YAZARLARIMIZ
Hülya Çakır
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
cakirhulya@yahoo.com



Ülkemizde Devlet Muhasebesinin Serüveni

ÜLKEMİZDE DEVLET MUHASEBESİNİN SERÜVENİ

Mali yönetin bütçeleme, muhasebe, nakit yönetimi, borç yönetimi, iç kontrol mekanizmaları ve denetim öğelerinden oluşur. Gerek literatürde ve gerekse uygulamada, bu faaliyetlerde bütçelemeye aşırı önem verildiğini, diğerlerinin ise yeterince önemsenmediğini görmekteyiz. Mali yönetimin öğelerinin tümü gereği gibi işletilmedikçe, hesap verme yükümlülüğü de tam olarak yerine getirilemez. Bu ise halkın yönetenlere olan güveninin sarsılması sonucunu doğurur.

 

Kamu mali yönetim reformu. Türkiye’nin gerçekleştirmek zorunda olduğu bir reformdur.  Makroekonomik istikrarın sürdürülebilir bir biçimde sağlanması için devletin kamu mali yönetim reformunu gerçekleştirmesi gerekmektedir.

 

İyi tasarlanmış bir yönetim bilgi sistemi, karar verme süreçlerinde yöneticilere doğru, güvenilir, zamanlı ve yeterli bilgi  sağlar, gerekli raporları üretir.

 

Muhasebenin literatürde yer alan ve genel kabul görmüş tanımı; bir örgütün varlıklarında ve kaynaklarında değişme yaratan mali nitelikteki olayları kaydetme, sınıflama, özetleme, analiz etme ve yorumlama bilim ve sanatıdır.

 

Devlet muhasebesi; genel devlet sektörünün mali nitelikli ve para ile ifade edilebilen olaylarının kaydedilmesi, kaydedilen bilgilerin topluca gösterilmesi ve yorumlanmasına ilişkin faaliyetlerin tümüdür.

 

DEVLET MUHASEBESİ SİSTEMLERİ VE DÜNYADA DEVLET MUHASEBESİ ALANINDAKİ GELİŞMELER

 

DEVLET MUHASEBESİ KAYITLARINDA KULLANILAN YÖNTEMLER AÇISINDAN DEVLET MUHASEBESİNİN SINIFLANDIRILMASI

 

Muhasebe sistemleri uzun yıllar, bütçelerle verilen ödenekleri,bunlardan yapılan harcamaları, harcamaların finansmanı için toplanan gelirleri  ve ihtiyaç duyulan diğer bazı bilgileri kapsayan, esas olarak da gelirlerin tahsil edildiğinde, harcamaların ödendiğinde kaydı anlamına gelen, nakit esasına göre tutulmuştur. Nakit esasına dayalı muhasebe esası olarak modern anlamda devlet muhasebesinin başlangıç noktasıdır. Diğer tarafta maddi duran varlıklar dahil, doğan ve ilerde gerçekleşecek her türlü mali işlemin kaydedilmesi anlamına gelen tam tahakkuk esaslı devlet muhasebesi uygulaması yer almaktadır. Devlet muhasebesi kayıtlarında kullanılan yöntemler….

 

Nakit Esaslı Devlet Muhasebesi: Nakit akımlarından doğan işlemleri kaydeder. Bu anlamda muhasebe mali işlemlerin ve olayların nakit alındığında veya ödendiğinde muhasebeleştirilmesidir. Nakit esaslı muhasebe, işlemlerden sağlanan hizmet ve faydaların ne zaman ortaya çıktığı ile ilgilenmez. Böyle bir muhasebe sisteminde mali raporlar, asıl olarak bütçe gelir tahminlerini ve gider tahminlerini, nakit girişlerini, nakit çıkışlarını, açılış ve kapanış nakit varlıklarını raporlar.

 

Nakit esaslı muhasebe sistemi, kapsadığı işlemlerin basit olması nedeniyle, anlaşılması ve yönetilmesi kolay bir muhasebe sistemidir. Muhasebe sisteminin kapsadığı işlemler nakit akımları  ile sınırlı olduğundan saydamlık ve hesap verilebilirlik amaçlarına hizmet etmez.

Nakit esaslı devlet muhasebesi emanet varlıklar, avanslar, mali varlıklar gibi bazı mali yükümlülüklerin muhasebeleştirilmesi ve tahakkuk esasına dayalı borç muhasebesi ile güçlenebilir.

 

Uyarlanmış Nakit Esaslı Devlet Muhasebesi: Bu sistemde işlemler, nakit olarak tahsil edildikleri veya ödendikleri zaman kaydedilir. Nakit esasındaki gibi maddi duran varlıklar, yükümlülükler, taahhüt ve garantiler ve borç yönetimine ilişkin işlemler muhasebe dışındadır.

İki yöntemi ayırt eden en önemli özellik; muhasebe işlemlerinin mali yılın son günü akşamı itibariyle kapatılmayıp belli bir süre, genellikle bir ay, önceki mali yıla ilişkin işlemlerin kaydı için açık tutulmasıdır. Sistemin tek faydası mali işlemlerin ait oldukları mali yılın kayıtlarına dahil edilmesi ve ilgili dönemde raporlanmasıdır.

 

Uyarlanmış Tahakkuk Esaslı Devlet Muhasebesi: İşlemler ve olaylar, nakit akımlarının ne zaman olduğuna bakılmaksızın, bir ekonomik değer yaratıldığında, değişime uğradığında, mübadeleye konu edildiğinde, devredildiğinde veya yok edildiğinde kaydedilir. Uyarlanmış tahakkuk esasının tam tahakkuk esasından farkı muhasebe işlemlerinin kapsamıdır. Bu esasta arsa, arazi, bina, taşıtlar, demirbaşlar, ormanlar, anıtlar gibi maddi duran varlıklara ilişkin işlemler muhasebe sistemine dahil edilmez ve raporlanmaz. Dolayısıyla maddi duran varlıkların tespiti, amortisman ayrılması ve yeniden değerlemeye tabi tutulması gibi işlemler muhasebe dışında kaldığından tam tahakkuk esasına dayalı muhasebe sistemi ile karşılaştırıldığında  uygulanması ve yönetilmesi daha kolaydır. Nakit esası ile karşılaştırıldığında ; eksik bilgi üretmez, ekonomik işlemleri  nakit işlemlerine bağlı olmaksızın ortaya çıktığında kaydeder, bütçe odaklı değildir.

 

Tahakkuk Esaslı Devlet Muhasebesi : İşlemler ve olaylar, nakit akımlarının ne zaman olduğuna bakılmaksızın, ortaya çıktıklarında kaydedilir. Gelirler hesabı ,  mali yıl boyunca tahakkuk eden ve genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine göre gelir olarak kaydedilmesi gereken gelir işlemlerini , gider hesabı yine nakit olarak ödenip ödenmediklerine bakılmaksızın, mali yıl boyunca tahakkuk eden giderlerin toplamını gösterir.Ekonomik olaylara ilişkin işlemleri ait oldukları mali yılda kaydeder ve raporlar .Bu özelliği ile dönemsel mali raporlar ilgili faaliyet dönemlerine ilişkin mali işlemleri tam olarak yansıtırlar.

 

Tahakkuk  esaslı yöntemde kamu kaynaklarının etkin, verimli ve ekonomik kullanılıp kullanılmadığını  yada diğer bir ifade ile kamu yöneticilerinin performanslarını ölçümde sağlam bir altyapı oluşturur.

 

Tam tahakkuk esasınsa dayalı sistemde mali raporlar stoklara ve akımlara ilişkin işlemlerin hepsini kapsar ve stoklarda akımlara bağlı olarak ortaya çıkan bütün değişimleri gösterir.Bu sisteme göre üretilecek mali raporlar bilanço, faaliyet ve nakit akım tablosudur. Bu tablolardan elde edilecek anahtar göstergeler net faaliyet dengesi, net borç verme/borç alma, nakit dengesi ve net değerdeki değişimdir.

 

Dünyada Devlet Muhasebesi Alanında Yaşanan Gelişmeler

Gelişmelerin temeli esas olarak OECD, IMF , Dünya Bankası gibi uluslar arası mali kuruluşlar ile Avrupa Birliği gibi ekonomik ve siyasi birleşmelerin devletlere ve birliklere ait istatistikler  ve raporlar oluşturma ihtiyacından doğmuştur.

 

Ulusal Hesaplar Sistemi 1993 (SNA 93) : Avrupa Birliği,Uluslar arası Para Fonu (IMF), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), Dünya Bankası(WB) ve Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ulusal ekonomilerin kurumlar, sektörler ve alt sektörler bazında sınıflandırılması, akımlar, stoklar ve muhasebe kuralları, üretim hesabı, gelir dağılımı, sermaye hesabı, mali hesaplar, bilanço, dış dünya ile yapılan ekonomik faaliyetler, fiyat ve değer değişimleri, nüfus ve işgücü girdileri gibi ulusal ekonominin ölçümüne yönelik standartlar ve kurallar oluşturulması amacıyla hazırlanmıştır.

 

Devlet Mali İstatistikleri Elkitabı 2001 (GFSM 2001) : GFSM 2001 IMF tarafından hazırlanan ve tahakkuk esasına göre bilanço, faaliyet raporu gibi devlet mali raporlarının hazırlanmasını ve stokların, yükümlülüklerin, gelirlerin giderlerin her ülkede aynı sınıflandırmaya tabi tutulmasını ve raporlanmasını amaçlayan bir düzenlemedir.

 

Avrupa Hesap Sistemi 1995 (ESA95) : Aşırı bütçe açıkları yönünden karşılaştırılabilir istatistikler sağlamayı amaçlayan gerekli yapı ve prosedürleri ortaya koymaktadır. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), teknik çalışmalarında bağımsızdır ve kullanılacak istatistiği metotlarla ilgili teknik kararları tek başına alabilmektedir.

  

Ekonomik ve Mali İşler Müdürlüğü(GM), ve Eurostat’a farklı nitelikte sorumluluklar yüklenmiştir. GM , aşırı bütçe açıklarının ekonomik değerlendirilmesinden sorumlu olmakta ve üye ülkelerin bir takım bütçe kararlarının ekonomik sürdürülebilirliği de ilgili yönlerinden sorumlu tutulmaktadır.

  

Her üye ülke, Eurostat gözleminde Ekonomik ve Mali İşler Genel Müdürlüğü ve Avrupa Merkez  Bankası yetkililerinin de yer aldığı bir delegasyon tarafından yılda en az bir kez  ziyaret edilmektedir.

 

ÜLKEMİZDE DEVLET MUHASEBESİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

 

1839 yılında kurulan Maliye Bakanlığı  tarafından 1882 yılında mal sandıkları için “ Tensiki (düzene koyma) Kayır Talimatnamesi” hazırlanmıştır. Talimatnameye göre sandık (kasa) defteri, genel tahsilat defteri, genel ödemeler defteri, müfredat ve icmal defteri tutulmakta gelirlerin tahakkuk ve tahsilatı ayrı ayrı gösterilmiştir.

 

İkinci Meşrutiyetten sonra Genel Muhasebe  Yasası ve “ Mal Sandıklarında Tutulacak Kuyudu Hesabiyeye Dair Talimatname “ çıkarılmıştır. Aynı yıllarda Muhasebat Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

 

Adı geçen Talimatnameye göre hesaplar ikili kayır usulüne göre tutulmaktaydı. Yetişmiş eleman yetersizliğinden talimatnamede 1911 yılının hesabı ilk olarak 1918 yılında

alınabilmiştir. 

 

1925 yılında muhasebe sisteminde değişiklik  yapılarak amerikan usulüne (defteri kebirli yevmiye) benzer bir sistem kabul edilmiştir. 1928 yılında Hazine Usulü Hesabiyesine Dair Talimatname “ yürürlüğe girmiştir.

 

Ancak bu muhasebe sistemi gelir ve gider tahakkuklarını ve Hazinenin gerçek durumunu göstermemesi, hesapların tam kontrolünün sağlanamaması üzerine 1948 yılından itibaren Devlet  Muhasebesi Genel ile Devlet Muhasebesi Muamelet Yönetmelikleri yürürlüğe konulmuştur.

 

1928 ve 1948 yıllarındaki iki yönetmelik birleştirilip 14.1.1990 tarih ve 20402 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 1.1.1990 tarihinden itibaren “Devlet Muhasebesi Yönetmeliği” adı altında yürürlüğe girmiştir.

 

Ülkemizde reform çalışmaları 1995 yılında genel ve katma bütçeli idarelerde tahakkuk esasına geçilmesini amaçlayan Kamu Mali Yönetim Projesi çalışmaları ile başlamış ve döner sermayeler için Döner Sermayeli İşletmeler Muhasebe Yönetmeliğinin hazırlanması ve yayınlanması ile sürdürülmüştür.

 

2002 yılı başında bütçe sınıflandırılmasıyla birlikte tahakkuk esaslı devlet muhasebesinin test edilmesine karar verilerek pilot uygulamaya  başlanılmıştır. 20.02.2004 tarihinde Genel ve Katma  Bütçeli İdareler Muhasebe Yönetmeliği “ Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

 

DEVLET MUHASEBESİNDE REFORM GEREKSİNİMİ

 

Türkiye’de en önemli sorun uygulamadaki dağınıklıktırGenel  yönetim içinde yer alan kurumların bütününe yönelik çalışmalar yapmak,standartlar ve kurallar oluşturmak üzere yetki verilmiş bir kurum yoktur. Uluslar arası mali kuruluşlarca Türkiye’ye yöneltilen eleştirilerin başında da genel yönetime ait mali istatistiklerin oluşturulamaması gelmektedir.

Buna katılmamak mümkün değildir. Gerçekten de ilke olarak : “hakim olmadığınız bir şeyi yönetemezsiniz”.

 

Devletin mali faaliyetlerinin kavranabilmesi ve resminin tam olarak çıkarılabilmesi için genel idare tanımına dahil bütün kurumları kapsayan ortak muhasebe ve raporlama standartları ve birleştirilebilir bir hesap planının hazırlanmasına ihtiyaç vardır.

 

Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı
Muhasebat Genel Müdürlüğü
Tahakkuk Esaslı Devlet Muhasebesi Çalışma Grubu (Kasım 2002 Ankara)

 

24.05.2005

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM