YAZARLARIMIZ
Abbas Coşar
Yeminli Mali Müşavir
Bir Bağımsız Denetim
a.cosar@birdenetim.com



Tüm Yönleriyle Avans Kâr Dağıtımı ve Vergilendirilmesi-2

GİRİŞ

Bir önceki yazımızda avans kâr dağıtımının hukuksal ve vergisel boyutunu ayrıntılı olarak irdelemiştik. İlgili kanun ve tebliğe göre avans kâr payı dağıtımı yapabilmenin en önemli iki koşulu mevcuttur. Bu koşullardan ilki avans kâr payı dağıtabilmek için genel kurul kararı alınması gerekmektedir. İkincisi ise şirketin ara dönemlerde düzenlemiş olduğu finansal tablolarda kâr etmiş olması gerekmektedir.

Bu bağlamda bugünkü makalemizde, avans kâr dağıtımının vergisel yönden incelenmesinde özellik arz eden hususlar çoklu örnekli uygulamalarla irdelenecektir. 

AVANS KAR PAYININ VERGİLENDİRİLMESİNDE ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR

Bir önceki yazımızda detaylı olarak açıklandığı üzere, Yeni Türk Ticaret Kanunu ile avans kâr dağıtımına ilişkin düzenlemeler yapılınca 6 Numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile en son düzenlemeler yapılmıştı. Bu hükümlere biraz daha yakından bakmakta fayda görmekteyiz. Örneğin tebliğde;”Kurumlar Vergisi mükelleflerince avans kâr payı dağıtımı yapılması halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre vergi kesintisi yapılacaktır.” denilmektedir. Kâr payı elde edenin hukuki niteliğinden kast edilen nedir? Bunu bir örnek ile açıklayalım.

- Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15.maddesi çerçevesinde vergi kesintisine tabi tutulacak ödemelerden (avans olarak ödenenler de dahil olmak üzere)  Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi uyarınca ayrıca vergi kesintisi yapılmayacak, bu madde kapsamında olan kazanç ve iratların Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67.maddesi uyarınca vergi kesintisine tabi tutulması durumunda da anılan kazanç ve iratlar bu madde uyarınca kurumlar vergisi kesintisine tabi tutulmayacaktır.

- Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15.maddesinin ikinci fıkrasında, vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden yapılacak vergi kesintisi; 30.maddesinin üçüncü fıkrasında da Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere, dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan kâr payları üzerinden yapılacak vergi kesintisi hükümleri düzenlenmiştir.

-Öte yandan, 4842 sayılı Kanunun 12.maddesiyle değişik, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-i) ve (b-ii) alt bentlerinde, tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan kâr paylarından; tam mükellef kurumlar tarafından; dar mükellef gerçek kişilere, dar mükellef kurumlara (Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç) ve gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan kâr paylarından vergi kesintisi yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Buna göre, kurumlar tarafından elde edilen kâr paylarının vergi kesintisine tabi olup olmadığı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15.maddesinin ikinci fıkrası ve 30.maddesinin üçüncü fıkrasına göre belirlenecek olup

- Kurumlar vergisinden muaf olan kurumlara,

- Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç dar mükellef kurumlara,

- Kurum statüsünde olup bu kanunla veya özel kanunlarla kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere,

dağıtılan Gelir Vergisi Kanunu’nun 75.maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerindeki kâr payları üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre vergi kesintisi yapılacaktır.

- Öte yandan;

- Tam mükellef gerçek kişilere,

- Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefi olmayanlara,

- Gelir Vergisi’nden muaf olanlara,

- Dar mükellef gerçek kişilere,

- Gelir Vergisi’nden muaf olan dar mükellef gerçek kişilere

dağıtılan kâr payları üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendine göre vergi kesintisi yapılacaktır. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5 inci maddesinin (d) bendi hükmü kapsamında vergiden istisna edilen kazançlar üzerinden, zaten vergi kesintisi yapılacağından, kâr dağıtımına bağlı ayrıca vergi kesintisi yapılması söz konusu olmayacaktır.

Bu hükümler uyarınca, kâr dağıtımına ilişkin olarak Kurumlar Vergisi Kanunu ve Gelir Vergisi Kanunu uyarınca yapılacak vergi kesintisine ilişkin açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.

Kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisi, kazancın istisna olup olmadığına bakılmaksızın, kârın dağıtılması aşamasında yapılacaktır.

Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi ile Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30.maddeleri uyarınca, tam mükellef kurumlar tarafından;

- Tam mükellef gerçek kişilere,

- Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefi olmayanlara,

- Gelir ve Kurumlar Vergisi’nden muaf olanlara,

- Dar mükellef gerçek kişilere,

- Dar mükellef kurumlara,

- Gelir ve Kurumlar Vergisi’nden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan, anılan Kanunun 75.maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüştür. 

Buna göre, tam mükellef kurumlarca;

- Tam mükellef kurumlara,

- Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde eden dar mükellef kurumlara,

dağıtılan kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır. Bu şekilde kâr payı elde eden tam mükellef kurumun söz konusu kâr paylarını yukarıda sayılan gerçek veya tüzel kişilere dağıtması halinde ise dağıtılan kısım üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır.

- Kurumlar Vergisi’nden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden yapılan vergi kesintisi de söz konusu kurumlar için nihai vergi olmaktadır.

- Diğer yandan, tam mükellef kurumlarca kârın dağıtılmayıp şirket sermayesine eklenmesine karar verilmesi halinde, kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmadığından, sermayeye ilave edilen bu tutar üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.

- Hesaben ödeme deyimi, kesintiye tabi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade etmektedir. Yapılan vergi kesintisinin, vergi kesenin kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterilmesi gerekmektedir. Yapılacak kesintilerde, kazanç ve iratların gayrisafi tutarları dikkate alınacaktır. Ancak, ödemenin net tutar üzerinden yapılması, başka bir ifadeyle verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisinin, ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanması gerekecektir.

Şirket Ortaklarının Avans Kâr Payı Almaları Durumunda Toplam Vergi Yükü Ne Olmaktadır?

Örnek: ABBA Tıbbi Malzemeler A.Ş.; Şirket avans kar payı dağıtımını 2. ve 3. Geçici Vergi dönemlerinde yapmaya karar vermiştir. Takip eden yılın 30 Mart 2014 tarihinde genel kurul kararında, dönem kârının tamamını dağıtmaya ve dağıtılan avans kâr paylarının mahsubuna karar vermiştir. Şirketin 2. Geçici Vergi dönemi kârı 850.000.TL, 3. Geçici Vergi dönemi 1.200.000.TL, 2013 yılı sonu dönem kârı 2.000.000.TL ve şirketin ödenmiş sermayesi 8.000.000.TL’dir.

Şirketin; %50 ortağı Muhammet Pala, %40 ortak Kazım Pala ve %10 ortak Aylin Pala’dır.

2. Geçici Vergi Döneminde;

Kâr                             

850.000.TL

Kurumlar Vergisi

170.000.TL

Net Kâr

680.000.TL

I.Tertip Yedek Akçe

34.000.TL

Kalan

646.000.TL

Dağıtılan Avans Kâr Payı (646.000 /2=)

323.000.TL

II. Tertip Yedek Akçe (323.000x0.10=)

32.300.TL

Ödenecek Kâr Payı Avansı

290.700.TL

GVK md. 94/6-b (290.700x0.15=)

  43.605.TL

Ortaklara Dağıtılacak Net Kâr Payı Avansı      

247.095.TL

3. Geçici Vergi Döneminde;

Kâr                             

1.200.000.TL

Kurumlar Vergisi

240.000.TL

Net Kâr

960.000.TL

I.Tertip Yedek Akçe

48.000.TL

Kalan

912.000.TL

Dağıtılan Avans Kâr Payı (912.000 /2=)

456.000.TL

Önceki Dönem Dağıtılan Avans Kâr Payı

247.095.TL

Kalan

208.905.TL

II. Tertip Yedek Akçe (208.905x0.10=)

20.890.TL

Ödenecek Kâr Payı Avansı

188.015.TL

GVK md. 94/6-b (188.015x0.15=)

28.202.TL

Ortaklara Dağıtılacak Net Kâr Payı Avansı        

159.813.TL

Ortaklara Dağıtılan Toplam Kâr Payı Avansı (247.095 + 159.813=)

406.908.TL

 

Dönem Karının 2014 Yılında Dağıtımı;

Dönem Kârı

2.000.000.TL

Kurumlar Vergisi

400.000.TL

Dönem Net Kârı

1.600.000.TL

I.Tertip Yedek Akçe

80.000.TL

Kalan

1.520.000.TL

Ortaklara I.Temettü (8.000.000x%5=)

400.000.TL

Kalan

1.120.000.TL

II. Tertip Yedek Akçe (1.120.000x0.10=)

112.000.TL

Kalan

1.008.000.TL

Dağıtılan Avans Kâr Payı Mahsubu

406.908.TL

Ortaklara Dağıtılacak Kâr Payı

601.092.TL

GVK md. 94/6-b(601.092x0.15=)

90.164.TL

Ortaklara Dağıtılacak Net Kâr Payı Avansı

510.928.TL

Yukarıdaki hesaplamalardan da görüleceği üzere;

- %50 hisseye sahip Muhammet Pala 2013 yılında 203.454.TL avans kâr payı ve 2014 yılında 255.464.TL dönem kâr payı elde etmiştir. Her ne kadar 2013 yılı içerisinde elde edilmiş olsa bile alınan avans kâr payları tebliğe göre 2014 yılında, yani mahsubun yapıldığı yılın geliri olarak kabul edildiği için, ortağın elde ettiği (203.454 + 255.464=) 458.918.TL kâr payının tamamı 2014 yılının geliri olarak 2015 yılında verilecek Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilecektir. Beyanname üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi, 2014 yılının Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenecektir. Ortağın başkaca beyana dayalı geliri yoktur. Ortağın en son 25 Mart 2015 tarihinde vereceği Gelir Vergisi Beyannamesinde;

--Brüt Kâr Payı: 539.904.TL,

--Beyana Tabi Kâr Payı:269.952.TL (GVK md.22),

--Hesaplanan Gelir Vergisi:87.243.TL,

--Mahsup ((43.605+28.202+90164=)161.971x0.50=) 80.986.TL,

--Ödenecek Gelir Vergisi: (87.243 – 80.986=) 6.257.TL olacaktır.

- %40 hisseye sahip Kazım Pala 2013 yılında 162.763.TL avans kâr payı ve 2014 yılında 204.371.TL dönem kâr payı elde etmiştir. Her ne kadar 2013 yılı içerisinde elde edilmiş olsa bile alınan avans kâr payları tebliğe göre 2014 yılında, yani mahsubun yapıldığı yılın geliri olarak kabul edildiği için, ortağın elde ettiği (162.763 + 204.371=) 367.134.TL kâr payının tamamı 2014 yılının geliri olarak 2015 yılında verilecek Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilecektir. Beyanname üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi, 2014 yılının Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenecektir. Ortağın başkaca beyana dayalı geliri yoktur. Ortağın en son 25 Mart 2015 tarihinde vereceği Gelir Vergisi Beyannamesinde;

--Brüt Kâr Payı: 431.922.TL,

--Beyana Tabi Kâr Payı: 215.961.TL (GVK md.22),

--Hesaplanan Gelir Vergisi: 68.346.TL,

-- Mahsup((43.605+28.202+90164=)161.971x0.40=)64.788.TL,

--Ödenecek Gelir Vergisi: (68.346 – 64.788=) 3.558.TL olacaktır.

-%10 hisseye sahip Aylin Pala 2013 yılında 40.691.TL avans kâr payı ve 2014 yılında 51.093.TL dönem kâr payı elde etmiştir. Her ne kadar 2013 yılı içerisinde elde edilmiş olsa bile alınan avans kâr payları tebliğe göre 2014 yılında, yani mahsubun yapıldığı yılın geliri olarak kabul edildiği için, ortağın elde ettiği (40.691 + 51.093=) 91.784.TL kâr payının tamamı 2014 yılının geliri olarak 2015 yılında verilecek Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyan edilecektir. Beyanname üzerinden hesaplanan Gelir Vergisi, 2014 yılının Mart ve Temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenecektir. Ortağın başkaca beyana dayalı geliri yoktur. Ortağın en son 25 Mart 2015 tarihinde vereceği Gelir Vergisi Beyannamesinde;

--Brüt Kâr Payı: 107.981.TL,

--Beyana Tabi Kâr Payı: 53.991.TL (GVK md.22),

--Hesaplanan Gelir Vergisi: 12.137.TL,

-- Mahsup((43.605+28.202+90164=)161.971x0.10=)16.197.TL,

-- İade Edilecek Gelir Vergisi: (12.137 – 16.197=) 4.060.TL olacaktır.

Yani %10 hisseye sahip küçük ortağın beyanı sonucu, ödenecek Gelir Vergisi değil, tam tersine 4.060.TL iade edilecek vergi doğmuştur.

Yukarıdaki tablolardan da anlaşılacağı üzere, ortakların şahsi vergi yükleri dahil, yıl içerisinde ve dönem sonu dağıtılan kâr payları dahil katlanacakları toplam vergi (161.971+6.257+3.358 – 4.060=) 167.726.TL’dir. Vergi yükü olarak hesaplanan tutar; 167.726 / 1.080.000= 0.15,53.TL olarak hesaplanacaktır.

 

Şirket Ortakları Ücret Olarak (Huzur Hakkı) Almış Olsalardı Vergi Yükü Ne Olurdu?

Huzur hakkı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Anonim Şirketler için 394. Madde ile düzenlenmiştir. Bu hükme göre;” Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilir” denilmektedir.

Şirket ortakları kendileri veya ailevi harcamaları için ihtiyaç duydukları belli tutardaki parayı huzur hakkı ücreti olarak almaları halinde ortaklardan alacaklar hesabı önemli ölçüde azalacaktır. Böyle bir durumda ödenmesi gereken vergi yükü zannedildiği kadar yüksek değildir. Şöyle ki, huzur hakkı tutarı kurum kazancının tespitinde gider yazılabilmektedir. Örneğin, 2012 yılında 88.000 TL için ödenmesi gereken Gelir Vergisi 21.510 TL'dir. Bu tutarın kurum matrahının tespitinde gider yazılması durumunda eksik ödenmesi gereken Geçici/Kurumlar Vergisi tutarı (88.000 x %20=) 17.600 TL'dir. Buna göre 2012 yılında 88.000 TL huzur hakkı ücreti için ödenen net fazla vergi tutarı (21.510-17.600=) 3.910 TL olup, net vergi yükü %4,4'te kalmaktadır.

 

Bekâr bir kişi için yıllık Asgari Geçim İndirimi (AGİ) (797 TL) de dikkate alındığında net vergi yükü %3,5'e düşmektedir. Huzur hakkı ücretinin vergilendirilmesinde Sosyal Güvenlik (Bağ-Kur) priminin indirilmesi halinde hesaplanması gereken gelir vergisi daha da azalacaktır. Örneğin ödenen 15.000 TL Bağ-Kur priminin indirilmesi halinde hesaplanacak gelir vergisi tutarı 17.460 TL olacaktır. Bu durumda 2012 yılında 15.000 TL Bağ-Kur primi ödeyen bir yönetim kurulu üyesine brüt 88.000 TL huzur hakkı ödenmesi halinde şirket tarafından ödenecek net vergi farkı (17.600-17.460)-140 TL olacaktır. AGİ uygulandığı takdirde ödenecek vergi daha da düşecektir.[1]

Şirket Ortaklarının Huzur Hakkı ve Kâr Payı Yerine Şirketten Para Çekmeleri Durumunda Muhtemel Vergi Yükü Ne Olur?

Bilindiği gibi, Yeni TTK’ya göre 358.madde hükmünde düzenlendiği üzere, pay sahiplerinin borçlanma yasağı mevcuttur. Buna göre gerek Anonim, gerekse Limited şirketlerin pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest akçelerle birlikte kârı, geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamazlar. Bu düzenleme ile şirket ortak ve yöneticilerinin acil ihtiyaç adı altında şirketin içinin boşaltılmasının önüne geçilmek istenilmiş ve bazı sınırlamalar getirilerek bu konuda kırmızı çizgilerin altı çizilerek, işin boyutu hapis cezasına kadar götürülmüştür.

Vergi kanunları açısından zaten durum daha vahim ve ağır müeyyideler içermektedir. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13.maddesinin 6. bendine göre, Transfer Fiyatlandırılması Yoluyla Örtülü Olarak Dağıtılan Kazanç kabul edilip, çekilen paraya faiz yürütülmesi sonucu %20 Kurumlar Vergisi hesaplanacaktır. Aynı bende göre ortaklara kâr dağıtımı olarak kabul edilip %15 kâr dağıtım stopajı yapılacaktır. Kâr dağıtımı olduğu için, ortaklarca kâr payının beyanı ve gelir vergisi hesaplanıp ödenebilecektir. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın anlayışı ve birçok yargı kararına göre ise hesaplanan faize fatura düzenlenip, %18’de katma değer vergisi hesaplanacaktır. Üstelik bir de ilave tarh edilen verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası istenecektir. Sonuç olarak ortakların şirketten para çekmelerini tavsiye etmenin hem matematiksel olarak hem de ceza hukuku açısından alternatif herhangi bir tutulur yanı bulunmamaktadır.

En Az Vergi Yükü Ortakların Huzur Hakkı Alması Sonucu Oluşmaktadır.

Yukarıdaki hesaplamalar ve yorumlarımız ve birçok yazarın görüşü de aynıdır ki[2], Anonim ve Limited şirketlerin huzur hakkı alması sonucunda en az vergi yükü oluşmaktadır. İlk örneğimizde, avans kâr payı alınması durumunda vergi yükü %15-16 civarındadır. Ortakların şirketten para çekmeleri durumunda vergi yükü en az %32 olacaktır. Ancak Huzur hakkı alınması durumunda ise vergi yükü %4,4, hatta %3,5’e kadar inebilmektedir.

Avans Kâr Payı Alan Ortak Tam Mükellef Kurum ya da Türkiye’de İşyeri veya Daimi Temsilcisi Olan Dar Mükellef Kurum ise Vergilendirme Nasıl Olacaktır?

Örnek: ABBA Otomotiv A.Ş.; 25 Ağustos 2013 tarihinde 300.000.TL avans kâr payı tutarını ortaklarına hesaben ödemiştir. Ortaklar %50 oranında Oto Kontrol A.Ş., %50 Haluk Çelik’ten oluşmaktadır.

Avans kâr dağıtımına bağlı stopaj, dağıtılmasına karar verilen 500.000.TL kâr payının ortaklarca elde edildiği (25 Ağustos 2013 tarihinde yapıldığı için) dönemde yapılır ve ABBA Otomotiv A.Ş.’nin bu döneme ilişkin (Ağustos dönemine ait muhtasar) beyanname ile en geç 23 Eylül 2013 tarihine kadar beyan edilir. Ancak ortaklardan %50 hisseye sahip Oto Kontrol A.Ş. tam mükellef kurum olduğu için bu şirketin payına düşen 250.000.TL üzerinden yüzde 15 stopaj yapılmayacaktır. Çünkü bu şirketin elde ettiği kazanç iştirak kazancıdır. Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde iştirak kazancı istisnası tanımlanmıştır. Bu bent uyarınca, kurumların, tam mükellef başka bir kuruma iştirak etmeleri ve bu kurumdan kar payı (iştirak kazancı) elde etmeleri durumunda, bu kazanç kurumlar vergisinden istisna olarak kabul edilmektedir. Kâr payını elde eden kurumun tam veya dar mükellef olmasının ise bir önemi bulunmamaktadır. Tam mükellef kurumlar tarafından ortağı olan yine tam mükellef kurumlara kâr dağıtıldığı durumda, stopaj yapılmaz.  Bu durumda bizim örneğimizde (500.000 – 250.000=) 250.000.TL avans kâr payı gerçek kişi ortaklara (Haluk Çelik) kâr dağıtılması durumunda %15 oranında stopaj yapıldıktan (vergi kesildikten) sonra kalan net tutarın ortağa ödenmesi gerekmektedir. Gerçek kişi ortak için yapılması gerekenler zaten yukarıdaki önceki örneklerde detaylarıyla işlenmiştir. Bu durumda avans kâr payını elde eden ortak tam mükellef ise veya Türkiye’de işyeri veya daimi temsilcisi olan Dar Mükellef kurum ise iştirak kazancı sayılan bu gelir %15 stopaja tabi olmayacaktır. Diğer her koşulda %15 stopaj yapılacaktır.

Avans Kâr Payını Elde Eden Ortak Yabancı Kişi ise Vergilendirme Nasıl Olacaktır?

MBG Metal Ürünleri Ltd. Şti. yüzde 100 Alman sermayeli Türkiye’de faaliyet gösteren Maslak Vergi Dairesi’nin mükellefidir. %100 hisse Alman uyruklu Heinz Karl’a aittir. Yabancı ortak Almanya’da ikamet etmektedir. Firma 30 Mayıs 2014 tarihinde Brüt 150.000.TL avans kâr payı dağıtımı yapmıştır. Normal koşullarda brüt tutar üzerinden hesaplanan %15 stopaj 23 Haziran 2014 tarihine kadar muhtasar beyanname ile beyan edilecektir. Ancak Almanya ile Türkiye arasındaki Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının 10. maddesinde kesinti oranı %5 olarak belirlendiği için avans kâr payının brüt tutarı üzerinden %15 değil, %5 stopaj yapılıp ödenecektir.

Ancak ABBA Sağlık A.Ş.’nin %50 ortağı Tam Mükellef Kurum, %20 ortağı Türkiye’de işyeri bulunmayan Dar Mükellef bir kurum ve %30 ise Türkiye’de işyeri bulunmayan Dar Mükellef gerçek kişi olsun ve 600.000.TL 29 Temmuz 2013 tarihinde avans kâr payını dağıtmış olsun. %50 tam mükellef kurumun payı için stopaj yapmadan kâr payı 300.000.TL olarak verilecektir. %20 dar mükellef kurum payı için %15 stopaj yapılması gerekmektedir. Eğer Türkiye’de işyeri olsaydı stopaj yapılmaması gerekirdi. %30 hisseli dar mükellef gerçek kişi için de payından %15 stopaj kesintisi yapılacaktır.

Avans Kâr Payı Dağıtıldıktan Sonra Dönem Zararı Oluşursa Ne olacaktır?

ABBA Tekstil A.Ş’nin iki gerçek kişi ortağına 2013 yılının ilk altı aylık döneminde oluşan kârın 100.000.TL avans kâr payı dağıtılmasına rağmen, 2013 dönem sonunda 50.000.TL zarar ile kapanmıştır. Ortaklar %70 ve %30 olarak bu kâr paylarını paylaşmış olsun. Kurumlar Vergisi 6 Numaralı Genel Tebliğ hükümlerine göre avans kâr payı dağıtılması ve dönem sonunda zarar çıkması halinde ortaklardan bu tutarların geri alınması gerekmektedir. Geri alınan bu tutarlar şirket ortaklarına transfer fiyatlandırılması yoluyla kazanç dağıtımı olarak kabul edilerek vergilendirme işlemleri yapılacaktır.

Avans Kar Dağıtımının Her Yıl Arka Arkaya Yapılması Durumunda Gelir Hangi Yılın Sayılır?

ABBA Keten Ltd. Şirketi; Ahmet Kır %50, Eren Kır %30 Arife Kır %20 hisseli şirket 2012 yılında 200.000.TL avans kâr dağıtımı yapmıştır. 2012 Dönem sonu kârı 400.000.TL olarak gerçekleşmiştir. 2013 yılındaki avans kâr dağıtımı 300.000.TL ve 2013 dönem sonu kârı 500.000.TL olarak gerçekleşmiştir.

Yukarıdaki örnekte avans kâr payı için verilecek 25 Mart 2014 Gelir Vergisi Beyannamesi’nde, Ahmet Kır için 2012 yılında alınan 100.000.TL ve 2013 yılında alınan 150.000.TL gelir, 2013 yılında elde edilen gelir olarak kabul edilip, en geç 25 Mart 2014 tarihindeki Gelir Vergisi Beyannamesi’nde mi beyan edilecektir?

Yoksa 2012 yılı avans kâr payı 100.000.TL 2013 yılı geliri olarak elde edilmiştir ve en geç 25 Mart 2014 tarihinde Gelir Vergisi beyannamesi ile mi beyan edilecektir?

Eğer bu ortaklar bu kâr payını hisseleri oranında değil de eşit ve 12 aylık olarak almışlar ise işlemler daha da karmaşık hale gelecek, gerek düzeltme beyannameleri gerekse transfer fiyatlandırması gündeme gelecektir.

Buradaki temel sıkıntı, 2012 yılının 12. Ayına kadar alınan avans kâr dağıtımından sonra Ocak 2013, Şubat 2013 ve devam eden Aralık 2013 döneminde (yani avans kâr payları her ay düzenli olarak ortaklara maaş gibi ödenmiştir.) alınan avans kâr payları hangi dönemin geliri olarak kabul edilip, ortaklar açısından hangi dönem beyan edilecektir. Ya da 2013 yılında ortakların aldığı payı, 2013 avans kâr payı mı, yoksa 2012 yılının dönem sonu normal kâr payı olarak mı değerlendirmek gerekmektedir? Kısaca, 2012 dönem sonu kârı dururken, 2013 yılında avans kâr dağıtımı yapılabilir mi? Buna engel bir husus var mı?

Bu çoklu varsayımlardan sonra işin içinden çıkmak biraz zorlaşacaktır. Ancak işin kolayı alınan genel kurul kararları eşliğinde her yılın gelirini ayrı değerlendirip dönemsellik ilkesi ışığında beyan edilip edilmeyeceğine bakmak olacaktır. Yani 2012 yılında 200.000.TL avans kâr payı dağıtıldı. Bu ortakların hisselerine göre değerlendirilip 25 Mart 2014 tarihinde beyanname verilip verilmeyeceğine bakılması gerekir. 2013 yılında 300.000.TL avans kâr payı dağıtıldı. Bu ortakların hisselerine göre değerlendirilip 25 Mart 2015 tarihinde beyanname verilip verilmeyeceğine bakılması gerekir.

SONUÇ

Bugünkü yazımız ile Avans Kâr Dağıtımına ilişkin birkaç soru işaretini zihninizde oluşturmaya çalıştık. Derdimiz büyük derya konuları birkaç cümle ile tabi ki çözümlemek değil. Yaptığımız işe beyin fırtınası demek en doğrusu.

Son söz, avans kâr dağıtımı kendi içerisinde birçok sorunu barındırmasına rağmen, ortakların çok acil finansman ihtiyaçları için her daim bir müessese olarak mevcudiyetini korumaktadır.

 


[1] Sakıp Şeker, YMM, Yaklaşım Dergisi, Mayıs/2012, Huzur Hakkı Ücretlerinin Vergilendirilmesinde Bağ-Kur Primi İndirilebilir mi?

[2] Ferhat FAHRAN, YMM, "Limited Şirket Ortaklarının Ücret veya Avans Kar Payı Almaları Hallerinin, Vergi Yükü Yönünden Analizi ve Değerlendirmelerimiz”, Yaklaşım, Ağustos  2013, Sayı: 248
 

24.04.2014

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM