 Mesut Delibalta
 
Mesut Delibalta
Vergi incelemesi süreci, mükelleflerin vergiye ilişkin ödevlerinin doğruluğunu araştırmak ve tespit etmek amacıyla yürütülen idari bir işlemdir. Bu sürecin başlangıcını oluşturan incelemeye başlama bildirimi ile sürecin sonunda düzenlenen nihai tutanak için mükellefe gönderilen imzaya davet yazısı, mükellefin haklarının korunması açısından kritik öneme sahiptir. Ancak, bu belgelerin tebliğ sürecinde özellikle mükellefin bilinen adresinin bulunamaması hâlinde ilanen tebliğ yoluna gidilip gidilemeyeceği, çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 93. maddesinde, “Tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilümum vesikalar ve yazılar, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmühaberli taahhütlü olarak; adresleri bilinmeyenlere ise ilan yolu ile tebliğ edilir.” hükmü yer almaktadır.
VUK’un 103. maddesinde ise tebliğin ilanla yapılacağı hâller şu şekilde sayılmıştır:
1. Muhatabın bu Kanunun 101. maddesi kapsamında bilinen adresi yoksa,
2. 101. maddenin birinci fıkrasının (1) ve (2) bentlerinde belirtilen bilinen adreste tebliğ yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi bulunmazsa,
3. Yabancı ülkelerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa,
4. Başkaca nedenlerden dolayı tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa.
Ayrıca, VUK’un 104. maddesinde ilanın şekli düzenlenmiş, ilan evrakının içerdiği tutara göre farklı usuller öngörülmüştür.
VUK’un 140/1 maddesine göre:
 “İncelemeye tabi olana, vergi incelemesinin konusunu ve incelemeye başlanıldığını gösteren bir yazı ile bildirilir. Yazının bir örneği, mükellefin bağlı bulunduğu birime ve ilgili vergi dairesine gönderilir.”
İncelemeye başlama bildirimi, yalnızca incelemenin başladığını ve kapsamını mükellefe duyurmak amacı taşır; herhangi bir tutar veya mali sonuç içermez.
VUK’un 140/4. fıkrası uyarınca, inceleme bitince bu durumu gösteren bir vesikanın incelemeye tabi olana verilmesi gerekir. Bu kapsamda denetim elemanı tarafından mükellefe nihai tutanak imzasına davet yazısı gönderilir.
Bu yazı, nihai tutanakta yer alması gereken hususları mükellefe hatırlatmak ve özellikle mükellefin tarhiyat öncesi uzlaşma veya Rapor Değerlendirme Komisyonunda dinlenme talebinde bulunmasına imkân tanır. Anılan yazıda herhangi bir vergi veya ceza yer almamaktadır.
İncelemeye başlama bildirimi ile nihai tutanak davet yazısı, mükellefe yönelik doğrudan mali sonuç doğurmayan, bilgilendirici nitelikte idari işlemlerdir.
İlanen tebliğin konusu ise vergi ve ceza içeren vesikaların oluşturduğu/oluşturması gerektiği anlaşılmaktadır. İlanen tebliğ, yalnızca mükellefi maddi yükümlülük altına sokan işlemler için uygulanmalıdır. Dolayısıyla, İncelemeye başlama bildirimi ile nihai tutanak davet yazısının ilan yoluyla tebliğ edilmesine gerek bulunmadığı kanaatindeyim.
Bu durumda yapılan vergi incelemesi ve sonrasında tesis edilen tarhiyat işlemleri hukuken sakatlanmış sayılmaz. Nitekim inceleme sonucunda rapor düzenlenir ve tarhiyat önerilirse, bu durum mükellefe ihbarname ile bildirilecektir. Eğer mükellefin bilinen adresi yoksa, ihbarname ilanen tebliğ edilerek gerekli hukuki süreç tamamlanacaktır.
Sonuç olarak, incelemeye başlama bildirimi ve tutanak imzaya davet yazısının mükellefe tebliği mümkün değilse, ilanen tebliğ usulünün uygulanmasına gerek bulunmadığı kanaati hasıl olmuştur.
31.10.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com 
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.