BASINDAN YAZILAR
Avans kâr dağıtımı / Bumin Doğrusöz - MuhasebeTR

Avans kâr dağıtımı / Bumin Doğrusöz

Sermaye şirketlerinde kâr payının tespit edilmesi ve dağıtılması, pay sahiplerinin sınırlı sorumluluğu dolayısıyla şahıs şirketlerine nazaran farklılıklar ve bazı özellikler taşımaktadır. Her şeyden önce kâr dağıtımı için genel kurulun onayından geçmiş bilançoda bir kârın bulunması gerekir. Nitekim Ticaret Kanunu'nun (TTK.) 457. maddesinde, safi kazancın yıllık bilançoya göre hesap ve tespit edileceğini hükme bağlamış ve ayrıca aynı maddenin 2. fıkrasında yıllık bilançonun, ticari defterler bölümündeki hükümlere göre tespit olunacağı ifade edilmiştir. Bu maddede yer alan "yıllık bilanço ve kârın bilançoya göre tespitine" ilişkin ilkeler, kârın yıl sonunda bilançoya göre belirlenip, izleyen yılda dağıtılabileceğini göstermektedir.
Ancak kanun, anılan düzenlemelerin yanı sıra 72. maddesinde "iş yılı, altı aydan az bir yıldan çok olamaz" hükmünü getirmiş, her iş yılı sonunda bilançonun tanzim olunacağını ifade etmiştir. Ayrıca, 364. maddenin 2. fıkrasında da bu düzenlemeye bağlı olarak "yılda birkaç kez kazançlarını dağıtan anonim şirketlerde her dağıtma için umumi heyeti toplantıya davet lazımdır" hükmüne yer verilmiştir.
Bu düzenlemelerin çelişik olup olmadığı ve dolayısıyla anonim şirketlerin yıl tamamlanmadan, yıldan kısa hesap dönemlerine göre kâr dağıtıp dağıtamayacakları, ticaret hukukçuları arasında tartışmalara yol açmıştır. Vergi hukukçuları ise Vergi Usul Kanunu'nun vergilendirme dönemi ve takvim yılı esasına ilişkin düzenlemeleriyle, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun örtülü kazanç dağıtımı hükümlerine öncelik ve ağırlık vererek, iki hukuk dalını birlikte yorumlayıp bir sonuca ulaşmaya çabalamak yerine, ara kâr dağıtımına karşı çıkmayı yeğlemişlerdir.
Sermaye Piyasası Kanunu'nda ise 4487 sayılı kanunla yapılan değişiklikler sonucu, cari yıl kazancından avans kâr dağıtımı yapılabilmesi kabul edilmiştir. Sermaye Piyasası Kanunu'nun 4487 sayılı kanunla değişik 15. maddesine göre, halka açık anonim şirketler, sermaye piyasası mevzuatına uygun olarak düzenlenmiş ve bağımsız denetimden geçmiş üçer aylık ara dönemler itibariyle hazırladıkları mali tablolarında yer alan kârlarından, temettü avansı dağıtabileceklerdir.
Halka açık anonim ortaklıkların üçer aylık ara dönemler itibariyle avans kâr dağıtımında bulunabilmeleri için gerekli koşul, ana sözleşmelerinde bu yolda bir hüküm bulunması ve ayrıca şirket yönetim kuruluna ilgili yılla sınırlı olmak üzere, söz konusu ana sözleşme hükmü uyarınca genel kurul tarafından yetki verilmesidir. Bu yetkilendirme üzerine, avans kâr dağıtımı yapıp yapmama yönünde karar yetkisi, yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulunun bu konuda alacağı kararlara karşı, pay sahiplerine, yönetim kurulu üyelerine, denetçilere ve Sermaye Piyasası Kurulu'na 30 gün içinde iptal davası açma hakkı da anılan madde ile kabul edilmiştir.
Bu yasal düzenleme ve bu düzenlemeye ilişkin Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemelerinin paralelinde bir hükmün Türk Ticaret Kanunu'na da eklenmesi zorunludur. Bu zorunluluk özellikle vergi kanunlarının hesap dönemini bir yıldan uzun tuttuğu ve kazanç belirlemesini işin bitimine bağladığı işler, bir başka deyişle yıllara yaygın inşaat ve onarım işleri açısından zorunluluk göstermektedir.
Çünkü mali idare, yıllara yaygın iş düzenlemesi ve bir yıldan uzun hesap dönemine ilişkin bir düzenlemenin ticaret yasasında olmamasına rağmen, bu tür işlerin kazançlarının iş bitmeden dağıtılmasına sıcak bakmamakta, bu gibi hallerde iş bitmeden kâr dağıtımının şirket kaynaklarının ortaklara kullandırılması anlamına geleceği ve dolayısıyla transfer fiyatlandırması kapsamına gireceği görüşündedir.
Ancak bu görüş, yıllara yaygın inşaat işleri ile uğraşan şirketlerin paydaşlarını sıkıntıya sokmaktadır. Nihayette bu insanlar şirketlere sermaye koyarken şirketin para kazanacağı ve kendilerinin de kâr payı alacakları umudu ile hareket etmişlerdir. Neticede şirketleri para kazanmakta, ama onlar kâr payına ulaşmak için yasa gereği, yıllarca beklemektedirler.
Bu tür işlerde işin kazancının yıllara yaygın inşaat işlerine ilişkin hükümlere göre saptanması bir yasal zorunluluk olduğundan ve şirketlerin başkaca bir seçimlik hakkı bulunmadığından, şirketlerde yıllık kazanç belirlemesi de yapılamamaktadır.
Yeni Ticaret Kanunu Tasarısı'nda bu yönde bir düzenleme varsa da tasarının bu yıl yasalaşma ihtimali zayıf gözükmektedir. Bu sorunun vergi kanunlarına bir hüküm konulmak suretiyle çözülmesi, bize göre mümkün değildir. Zira, kâr dağıtımı vergi kanunlarının konusu değildir.
Bu nedenle şu anda Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülen tasarıya bu yönde bir hüküm eklenmesi, yıllara yaygın inşaat işleri ile uğraşanların hem elini güçlendirecek hem de onların üzerindeki "cari hesap" risklerini hafifletecektir.

(Kaynak: Referans Gazetesi | 28.05.2009)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM