YAZARLARIMIZ
Cumhur Çetin
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Denetçi
cetincumhur@gmail.com



Meslek Mensuplarının Sorumluluğuna Dair Önemli Danıştay Kararları

Bu yazımızda meslek mensuplarının sorumluluğuna ilişkin üç önemli Danıştay kararını ele alacağız.

213 sayılı Kanun’un mükerrer 227’inci maddesinde mali müşavirlerin sorumluluğu düzenlenmiş olup, madde kapsamında; beyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyen meslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerde veya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı öngörülmüştür.

213 sayılı Kanun dışında 3568 sayılı Kanun’a 7104 sayılı Kanun ile eklenen 8/A maddesi ile mali müşavirlerin iadeye ilişkin düzenledikleri raporların doğru olmasından ve düzenledikleri raporun doğru olmaması halinde, rapor kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları kurala bağlanmıştır.

Mali müşavirlerin sorumluluğuna ilişkin üç önemli Danıştay kararına gelince;

* Danıştay Üçüncü Dairesinin 11.03.2020 tarihli Esas:2016/7734 Karar:2020/1419 sayılı kararında; mali müşavir hakkında takibat işlemlerinin asıl borçlunun bağlı olduğu vergi dairesinin değil meslek mensubunun bağlı olduğu vergi dairesince yerine getirileceği, asıl borçlunun bağlı olduğu vergi dairesince tesis edilecek işlemlerin yetki yönünden mevzuata aykırı olacağı ifade edilmiştir.

Danıştay Üçüncü Dairesi kararına gerekçe olarak 29/06/1997 tarih ve 23034 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4 Sıra Nolu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliği'nin müşterek ve müteselsil sorumluluğun tespitine ilişkin bölümünde sorumluluğu tespit edilen muhasebeciyle ilgili takibatın serbest muhasebecinin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirileceği kuralı esas alınmıştır.

Danıştay Yedinci Dairesinin 14.12.2021 tarihli Esas:2019/2797 Karar:2021/5606 sayılı kararında ise bu kez yeminli mali müşavir hakkında takibat işlemlerinin asıl borçlunun bağlı olduğu vergi dairesinin değil yeminli mali müşavirin bağlı olduğu vergi dairesince yerine getirileceği, asıl borçlunun bağlı olduğu vergi dairesince tesis edilecek işlemlerin yetki yönünden mevzuata aykırı olacağı ifade edilmiştir.

Danıştay Yedinci Dairesi kararına gerekçe olarak 3568 sayılı Kanun'un 12. maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belgeler, Tasdik Konuları, Tasdike İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin son fıkrası hükmüne göre 30/07/1995 tarih ve 22359 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 18 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği'nin müşterek ve müteselsil sorumluluğun tespitine ilişkin bölümünde sorumluluğu tespit edilen yeminli mali müşavirle ilgili takibatın, yeminli mali müşavirin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirileceği kuralı esas alınmıştır.

*  Diğer taraftan meslek mensuplarının mükelleflerce kayıt ve beyanlarına intikal ettirdikleri faturaların sahte fatura niteliğinde olması halinde vergi incelemesi yapmaya yetkili olmadıkları, defter ve beyannamelerine intikal ettirilen faturaların sahte olduğunu bilmesinin mümkün olmadığı, asıl mükellefle ilgili olarak yapılan inceleme sonucu hesaplanan tarhiyatın faturaların üzerinde yazılı tutarların farklı tutarlarla kayıt ve beyanlara yansıtılmasından veya beyannamelerin tutulan kayıtlara uyumsuzluğu gibi muhasebecilik faaliyetinden kaynaklanmadığı dolayısıyla müteselsilen sorumlu tutulması için gerekli yasal şartların mevcut olmadığı gerekçesiyle müteselsilsen sorumlu tutulamayacakları yönünde Danıştay içtihadı devam etmektedir.

* Danıştay Üçüncü Dairesinin 13.12.2021 tarihli Esas:2018/1150 Karar:2021/6040 sayılı kararında ise; meslek mensuplarının imzaladıkları beyannamede yer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygunluğunu  tespit edebilmeleri için mükellefler tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin, muhasebe kurallarına uygun olarak, kanuni defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara aktarılmasından ve harici araştırmayı gerektirmeden sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerden de sorumlu olacakları gibi, miktar ve tutar itibarıyla işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayan belgeler ile ticari örf ve teamüle uygun olmayan belgelerin kullanılmaması hususunun da meslek mensubunun sorumluluğu kapsamında olduğu ifade edilmiştir.

Kararda ayrıca, meslek mensubu davacının beyannamelerini imzaladığı mükellef hakkında yapılan tarhiyatın kesinleşip kesinleşmediği, tarhiyatın dava açılmaksızın kesinleşmesi durumunda mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler uyarınca sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyip düzenlemediği, düzenlenen faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşılması durumunda ise davacının ilgili dönem beyannamelerini vermek suretiyle bu organizasyona olanak sağlayıp sağlamadığı, diğer bir ifadeyle, muhasebe işlemlerini yaptığı mükellefle ilgili olarak mesleki özen ve sorumluluğu gösterip göstermediği yönünden inceleme yapılarak sorumluluğun tespit edilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

13.04.2022

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM