YAZARLARIMIZ
Ebubekir Taşyürek
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
atasyurek@guvenymm.com



Naylon Fatura ve Kullanımı Halinde Doğan Cezalar

1.Giriş

Gerçek mal ya da hizmet satışını yansıtmayan belgeleri düzenleyen ve bunları komisyon karşılığı piyasaya süren kötü niyetli kişilerin varlığı kadar, bu türden belgeleri çeşitli yollarla sağlayarak kullanan vergi mükelleflerinin varlığı da maalesef hepimizce malumdur. Bu türden belge hareketlerinin geçici vergi veya katma değer vergisi beyan dönemlerinin son günlerinde daha da arttığı da bilinen bir gerçektir.

Bu tür belgeleri kullanan mükelleflerin karşılaşılabilecekleri cezaların ağırlığı nedeniyle, vergi mükelleflerinin dikkatli ve uyanık olmaları, satın aldıkları mal yada hizmete karşılık aldıkları belgelerin gerçeği yansıtması hususunda duyarlı olmaları gerekmektedir. Bu duyarlılık hem kamu hakkının korunması, hem de mükelleflerin kendi kişisel menfaatleri icabıdır.

Yazımızın konusunu oluşturan belgeler Vergi Usul Kanunu’nda; “sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge” olarak adlandırılmıştır. İlgililerin dikkatini konuya biraz daha fazla çekmek ve bu vesile ile bir kez daha uyarmak amacıyla yazımızın başlığında mükellefler arasında bilinen ve yaygın olarak kullanılan ifade şekli olan “naylon fatura” tanımı tercih edilmiştir.

Vergi idaresi bütün birimleriyle bu konuda yeterince hassas davranmakta olup, her türlü yanlış belgenin izini sürerek, gelişmeleri yakından takip etmektedir. Denetim ve incelemelerde bu tür sahte belgeye rastlandığında, gerekli vergi, ceza, faiz, gecikme zammı uygulandığı gibi, bu belgeleri düzenleyen veya kullanan kişiler hakkında ayrıca Vergi Usul Kanunu’nun 359 uncu maddesine göre, belgenin bilerek kullanıldığının tespit edilmesi halinde Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda da  bulunulmaktadır.

Bu yazımızda bu tür belgelerin düzenlenmesi ve düzenlenen bu belgelerin vergi mükelleflerince kullanılması halinde karşılaşacakları yasal müeyyideler irdelenmektedir.

 

2.Sahte Belge ve Bu Belgenin Düzenlenmesi ve Kullanılması Sonucunda Doğacak Cezalar

Sahte belge (naylon fatura), Vergi Usul Kanunu’nun 359 uncu maddesinin (b) bendinin bir nolu fıkrasının parantez içi hükmünde; “gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge” olarak tanımlanmıştır.

Bu tanımlamaya göre; bir mal teslimi veya hizmet ifası söz konusu olmadığı halde, sanki mal teslimi veya hizmet ifası varmış gibi düzenlenen belge sahte belgedir. Yani, gerçek bir işlem ve durum olmadığı halde gerçekmiş gibi düzenlenen fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve benzeri belgeler sahte belgelerdir. Aynı şekilde belge düzenleme yetkisi bulunmayan kişiler tarafından düzenlenen veya başkası adına bastırılıp kullanılan belgeler de sahte belgedir.

Örneğin; inşaat işiyle iştigal eden bir müteahhidin, çimento veya tuğla almadığı halde, sanki çimento veya tuğla almış gibi fatura alması halinde, düzenlenen çimento veya tuğla faturası sahte belge yani  halk tabiriyle naylon faturadır.

Vergi Usul Kanunu'nun 344 üncü maddesine göre; sahte belge düzenlemek suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde üç kat vergi ziyaı cezası kesilmektedir. Vergi ziyaı cezası dışında, Vergi Usul Kanunu'nun 359 uncu maddesinin (b) bendi gereğince on sekiz aydan üç yıla kadar ağır hapis cezası da verilmesi gerekmektedir.

Vergi ziyaı; Vergi Usul Kanunu'nun 341 üncü maddesinde “mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi” şeklinde tarif edilmiştir. Ayrıca naylon fatura (sahte belge) düzenlemek ve kullanmak fiili, Vergi Usul Kanunu'nun 359 uncu maddesinde açıklandığı üzere; “kaçakçılık suçunun konusunu” oluşturmaktadır.

Görüldüğü üzere kamuoyunda “naylon fatura” olarak adlandırılan, vergi mevzuatında ise “sahte belge” ve “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge” olarak tanımlanmış belgelerin düzenlenmesi ve kullanılması vergi cezasının yanında hapis cezasını da gerektiren bir fiildir. Sahte ve muhteviyatı itibariye yanıltıcı belge düzenleme ve kullanma suretiyle vergi ziyaına sebebiyet vermenin yasal müeyyideleri en son 1998 yılında 4369 sayılı yasa ile değiştirilmiş ve bugünkü halini almıştır.

 

3.Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge ve Düzenlenmesi ve Kullanılması Sonucunda Doğacak Cezalar

Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin tanımlaması da yine Vergi Usul Kanunu'nun 359 uncu maddesinin (a) bendinin iki nolu fıkrasının parantez içi hükmünde yapılmıştır. Buna göre muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge; “gerçek bir muamele ve duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge”dir.

İçeriği itibariyle yanıltıcı belgede, gerçek bir mal alımı olmasına rağmen, faturada veya fatura yerine geçen diğer belgelerde malın mahiyeti veya miktarı gerçeğinden farklı gösterilmektedir.

Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge ile sahte belge arasındaki fark; sahte belgede herhangi mal ve hizmet ifası olmadığı halde, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgede, bir mal teslimi veya hizmet ifasının kısmen de olsa bulunmasıdır. Mal veya hizmetin değerinin gerçeğinden daha az veya daha çok gösteren, alıcısı, satıcısı, tarihi, seri numarası, tahrif suretiyle değiştirilmiş belgeler de muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge mahiyetinde olup bu kapsamda değerlendirilmektedir.

Örneğin; herhangi türde inşaat işi yapan bir müteahhidin 3.000 torba çimento almasına rağmen, bu mal alım işlemine ilişkin satıcı tarafından düzenlenen satış faturasının 4.000 adet olarak düzenlenmesi halinde, söz konusu fatura, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olmaktadır.

Yukarıda yapılan tanım kapsamında; kimlik, adres, vergi kimlik numarası, miktar, fiyat gibi bilgilerin yanıltıcı olarak hatalı yazılması muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belgenin en bariz özelliğidir. Bu fiile en belirgin başka bir örnekte akaryakıt istasyonlarında belgesiz yapılan satışların, daha az akaryakıt alan bir mükellefe fatura edilmesi şeklinde rastlanmaktadır.

Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek veya kullanmak suretiyle vergi ziyaına sebebiyet verenlere, sahte belgede olduğu gibi, Vergi Usul Kanunu'nun 344 üncü maddesi gereğince üç kat vergi ziayı cezası kesilmesinin yanında, Vergi Usul Kanunu'nun 359 uncu maddesince de altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilmektedir.

Ancak, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanımının, sahte belge kullanımına göre tabiri caizse tek avantajlı tarafı, hapis cezasının paraya çevrilebilir olmasıdır. Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyen veya kullananlara verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmesinde, hapis cezasının her bir günü için, sanayi sektöründe çalışan 16 yaşından büyük işçiler için yürürlükte bulunan asgari ücretin bir aylık brüt tutarının yarısı esas alınmakta ve hükmolunan bu para cezası ertelenmemektedir.  

12.10.2000 tarih ve 24198 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan E.1990/10; K.1999/22 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile hükmolunan hapis cezasının para cezasına çevrilmesinde itilaf konusu hususlara ilişkin yeni düzenlemeler yapılmış ve yasa şu anda yürürlükte olan şekline gelmiştir.

 

4.Sahte veya Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge Kullanılmasında “Bilerek” Ayrımı

01.01.1999 tarihinde yürürlüğe giren 4369 sayılı yasa ile, Vergi Usul Kanunu’nda yapılan önemli değişiklerden biri de; sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgelerin düzenleme ve kullanımında hapis cezası uygulamasına ilişkin madde metninden 'bilerek' ibaresinin çıkartılmasıdır.

Madde metnindeki 'bilerek' ibaresinin çıkartılması sonucu, 01.01.1999 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin olarak, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin bilerek de bilmeyerek de kullanılmasının hapis cezası gerektirdiği görüşü ortaya çıkmıştır. Bu anlayış sonucu vergi incelemelerinde sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanıldığının görülmesi halinde, denetim elemanlarınca başkaca inceleme ve araştırma yapılmadan hapis cezası istemi ile savcılıklara suç duyurusunda bulunulmaya başlanmıştır. Bu uygulamalar sonucunda binlerce mükellef hapis cezası ile yargılanmış ve ceza almıştır. İlgili mahfillerde tartışmaları uzun süre devam eden bu hususla ilgili olarak Maliye  Bakanlığı  18 Haziran 2002 tarihinde 306 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile görüşünü açıklamıştır.

306 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımıyla, hapis cezası uygulamasında, vergi inceleme elemanlarına önemli bir sorumluluk verilmiştir. 306 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılan açıklamalar sonucunda, inceleme elemanları; vergi incelemelerinde ancak, sahte belge veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeleri bilerek kullandığı somut olarak maddi delillerle net ve açık olarak tespit edilen mükellefler hakkında suç duyurusunda bulunmaktadırlar.

 

5.Sonuç

Yukarıda yapılan açıklamalarda da görüldüğü üzere;

-Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar hakkında altı aydan üç yıla kadar hapis cezası hükmolunur. Hükmolunan hapis cezasının paraya çevrilmesinde hapis cezasının her bir günü için, sanayi sektöründe çalışan on altı yaşından büyük işçiler için hapis cezasını gerektiren fiilin işlendiği tarihte yürürlükte bulunan asgari ücretin bir aylık brüt tutarının yarısı esas alınır ve hükmolunan bu para cezası ertelenmez.

-Tamamen veya kısmen sahte belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar ağır hapis cezası hükmolunur. Bu hapis cezası para cezasına çevrilemez.

Ayrıca “kaçakçılık suçları” olarak adlandırılan bu suçları işleyenler hakkında 359 uncu maddede yazılı ve yukarıda belirtilen hapis cezası uygulanması yanında 344 üncü maddede yazılı üç kat vergi ziyaı cezası da uygulanmaktadır.

Bütün bu nedenlerle; vergi mükelleflerinin gerçek mal veya hizmet satışını yansıtmayan belgeleri düzenleyen ve bunu komisyon karşılığı piyasaya süren kötü niyetli kişilere karşı dikkatli olmaları, bu türden belgeleri; beyan edilmiş, tahakkukunu aldım, çok sağlam(!) gibi yüzeysel ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan gülünç iddialara dayanarak, KDV indiriminde kullanmak veya gider yazmak gibi amaçlarla asla edinmemeleri gerekmektedir.

Bu duyarlılık hem kamu hakkının ve hukukunun korunması hem de mükelleflerin kendi kişisel menfaatleri icabıdır. Bu uyarıları dikkate almayarak büyük mağduriyetler yaşayan, işini gücünü kaybeden, ağır parasal cezalar yanında hürriyeti bağlayıcı cezalara da muhatap olan vergi mükelleflerin sayısı her gün maalesef artmaktadır.

07.02.2007

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM