BASINDAN YAZILAR
Okul bağışları ayrı bir hesapta bildirilir / Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz - MuhasebeTR

Okul bağışları ayrı bir hesapta bildirilir / Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz

SORU: Kurumumuz kurucusu adına bir ilköğretim okulu yapmaya karar verdik. Kurucumuz geçmişte hisselerini şirketimizin bugünkü ortaklarına devretmiş bulunmaktadır. Böyle bir durumda Milli Eğitim Müdürlüğü'nün kontrolünde yapılacak okul harcamaları kayıtlarımızda nasıl takip edilecektir?
YANIT: Kurumlar Vergisi Yasası'nın 10'uncu maddesinin 1/ç bendi gereği olarak Kurumlar Vergisi yükümlüleri belirli koşullar altında eğitim, sağlık ve bakım hizmetlerini geliştirmek ve devam ettirmek amacıyla yaptıkları harcamaları kurum kazancının belirlenmesi aşamasında beyanname üzerinde indirim konusu yapabilmektedirler. Bu bağlamda;
* Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu, çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzur evi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamaların,
* Söz konusu tesislerin inşası için yukarıda belirtilen kamu kuruluşlarına yapılan her türlü bağış ve yardımların,
* Mevcut okul, sağlık tesisi ve öğrenci yurtları ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamı Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir.
Eğitim ve sağlık tesislerine ilişkin olarak yapılan gerek ayni ve gerekse nakdi bağış ve yardımların Kurumlar Vergisi mükelleflerince indirim konusu yapılabilmesi için makbuz karşılığı yapılmış olması gerekmektedir. Okul inşaatının tamamının tarafınızdan yapılması nedeniyle söz konusu inşaatla ilgili olarak kayıtlarınızda ayrı bir hesap açılması, bilahare bu hesap bakiyesinin öncelikle beyanname üzerinde "kanunen kabul edilmeyen gider" olarak gösterilmesi, bilahare de yine beyanname üzerinde "Kazancın bulunması halinde indirilecek istisna ve indirimler" başlığı altında indirim konusu yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, ayni bağış ve yardımın, işletmenin aktifinden veya stoklarından çekilerek bağışlanmış olması durumunda, mükelleflerin işletmeden çekilip bağışladıkları değer için fatura düzenlenmesi, düzenlenmiş olan bu faturaların arka yüzüne "faturada belirtilen değerlerin ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin" şerh konularak yetkili kimseler tarafından imzalanması yeterlidir.
Ayni değerlerin, mükelleflerce dışarıdan alınarak kamu kurum ve kuruluşlarına bağışlanmış olması durumunda ise bu kurum ve kuruluş tarafından teslim alınacak değerler için teslime ilişkin bir belge düzenlenmiş olması yeterlidir. Bu durumda, düzenlenen belgelerde bağışlanan kıymetin değerinin, cinsinin ve miktarının duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirtilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, bağışlanan değerlere ilişkin olarak düzenlenmiş olan faturaların arka yüzünün de ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yetkililerince imzalanmış olması zorunludur.
Nakdi bağışların indirim konusu yapılabilmesi için, bağış tutarının bağışı kabul eden kuruluş tarafından verilecek makbuzlar ile veya bu amaçla bankalarda açtırılan hesaplara yatırıldığını gösteren banka dekontlarıyla belgelendirilmesi mümkündür. Bu bağlamda da kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan protokol uyarınca kamu arazisi üzerine okul yaptırılması halinde söz konusu okulun inşasına ilişkin olarak yapılan harcamalar; harcamanın yapıldığı yıla ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir. (V. Seviğ)

SATIN ALINAN ARACIN ÖTV'Sİ GİDER YAZILABİLİR
SORU: İşletmemizin aralık ayı içerisinde satın almış bulunduğu otomobillerin Özel Tüketim Vergilerini gider olarak kayıtlarımıza intikal ettirebilir miyiz?
Kurumumuzun satın almış olduğu araçlar satış ve pazarlama işlerinde kullanılacak olup, söz konusu araçların kullanım şekline departman başkanı karar vermektedir.
YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 270'inci maddesi uyarınca gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka aşağıdaki giderler dahil edilebilmektedir.
* Makine ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri,
* Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsanın tesviyesinden kaynaklanan giderler,
Yasal düzenleme gereği noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri, tapu harçları ve özel tüketim vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderleri arasında göstermek de mükellefler serbesttir.
Diğer yandan aynı yasanın 269'uncu maddesi hükmü gereği olarak iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedeli değerlendirilmektedir.
Vergi Usul Yasası uygulaması açısından aşağıdaki kıymetler (varlıklar) gayrimenkul gibi değerlendirilmektedir.
* Gayrimenkullerin mütemmim cüzleri ve teferruatı,
* Tesisat ve makineler,
* Gemiler ve diğer taşıtlar,
* Gayri maddi haklar, gayrimenkul niteliğinde kabul edilmekte ve gayrimenkul gibi değerlendirilmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde satın almış bulunduğunuz otomobiller için ödemiş bulunduğunuz özel tüketim vergilerini, faturaları üzerinde gösterilmiş olması koşuluyla kayıtlarınıza gider olarak intikal ettirebilirsiniz. (V. Seviğ)

TEMİZLİK İŞLERİNDE KDV TEVKİFATI
SORU: Bir anonim şirketin çok katlı işyerinde, kendi ekipmanımızla (temizlemeye yönelik kullanılacak makine ve maddeler tarafımızdan sağlanmaktadır) yapacağımız temizlik işi sonucunda tarafımıza ödenen hizmet bedelleri üzerinden hesaplanacak Katma Değer Vergisi tevkifatı konusu mudur? Bu konuda bize kesilen fatura üzerinde gözüken KDV'nin bir bölümünü biz mi yatıracağız?
YANIT: Katma Değer Vergisi Yasası'nın 9'uncu maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı gerekli gördüğü hallerde vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilmektedir.
Bu bağlamda da Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 91.95.99.104.107 seri numaralı Katma Değer Vergisi genel tebliğleri ile tevkifat yapmakla yükümlü tutulan kurum ve kuruluşlar ile tevkifat yapılacak işlemler ve tevkifat oranları açıklanmıştır.
91 seri numaralı genel tebliği ile de tevkifat kapsamına "Temizlik, Çevre ve Bakım Hizmetleri" alınmıştır. Bu bağlamda da temizlik hizmetleri sektörünün yaygın olarak sunduğu hizmetlerin; bina temizliği, sağlık kuruluşlarının hijyenik temizliği ve hastane artıklarının imhası, çöp toplama ve toplanan çöplerin imhası, park ve bahçeler ile mezarlık alanlarının temizliği ve bakımı, haşere mücadelesi, demir yolu ve kara nakil vasıtalarının temizliği ve benzeri işlerden oluştuğu açıklanmıştır.
95 seri numaralı genel tebliği ile de temizlik hizmetlerinde katma değer tevkifat oranı 2/3 olarak belirlenmiştir.
Buna göre 91 sayılı genel tebliğde tevkifat yapmakla görevlendirilen kuruluşlar arasında bulunanlar, makine, ekipman, malzeme ve işçi dahil verilen temizlik hizmetleri aynı tebliğ uyarınca tevkifata tabi olup, hizmet bedeli üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi'nin 2/3'ü oranında tevkifat yapmakla yükümlü bulunmaktadırlar.
Tevkif suretiyle nezdinizde alıkonan Katma Değer Vergisi kurumunuz tarafından 2 numaralı Katma Değer Vergisi beyannamesi beyan edilerek ödenecektir. (V. Seviğ)


YARGI KARARLARINDA

KURUMLAR VERGİSİ

1. Danıştay 3. Dairesi'nin E.2000/2134, K.2001/3198 sayı ve 6.4.2001 tarihli kararı:
"Davacı döviz bürosunun ilgili tebliğ hükümleri uyarınca... bankasına yatırdığı ve bloke paralar hesabında izlenen ve herhangi bir nedenle faaliyetine son vermesi halinde ancak Hazine Müsteşarlığı'nın talimatı ile geri alabileceği döviz cinsinden paraya faiz ödenmeyeceği de belirtilmiştir. Zorunlu olarak yatırılan ticari faaliyet devam ettiği sürece bloke tutulan döviz cinsinde teminatların istendiğinde işletmenin ticari işlerinde kullanılması başka bir anlatımla tasarruf edilmesi olanaksızdır. Bu bakımdan, bağlı değer olarak bankada tutulan döviz cinsinden teminatın alacak olarak değerlemesi gerekmeyecektir. Sözü edilen teminatın ticari faaliyet sonucu doğan bir alacak olarak kabul edilmesi suretiyle hesaplanan kur farklarından oluşan kambiyo gelirinin beyan edilmediğinden bahisle davacı şirket adına yapılan tarhiyat kanuna uygun olmadığından vergi mahkemesinin davanın reddi yönünde verdiği kararda hukuka uygunluk görülmemiştir."
2. Danıştay 4. Dairesi'nin E.1999/4979, K.2000/832 sayı ve 6.3.2000 tarihli kararı:
"Devre tatil satış sözleşmesi, içerisinde çeşitli akit tiplerini barındırmakla beraber, hukukumuzda yer alamayan atipik bir sözleşmedir. Ancak içerdiği şartlar dikkate alındığında, bu sözleşmenin bir gayrimenkulün belirli bir süre kullanılmasına mahsus ‘kira akti' olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Davacı kurumun esas faaliyetinin devre tatil pazarlanması işi olduğu nazara alındığında, anılan işin ‘devre tatil satışı' olarak nitelendirilmesi yerinde olacaktır. Bu durumda, ticari kazançta esas olan tahakkuk esası da dikkate alındığında, sözleşmenin yapıldığı tarihte satış gelirinin tahakkuk ettiği sonucuna varılmaktadır. O halde, sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle tahakkuk etmiş bulunan devre tatil hakkı satış gelirinin, kira geliri addedilerek, toplam gelirin yüzde birinin ilgili yıla gelir yazılması, kalanının ise gelecek yıllara ait gelirler olarak avans hesabında izlenmesi yerinde değildir. Yine bu bağlamda, devre tatil hakkı satış bedelleri için döviz cinsinden alınan alacak senetlerinin de yıl içinde tahsili veya yıl sonu değerlemesi sonucu ortaya çıkan kur farklarının da doğdukları yılın geliri olarak kabulü zorunludur. Bu durumda, devre tatil hakkı satış gelirleri ve kur farkları nedeniyle yapılan tarhiyat yerinde olup, tarhiyatın bu kısmının kaldırılması yönünde mahkeme kararında isabet görülmemiştir."
3. Danıştay 4. Dairesi'nin E.2004/1293, K.2005/529 sayı ve 31.3.2005 tarihli kararı:
"GVK'nın 40/1. maddesinde, ihracat yurtdışında inşaat, onarım ve montaj ve taşımacılık faaliyetinde bulunan mükelleflerin söz konusu bentte yazılan giderlere ek olarak, bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurtdışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirme imkânı sağlanmıştır. 194 seri no'lu GVK Genel Tebliği'nde de götürü gider uygulaması, mükelleflerin yurtdışındaki işleri ile ilgili olarak yapılan ancak belgesi temin edilemeyen harcamaların belli bir oranı aşmamak şartıyla ticari kazançtan indirilmesini öngören bir müessese olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla götürü gider hesaplanabilmesi için harcamanın yapılmış ve işletmenin malvarlığında bir azalma meydana gelmiş olması gerekeceği, işletmenin faaliyetleri sonucu doğan tüm giderlerin, vergi yasalarınca ticari kazançtan indirilmesi kabul edilmiş olsun veya olmasın doğrudan ilgili oldukları gider hesaplarında muhasebeleştirilmesi gerektiği, belgesi temin edilemeyen giderlerin götürü gider tutarını aşan kısmının kanunen kabul edilmeyen gider olarak kâra ilave edileceğinin ifade edildiği, GVK'da belirtilen koşullarda hasılatın binde beşini aşmamak şartıyla götürü giderin kazançtan indirilebileceği herhangi bir ispat şartına bağlı kalmaksızın kabul edildiğinden tebliğde belirtildiği şekilde götürü gider indirimi için belgesi temin edilmeyen bir harcamanın olduğunun ve bu harcamanın muhasebe kayıtlarına intikal ettirildiğinin ispatına gerek bulunmadığından ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden Gelir (stopaj) Vergisi'nde isabet görülmediği gerekçesiyle Gelir (stopaj) Vergisi'nin kaldırılmasına, ödenen kısmının iadesine karar veren vergi mahkemesi kararı dayandığı gerekçeler karşısında hukuka uygun bulunmuştur."


ÖZELGELERDE

KURUMLAR VERGİSİ

1- Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 19.2.2009 tarih ve 5122 sayılı özelgesi:
"Bir masrafın genel gider olarak yazılabilmesi için, gelirin elde edilmesi için yapılmış olması, yapılan masraf ve iş arasında illiyet olması ve harcamanın yapılan işin önemi ölçüsünde olması gerekir. Dernek üyeliği tamamen şirket tüzelkişiliğinin kendi iradesi sonucu olup, faaliyetin iadesi ve gelirin idamesi için zorunlu bir harcama niteliğinde değildir. Bu sebeple, dernek faaliyetlerinin devamlılığı için derneğe ödenen aidat ve diğer giderlerin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün değildir."
2. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 18.5.2009 tarih ve 16827 sayılı özelgesi:
"KVK'nın 5/1-e maddesinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktifinde yer alan taşınmazların ve iştirak hisselerinin ve aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetlerin, intifa senetlerinin ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının %75'lik kısmı maddede düzenlenen diğer şartlara riayet edilmiş olması şartıyla Kurumlar Vergisi'nden istisna edilmiştir. Mukteza talebinde iştirak hisseleri satılırken alıcı ile imzalanan sözleşme ile alıcının satın aldığı şirketler topluluğundaki payların tamamını veya bir kısmını (bu paylar sermaye artırımı yolu ile edinilmiş olsa dahi) 2 yıl içinde üçüncü bir kişiye satması halinde, kararlaştırılan satış bedeli haricinde … Doların ‘artırılmış satım bedeli' olarak ödenmesi öngörüldüğü ve bu durumun gerçekleşmesi sebebiyle alıcı firma tarafından taraflarına bu hükme istinaden ödeme yapıldığı belirtilmiştir. Mükellef alıcı tarafından şirketlerine ödenen ‘Artırılmış satım bedeli'nin KVK'nın 5/1-e maddesine göre Kurumlar Vergisi'nden istisna olup olmadığı sorulmuştur. Yapılan bu ödemenin sözleşmenin şartlarının yerine getirilmemesi sonucu cezai şart mahiyetinde ödenecek bir bedel olduğu açık olup, KVK'nın 5/1-e maddesinde belirtilen iştirak kazançları istisnası kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir."
3. İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 14.8.2009 tarih ve 6919 sayılı özelgesi:
"Kurumlar Vergisi beyannamesinde, her yıla ilişkin tutarlara ayrı ayı gösterilmek ve 5 yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar kurum kazancından indirilebilir. Bir hesap dönemi içinde oluşan zararın, müteakip 5 hesap döneminde oluşacak kârdan mahsup edilmemesi halinde mahsup imkânı ortadan kalkmaktadır. Özelge talebi kapsamında yapılan yazışmalarda, mükellefin 2008 yılı KV beyannamesini süresi içinde verdiği, verilen beyannamede geçmiş yıl zararlarının kârdan mahsup edilmediği, ancak mükellefin ../5/2009 tarihinde verdiği düzeltme beyannamesiyle ‘evvelce süresinde verilen beyanda geçmiş yıl zararlarının düşülmemiş olması nedeniyle hatanın tashihi amacı için' gerekçesiyle geçmiş yıl zararlarının mahsubunun beyanına dahil edildiği, ayrıca geçmiş yıl zararlarının kanuni süresinde verilen 2008 yılı geçici vergi beyannamelerinde de mahsup edildiği anlaşılmış olup, ayrıca 2006 ve 2007 yıllarına ait KV beyannamelerinde, geçmiş yıl zararlarının ilgili hesap döneminde matrahından indirildiği görülmüştür. Bu itibarla şirketin 2008 yılına ilişkin KV beyannamesinde sehven beyan edilmeyen ve indirim konusu yapılmayan geçmiş yıl zararının bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne verilen düzeltme beyannamesi ile beyan edilerek indirim konusu yapılması mümkün olup, müdürlükçe yapılan işlem başkanlıkça da uygun bulunmuştur."
4. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 29.8.2009 tarih ve 3102 sayılı özelgesi:
"GVK'nın ücrete ilişkin genel düzenleme ve istisna hükümleri yine GVK'nın indirilebilecek giderlere ilişkin 40. maddesi ve kurum kazancına ilişkin KVK'nın 6. maddesi düzenlemeleri uyarınca, öğrencilerin Türkiye'de veya yurtdışında şirket hesabına eğitim görmesi, ödemenin bizzat öğrenciye yapılması, şirket ve öğrenci arasında işçi-işveren ilişkisinin olmaması halinde söz konusu öğrencilere verilecek olan burslar Gelir Vergisi'nden istisna olacaktır. Yine şirket tarafından verilen bursların işle ilgili olması, burs verilen kişilerin okul bittikten sonra işletmede hizmet yükümlülüklerini yerine getireceklerine dair bir sözleşmenin düzenlenmiş olması, bursun işin önemi ve genişliği ile orantılı olması, burs verilecek öğrencilerin Türkiye'nin her tarafında eğitim gören öğrencilerin katıldığı bir yarışma sınavı sonunda sınavı kazanan kişilerden olması halinde, burs giderleri kurum kazancının tespitinde gider olarak hasılattan indirim konusu yapılabilir. Bu durumda, şirketin lise ve üniversite öğrencilerine herhangi bir hizmet vaadine bağlı olmaksızın karşılıksız verdiği burslara ait giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarında indirilebilecek giderler arasında sayılmadığından bu ödemelerin Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmesi mümkün değildir."

SÖZÜN ÖZÜ
Para önemli bir alettir, onunla fazla oynamayın.
MILTON FRIEDMAN

(Kaynak: Referans Gazetesi | 14.04.2010)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM