YAZARLARIMIZ
Mustafa Tan
Gelirler Kontrolörü
mustafa.mt@gmail.com



Transfer Fiyatlandırmasında İdare İle Anlaşma Kesin Çözüm Mü?

Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu ile birlikte kurumlar vergisi mükellefleri transfer fiyatlandırması kavramı ile tanıştı. Bu düzenleme 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren yürürlükte. Ancak uygulamaya dair tali mevzuat henüz resmi olarak hazırlanıp, yürürlüğe geçirilmedi. Düzenleme kapsamına gelir vergisi mükelleflerinin de dahil olmasıyla etki alanı son derece genişlemiştir.
 

Bazı denetim şirketleri, müşavirler ileriki dönemde cezai yaptırımla karşılaşmamak için uluslararası düzenlemeler paralelinde bazı yönlendirmede bulunmaktadırlar. Belirtmek gerekir ki bu konuda asıl belirleyici olan Bakanlar Kurulu Kararı ve Bakanlık açıklamaları. Ancak riski minimize etmek için makul kriterlere göre hareket etmekte de fayda var.
 

Tasarılar resmileşmedi
 

Şu an transfer fiyatlandırması konusunda Bakanlar Kurulu Kararı ve Genel Tebliğ Taslağı hazırlanmış durumda. Fakat tasarılar henüz resmiyet kazanmamıştır.
 

Transfer fiyatlarının tespitinde öngörülen fiyat tespit yöntemlerinin uygulanabilirliği konusunda tereddütler bulunmaktadır. Emsallere uygun fiyatların mevcut fiyat tespit yöntemlerine göre tespiti kolay olmayacak. Bunun yanında Kanunda sayılmamış olan ancak idari düzenlemelerle tanımlanan fiyat tespit yöntemlerinin hukuki niteliği de ayrı bir tartışma konusu. Kanun maddesinde mükellefe başka yöntemlerle fiyat tespiti yapma imkanı tanınmış. Ancak mükellef bu belirlemeyi yaparken ne kadar serbest hareket edebilecektir?
 

En iyisi anlaşma mı?
 

Bu noktada mükellefler herhangi bir sorunla karşılaşmamak için Maliye Bakanlığı ile anlaşma yolunu tercih edebilecektir. Peşin fiyatlandırma anlaşmasının temel amacı, mükelleflerin ilişkili kişilerle yapacakları mal veya hizmet alım ya da satımında uygulayacakları transfer fiyatlarına ilişkin olarak ileride doğabilecek vergi ihtilaflarının önüne geçmektir. 
 

Tasarılarda, bu anlaşma hükümlerinden Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'na kayıtlı mükelleflerin faydalanabileceği belirtilmiştir. Söz konusu kurumlar ilişkili kişilerle yaptığı işlemlere ilişkin olarak belirleyeceği yöntem konusunda belli bir tarihten itibaren başvuru yapabilecektir.
 

Peşin fiyatlandırma anlaşmalarının prosedürü taslak ile belirlenmiştir. Bizim üzerinde durduğumuz önemli nokta bu anlaşmaların hukuki niteliği konusunda. Yasal olarak bu anlaşmaların geçerliliği üç yıllık süre ile sınırlanmıştır. Anlaşmalar geçerli olduğu süre içerisinde kesin hüküm ifade edecektir.
 

Tasarıda anlaşmanın hangi hallerde geçersiz olacağı ve müeyyidesi de belirtilmiştir. Mükellef peşin fiyatlandırma anlaşmasında belirtilen koşullara uymazsa, söz konusu koşulların geçerliliğini sürdüremezse, mükellef tarafından ibraz edilen bilgi ve belgelerin eksik, yanlış veya yanıltıcı olduğu tespit edilirse, mevcut anlaşma İdare tarafından tek taraflı olarak önceki dönemleri de kapsayacak şekilde iptal edilecektir. Bu durumda anlaşma hiç yapılmamış kabul edilerek mükellef vergi incelemesine sevk edilecektir.
 

Mükellefin bu anlaşmadaki koşullara uymadığı veya bu koşulları sürdürmediği hususları mükellefin Gelir İdaresi Başkanlığı’na sunacağı yıllık Raporla takip edilecektir.
 

Başvurursam incelenir miyim?
 

Peşin fiyatlandırma anlaşması yapabilmek için öncelikle mükellefin yazılı olarak İdare’ye başvurusu gerekmektedir. Mükellef gerekli belgelerle başvuruda bulunduğunda ön değerlendirme İdare tarafından yapılır.
 

Mükellefin başvuruda bulunmuş olması ve başvurunun değerlendirmeye alınması anlaşmanın yapılacağı anlamına gelmemektedir.
 

İdare, anlaşma kapsamındaki işlemlere ilişkin uygulama ile anlaşma kapsamında belirlenen yöntem ve bu yöntemin uygulama şartları ile ilgili olarak inceleme yaptırabilecektir. İşte bu noktada mükellefler için çekince noktası oluşabilir. Çünkü yapılacak inceleme her zaman cezai bir riski taşımaktadır.
 

Peşin fiyatlandırma anlaşmaları temelde İdare ile mükellef arasında sadece “yöntem” konusunda belirleme yapmaktadır. Anlaşmasının yapılmış olması, anlaşma konusuyla ilgili olarak mükellef ya da mükelleflerin İdare tarafından incelenmeme hakkı sağlamamaktadır.
 

Ceza olur mu?
 

İdare ile anlaşma imzalayan mükellefin anlaşma şartlarını uyup uymadığı idare tarafından takip edileceğini belirtmiştik. Ayrıca anlaşmanın imzalanmış olması mükelleflerin bu konuda incelenmeyeceği anlamına da gelmemektedir. Peki, mükellef nezdinde vergi incelemesi yapılırken anlaşma şartlarının ihlal edildiği tespit edilirse, anlaşma geçersiz kabul edilebilecek midir? Tasarı bir tespitten bahsetmekte ve bunun karşılığında vergi incelemesine sevki öngörmektedir. Bu durum vergi incelemesi sırasında tespit edildiğinde doğrudan cezalı vergi tarhiyatı yapılabilecek midir? VUK’ndaki yanılma hali peşin fiyatlandırma anlaşmaları için geçerli olacak mıdır?
 

Peşin fiyatlandırma anlaşmaları, transfer fiyatlandırması konusunda çok önemli bir role sahip olacak. Fiyatların belirlenmesi ise ciddi bir süreci ve çalışmayı gerektirecektir. Anlaşmalardaki şartlara riayet edilmediği veya anlaşmanın hazırlanmasında bir eksikliğin yaşandığı inceleme elemanları tarafından tespit edildiğinde doğrudan eleştiri konusu edilebilmelidir. Ayrıca burada yasal olarak yanılma halinden de bahsedilemeyecektir. Çünkü anlaşmalar geriye dönük olarak geçersiz kabul edilmektedir. İdarenin anlaşmaları belli şartlarda tek taraflı iptal hakkının olması da mükellefleri dikkatli olmaya itecektir. İdarenin mükellefi yanıltıcı nitelikte yanlış açıklamada bulunması halinden de söz edilemeyeceğinden cezalı tarhiyatlar söz konusu olacaktır.
 

Yöntem kolay değil
 

Mal veya hizmeti satan mükellefin kendisinin bile belirlemekte zorlanabileceği transfer fiyatlarında idarenin yöntemleri nasıl belirleyeceği, bu konuda nasıl bir yol izleneceği zaman içinde görülecektir. Özellikle gayri maddi hak bedelleri konusunda uygulamanın nasıl şekilleneceğini merak ediyoruz. Sonuçta mükellef ileride cezai tarhiyatla karşılaşmayı istemeyecektir. Bu nedenle idare ile anlaşmanın daha kesin bir çözüm olabileceği düşüncesi hakim olabilir. Burada idare ile mükellefin anlaşarak belirlediği yöntemin çerçevesinin iyi çizilmesinin gerekliliğini vurgulayalım.
 

Anlaşma öncesinde mevcut yöntemlerin uygulanabilirliğinin araştırılmasının gerekliliğine inanıyoruz. Bu yöntemlerin uygulanamayacağı durumda nasıl bir yöntemde mutabakat sağlanacağı konusu idareye bizce çok ciddi bir sorumluluk yüklemektedir.
 

Transfer fiyatlandırması gibi önemli bir konuda yapılacak açıklamalar, fiyat tespit yöntemleri önem taşımaktadır. Yabancı sermayeli şirketlerin sayısının günden güne arttığı ülkemizde vergilendirme hakkımızı iyi kullanabilmek için vergi sistemimizin sağlıklı oluşturulması gerekmektedir. Ülkemizin gelir vergileri açısından vergi cenneti haline gelmemesi için transfer fiyatlandırması, örtülü sermaye gibi müesseselerin iyi işletilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

 

Not: Peşin fiyat sözleşmeleri ve sözleşmelerle ilgili doğabilecek hukuki sorunlar için ayrıntılı bilgi edinmek isteyen okuyucularımıza, değerli Hocam Prof. Dr. Billur YALTI’nın Vergi Sorunları Dergisi’nin Aralık 2006 sayısında yayımlanan “Kurumlar Vergisi Kanununun Yenisi: Peşin Fiyat Sözleşmeleri” başlıklı makalesini okumasını tavsiye ediyorum.

29.08.2007

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM