YAZARLARIMIZ
Doç. Dr. Ahmet Gökgöz
İBA Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş.
ahmetgokgoz@ibakademi.com



TFRS Çerçevesinde Yapılan Kıdem Hesaplamasında Aktüeryal Fark İle İlgili Olarak Karşılaştığım Yaygın Bir Hata!

TMS 37 Standardı, Karşılık kavramını “Gerçekleşme zamanı veya tutarı belli olmayan yükümlülük” olarak tanımlamıştır. TMS 37’de Koşullu Varlık, Koşullu Yükümlülük ve Karşılık olmak üzere üç kavram üzerinde durulmaktadır. TFRS raporlarda koşullu varlık ile koşullu yükümlülükler finansal tablolara alınmayıp dipnotta açıklanırken “Karşılıklar” finansal tablolara yansıtılmaktadır. Karşılıkların finansal tablolara yansıtılmasının nedeni; gelecekte işletmeden çıkması beklenen muhtemel yükümlülüğün güvenilir bir şekilde tahmininin mümkün olmasıdır. Raporlama tarihlerinde finansal tablolara yansıtılan karşılıklar güvenilir bir tahmine dayanır ve her raporlama tarihinde tahmin yenilenir. TFRS raporlarda karşılaşılan belli başlı karşılıklar; kıdem karşılığı, izin karşılığı, dava karşılığı, prim karşılığı ve garanti yükümlülük karşılıklarıdır.

Kıdem tazminatı karşılığının nasıl hesaplanacağına dair politika ve ilkeleri TMS 19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar Standardı düzenlemektedir. Kıdem tazminatına bağlı olarak aktüeryal farkların hesaplanmasında; TFRS raporlama veya bağımsız denetim hizmetlerimiz sırasında karşılaştığımız yaygın bir hataya bu köşe yazısında dikkatleri çekmek isterim.

TMS 19 gereği çalışanlara sağlanan faydalar kapsamındaki planlar “Tanımlanmış Katkı Planları” ve “Tanımlanmış Fayda Planları” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Tanımlanmış katkı planları; çalışanlarla ilgili şirket dışında bir fona ödeme yapılarak gelecekte çalışanlarla ilgili bir yükümlülük altına girilmeyip sorumluluk ilgili fona devredilmektedir.  Tanımlanmış fayda planlarında ise şirket dışı bir fona ödeme söz konusu değildir. Gelecekte çalışanlarla ilgili doğacak yükümlülüklerden işletme sorumludur. İşletme gelecekte doğması muhtemel yükümlülükleri tahmin ederek planlaması gerekmektedir. Kıdem tazminatı yükümlülüklerinin Türkiye uygulamasında “tanımlanmış fayda planları” yaklaşımı geçerlidir.

Dolayısıyla işletmelerin TFRS çerçevesinde kıdem tazminatı yükümlülüklerini bazı aktüeryal varsayımlarda bulunarak tahmin etmesi gerekmektedir. Söz konusu aktüeryal varsayımlar finansal ve demografik varsayımlardan oluşmaktadır. Söz konusu varsayımlar her raporlama döneminde güncellenmekte ve kıdem tazminatı yükümlülüğü yeniden hesaplanmaktadır. Aktüeryal varsayımların değişmesinden kaynaklı kıdem yükümlülüğünün bugünkü değerindeki sapma olarak ifade edebileceğimiz “aktüeryal fark” özkaynak içerisinde “kâr veya zararda sınıflandırılmayacak diğer kapsamlı gelir” kaleminde raporlanmaktadır.

Finansal raporun ilgili dipnotunda, kıdem yükümlülüğü hareket tablosu hazırlanarak, kıdem yükümlülüğünün; dönem başı tutarı, hizmet maliyeti, faiz maliyeti, ödenen tazminat, aktüeryal fark, parasal pozisyon etkisi (enflasyon etkisi) ve sonuçta dönem sonu tutarı açıklanır. Uygulamada karşılaştığımız, kıdem hesabı yapılırken “ödenen tazminat” olarak dikkate alınan fiili ödenen tazminat tutarıdır. Ödenen tazminat kısmına yazılan tutar, aktüeryal farkı etkilemektedir. Pratikte kullanılan kıdem hesaplama excellerinin mantığı şöyle işlemektedir; dönem sonu yükümlülük ile dönem başı yükümlülük arasındaki farktan hizmet maliyeti, faiz maliyeti, ödenen tazminat (-) dışında kalan kısım ektüeryal farkı oluşturmaktadır. Dolayısıyla buraya yazılacak ödenen tazminat tutarı aktüeryal farkı etkilediği için önem taşımaktadır.

TMS 19 çerçevesinde ödenen tazminat kısmında dikkate alınması gereken tutar; fiili ödenen tazminat değil dönem içinde ayrılan personellerin TFRS çerçevesinde önceki dönem hesaplanmış kıdem yükümlülükleridir. Eğer buraya fiili olarak ödenen tazminatlar yazılırsa bu tutardan aktüeryal fark etkilendiği için TMS 19’a aykırı hareket edilmiş olur.

Şöyle ki…

TMS 19’un 57. Paragrafında tanımlanmış fayda planlarının muhasebeleştirilmesi ile ilgili adımlar açıklanmıştır. Bu adımların “c” başlığında “kâr veya zararda muhasebeleştirilecek tutarların belirlenmesi” hususu açıklanırken; geçmiş dönem hizmet maliyetleri ile yerine getirme sırasında ortaya çıkan kazanç veya kayıpların kâr veya zarara yani gelir tablosuna yansıtılacağı belirtilmiştir. Ödenen tazminat kısmına fiili ödenen tazminat yazıldığı takdirde, yerine getirme sırasında ortaya çıkan kazanç veya kayıp, aktüeryal fark kalemine yansıtılmış olacaktır.

Yine TMS 19’un 129. Paragrafında belirttiğimiz hususa destekleyen açıklama şöyledir;

“Aktüeryal kazanç ve kayıplar; tanımlanmış fayda planının başlaması, planda değişiklik yapılması, küçülmeye gidilmesi veya planın yerine getirilmesi veya bu tür bir plan kapsamında ödenecek olan faydalarda değişiklik olması nedeniyle tanımlanmış fayda yükümlülüğünün bugünkü değerinde meydana gelen değişiklikleri içermez. Bu tür değişiklikler, geçmiş hizmet maliyetini veya yerine getirme sırasında ortaya çıkan kazanç veya kayıpları etkiler.”

Sonuç olarak TFRS çerçevesinde yapılan kıdem hesaplarında ödenen kısmına yazılacak tutar fiili ödeme değil TFRS çerçevesinde yapılması gereken ödemedir. Eğer fiili ödeme yazılırsa, yerine getirme sırasında ortaya çıkan kazanç veya kayıplar aktüeryal farka yansıtılmış olacak bu da yanlış finansal raporlamayla sonuçlanacaktır.

26.05.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM