BASINDAN YAZILAR
8 Maden Şehidinin Ölüm Sonucunu Geçmişteki Gibi Kaçınılmazlık İlkesine Mi Bağlanacaktır? / Vedat İlki - MuhasebeTR

8 Maden Şehidinin Ölüm Sonucunu Geçmişteki Gibi Kaçınılmazlık İlkesine Mi Bağlanacaktır? / Vedat İlki

 

Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun Kozlu Müessesesi'ne ait kömür ocağında metan gazı patlaması sonucu oluşan göçükte 8 madenci hayatını kaybetti.

630 metre derinlikte metan gazı patlaması sonucu oluşan göçükte boğulmak suretiyle hayatlarını kaybettiler.

Eşleri dul,çocukları yetim kaldı.

Sabahleyin sağlam işe giden bedenler,akşam olmadan madenler onların mezarları oldu.

Bu üzücü olaylar Türkiye’nin en büyük kömür rezervine sahip olan Zonguldak bölgesinde yıllardır yaşanıyor.

Yeraltı kömür madenciliği son yüzyılda her yönden ilerlemiştir. Bu sektörde çalışanlar için iş

emniyeti ve gerekse üretim teknolojisinde eskiye nazaran aşamalar saptanmıştır. Türkiye'de,

özellikle Zonguldak Taşkömürü Havzasında zaman zaman meydana gelen grizu veya

kömür tozu patlamaları büyük ölçüde can kaybına neden olmuştur.

Son ölümlerin ise Kömür Tozu patlaması ile oluştuğu yönündedir.

Genellikle yağlı taş kömürü üreten ocaklarda: Kömür kazılırken ve ayak içinde zincirli konveyörlerle (panzerler) ayak dibine taşınırken ya da ayak dibinde arabalara ya da diğer konveyörlere aktarılırken parçalanır ve kısmen ince toz haline gelir.

Bir kömür tozu patlamasında;

— Ocak havasında bir kömür tozu bulutunun oluşması,

— Bu bulut içinde çok sıcak bir noktanın (alev, kurum,... v.b) belli bir sürece bulunması

gerekir.

Ayrıca kömür tozlarının incelik derecesi, rutubet, uçucu madde ve kül yüzdesi

patlama üzerinde etkin olur.

Bundan 3 sene önce Karadon Maden Ocağında meydana gelen patlama sonucu 30 yakın Madenci hayatını kaybetmiş idi.

Bakın bu kaza sonucu suçlu kimler idi.

Bilirkişiye göre maden faciası ‘kaçınılmaz’dı

Zonguldak'ta iki yıl önce 30 işçinin öldüğü grizu patlamasıyla ilgili üçüncü bilirkişi raporu da tamamlandı. Maden ocağında sesli ve ışıklı detektörlerin olmadığı, işçilerin de maskesiz olduğu vurgulanan raporda, patlamaya ''kaçınılmazlık faktörünün'' etkili olduğu belirtildi.

Raporda, vardiyada çalışanların karbonmonoksit maskesi olmadan ocağa girdiğinin tespit edildiği belirtilerek, görevli nezaretçi personelin eğitimlerinin yetersiz kalmış olduğu, TTK ve yüklenici firmanın hizmet kusurlarının kişiselleştirilemeyeceği kaydedildi.

''Ortama ani gaz degajı ve bu gazın da yine kıvılcım ve ısı kaynaklarıyla patlamış olabilme ihtimali vardır. Bunun yanında grizu patlamaları, günümüzde ileri ve yüksek teknoloji uygulanan, her türlü önlemin alındığı ocaklarda dahi yüzde 100 önlenememekte ancak olasılık çok aza indirgenebilmektedir. Grizu patlamalarında kaçınılmazlık faktörü ortaya çıkmaktadır. Dava konusu grizu patlaması olayında kaçınılmazlık faktörü etkili olmuştur.''

 

Nedir Bu Kaçınılmazlık İlkesi?

5510 sayılı SS ve GSS Kanunun 21'inci maddesinin birinci ve dördüncü  fıkrasında konu düzenlenmiştir.
İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.(I.Fıkra)

 

İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir. (IV.Fıkra)

 

Burada şayet işveren işçi için gerekli olan iş emniyeti kurallarına uymuş ise,gerekli ekipmanı sağlamışsa,tüm aldığı teknolojik tedbirlere rağmen bu kazalar oluşmuş ise işverenin kusuru aranmaz deniliyor.

Şayet aksi olmuş ise; SGK’ca sigortalıya veya hak sahiplerine bu 5510 sayılı Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, SGK  işverene ödettiriliyor.

 

Bu olayla ilgili de soruşturma ve bilirkişi raporları ile sonucu ortaya konulacaktır.

 

İşverenler Kaçınılmazlık İlkesini yada 5510/21.Md(4.Fıkrasını) Anayasaya aykırı diye ,Anayasa Mahkemesine taşır iseler davayı kaybederler.

 

26/12/2012 tarihli RG konu Anayasa Mahkemesine taşınmıştır.

Anayasa’nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin “… demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti” olduğu belirtilmiştir. Anayasa’nın 49. maddesinde “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” denilmiş, 60. maddesinde “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.” hükmüne yer verilmiştir.

Anayasa’nın 2. maddesinde ifadesini bulan sosyal devlet, toplumdaki güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği ve toplum dengesini sağlamakla yükümlü devlettir. İtiraz konusu kural uyarınca, iş kazası, meslek hastalığı veya hastalık üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, SGK tarafından bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı üçüncü kişiden tahsil edilmekte, diğer yarısı ise SGK üzerinde kalmaktadır. Böylece sosyal devlet ilkesine uygun olarak, çoğunlukla SGK’nın sigortalısı olup prim ödeyen, kusurlu davranışı ile iş kazası, meslek hastalığı veya hastalığa neden olan üçüncü kişilerin, çalışma yaşamlarını sürdürebilmeleri ve prim ödemeye devam etmeleri sağlanarak, ücretli olan bu kişilerin altından kalkamayacakları büyük külfetler altına girmeleri önlenmek istenmiştir.

Sosyal Güvenlik Kurumu, Anayasa’nın 60. maddesinin tüm yurttaşlar yararına Devlete yüklediği sosyal güvenlik hakkını sağlama ödevini, yurttaşlardan bir bölümü yönünden yerine getirmek ve yine Anayasa’nın 49. maddesinin ikinci fıkrasındaki Devlete çalışma hayatı ve çalışanlar yararına yüklenen ödevlerin gereklerinden bir bölümünü gerçekleştirmek üzere kurulmuştur. SGK’nın bu işlevlerini yerine getirebilmesi ve sosyal sigorta yardımlarının yetersiz kalmaması için, 5510 sayılı Kanun’un 81. maddesinde sigortalı ve işveren primleri yönünden Devlet tarafından desteklenmesinin usul ve esaslarına yer verilmiştir.

5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin birinci fıkrasında, meydana gelen iş kazası veya meslek hastalığında işverenden ilk peşin sermaye değeri toplamının işverenin kusuruna isabet eden kısmının talep edileceği düzenlenmişken; itiraz konusu 21. maddesinin dördüncü fıkrasında üçüncü kişiden ilk peşin sermaye değerinin yarısının üçüncü kişinin kusuruna isabet eden kısmının talep edileceği düzenlenmiştir. SGK’nın rücu alacağının hesaplanmasında, emek gelirleri düşük olan ve SGK’ya prim ödeyen üçüncü kişilerin karşılaşacakları sosyal riskler karşısında yoksulluğa düşmemeleri için sorumluluklarının işverene göre daha hafif olarak belirlenmesi ve SGK’nın yapacağı giderlerin bir kısmının Devlet tarafından karşılanması Anayasa’nın yukarıda anılan maddeleriyle uyum içindedir.

Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa’nın 2., 49. ve 60. maddelerine aykırı değildir, iptal isteminin reddi gerekir.

İtiraz konusu kuralın Anayasa’nın 10. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.

SONUÇ

31.5.2006 günlü, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21. maddesinin dördüncü fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 15.3.2012 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi

 

Ölenler haklarını savunamayacağından bu metan gazı patlaması sonucu  yapılacak soruşturma sonucunda kaçınılmazlık ilkesi bakalım kime yüklenecektir.

 

Asıl düşündürücü nokta ise 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince yapılacak incelemeler sonucunda aksaklıkların saptanmasıdır.

En önemlisi Risk analizleri yaptırılması gerekmektedir.

 

Maden ocaklarına teknolojik yönden ciddi yatırımlar yapılması halinde bu ölümler asgari seviyeye umarım indirilir.

 

5510 sayılı Kanun ile İş Kazası Sonucu olan ölümlerden dolayı hak sahiplerine cenaze yardımı,ölüm geliri,yaşlılık aylığına hak etmiş iseler ölüm aylığı da bağlanacaktır.

 

Kaza mağdurları ise işverenlere karşı Maddi ve Manevi Tazminat davaları açabilirler.

 

 

Sözün bittiği yerde Şair Orhan Veli Kanık Madenciyi nasıl tanımlar;

Siyah akar Zonguldak’ın deresi

Yüz karası değil kömür karası

Böyle kazanılır ekmek parası

Ölenlere Allah(cc) rahmet dilerim.

 

 

(Kaynak: alitezel.com | 09.01.2013)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM