BASINDAN YAZILAR
Dışarıya El Avuç Açarak Büyüyemiyoruz / Erdoğan Süzer - MuhasebeTR

Dışarıya El Avuç Açarak Büyüyemiyoruz / Erdoğan Süzer

 Ekonomi yönetiminin iyi uyguladığı ‘algı yönetimi’ sayesinde Türkiye 2001 yılından bu yana hiçbir şekilde ekonomik kriz yaşamadı. Dünyanın küresel krizle boğuştuğu dönemde dahi Türkiye’de yatırımlar coştu, istihdam her geçen gün arttı, ekonomi katlanarak büyüdü!

Ne var ki algı yönetiminin toplumda oluşturduğu pozitif bakış açısı tek başına ekonominin itici gücü olamıyor. Hiç kriz yaşanmadığı, ekonomi çarkının zerre zarar görmediği, işlerin çok iyi gittiği ifade edilen 2001 yılından bu yana yaşanan ‘kusursuz’ dönemde ne yazık ki devlet tarafından yardım yapılan yoksul sayımız azalmadı, aksine arttı. İşsizlik oranı adeta demir attığı yüzde 10’ların altına inmedi. Daha da acısı vatandaşın özellikle bankalara olan borcu katbekat arttı.

Dünya Bankası uyarıyor

Türkiye ekonomisi üzerine içeriden ya da dışarıdan yapılan objektif analizler hep aynı sonucu veriyor; ekonominin sağlıklı büyüyebilmesi için sağlam iç tasarruflara ihtiyaç var. Ancak Türkiye yıllardır iç tasarruf sistematiğini bir türlü oturtamadığı için zorunlu olarak dış kaynakla ekonomi çarkını döndürmeye çalışıyor. Son dönemde dış konjonktürde yaşanan olumlu gelişmelerle durum idare edilmeye çalışılırken bir hata yapıldı, başkasının parasıyla sağlanan refahın halkta kontrolsüz harcamaya dönüştürülmesine izin verildi. Sonuçta tasarruf fırsatı kaçtığı gibi devasa borçlu kitleler yaratıldı.

Dünya Bankası’nın “Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği” ismiyle yayınladığı bir raporu var. Raporda Türkiye’nin tasarruf açığı ve yabancı sermayeye olan bağımlılığı anlatıyor. Raporda açıkça deniyor ki: “Yabancı sermaye girişlerine aşırı bağımlılık Türkiye’de büyümenin sürdürülebilirliğini tehlikeye atabilir.” Bu çok kritik uyarı, “Ampirik kanıtlar göstermektedir ki giderek artan dövizle borçlanmanın ve cari işlemler dengesinin finansmanı Türkiye’nin ekonomik büyümesi üzerinde bağlayıcı bir kısıt yaratmaktadır. Yapılan simülasyon çalışmasında sermaye akışında yaşanacak ani kesinti biçimindeki bir şokun milli gelirde büyük dalgalanmalara neden olacağı ortaya konmuştur” şeklindeki ifadelerle destekleniyor.

Vatandaşın gelirini artıralım

Türkiye’de ekonomi yönetimleri her dönem iç tasarruf artışını önemsedi, ancak uygulamada ne yazık ki istenilen sonuca ulaşan henüz olmadı. Yatırımlar için gerekli olan tasarrufların yaratılmasında hep yanlış sonuç veren kısır döngü yaşandı. Şöyle düşünüldü: ‘Üretim ve istihdam için yatırıma ihtiyaç var. O halde yatırımcıyı koruyalım!’ Sonuçta yatırımcı işçiye karşı korundu, devlete karşı korundu. Ancak koruma zırhı yatırımcıyı savurgan zengin haline dönüştürürken, toplumu ve devleti daha da yoksulluğa itti. Dahası, Soma facialarına zemin hazırlandı.

Tasarruf eğilimini analiz eden çalışmalar gösteriyor ki, ülkemizde tasarrufu sadece geliri ve eğitimi yüksek, yaşı ileri olan kesimler yapabiliyor. Asgari ücrete mahkûm edilen geniş kitlelerse ayakta kalabilme mücadelesi veriyor. Analizler bize şunu söylüyor: ‘Türkiye’nin iç tasarruflarının artırabilmesi için çalışanların gelirlerinin artırılması, eğitimlerinin yükseltilmesi şart. Ancak bu dönüşüm sağlandıktan sonra tasarrufa yönelik politikalar sonuç verebilir!’

O halde Türkiye’nin, Dünya Bankası’nın dikkat çektiği şoklarla karşılaşmaması için, bir an önce işçiye karşı patronu destekleyen ekonomi politikalarını gözden geçirmesi, asgari ücret başta olmak üzere genel olarak çalışma şartlarını iyileştiren yeni politikalara yönelmesi gerekiyor. Aksi halde büyüyen ekonomi değil, yardım bekleyen yoksul sayısı olur…

(Kaynak: Bugün Gazetesi | 16.07.2014)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM