ÖZEL BÖLÜM
Rıfat ENGİN
Gelirler Kontrolörü
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı, Grup Müdür V.


AÇIK - KAPALI FATURA AYRIMI
Tarih: 10/04/2006   

 

I- GİRİŞ

Fatura ile ilgili olarak Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlemeler yer almakla birlikte ticari hayatta sıkça rastladığımız açık-kapalı fatura ayrımına mevzuatta yer verilmemiştir. Bu ayrım genellikle piyasa koşullarında, özellikle de ödemenin tevsiki konusunda yargı yerlerinde done olarak sunulmaktadır.

Bu makalemizde Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda fatura ile ilgili olarak yapılan düzenlemeler ile birlikte açık-kapalı fatura ayrımına yer verilecektir.

 

II- FATURA VE FATURA YERİNE GEÇEN VESİKALAR

A- FATURA

Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde fatura “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika” olarak tanımlamış ve anılan Kanun’un 229-235. maddelerinde faturanın şekil, muhteva ve nizamına dair hususlar ile birlikte fatura yerine geçen vesikalara yer verilmiştir.


Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesi
uyarınca da; Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler;

1- Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara,

2- Serbest meslek erbabına,

3- Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara,

4- Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere,

5- Vergiden muaf esnafa

sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yine aynı madde hükmü uyarınca yukarıda belirtilen mükelleflerin dışında kalanlar için ise; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 2006 yılı için 520 YTL’yi geçmesi veya bedeli bu tutardan az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.

Faturanın şekli Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde belirlenmiştir. Buna göre faturada en az aşağıdaki bilgiler bulunur.

1- Faturanın düzenlenme tarihi, seri ve sıra numarası,

2- Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi numarası,

3- Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve vergi numarası,

4- Malın veya işin nev’i, miktarı, fiyatı ve tutarı,

5- Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.).

Malın, bir mükellefin birden çok işyerleri ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine (1) bağlanması gereklidir. Nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları kendilerinin taşıması veya taşıttırması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmaz.

Vergi Usul Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca da faturanın düzenlenmesinde aşağıdaki kaidelere uyulur.

1- Faturalar sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir. Aynı müessesenin muhtelif şube ve kısımlarında her biri aynı numara ile başlamak üzere ayrı ayrı fatura kullanıldığı takdirde bu faturalara şube ve kısımlarına göre şube veya kısmın isimlerinin yazılması veya özel işaretle seri tefriki yapılması mecburidir.

2 - Faturalar mürekkeple, makine ile veya kopya kurşun kalemi ile doldurulur.

3- Faturalar en az bir asıl ve bir örnek olarak düzenlenir. Birden fazla örnek düzenlendiği takdirde her birine kaçıncı örnek olduğu işaret edilir.

4- Faturaların baş tarafında iş sahibinin veya namına imzaya mezun olanların imzası bulunur.

5- Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün (2) içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.

6- Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddesinin birinci fıkrasına göre fatura düzenlemek zorunda olanlar, müşterinin adı ve soyadı ile bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi numarasının doğruluğundan sorumludur (Ancak bu sorumluluk, aynı maddenin 2. fıkrasının uygulandığı halleri kapsamaz.). Fatura düzenleyenin istemesi halinde müşteri kimliğini ve vergi numarasını gösterir belgeyi ibraz etmek zorundadır.

B- FATURA YERİNE GEÇEN VESİKALAR


1- Perakende Satış Vesikaları

Vergi Usul Kanunu’nun 233. maddesi uyarınca, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışları ve yaptıkları işlerin bedelleri aşağıdaki vesikalardan herhangi biri ile tevsik olunur.

1- Perakende satış fişleri,

2- Makineli kasaların kayıt ruloları,

3- Giriş ve yolcu taşıma biletleri.

Perakende satış fişi, makineli kasaların kayıt ruloları ve biletlerde, işletme veya mükellefin adı, düzenlenme tarihi ve alınan paranın miktarı gösterilir.

Perakende satış fişi ile giriş ve yolcu taşıma biletleri seri ve sıra numarası dahilinde teselsül ettirilir. Bu fiş ve biletler kopyalı iki nüsha olarak tanzim edilir ve bir nüshası müşteriye verilir. Makineli kasa kullanılıp da müşteriye fiş (makineli kasanın önceki fıkrada belirtilen malumatı ihtiva eden fişi) verilmemesi halinde, perakende satış fişi tanzimi ve müşteriye verilmesi mecburidir.

2- Gider Pusulası

Vergi Usul Kanunu’nun 234. maddesi uyarınca birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla, defter tutmak zorunda olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler; vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan aldıkları mallar için bir gider pusulası tanzim ederek işi yapana veya malı satana imza ettirmek mecburiyetinde oldukları gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. Bu belge, birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de tanzim edilir.

54 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde ise nihai tüketici tarafından iade edilen malların geri alınması (iadesi) sırasında “gider makbuzu düzenleneceği, iade edilen mala ait fatura ve benzeri belgenin değeri alınacağı; gider makbuzunda, iade edilen malın KDV’nin satış bedelinden ayrı gösterileceği ve bu miktarın indirim konusu yapılmak suretiyle işlemin düzeltileceği” belirtilmiştir.


3- Müstahsil Makbuzu

Vergi Usul Kanunu’nun 235. maddesi uyarınca birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenler ve defter tutmak mecburiyetinde olan gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden satın aldıkları malların bedelini ödedikleri sırada iki nüsha makbuz tanzim etmeye ve bunlardan birini imzalayarak satıcı çiftçiye vermeye ve diğerini ona imzalatarak almaya mecburdurlar. Mal tüccar veya çiftçi adına bir adamı veya mutavassıt tarafından alındığı takdirde makbuz bunlar tarafından tanzim ve imza olunur. Çiftçiden avans üzerine yapılan mübayaalarda, makbuz malın teslimi sırasında verilir. Müstahsil makbuzunun tüccar veya alıcı çiftçi nezdinde kalan nüshası fatura yerine geçer.


III- AÇIK-KAPALI FATURA AYRIMI


Türk Ticaret Kanunu’nun “Fatura ve Teyit Mektubu” başlıklı 23. maddesi şu şekildedir.

“Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.

Bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.

Şifahen, telefon veya telgrafla yapılan mukavelelerin veya beyanların muhtevasını teyit eden bir yazıyı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde bir itirazda bulunmamışsa teyit mektubunun yapılan mukaveleye ve beyanlara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.”

Kanuni bir düzenleme olmamakla beraber açık-kapalı fatura terimi ticari hayatta şu şekilde kullanılmaktadır.

Açık fatura, paranın tahsil edilmediği yani vadeli satış yapıldığı durumlarda düzenlenen faturadır. Kapalı fatura ise, mal ya da hizmet bedelinin peşin olarak tahsil edildiği durumlarda düzenlenir. Açık fatura da imza, faturanın üst tarafına atılır. Kapalı fatura da ise, imza faturanın alt tarafına atılır.

Sadece vergi yasalarında ve Türk Ticaret Yasası’nda değil, hiçbir yasada, yönetmelikte, tebliğde ya da yazılı başka bir kaynakta açık fatura ya da kapalı fatura ile ilgili bir açıklamaya rastlamak mümkün değildir (3).

Ancak, ticari örf ve adete göre, faturanın altına imza atılıp kaşelenmesi halinde, faturanın bedelinin ödendiği, faturanın üstüne imza atılıp kaşelendiği durumlarda da, fatura bedelinin ödenmediği kabul edilmektedir. Yargıtay’ın kararları da, bu doğrultudadır (4).

Ankara Ticaret Odası da aldığı bir “teamül kararı” ile açık fatura-kapalı fatura uygulamasının bir örf ve adet hukuk kuralı haline gelmesini sağlamıştır (5). Bu tarihten sonra yürürlüğe giren 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu’nun 5. maddesi hükmü ile (6) Odalara “Bölgeleri içindeki ticari teamülleri tespit edip, örf ve adet haline getirmek” görevi verilmiştir. Ticaret Odasının tespit ettiği teamüle göre; faturanın altına pul yapıştırılarak imza edilmesi halinde kapalı fatura, pulun faturanın üst kısmına yapıştırılarak (7) imzalanması halinde de açık fatura söz konusu olmaktadır.

Açık-kapalı fatura mükelleflerin ödemeleri tevsiki açısından bir hüküm ifade etmektedir. Tevsik açısından ayrıca aşağıdaki durumunda göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 257. maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendinde yer alan yetkiye dayanılarak tahsilat ve ödemelerin banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsikine ilişkin açıklamalar Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 320, 323, 324 ve 332 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri’nde yapılmıştır.


Yapılan bu düzenlemeler ile ticari işlemler ve finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Buna göre; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari işlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye’de mukim olmayan yabancılar hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları 8.000 Yeni Türk Lirası’nı aşan tahsilat ve ödemelerinin banka veya özel finans kurumları aracı kılınarak yapılması ve bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim cetvelleri ile tevsiki zorunludur. Tespit edilen tutarın altında kalan tahsilat veya ödemelerin banka veya özel finans kurumları aracılığıyla yapılması ihtiyaridir.
 

NOT: Bu yazı Yaklaşım Dergisi / Nisan 2006 / Sayı: 160 ‘den alınmıştır.

 


      

(1)         Söz konusu irsaliyeler hakkında fiyat ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere, Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesi hükmü ile 231. madde hükmü uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime gönderildiği ayrıca belirtilir.

(2)         On gün olarak uygulanan süre 5035 sayılı Kanun’un 48/1-b maddesiyle 01.01.2004 tarihinden geçerli olmak üzere yedi güne çekilmiştir.   

(3)         Kurtuluş AKDENİZ, “Açık Fatura Kapalı Fatura”, Yaklaşım, Haziran 1998, Ankara

(4)         Yargıtay 11. HD.’nin, 18.10.1982 tarih ve E. 3935, K. 3981 sayılı Kararı.

(5)         21.12.1948 tarih ve 6 No.lu Ankara Ticaret Odası’nın teamül kararı (Ankara Ticaret Odası Teamül Kararları, Ankara 1968, s. 7). Bu karara göre; “Ticarethane tarafından satışı yapılan mallara ait fatura muhteviyatı alıcı tarafından ödendiğinde, bayi tarafından faturanın altına damga pulu yapıştırılarak tarih, ticarethane klişe veya mührü ile birlikte salahiyattar olan tarafından imza edilerek pul iptal olunur. Bu şekildeki faturaya bedeli alınmış (kapanmış, akide edilmiş) fatura denir. Bedeli alınmıştır kaydını ihtiva etmeyen faturada damga pulu üzerine ticarethane klişe veya mührü ve salahiyetli olanın imzası mevcut olduğu takdirde, bu kaydın mevcut olmaması bir hüküm ifade etmez. Yani fatura bedeli ödenmiş, kapanmış akide edilmiş sayılır.” Ankara Ticaret Odası, 25.03.1969 tarih ve 536/640 sayılı teamül kararı ile, daha önce aldığı kararı tekrarlamıştır (Salter UÇAR, Hukukumuzda Ticaret Sicili Tacir ve Esnaf Kavramı, İstanbul 1993, s. 47).

(6)         Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanunu (Bkz. 15.03.1950 tarihli Resmi Gazete).

(7)         Faturalara pul yapıştırılma zorunluluğu kalktığından sadece imza atılması olarak algılamak gerekmektedir.

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM