BASINDAN YAZILAR
Dr. Mehmet ŞAFAK - Kurumların yurtiiçi ve yurtdışı iştirak hisselerini elden çıkar - MuhasebeTR

Dr. Mehmet ŞAFAK - Kurumların yurtiiçi ve yurtdışı iştirak hisselerini elden çıkar

İki hafta önceki yazımızda; Kurumlar Vergisi Kanunu'ndaki istisnalardan "yurtdışı iştiraklerden ya da şubelerden elde edilen kazançlara ilişkin istisnalar" konusunda açıklamalar yapılmış ve bu kazançların istisnadan yararlanabilmesi için gereken koşullar sayılmıştı. Söz konusu istisna, yurt- dışından elde edilen ve "temettü" olarak adlandırılan kazançlara tanınmış istisna idi. Bu istisna dışında, Kurumlar Vergisi Kanunu'nda iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlara ilişkin istisna hükümleri de mevcuttur.

1- Taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan hakları satış kazancı istisnası :

Bu hükümlerden ilki; yürürlükten kaldırılmış bulunan 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8 inci maddesinin 12 numaralı bendinde yer alan ve "doğacak kazancın sermayeye ilave edilmesi şartıyla, kurumların, en az iki tam yıl

(730 gün) aktiflerinde yer alan iştirak hisselerinin ve gayrimenkullerinin satışından doğan kazançlara ilişkin istisna hükmünün devamı niteliğini taşıyan ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisna hükmüdür.

İstisnanın amacı, kurumların bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerde daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak sağlanması ve kurumların mali bünyelerinin güçlendirilmesidir.

Bu istisna sadece anonim şirketlere değil, tüm kurumlar vergisi mükelleflerine uygulanır. Keza, tam mükellef kurumlarda olduğu gibi, dar mükellef durumunda olan kurumlar da bu istisnadan yararlanabilirler.

Bu istisna uygulamasında iştirak hissesi ifadesi; menkul değerler portföyüne dahil hisse senetleri ile ortaklık paylarını ifade etmektedir. Bunlar;

Anonim şirketlerin ortaklık payları veya hisse senetleri (Sermaye Piyasası Kanunu'na göre, kurulan yatırım ortaklıkları hisse senetleri dahil),

-Limited şirketlere ait iştirak payları,

-Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komanditer ortaklarına ait ortaklık payları,

-İş ortaklıkları ile adi ortaklıklara ait ortaklık payları,

-Kooperatiflere ait ortaklık payları

olarak sıralanabilir.

Sermaye Piyasası Kurulu'nun düzenleme ve denetimine tabi fonların katılma belgeleri ise iştirak hissesi olarak değerlendirilmemektedir.

İştirak hisseleri ifadesi; yukarıda sayılan ve yurtiçindeki ortaklık paylarını kapsadığı gibi, diğer ülkelerdeki ortaklık paylarını da kapsamaktadır. Başka bir deyişle; kurumların, yurtdışında kurulu ortaklıklara ait aynı nitelikteki iştirak hisselerini satışları halinde de bu istisna uygulanabilmektedir.

Bu istisna ile ilgili olarak, yeni yasa maddesi ile eski yasa maddesi arasındaki temel fark ise eski hükümde, sermayeye eklenmesi koşuluyla, doğan kazancın tamamının istisnadan yararlanması mümkünken, yeni hükümde sermayeye ilave edilmesi şartının kaldırılmış olması (bunun yerine, satışı izleyen yıldan itibaren 5'inci yılın sonuna kadar, istisnadan yararlanan kazancın bir fon hesabında tutularak işletmeden çekilmemesi şartı getirilmiştir) ve kazancın tamamına değil, % 75'lik kısmına istisna uygulanmasıdır.

Yeni hüküm 21.06.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla, 21.06 2006 tarihinden önce elden çıkarılan iştirak hisseleri için eski hüküm, bu tarihte ve sonrasında elden çıkarılan iştirak hisseleri için ise yeni hüküm uygulanacaktır.

Anonim şirketler ile eshamlı komandit şirketlerin sermaye artırımına gitmeleri durumunda, bu şirketlerin hisse senetlerini aktifinde bulunduran kurumlar, bedelli veya bedelsiz olarak yapılan bu sermaye artırımına katılabilecekleri gibi, yeni hisse senedi rüçhan hakkı kuponlarını (öncelikli alım hakkı) başkalarına da satabilmektedirler. Söz konusu rüçhan haklarının satışından elde edilen kazançların da % 75'i istisnadan yararlanabilecektir.

Kurumların mevcut hisse senetleri dolayısıyla ellerinde bulunan rüçhan hakkı kuponları karşılığında itibari değeriyle yeni hisse senedi iktisap etmeleri halinde, yeni iktisap edilen söz konusu hisse senetleri açısından iktisap tarihi olarak, eski hisse senetleri ya da iştirak hissesinin iktisap tarihi esas alınacaktır. Aynı durum, iştirak edilen kurumun nedeni ne olursa olsun yapmış olduğu sermaye artışı dolayısıyla bedelsiz olarak iktisap edilen hisse senetleri açısından da geçerli olacaktır.

Bunun dışında, rüçhan hakkı dolayısıyla itibari değerinden farklı bir değerle hisse senedi iktisap edilmesi durumunda; bu hisse senetlerinin iktisap tarihi olarak, eski hisse senetleriyle ilişkilendirilmeksizin, fiilen kurumun aktifine girdikleri tarih esas alınacaktır.

Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 19 ve 20'inci maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir, tam ve kısmi bölünme hallerinde, devir veya bölünme suretiyle devralınan iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının iktisap tarihi olarak, devir alınan veya bölünen kurumdaki iktisap tarihi esas alınacaktır.

2- Tam mükellef anonim şirketlerin yurtdışı iştirak hisselerini elden çıkarmalarına ilişkin istisna :

İştirak hisselerinin satışından doğan kazançlara ilişkin istisna hükümlerinden ikincisi ise; Türkiye'de kurulu anonim şirketlerin, belli koşulları taşıması kaydıyla, yurtdışı iştirak hisselerini satmalarından elde ettikleri kazançlarının kurumlar vergisinden istisna edilmesini öngören ve 5520 sayılı Yasanın 5'inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan hükümdür.

Bu hüküm ile; kazancın elde edildiği tarih itibarıyla, aralıksız olarak en az bir yıl süreyle nakit varlıklar dışında kalan aktif toplamının % 75 veya daha fazlası, tam mükellef olmayan anonim veya limited şirket niteliğindeki şirketlerin her birinin sermayesine en az % 10 oranında iştirakten oluşan tam mükellefiyete tabi anonim şirketlerin, en az 2 tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan yurtdışı iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kurum kazançları, kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Buna göre, bentte yer alan istisnadan, sadece, belli şartları taşıyan tam mükellefiyete tabi anonim şirketler yararlanabilecektir. Bu şartlar ise istisnadan yararlanacak tam mükellef anonim şirketin;

- yurtdışı iştirak hissesinin satışından doğan kazancının elde edildiği tarihten geriye doğru en az bir yıl süreyle ve aralıksız olarak, nakit varlıklar dışındaki aktif toplamının % 75 veya daha fazlasının yurtdışında kurulu anonim veya limited şirket statüsündeki şirketlere iştirak hisselerinden oluşması ve iştirak edilen yurtdışındaki bu şirketlerin her birinin sermayesine en az % 10 oranında iştirak edilmiş olması,

-satışa konu iştirak hisselerini, elden çıkarma tarihi itibarıyla, en az iki tam yıl (730 gün) süreyle aktifinde tutmuş olması

dır.

Bu istisna hükmünün uygulanmasında "nakit ve benzeri varlıklar" olarak; şirketin kasasında veya bankada bulunan nakit varlıklar, şirket tarafından alınan çekler, altın, Devlet tahvili, Hazine bonosu, Toplu Konut İdaresi'nce çıkarılan veya iMKB'de işlem gören hisse senetleri, tahvil ve bonoların anlaşılması gerekmektedir. Dolayısıyla, bunların dışında kalan aktif tutar toplamı dikkate alınarak, bu tutar içinde yurtdışındaki iştiraklerin % 75'lik sınırı aşıp aşmadığına bakılacaktır. Öte yandan, % 75 veya daha fazla oranda yurtdışı iştirak söz konusu ise satışa konu olan iştirak hissesi iştirak edilen bu şirketin sermayesinin % 10'unun altında olsa bile istisna uygulanabilecektir.

Bu istisna hükmü, 01.01.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğinden, bu tarihten sonra yapılacak yurtdışı iştirak hisseleri satışlarında, şartlar mevcutsa istisna uygulanabilecektir.

Örneğin; Türkiye'de tam mükellef olan (A) A.Ş.'nin 13.01.2006 tarihi itibarıyla üç tam yıldır aktifinde bulunan ve aralıksız olarak en az bir yıl süreyle nakit varlıklar dışındaki aktif toplamının % 80'i tam mükellef olmayan (B), (C) ve (D) anonim veya limited şirket mahiyetindeki şirketlere iştirakten oluşmaktadır. Söz konusu yurtdışı iştiraklerinin bilançoda görülen kayıtlı değeri 400.000.- YTL, nakit varlıklar dışındaki aktif toplamı ise 500.000.- YTL'dir. (A) A.Ş.'nin bu şirketlerin sermayesine iştirak payları da aşağıdaki gibidir:

(B) şirketinin sermayesi 500.000.- YTL, (A) A.Ş.'nin sermaye payı 250.000.- YTL,

(C) şirketinin sermayesi 200.000.- YTL, (A) A.Ş.'nin sermaye payı 100.000.- YTL,

(D) şirketinin sermayesi 1.000.000.- YTL, (A) A.Ş.'nin sermaye payı 50.000.- YTL'dir.

Bu takdirde, (A) A.Ş.'nin (D) şirketindeki sermaye payı % 5 olduğundan ve bu iştirak payı dışındaki iştiraklerin (A) A.Ş.'nin nakit varlıklar dışındaki aktif toplamına oranı [(250.000+100.000)/500.000=] %70 olacağından, bu kurum istisna uygulaması için gereken şartları taşımamaktadır. Bu nedenle, yurtdışı iştirak hisselerinin satışından elde edilecek kazançlar istisnadan yararlanamayacaktır.

Şayet, (A) A.Ş.'nin (D) şirketi dışında kalan diğer şirketlere iştirak etmesi nedeniyle, nakit varlıklar dışındaki aktif toplamı % 75 şartını taşıyor olsaydı, (D) şirketine ait iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar için de istisnadan yararlanılabilecekti.

Öte yandan kurumlar, yurtdışındaki iştiraklerini elden çıkarmalarından sağladıkları kazançları için, istisnada aranan şartları taşıması kaydıyla, yukarıda 1 ve 2 nolu bölümde açıklanan istisnalardan dilediklerini uygulayabilirler.

(Kaynak: Dünya Gazetesi | 19.04.2007)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM