BASINDAN YAZILAR
Veysi SEVİĞ - Beyanname Verme Süreleri Değişti - MuhasebeTR

Veysi SEVİĞ - Beyanname Verme Süreleri Değişti

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa’nın 75'inci maddesi uyarınca “yapılan takip sonunda, borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlu aciz halinde sayılır.”

Vergi borçlarının vadesinde ödenmemesi halinde Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa hükümleri çerçevesinde söz konusu alacağın takibi yapılmakta ve bu bağlamda vergi borcunun idarece zor yolu ile tahsil edilmesine çalışılmaktadır.

Ancak borçlunun yapılan takip sonucunda söz konusu vergi borcunu ödeyebilecek bir varlığının bulunamaması halinde, borçludan söz konusu alacağın tahsili mümkün olmadığı için bu durumda borçlunun yasal düzenleme uyarınca “aciz” halinde olduğu kabul edilmektedir.

Vergi borçlusunun aciz halinde olması, onun hiç malvarlığının bulunmadığı anlamına gelmemektedir. Borçlunun malvarlığı bulunsa dahi, söz konusu malvarlığının haczi mümkün değilse veya söz konusu borçlunun sahip olduğu malvarlığının satılması halinde toplam satış bedelinin mevcut borcu karşılamayacağı anlaşılırsa, bu takdirde de borçlunun aciz halinde olduğu varsayılır.

Uygulamada vergi borçlusunun borcunu vadesinde ödememesi halinde önce kendisine ödeme emri gönderilmekte, ödeme emrine yanıt alınamaması veyahut ödeme emri üzerine gösterilen teminat ve yapılan ödeme taahhüdünün yeterli olmaması veyahut yerine getirilmemesi halinde haciz yolu ile amme alacağının tahsiline gidilmektedir.

Amme alacağının (vergi alacağının) haciz yolu ile tahsili aşamasında hacze konu malların satıştan önce değerleri belirlenmektedir. Buna göre;

· Menkul malların haczinde; haczi yapan görevli memur, haczedilen malların tahmin yolu ile değerlerini belirlemekte ve bu değerleri haciz tutanağına yazmaktadır. Bu aşamada gerek görüldüğü takdirde borçlunun başvurusu üzerine söz konusu değerler bilirkişi aracılığı ile de belirlenebilmektedir.

· Gayrimenkullerde ise bilirkişi görüşü alınmak suretiyle değer tespiti yapılmakta olup, ayrıca söz konusu gayrimenkulün satışı için oluşturulan komisyon aracılığı ile de değer tespiti yapılabilmektedir.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda, mevcut vergi borcunun altında kalan bir malvarlığının bulunduğu anlaşılsa dahi, satış işlemi yapılmadan söz konusu borçlunun aciz halinde bulunduğu kabul edilemez. Bir başka anlatımla aciz halinde sayılabilmesi için haczedilen malların satışlarının yapılması zorunludur. Ancak buna karşılık haczedilebilir malı bulunan borçlunun, ancak bu malların satışından sonra elde edilen bedelin vergi borcunu karşılayamaması halinde “aciz” halinin varlığı kabul edilebilir.

Oluşan bir yargı kararı uyarınca da “İtiraz ve şikâyete konu edilmeksizin kesinleşen ve borçlunun hacze değer malının bulunmadığına ilişkin olan haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu ve borçlunun aciz halinin gerçekleştiği” kabul edilmektedir. (Yargıtay HGK, E. No: 2005/15 K. No: 2005/119)

Hacze konu malların satışından elde edilen hasılatın borcu karşılamaması halinde ortaya çıkan durum “aciz hali” sayıldığından bu durumun ayrıca belirlenmesi gerekmektedir. Bu bağlamda da Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa’nın 75'inci maddesi uyarınca “Yapılan takip safhalarıyla bakiye borç miktarı bir aciz fişinda gösterilerek aciz hali tespit olunur.” Yasa maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, aciz halinin tespiti sonucunda aciz halinde bulunan kişi için düzenlenen “aciz fişi” basılı bir kâğıt halinde getirilmiştir.

Aciz fişleri, vergi tahsilat servisleri tarafından bir örnek olarak düzenlenerek aciz hali tespit olunan borçlunun takip dosyasına konulmaktadır.

Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde aciz halinde bulunanlar için Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa çerçevesinde tecil hükümleri de uygulanabilmektedir. Alacaklı vergi dairesi bu uygulamayı takdir hakkını kullanmak suretiyle gündeme getirebilir. Bu durumda alacaklı idarenin tecil hakkını kullanması halinde aciz halindeki vergi borçlusunda teminat aranmaksızın ve tecil edilen borç için tecil faizi uygulanmaksızın söz konusu borcun tahsili ertelenmiş olur.

Hakkında aciz fişi düzenlenen borçlunun mali durumu zamanaşımı süresi içersinde alacaklı vergi dairesi tarafından devamlı izlenmek suretiyle söz konusu alacağın tahsil edilebilir hale gelmesi beklenir.

Aciz fişine bağlanmış bir vergi borcunda tahsil zamanaşımı geçerlidir. Aciz halindeki borçlunun söz konusu borcu tecil edilmiş bulunuyorsa söz konusu zamanaşımı bu plana uygun yapılan son ödemeden itibaren başlamaktadır. Tahsil zamanaşımı ise vergi alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen takvim yılı başından itibaren beş yıldır.

(Kaynak: Referans Gazetesi | 01.05.2007)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM