren birliktelik neticesinde aile gibi olan kişilerinde işletmelerini kabul ediyoruz.

Aile şirketlerinin avantajlarını şöyle sıralayabiliriz.

Özellikle kriz dönemlerinde tek vücut olarak hareket edebilmeyi başarabilmişlerdir.

Örneğin böyle bir dönemde ortaklar gelirlerinden kolaylıkla feragat edebilirler tasarruf tedbirlerini kabullenebilirler.

Şirketin finansman ihtiyacı ailenin varlığından veya menkul gayrimenkul varlıkları aracılığıyla fon temin edilmesi suretiyle çözülebilir.

Aile içi liyakat iyi kullanıldığı takdirde karar alma süreci hızlı olur.

Geçmişten gelen ilişkiler doğrultusunda aile şirketlerinde örgüt kültürü çok daha kısa sürede sağlanır. Kurum kültürü ile aile inanç ve değerleri bütünleşeceğinden kurallar çok daha kolay benimsenir. Bu kurallar çerçevesinde alınan kararlarda süreklilik sağlanması daha kolay olur.

İkinci kuşak çocukluktan itibaren doğrudan veya dolaylı olarak işin içinde olduğundan şirketin yaptığı işleri sektörü ve iş dünyasını iyi öğrenme fırsatı yakalar.

Yapılan araştırmalarda aile şirketlerinin temettü dağıtımında çok daha bonkör davrandığı gözlemlenmiştir. “ Tabiî ki bu politika dezavantajlar arasında da yer alabilir”

Aile şirketi olmanın finansal, yönetsel, kültürel pek çok avantajı olduğu gibi dezavantajları da vardır. 

Genel olarak tespitimiz şudur ki; aile şirketleri negatif durumlarda sosyal ilişkilerin güçlü olması ve aile olma güdüsüyle kenetlenmekte, sorunların üstesinden hep birlikte gelmeyi amaçlamaktadır. Ancak işlerin yolunda gittiği veya işlerin büyültülmek istendiği durumlarda aile olmanın dezavantajları ortaya çıkmaktadır.

Birinci kuşak ikinci kuşağa göre daha muhafazakârdır.  Profesyonel yönetime geçiş aşamasında zorluk çekebilirler. İşletmeyi çocuğu gibi görür ve üçüncü kişilerin inisiyatifine bırakmada sıkıntı yaşarlar.

Geçmiş dönemlerde izlenilen stratejiler ve taktiklerle ile başarı sağlanmıştır. Ancak her geçen gün koşullar değişmektedir. Aynı taktik ve stratejilerle her zaman başarı sağlanması mümkün değildir. İki kuşak ararında taktik ve strateji tercihleri çatışma yaratabilir.

Aile üyeleri aynı genlerden gelmekte olup benzer karakteristik özelikleri taşıyabilirler. Bu zaman zaman bir konuya aynı bakış açısıyla bakılmasına neden olur. Oysa pek çok karar alınırken farklı bakış açılarında ihtiyaç duyulmaktadır. Bu noktada kurumsallaşma ve profesyonellerden destek alınması önem kazanmaktadır.

Kimi zaman aile çıkarları ile iş çıkarları çatışır. Çatışma motivasyonsuzluk ve iş tatminsizliği yaratır. Örneğin; İşletmelerin kar dağıtım politikası vardır (olmalıdır). Karın arttığı dönemlerde bireylerden bazıları daha yüksek temettü dağıtılmasını, diğerleri ise karın işletmede bırakılmasını tercih edebilir. Yani kişisel çıkarlarla işletme çıkarları çatışabilir.

 

 

Son yıllarda kurumsallaşma kavramı her mecrada kullanılmaktadır. Kimilerine göre şarttır kimilerine göre ise popüler bir yaklaşımdır.

Ülkemizde kurumsallaşma genellikle patronların işten ellerini çekmesi ve yönetimi tamamen profesyonellere bırakması olarak algılanır. Kurumsallaşma şirket yöneticilerin fiili çalışmaktan feragat etmesi olarak değil, diğer çalışanlar ile kolektif işbirliği içinde çalışması olarak algılanmalıdır.

Kurumsallaşma işletmenin bir sistem haline dönüşebilmesi, sistemin parçalarının ise görev ve rollerini iyi bilmesidir.

Genellikle küçük ölçekli aile şirketlerinde bir aile bireyi kişisel meziyetleri sayesinde şirketi sırtlayıp götürebilir.  Gerekli kurumsal yapı sağlanmadığı taktirde şirket ömrü bu kişinin ömrü ile sınırlı kalacaktır.
 

Özellikle belirli montanın üzerindeki aile şirketlerinde; şirketin kurumsallaşması ile ailenin kurumsallaşması paralel seyretmelidir. En yalın ifadeyle ailenin kurumsallaşması; aile bireylerin bugün, kısa, orta ve uzun vadede nerede ve hangi pozisyonda olmaları gerektiğinin yazılı olarak belirlenmesi, aile anayasasının oluşturulması ile ilgilidir.

 

III. TAVSİYELERİMİZ;

 

·          Şirket amaçları net bir şekilde ortaya konulmalı, amaçlara uygun örgüt yapısı kurulmalıdır.

·          Şirket ortakları ve yöneticilerinin görev ve sorumluluk alanlarını belirleyen yönetmelikler oluşturulmalıdır

·          Personel, satın alma, seyahat vb… yönetmelikler oluşturulmalıdır

·          Şirketin kar dağıtım politikası ana sözleşmede usulen yer alan unsur olarak değil net bir şekilde belirlenmeli

·          Şirketin tüm ortaklarının en azından yılda bir kez bir araya gelmesini sağlayan şirket genel kurulları usulen değil, belirli bir gündem dahilinde mutlaka yapılmalıdır. (limitet şirketlerde genel kurul yapmalıdır)

·          Yönetim kurulu toplantıları düzenli olarak yapılmalı ve kararlar yazılı olarak alınmalıdır

·          Eğitime önem verilmeli ve şirkette sürekli eğitim programları uygulanmalıdır.

·          İyi bir muhasebe ve raporlama düzeni kayıt dışı işlemleri de içerecek şekilde kurulmalıdır.

·          Şirket içerisinde iyi bir belge akış düzeni sağlanmalıdır

 

14.09.2007

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM