BASINDAN YAZILAR
Vekiller Kurtlar Vadisi'ne gitti, gurbetçinin parasını getirecek kanun bu haftaya kaldı / Ahmet Yavuz - MuhasebeTR

Vekiller Kurtlar Vadisi'ne gitti, gurbetçinin parasını getirecek kanun bu haftaya kaldı / Ahmet Yavuz

Krizin etkilerini azaltmak ve ülke içerisinde yaşanan likidite darlığına çare bulmak için çıkarılması düşünülen varlık barışı ile ilgili kanun görüşmeleri geçen hafta başladı.

Tasarı kanunlaştığında gerçek ve tüzel kişiler; yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat getirici bir belgeyle ispat edilen gayrimenkullerini Türkiye'ye daha rahat getirebilecek. Aslında bir oturumda bile halledilebilecek nitelik ve kısalıkta olan düzenleme, ilerleyen saatlerde toplantı yeter sayısının bulunamaması sebebiyle kanunlaşamadı. Çalışmalara yarın devam edilecek. Milletvekilleri perşembe günü yapılan görüşmeye Galatasaray maçını izlemek için mi, Kurtlar Vadisi'ni kaçırmamak için mi katılmadı bilemiyorum. Yapılan görüşmelerde Türkiye'de bulunan ve yastık altı olarak nitelendiren varlıkların beyanı halinde değer üzerinden alınacak vergi yüzde 10'dan yüzde 5'e düşürüldü. Doğrusu ben daha büyük indirimler, hatta verginin sıfırlanmasını bekliyordum.

Geçmiş yıllarda siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa bağlı olarak ortaya çıkan ekonomik krizler ve diğer bazı sebeplerden dolayı yurtdışına ciddi manada servet çıktığını biliyoruz. Hatta bir ara BDDK, yabancı bankaların lüks otel odalarını ofis olarak kullandığını ve mevduat topladığını duyurmuştu. Bu kanunla Türk vatandaşlarının yurtdışında bulunan ve 100-150 milyar dolar arasında olduğu tahmin edilen varlıklarının Türkiye'ye getirilerek, hem krizin sebep olduğu likidite darlığından kurtulmak hem de vatandaşlarımızı rahatlatmak hedefleniyor. Aslında kanunun hazırlık çalışmaları çok daha öncelere dayanıyor. Bazı Batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye de vatandaşlarına ait varlıkları ekonomiye kazandırmak için harekete geçmişti ki dünya çapında patlayan finansal kriz bu çalışmayı hızlandırdı. Meclis'e sunulan tasarı aslında bazı itirafları da açığa çıkarıyor. Mesela geçen yıllarda yaşanan krizlerin ve bir türlü sağlanamayan güvenli ortamın sermayeyi kaçırdığı temel kabul olarak öne çıkıyor. Öte yandan, yurtdışındaki varlıklar için başlatılan çalışmanın içeride bulunan fakat ekonomiye dâhil olmayan varlıkları da kapsayacak şekilde genişletilmesi ülkede büyük bir kayıt dışılığın mevcudiyetine işaret ediyor. Beyan edilen varlıkların daha sonra geriye yönelik yapılacak incelemelerden düşülecek olması da aslında bu varlıkların geçmiş yıllarda elde edilen kayıt dışı kazançlar olduğu kabulünden kaynaklanıyor. Bu durum, beyanda bulunacak mükelleflerin bu kazançlarını cüzi bir vergi ödeyerek itiraf etmeleri mukabilinde af getirilmesi manasını da taşıyor. Beyan edilecek değerler üzerinden alınacak yüzde 2 ve yüzde 5 oranındaki vergilerin kaldırılmaması da kanunun af özelliğini öne çıkarıyor. Buna göre mükellefler geçmiş yıllara ilişkin matrah artırımında bulunabilecek ve yapılması muhtemel incelemelerde çıkacak matrah farkından kanun kapsamındaki beyanlarını düşebilecek. Mevcut düzenlemede sadece beyan edilecek varlıkla ilgili inceleme yapılmayacağı teminatı veriliyor. Diğer hususlarla ilgili olarak yapılacak incelemeler hangi yılı kapsarsa kapsasın beyan edilen tutar matrah farkından düşülebilecek. Bu yönüyle gerçekten çok güzel düşünülmüş bir af. Düzenleme hem devlet hem de mükellefler açısından büyük avantajlar ihtiva ediyor. Bir kere devlet yurtdışındaki veya yastık altındaki paraları ekonomiye kazandırarak, finansal ve reel piyasanın likidite sıkıntısını gidermeyi sağlamış olacak. Bu varlıkların ekonomide meydana getireceği hareketlilik hem istihdam ve yeni iş alanlarını doğuracak hem de KDV, ÖTV, Özel İletişim Vergisi gibi dolaylı, Gelir ve Kurumlar Vergisi gibi doğrudan vergileri artıracak. Sadece bu getiriler bile bu kanunun maksadını gerçekleştirmiş olmak için yeterli. Peki, bu düzenleme ile devletin kaybı ne olacak? Sadece 5 yıllık zamanaşımı süresinde yapılacak incelemelerde bulunan matrah farkından beyan edilen tutar düşüleceği için ilgili mükellef adına Gelir, Kurumlar ve KDV üzerinden hesaplanacak vergi, ortalama yüzde 40'tan yüzde 5'e inecek. Bu vergilere ilişkin vergi ziyaı cezası ve gecikme zammı alınamayacak. Kaldı ki bu kanun kapsamında beyan edilen tutarın üstünde bulunan matrah farkı için standart vergilendirme zaten yapılacak.

Ancak global olarak bakıldığında devletin kat kat avantajlı olduğu görülüyor. Çünkü sık sık dile getirdiğim üzere inceleme elemanlarına gereken ehemmiyet verilmediği ve yeterli sayıda istihdam sağlanamadığı için ülkemizde inceleme oranı yüzde 2'lerde seyrediyor. Yani 5 yıllık zamanaşımı süresinde mükelleflerin yüzde 98'inin defterlerine bile bakılamıyor. İncelenen yüzde 2 mükellef için tarh edilen verginin de sadece yüzde 5'i tahsil edilebiliyor. Çünkü inceleme sonrasında mükellefler mahkemelere gidebiliyor, uzlaşmalara girebiliyor veya indirim talebinde bulunabiliyor. Bu yüzden daha sonra incelenme ihtimali bile bulunmayan, incelense bile tespit edilmesi şüpheli bulunan ve tahsil kabiliyeti oldukça düşük olan vergileri peşin olarak şimdiden alıp hem bütçeye ek gelir sağlamak hem de ekonomiyi canlandırmak iyi düşünülmüş bir proje.

 

 

Düzenleme, mükellefe rahat nefes aldıracak

Meclis'te görüşülen kanun, mükellefler için iyi bir fırsat. Çünkü birçok mükellef inceleme oranı düşük de olsa piyangonun kendisine çıkma ihtimaline binaen korkulu rüya görüyor. Yurtdışından getirilip yüzde 2 veya yurtiçindeki kayıt dışı varlıkları beyan edilip yüzde 5 vergi ödenerek hem işletmenin finansal yapısını güçlendirme hem de rahat rahat çalışma imkânı elde edilmiş olacak. Daha sonra çıkabilecek bir matrah farkı için ödenmesi gereken vergi ve cezaların neredeyse yüzde 2'si ile 5'i ödenerek 5 yıl rahat nefes alınabilecek. Ayrıca beyan edilen varlıklarla ilgili olarak da herhangi bir inceleme yapılamayacak. Özellikle yurtdışından getirilen varlıklar için Gümrük Kanunu, Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun, SPK (47/A maddesi hariç), vergi kaçakçılığı suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 282'nci maddesinde yer alan 'mal varlığı değerleri aklama suçu' yönünden soruşturma ve kovuşturma yapılmayacak ve idari para cezası kesilmeyecek.

Tasarıya, gecikmiş vergi borçları da dahil edilmeli

Ekonomik kriz sebebiyle mükellefler satış yapamıyor ve masraflarını zor karşılıyor. Bu durumdaki mükelleflerden vergi almak kolay değil. Mükellefler ancak çok cazip imkânlar tanınırsa şartları zorlayıp vergilerini ödeme yoluna giderler. Bu bağlamda gecikmiş vergi borçlarının tahsilini sağlamak için birtakım kolaylıklar tanıyan 4 No'lu tahsilât tebliğinin bu haliyle başarılı olması düşük ihtimal. Yapılacak şey, şu an Meclis'te bulunan ve görüşmeleri devam eden kanunun kapsamını genişletip, gecikmiş vergi borçlarını da kapsayacak bir vergi affı çıkarmak olmalıdır. Gecikme faizleri ve cezalarının mutlaka indirilmesi ve vergi asılları ile cüzi miktardaki cezaların tahsili sağlanmalı. Aksi halde gün geçtikçe artan kamu harcamalarını finanse etmek için borçlanmak gerekecektir ki bunun faturasını hepimiz biliyoruz. Vergi aflarına, bazı kesimlerce tepki gösterilmesi sebebiyle oluşan tedirginlik, siyasi otoritenin yavaş hareket etmesine, vergi affının gecikmesi de kamu zararına yol açıyor. Şu haliyle tahsili imkânsız alacakların kolaylık gösterilerek tahsil edilmesine tepki gösterilmesi anlaşılır şey değil. Bu alacakların tahsili bütçeye ciddi bir gelir sağlayacağından kayıtlı çalışan mükelleflerin gelecek yıllardaki vergi yükleri de azalacaktır.

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 10.11.2008)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM