YAZARLARIMIZ
Soner Ülgen
Yeminli Mali Müşavir
Eski Baş Hesap Uzmanı
sonerankara@yahoo.com



2022 Takvim Yılında Zarar Beyan Eden veya Geçmiş Yıl Zararlarını Mahsup Etmek Suretiyle Vergi Matrahı Oluşmayan Mükelleflerde Ek Vergi Ödemek Zorunda!

2022 takvim yılı kurumlar vergisi beyannamelerinde “Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisnalar ve İndirimlere” sahip mükellefler anılan dönem beyannamelerinde zarar beyan edecek olabilirler veya ticari bilanço karları olmasına rağmen geçmiş yıl zararlarının mahsubu nedeniyle vergi matrahları oluşmuyor olabilir. Bu tür durumda olan mükelleflere zarar olsa dahi indirilecek istisnalar ve indirimler bölümüne yazacakları indirim ve istisna tutarları vergisel bir avantaj yaratmayacak bilakis ek vergi yükümlülüğü doğuracaktır. Anılan mükelleflerin istisnalardan yararlanmama yönünde hakları olduğunu düşünmekle birlikte, Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği’nin 7’nci maddesinde; 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde ticari zararı bulunanların, istisnalar nedeniyle cari yıl zararı oluşanların veya kurumlar vergisine tabi matrahları bulunmayan mükelleflerin de bu dönemde faydalandıkları indirim ve istisna tutarları üzerinden ek vergi hesaplayacakları, 8’nci maddesinde ise 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca, hak kazanılan istisna ve indirimlerin beyannamede gösterilmesinin esas olduğu, beyannamede gösterilmeyen veya beyannamede gösterilmekle birlikte indirimler/istisnalar satırlarında yer verilmeyen indirim ve istisnalar nedeniyle eksik tahakkuk eden ek verginin, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil olunacağı açıklamalarına yer verilmiştir.

VERGİ İDARESİ İSTİSNA VE İNDİRİMLERİN BEYANNAMEDE GÖSTERİLMESİ KONUSUNDA ISRARCI

Her ne kadar tebliğ düzenlemesi indirim ve istisnaların beyannameye yazılması konusunda zorlayıcı hükümler içerse de 7440 sayılı Kanunun 10’ncu maddesinin 27 numaralı bendinde bu hususta bir hükme yer verilmemiştir. Anılan Kanun düzenlemesinde “Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile aynı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin “ek vergi alınacağı hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere yukarıda yer alan kanun düzenlemesinde indirim ve istisnaların beyannameye aktarılması açısından zorlayıcı bir hükme yer verilmediği gibi, mükellefleri tarafından, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilen indirim ve istisna tutarları için ek vergi yükümlülüğü doğacağı hüküm altına alınmıştır.  Gösterilmediği takdirde ek vergi yükümlülüğü doğmayacağı aşikardır. Kanun düzenlemesinden çıkan sonuç bu yönde.

Bu tür olaylara vergi yargısının yaklaşımı ise pozitiftir. Vergi yargısı genellikle yasa koyucunun Kanunla düzenlemesi gereken konuları tebliğ ile düzenlemesini, idari düzenlemeler ile yasama yetkisinin kullanılması anlamına geldiğinin altını çiziyor. Böylelikle, idare yaptığı düzenleyici işlemle, Kanun hükmünün lafzı ve amacı hilafına genişletmekte ve mükellefleri ilave vergi yükü ile karsı karsıya bırakmaktadır. Sonuç olarak, Kanunda yer almayan hususların vergi idaresinin tebliğ ile genişletmesi vergi yargısı tarafından hiç sıcak bakılmayan bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.

Öte yandan, vergi Kanunlarında yazılı olmayan durumlarda, yorum yoluyla mükelleflerin vergisel yükünün artırılmasının Verginin Kanunilik İlkesiyle bağdaşmamaktadır. T.C. Anayasası’nın Vergi Ödevi Başlıklı 73. Maddesinin 3. Bendinde vergi, resim ve harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, 4 bendinde ise vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde Kanunun belirtiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği, hükümleri yer almaktadır. Anayasa’da ye alan ve açıkça vurgulanan Kanunilik ilkesinin vergi uygulamalarının tarhı, tebliği, tahakkuku ve tahsili ve diğer tüm aşamalarında uygulanması, bu ilke doğrultusunda hareket edilmesi gerekmektedir. Açıkça kanunda yazılı olmayan durumlarda yorum yoluyla mükelleflerin vergisel yükünün arttırılması kanunilik ilkesiyle bağdaşmayacağı öteden beri yargının en çok önemsediği bakış açısıdır.

Özetle, 2022 takvim yılı kurumlar vergisi beyannamesinde ticari zararı beyan eden mükellefler ile ticari karı bulunmasına rağmen sahip olduğu geçmiş yıl zararlarını mahsup etmek suretiyle kurumlar vergisi matrahı oluşmayan mükelleflerin beyannamelerinde kullanabilecekleri zarar olsa dahi indirilecek istisna ve indirimleriyle ilgili olarak ihtirazı kayıtla beyanname verip tahakkuk eden ek vergilere dava açmalarını öneriyorum. Bu durumdaki mükellefler gerekçe olarak ek verginin hukuki belirlilik ve Kanunların geriye yürümezliği ilkeleri açısından yasaya aykırılıktan ziyade, ek verginin konusuna giren indirim ve istisnaların zorunlu olarak beyannameye intikal ettirilmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğu savıyla dava açabilirler. Diğer değişle, idarenin düzenleyici işlemle Kanun hükmünün lafzı ve amacı hilafına genişletmesine ve mükelleflerin ilave vergi yükü ile karsı karsıya kalmalarına ilişkin yasal dayanaktan mesnetsiz tebliğ hükmünü gerekçe göstermek suretiyle dava açmaları yerinde olacaktır.

İndirim ve istisnaların vergisel avantajlarından faydalanamayan mükelleflerin aksine indirim ve istisnaların vergisel avantajlarından faydalanan mükellefler açısından ise diğer değişle kurumlar vergisi beyannamelerinde indirim ve istisna uygulayarak daha az kurumlar vergisi ödeyen mükellefler için ek vergi uygulaması ise “Hukuki güvenlik, hukuki belirlilik ve Kanunların geriye yürümezliği ilkeleri” savı kullanılarak dava açılması yerinde olacaktır.

Hukuki güvenlik ile belirlilik ilkeleri, hukuk devletinin ön koşullarındandır. Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Belirlilik ilkesi ise yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olmasını, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önleme içermesini ifade etmektedir.

 “Bilgiyi paylaşarak, insanların başarıya bizden daha kolay ulaşmalarını sağladığımız için mutluluk duyabilmeliyiz. “

Saygılarımızla

19.04.2023

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM