BASINDAN YAZILAR
Gelirler Kontrolörü Tahir ERDEM - Vergi cezalarında rötüş - MuhasebeTR

Gelirler Kontrolörü Tahir ERDEM - Vergi cezalarında rötüş

5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “genel kanun” olarak nitelendirilmesiyle ceza hukuku alanı içinde uygulama açısından bir standart birliği oluşturulması amaçlanmıştır. Ancak bu hedefin gerçekleştirilebilmesi için TCK dışında diğer kanunlarda yer verilen ceza normlarının da TCK kapsamında öngörülen genel hükümlerle uyumlulaştırılması gerekmektedir. Nitekim, TCK dışında diğer kanunlarda yer alan ceza normlarından TCK’nın Birinci Kitabındaki “genel hükümler”e aykırılık teşkil edenlerinin, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanmasına imkan tanınmıştır. (5252 sayılı Kanun Geçici Md.1) Dolayısıyla, ceza hukuku alanında uygulama birliği yaratılması konusunda ortaya konulan öngörünün hayata geçirilebilmesi için TCK dışında ceza normu içeren tüm kanunların belirli bir takvime bağlı olarak TCK’ya uyarlanması bir gerekliliğe dönüşmüştür.
Bu çerçevede, uzun süredir üzerinde çalışılan ve nihayet 3 tanesi geçici olmak üzere toplam 583 madde ile bağlanarak 23.01.2008 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilen 5728 sayılı Kanun ile TCK dışında ceza normu içeren birçok Kanunda TCK’ya uyum sağlanması amacıyla önemli değişiklikler yapılmıştır.
Bu uyarlamanın bir boyutunu da vergi ceza normları oluşturmaktadır. 5728 sayılı Kanunu’nun 271 ila 281’inci maddeleri kapsamında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) çeşitli maddeleri değiştirilmiş ve özellikle ceza normları TCK paralelinde yeniden düzenlenmiştir.
Değişikliklerin ekseninde, TCK’nın genel hükümleri içinde yer alan kısa süreli hapis cezasının paraya çevrilmesi (TCK Md. 50), hapis cezasının ertelenmesi (TCK Md.51) gibi hükümlerin vergi cezalarına etkileri dikkate alınmak suretiyle vergi cezalarının yeniden belirlendiği görülmektedir. Mevcut şekliyle, VUK kapsamında 359’uncu maddenin (a) fıkrasında sayılan fiillerle işlenen kaçakçılık suçlarına hükmolunacak hapis cezasının paraya çevrilebileceği öngörülmekle birlikte paraya çevirmede gün başına asgari ücretin yarısını esas alan özel bir rejim benimsenmiş ve bu cezanın ertelenemeyeceği belirtilmiştir. Diğer yandan, VUK’un 359’uncu maddenin (b) fıkrasında sayılan fiillerle işlenen kaçakçılık suçlarına öngörülen hapis cezasının paraya çevrilmesi mümkün değildir.
5728 sayılı Kanunla öngörülen düzenlemelerle, VUK’ta yer alan ceza normlarından TCK’da yer verilen hapis cezasının paraya çevrilmesi, hapis cezasının ertelenmesi gibi hükümlerle çelişenlerin TCK ile uyumlulaştırılması amaçlanmıştır. Ayrıca, içtima ile pişmanlık ve ıslah konularında vergi cezaları yönünden TCK’nın genel hükümlerinden sapmalar yaratılmıştır.
Genel olarak, TCK kapsamında cezalandırma rejiminde öngörülen yeni unsurların etkileri dikkate alınarak vergi cezalarının etkinliğinin korunabilmesi için 5728 sayılı Kanunla vergi cezalarında artış yönünde bir eğilim ortaya konulmuştur.
Bu noktada, vergi cezalarındaki ağırlaştırma eğilimine karşın, 5728 sayılı Kanunla fail lehine bir düzenleme yapılarak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231’inci maddesi kapsamında öngörülen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesi hem hükmolunan ceza miktarı (5’inci fıkra) hem de suç türleri (14’üncü fıkra) yönünden önemli ölçüde genişletilmiştir. 5728 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük kazanması durumunda, sa¬nı¬ğa yük¬le¬nen suç¬tan do¬la¬yı ya¬pı¬lan yar¬gı¬la¬ma so¬nun¬da hük¬mo¬lu¬nan ce¬za, iki yıl ve¬ya da¬ha az sü¬re¬li ha¬pis ve¬ya adlî pa¬ra ce¬za¬sı ise; mah¬ke¬me¬ce, hük¬mün açık¬lan¬ma¬sı¬nın ge¬ri bırakılması¬na ka¬rar verilebi¬lir. (CMK 231/5) Dolayısıyla, hük¬mo¬lu¬nan ce¬za, iki yıl ve¬ya da¬ha az sü¬re¬li ha¬pis ve¬ya adlî pa¬ra ceza¬sı ise; hükmün geri bırakılması mümkün olacaktır.
5728 sayılı Kanunla vergi ceza normlarına yönelik olarak öngörülen değişikliklere toplu şekilde bakıldığında;
• Daha önce “Hürriyeti Bağlayıcı Ceza ile Cezalandırılacak Suçlar ve Cezalar” başlığıyla düzenlenmiş olan VUK’un Dör¬dün¬cü Ki¬tap, İkin¬ci Kısım, Üçün¬cü Bö¬lüm başlığı “Suç¬lar ve Ce¬za¬ları” şek¬lin¬de değiştirilmektedir. Ayrıca, suç ve cezalar yönünden VUK’un 359’uncu mad¬de¬sindeki ikili yapı, 5728 sayılı Kanunla öngörülen değişiklik çerçevesinde üçlü yapıya dönüştürülmektedir. (5728 Md. 276)
Bu bağlamda; yeni düzenlemede VUK’un 359’uncu maddesinin (a) fıkrası suç fiilleri bakımından aynen korunmakta, buna karşın, bu fiillere öngörülen cezanın alt sınırı arttırılmaktadır.
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek ya da kullanmak, def¬ter, kayıt ve bel¬ge¬le¬ri tah¬rif etmek ve¬ya giz¬lemek gibi fiillerin ¬yer aldığı bu fıkradaki “altı aydan üç yıla” ibaresi “bir yıldan üç yıla” ka¬dar ha¬pis ce¬zasına hük¬mo¬lu¬nur şeklinde değiştirilmek suretiyle cezanın alt sınırının bir yıl olarak arttırılması öngörülmektedir. Ayrıca, söz konusu fıkradan paraya çevrilmeye ve ertelemeye ilişkin hükümler çıkarılmak suretiyle, VUK’un 359’uncu maddesi kapsamında hükmolunan hapis cezasının paraya çevrilmesinde ya da ertelenmesinde TCK’nın hükümlerinin dikkate alınması sağlanmaktadır. Diğer yandan, VUK’un 359/(a) fıkrası kapsamında hük¬mo¬lu¬nan ce¬za, iki yıl ve¬ya da¬ha az sü¬re¬li ha¬pis ve¬ya adlî pa¬ra ceza¬sı ise hükmün geri bırakılması mümkün olacaktır.
5728 sayılı Kanunla VUK’un 359’uncu maddede öngörülen en önemli değişiklik mevcut (b) fıkrasının birinci ve ikinci alt bentlerinin ayrıştırılarak ayrı cezalara bağlanmasıdır. 5728 sayılı Kanunla 359’uncu maddenin (b) fıkrası olarak öngörülen ilk alt bentte sayılan fiiller için üç yıldan beş yıla ka¬dar ha¬pis ce¬zası öngörülmektedir. Dolayısıyla, 5728 sayılı Kanun’un yürürlük kazanması durumunda, ver¬gi ka¬nun¬ları uyarınca tu¬tu¬lan ve¬ya dü¬zen¬le¬nen ve sak¬la¬ma ve ib¬raz mec¬bu¬ri¬ye¬ti bu¬lu¬nan def¬ter, kayıt ve bel¬ge¬le¬ri yok eden¬ler ve¬ya def¬ter sa¬hi¬fe¬le¬ri¬ni yok ede¬rek ye¬ri¬ne başka yap¬rak¬lar ko¬yan¬lar ve¬ya hiç yap¬rak koy¬ma¬yan¬lar ve¬ya bel¬ge¬le¬rin asıl ve¬ya su¬ret¬le¬ri¬ni ta¬ma¬men ve¬ya kısmen sah¬te ola¬rak düzenleyen¬ler ve¬ya bu bel¬ge¬le¬ri kul¬la¬nan¬lar üç yıldan beş yıla ka¬dar ha¬pis ce¬zası ile cezalandırılacaktır.
VUK’un 359/b fıkrasındaki fiiller için öngörülen cezanın alt sınırı üç yıl olarak belirlenmek suretiyle, söz konusu fiilleri işleyenlerin TCK’nın 50 ve 51’inci maddelerinde yer verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmesi ve ertelenmesi hükümlerinden yararlanma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Ayrıca, bu cezalar açısından hükmün açıklanmasının geri bırakılması da mümkün değildir.
VUK’un 359’uncu maddesinde 5728 sayılı Kanunla ayrı bir fıkra olarak şekillendirilen (c) fıkrası, şu an uygulamada olan (b) fıkrasının ikinci alt bendinde sayılan fiillerden oluşmaktadır. Bu fıkra kapsamında, VUK’un hü¬küm¬le¬ri¬ne gö¬re an¬cak Ma¬li¬ye Ba¬kanlığı ile an¬laşması bu¬lu¬nan kişile¬rin ba¬sa¬bi¬le¬ceği bel¬ge¬le¬ri, Ba¬kanlık ile an¬laşması ol¬madığı hal¬de basan¬lar ve¬ya bi¬le¬rek kul¬la¬nan¬lara iki yıldan beş yıla ka¬dar ha¬pis ce¬zası öngörülmektedir.
Dolayısıyla, (c) fıkrasında öngörülen cezaların alt sınırı (b) fıkrasına göre daha hafif tutulmak suretiyle bir ayrım yapılmıştır. (c) fıkrasındaki fiillere öngörülen cezanın alt sınırının iki yıl olarak belirlendiği dikkate alındığında, söz konusu fiilleri işleyenlerin TCK’nın 50’inci maddesinde öngörülen hapis cezasının para cezasına çevrilmesinden yararlanma imkanı bulunmamaktadır. Buna karşın, (c) fıkrasındaki fiilleri işleyenlerin alt sınırdan ceza alması durumunda, TCK’nın 51’inci maddesi kapsamında hapis cezasının ertelenmesi hükmünden yaralanmasına açık kapı bırakılmıştır. Ayrıca, alt sınır dikkate alındığında bu fiiller açısından hükmün açıklanmasının geri bırakılması da mümkün olabilecektir.
5728 sayılı Kanunla kaçakçılık suç ve cezalarına ilişkin olarak altı çizilen iki önemli husus bulunmaktadır. Bunlardan ilki pişmanlık ve ıslah konusudur. Aynı temel mantıktan yola çıkılmasına karşın, TCK’daki gönüllü vazgeçme kurumu teşebbüs halindeki suçlar açısından benimsendiğinden, VUK’ta tamamlanmış olan kaçakçılık suçları açısından öngörülen pişmanlık ve ıslah kurumu farklı algılanmaktadır. Vergi ve vergi ceza sisteminin yapısından kaynaklanan bu farklılık TCK’nın genel kanun olarak nitelendirilmesi karşısında çeşitli duraksamalara neden olmuştur. Kaçakçılık suçları açısından pişmanlık hükümlerinden yararlanılıp yararlanılamayacağı konusunda yaşanan tereddütler, geçmişten gelen düzenleme biçiminin yeni yasal düzenlemede de aynı içerikle muhafaza edilmesiyle birlikte son bulmaktadır. Dolayısıyla, 5728 sayılı Kanunla kaçakçılık suçu ve bu suça iştirak bakımından özel bir hüküm olarak VUK’un 371’in¬ci mad¬de¬sinde¬ki pişmanlık uygulamasının devam edeceği vurgulanmaktadır.
Bir diğer önemli ayrıntı ise, vergisel kabahatler ile vergi suçlarının içtimaı konusunda yapılan belirlemedir. Nitekim, Kabahatler Kanunu’na göre, bir fiilin hem kabahat hem de suç olarak tanımlanması durumunda, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanacaktır. Ancak, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde ise kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanacaktır. (Kb.K.15/3)
5728 sayılı Kanunla yapılan düzenleme çerçevesinde, “ka¬çakçılık suç¬larını işle¬yen¬ler hakkında VUK’un 359’uncu mad¬desin¬de yazılı ce¬za¬ların uy¬gu¬lan¬masının VUK’un 344’ün¬cü maddesinde yazılı ver¬gi zi¬yaı ce¬zasının ayrıca uy¬gu¬lan¬masına en¬gel teşkil et¬meyeceği” yönünde eskiden beri yer alan hüküm tekrar edilmek suretiyle, yasakoyucunun vergi cezaları bakımından Kb.K.’nın 15/3’üncü maddesine bir istisna oluşturma iradesi vurgulanmaktadır.
• 5728 sayılı Kanunla öngörülen değişiklik çerçevesinde, VUK’un 360’ıncı maddesine yer verilen “iştirak” hükmü kaldırılmakta, söz konusu madde sadece iştirake ilişkin bir ceza indirimi müessesesine dönüştürülmektedir. Bu bağlamda, vergi suçu, kaçakçılık suçu merkezinde toplanmak suretiyle, iştirak konusunun TCK’nın genel çerçevesi içinde çözümlenmesi amaçlanmaktadır. (5728 Md.277)
VUK’un “Ce¬za¬dan in¬di¬rim” kenarbaşlığı taşıyan 360’ıncı maddesinin yeni şeklinde, VUK’un 359’uncu maddesinde yer alan suça iştirak eden suç ortaklarının suçun işlenmesinde menfaatlerinin bulunmaması halinde TCK’nın suça iştirak hükümlerine göre verilecek cezanın yarısı oranında indirileceği hükme bağlanmaktadır. Dolayısıyla, kaçakçılık suçuna iştirak konusunda TCK’nın 37 ilâ 41’inci maddelerinde yer verilen kurallar geçerli olacak, ancak menfaat gözetmeden iştirakte bulunanlar açısından VUK’un 360’ıncı maddesindeki indirim devreye girecektir.
• 5728 sayılı Kanunla vergi mahremiyetinin ihlali suçuna verilecek ceza bakımından da açıklık getirilmiştir. Vergi mahremiyetine aykırılık oluşturan fiil hakkında yaptırım bakımından, TCK’nın “ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması” kenarbaşlıklı 239’uncu maddesinin uygulanacağı hükme bağlanmak suretiyle konuya ilişkin tereddütler giderilmiştir. Öte yandan, TCK’nın 58’inci ve 5275 sayılı Kanunun 108’inci maddesi hükümleri dikkate alınmak suretiyle tekerrür halinde Devlet hizmetinde kullanılmamaya ilişkin hükme madde metninde ayrıca yer verilmemiştir.
• 5728 sayılı Kanun kapsamında VUK’un 371’inci maddesinde yer verilen pişmanlık ve ıslah kurumu da VUK’un 359 ve 360’ıncı maddelerinde yapılan değişikliklere paralel olarak daha açık ve düzenli biçimde yazılmıştır.
5728 sayılı Kanunu’nun yürürlük maddesi uyarınca, bu Kanun yayımlandığı tarihte yürürlüğe girecektir. Kanun’un yayımlandığı tarihten itibaren VUK’ta öngörülen değişiklikler de yürürlük kazanacağından, bu tarihten itibaren VUK’un 359’uncu maddesindeki suçları işleyenlere yeni cezalar uygulanacaktır.
Buna mukabil, 5728 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenen vergi suçlarına uygulanacak cezanın tespiti önem arz etmektedir. 5728 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerde suç fiilleri aynı kalmakla birlikte bu fiillere öngörülen cezalar arttırılmaktadır. Dolayısıyla, yeni düzenleme ile aynı fiillere daha ağır cezalar öngörüldüğünden Ceza Hukuku bakımından bir kırılma noktası bulunmaktadır.
TCK’nın 7’nci maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur. Dolayısıyla, 5728 sayılı yasanın yürürlük tarihinden önce işlenmiş olan suçlara lehe olanlar hariç yeni hükümlerin uygulanamayacağı açıktır.
 

(Kaynak: Dünya Gazetesi | 08.02.2008)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM