YAZARLARIMIZ
Yaşar Çatalkaya
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
Sürdürülebilirlik Denetçisi
yasarcatalkaya@gmail.com



Karbon Piyasasında Yerli ve Milli Hamle: TURKUAZ KREDİ Dönemi Başlıyor

Yeşil dönüşüm artık yalnızca çevresel bir sorumluluk değil; ulusal ekonomilerin güç yarışında belirleyici bir rekabet alanı. Türkiye de bu rekabette geri kalmamak için İklim Kanunu’nun ardından en kritik tamamlayıcı adımı atarak Karbon Kredilendirme ve Denkleştirme Yönetmeliğini kamuoyunun değerlendirmesine sundu. Gelen görüş ve önerilerin alınmasının ardından yönetmeliğin ay sonuna doğru Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. Düzenleme, ETS Yönetmeliği ile birlikte Türkiye’nin ulusal karbon piyasasının omurgasını oluştururken, Turkuaz Kredi adıyla tanımlanan yerli karbon birimi sayesinde hem yerel hem de uluslararası piyasalara açılacak yeni bir yeşil finansman döneminin önünü açıyor.

I. Giriş: Türkiye'nin Karbon Piyasası Hamlesi Neden Önemli?

Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelesinde ve 2053 net sıfır emisyon hedefine giden yolda tarihi bir adım atarak, ulusal karbon piyasasının temel direklerinden birini oluşturacak yeni bir düzenlemeyi kamuoyu ile paylaştı. "Karbon Kredilendirme ve Denkleştirme Yönetmeliği", uzun zamandır beklenen bir boşluğu doldurarak, ülkenin kendi karbon kredisi sistemini kurmasının yol haritasını çiziyor. Bu, sadece mevcut uluslararası standartlara (Verra, Gold Standard vb.) güvenmek yerine, ulusal egemenliği pekiştiren, standartları yerel sürdürülebilir kalkınma hedeflerine göre şekillendiren ve karbon finansmanının tüm değer zincirini yurt içinde tutmayı amaçlayan stratejik bir tercihtir.

Yönetmeliğin temel amacı, Türkiye'nin kendi ulusal karbon denkleştirme sistemini kurarak, sera gazı emisyonlarını azaltan veya atmosferden gideren projelerin ürettiği değeri "karbon kredisi" olarak belgelendirmek ve bu kredilerin hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda güvenilir bir şekilde işlem görmesini sağlamaktır. Bu çerçevede yönetmelik, Türkiye'nin zorunlu Emisyon Ticaret Sistemi (TR ETS) dışında kalan sektörlerde (örneğin tarım, ormancılık, atık yönetimi) geliştirilecek projelere odaklanıyor. Aynı zamanda, şirketlerin veya bireylerin gönüllü olarak karbon ayak izlerini sıfırlama hedeflerini düzenliyor ve Türk projelerinin uluslararası piyasalarla entegrasyonu için gerekli kuralları belirliyor.

Peki, bu yeni sistemin kalbinde ne yatıyor? Gelin, yönetmeliğin en önemli yeniliği olan ve Türkiye'nin ulusal karbon kredisi markası olmayı hedefleyen "Turkuaz Kredi" kavramını daha yakından tanıyalım.

II. Sahneye Yeni Bir Oyuncu Çıkıyor: Türkiye Karbon Denkleştirme Sistemi (TR KDS) ve "Turkuaz Kredi"

Türkiye, bu yönetmelikle birlikte uluslararası karbon piyasalarında kendi markasını yaratma yolunda önemli bir adım atıyor. Bugüne kadar Türk projeleri, uluslararası standartlara göre kredi üretirken, artık yerli, güvenilir ve ulusal önceliklerle uyumlu bir alternatif doğuyor. Bu alternatifin adı "Türkiye Karbon Denkleştirme Sistemi (TR KDS)". TR KDS, Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi kapsamı dışındaki faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltan veya atmosferden kaldıran projeler için özel olarak tasarlanmış bir kredilendirme programıdır.

Bu sistemin ürettiği her bir karbon kredisine ise özel bir isim veriliyor: Turkuaz Kredi. Yönetmeliğe göre bir Turkuaz Kredi, atmosferden azaltılan veya giderilen bir ton karbondioksit eşdeğeri sera gazını temsil eden, ulusal bir karbon kredisidir. Ancak bir projenin Turkuaz Kredi üretebilmesi için oldukça katı ve modern ilkelere uyması gerekiyor:

  • Sürdürülebilir Kalkınma Katkısı: Projeler sadece karbon azaltmakla kalmamalı, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'ndan en az üç tanesine somut katkı sağlamalıdır. Bu amaçlardan birinin "İklim Eylemi" olması zorunludur. Bu ilke, projelerin çevresel faydanın yanı sıra sosyal ve ekonomik fayda üretmesini de garanti altına almayı hedefler.
  • Özgünlük İlkesi ("Özgün Katkı"): Bu, karbon piyasalarının en temel prensiplerinden biridir. Bir projenin kredilendirilebilmesi için, karbon piyasasından elde edeceği gelir olmadan ekonomik veya teknolojik olarak hayata geçirilemeyecek olması gerekir. Yani, proje "zaten yapılacak" bir faaliyet olmamalı, karbon finansmanı sayesinde mümkün kılınmalıdır. Başka bir deyişle, yasal olarak zaten kurulması zorunlu olan bir atık tesisi kredi alamazken, kârlı olmadığı için normalde yapılmayacak ama karbon geliriyle mümkün hale gelen bir ormancılık projesi kredi alabilir.
  • Çifte Sayımın Önlenmesi: Bir emisyon azaltımı yalnızca bir kez sayılabilir. Bu nedenle, Turkuaz Kredi üreten bir proje, aynı azaltım için başka bir uluslararası programdan kredi alamaz veya Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Belgesi (YEK-G) veya enerjinin kökenini belgeleyen diğer sertifikalardan faydalanamaz. Bu kural, sistemin bütünlüğünü ve güvenilirliğini korur.

Bu iddialı sistemi hayata geçirecek ve denetleyecek olan kurumsal yapı ise piyasanın güvenilirliği için kritik bir rol oynayacak.

III. Sistemi Kimler Yönetecek? Görev Dağılımı ve Kurumsal Yapı

Güvenilir bir karbon piyasası, ancak şeffaf, hesap verebilir ve yetkin kurumlar tarafından yönetildiğinde başarılı olabilir. Yönetmelik, bu ihtiyacı karşılamak üzere dörtlü bir kurumsal yapı kurguluyor. Her kurumun rolü, sistemin farklı bir parçasını işleterek bütünün sorunsuz çalışmasını sağlamak üzerine tasarlanmıştır.

  • İklim Değişikliği Başkanlığı: Sistemin beyni ve stratejik aklı olarak konumlandırılmıştır. TR KDS'nin genel planlamasından, politika ve kuralların belirlenmesinden ve üretilen kredilerin uluslararası piyasalarda satışı için gerekli yetkileri vermekten sorumludur. En önemlisi, metodolojiler üzerinde nihai onay yetkisine sahiptir.
  • Türk Standardları Enstitüsü (TSE): Sistemin "operatörü" ve motorudur. Metodoloji geliştirme ve teknik inceleme, proje başvurularını alma, projelerin kaydedildiği "Türkiye Karbon Denkleştirme Kayıt Sistemi"ni kurma ve işletme gibi tüm operasyonel süreçleri TSE yürütecektir. Bu iki kurum arasındaki ilişki, teknik uygulamanın (TSE) politika denetimiyle (Başkanlık) dengelendiği bir yapı oluşturmaktadır.
  • Türkiye Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK): Sistemin güvenilirliğinin temel sigortasıdır. Projelerin gerçekten beyan ettikleri kadar emisyon azaltımı yapıp yapmadığını denetleyecek olan bağımsız kuruluşları akredite etme görevini üstlenir. TÜRKAK'ın onayı olmadan hiçbir kuruluş denetim yapamaz.
  • Geçerli Kılıcı ve Doğrulayıcı Kuruluşlar: Bu kuruluşlar, sistemin bağımsız gözlemcileridir. TÜRKAK tarafından akredite edilmiş bu özel şirketler, bir projenin tasarımının kurallara uygunluğunu (geçerli kılma) ve faaliyete geçtikten sonra elde ettiği emisyon azaltım miktarının doğruluğunu (doğrulama) teyit ederler.

Bu çok katmanlı kurumsal yapı, her bir kredinin arkasında sağlam bir denetim ve onay mekanizması olduğunu garanti eder. Bu yapı, bir "Turkuaz Kredi"nin gerçek, doğrulanabilir ve tekil olduğundan emin olmak isteyen yatırımcı, proje geliştirici ve kredi alıcısı için elzem olan piyasa güvenini inşa etmek üzere tasarlanmıştır. Peki, bu yapının işleyişiyle bir proje fikri nasıl somut bir karbon kredisine dönüşür?

IV. Bir Fikirden Karbon Kredisine: "Turkuaz Kredi" Üretim Süreci

Bir emisyon azaltım projesinin "Turkuaz Kredi"ye dönüşüm yolculuğu, potansiyel proje sahipleri için net adımlarla tanımlanmıştır. Yönetmelik, bu süreci şeffaf ve öngörülebilir kılmayı amaçlamaktadır. İşte bir fikrin finansal bir varlığa dönüşmesinin temel adımları:

  1. Metodoloji Geliştirme ve Onay: Sera gazı azaltımının veya gideriminin ölçülmesi ve karbon kredilerinin ihracı için program/proje sahiplerinin izlemesi gereken prosedür ve gereklilikleri belirleyen, önceden onaylanmış bir "metodolojiye" dayanmak zorundadır. Bu metodolojiler, İklim Değişikliği Başkanlığı'nın nihai onayıyla sisteme dahil edilir.
  2. Başvuru ve Kayıt: Proje sahibi, projesini ve ilgili belgeleri Türk Standardları Enstitüsü'ne (TSE) sunar. TSE tarafından yapılan ön incelemenin ardından uygun bulunan proje, "Türkiye Karbon Denkleştirme Kayıt Sistemi"ne kaydedilir.
  3. Geçerli Kılma: Proje henüz başlamadan önce, bağımsız bir "geçerli kılıcı kuruluş" devreye girer. Bu kuruluş, proje tasarımını, yapılan varsayımları ve emisyon azaltım tahminlerini TR KDS kurallarına göre detaylı bir şekilde inceler ve uygunluğunu teyit eden bir rapor hazırlar.
  4. İzleme ve Doğrulama: Proje hayata geçtikten sonra, proje sahibi belirlenen metodolojiye göre elde ettiği sera gazı azaltımını düzenli olarak izler ve raporlar. Ardından, başka bir bağımsız "doğrulayıcı kuruluş", bu raporlardaki verilerin ve beyan edilen azaltım miktarının doğruluğunu sahada ve belgeler üzerinden kontrol eder.
  5. Kredi İhracı: Doğrulama raporu TSE'ye sunulduktan sonra, raporda teyit edilen emisyon azaltım miktarı kadar "Turkuaz Kredi", Turkuaz Kredi ihraç bedelinin ödenmesini takiben TSE tarafından proje sahibinin kayıt sistemindeki hesabına ihraç edilir.

Bu titiz sürecin sonunda üretilen krediler artık piyasada kullanılmaya hazırdır. Peki bu krediler tam olarak nerede ve ne amaçla kullanılabilir?

V. Kredilerin Değeri: Piyasada Kullanım Alanları ve Stratejik Rolü

Üretilen Turkuaz Kredilerin somut bir değere sahip olması, piyasanın canlılığı için hayati önem taşır. Yönetmelik, bu kredilerin nerelerde ve nasıl kullanılabileceğini net bir şekilde tanımlayarak bu değeri yaratmaktadır. İşte Turkuaz Kredilerin üç ana kullanım alanı:

  • Türkiye Emisyon Ticaret Sistemi (TR ETS) Kapsamında Kullanım: Türkiye'nin zorunlu karbon piyasası olan TR ETS kapsamındaki sanayi tesisleri, yıllık emisyon yükümlülüklerinin İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından belirlenecek bir kısmını Turkuaz Krediler kullanarak yerine getirebilecekler. Bu, yönetmeliğin en kritik ekonomik mekanizmasıdır. ETS kapsamındaki tesislere bu esnekliğin tanınması, ETS dışındaki sektörlerde (tarım, ormancılık vb.) geliştirilecek yeşil projeler için güçlü bir yerli talep ve finansal teşvik yaratır. Böylece zorunlu uyum piyasası ile gönüllü proje dünyası birbirine bağlanarak bütüncül bir ulusal karbon ekonomisi oluşturulur.
  • Gönüllü Taahhütler İçin Kullanım: Günümüzde giderek daha fazla şirket, kurum ve hatta birey, çevresel sorumluluklarının bir parçası olarak karbon ayak izlerini azaltma veya tamamen sıfırlama ("karbon nötr" olma) hedefleri belirlemektedir. Turkuaz Krediler, bu gönüllü taahhütlerin yerine getirilmesi için güvenilir bir araç sunar. Bu amaçla kullanılan bir kredi, kayıt sisteminde "itfa" edilir, yani kalıcı olarak sistemden silinir. Bu, aynı kredinin birden fazla kez kullanılmasının önüne geçerek çifte sayımı engeller.
  • Organize Piyasalarda İşlem Görme: Yönetmelik, Turkuaz Kredilerin gelecekte organize bir borsada alınıp satılabilmesi için Başkanlık onayı gerektiğini belirterek piyasaya net bir sinyal vermekte ve likidite potansiyeli yaratmaktadır. Bu, kredilerin daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşmasını sağlayabilir.

Yönetmelik sadece iç piyasayı canlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası karbon piyasalarındaki konumunu da yeniden şekillendiriyor.

VI. Uluslararası Arenaya Açılış: İhracat ve Küresel Uyum Kuralları

Bu düzenlemenin en stratejik yönlerinden biri, Türkiye'de üretilen karbon kredilerinin küresel piyasalara erişimini Paris Anlaşması kurallarına uygun bir şekilde düzenlemesidir. Bu, Türk projeleri için önemli bir yeşil finansman ve teknoloji transferi kapısı aralamaktadır. Ancak bir kredinin uluslararası piyasada satılabilmesi için oldukça önemli kurallara uyulması gerekmektedir.

  • Yetkilendirme Belgesi: Proje sahipleri, ürettikleri kredileri yurt dışındaki bir alıcıya satmak istediklerinde, öncelikle İklim Değişikliği Başkanlığı'ndan bir Yetkilendirme Belgesi almak zorundadır. Bu belge, devletin o kredinin ihracatına onay verdiğini gösterir.
  • Çifte Sayımın Önlenmesi ("Mütekabil Düzenleme"): Küresel iklim muhasebesinin en kritik ilkesi budur. Bir Türk projesinin ürettiği emisyon azaltımı, uluslararası bir alıcıya satıldığında, bu azaltım miktarı artık Türkiye'nin kendi ulusal iklim hedeflerine (Ulusal Katkı Beyanı) ulaşmak için kullanılamaz. Mütekabil düzenleme olarak adlandırılan bu işlem, satılan her bir tonluk azaltımın Türkiye'nin kendi iklim karnesinden silinmesi anlamına gelir. Bu, aynı karbon azaltımının hem Türkiye hem de alıcı ülke tarafından sayılmasını engelleyerek küresel iklim çabalarının bütünlüğünü korur.
  • Karbon Piyasası Kurulu'nun Rolü: Hangi sektörlerden, ne tür projelerden ve ne miktarda kredinin ihraç edilebileceği gibi stratejik kararlar, bu kurul tarafından belirlenecektir. Kurulun rolü, sektör, program/proje, metodoloji, ithalat ve ihracat ile ilgili sınırlamaları belirleyerek Türkiye'nin kendi iklim hedeflerini riske atmadan uluslararası piyasalardan en verimli şekilde faydalanmasını sağlayacak bir kontrol mekanizmasıdır.

Yönetmelik ayrıca, Türkiye sınırları içinde faaliyet gösteren tüm uluslararası projelerin de "Türkiye Uluslararası Karbon Kayıt Sistemi"ne kaydedilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu, sadece şeffaflık sağlamakla kalmaz, aynı zamanda devlete kendi sınırları içinde üretilen tüm karbon varlıkları üzerinde tam bir ulusal gözetim imkânı tanır. Bu, ülkenin Ulusal Katkı Beyanı'nı yönetmesi ve kredilerin aşırı satımını önlemesi açısından hayati önemdedir.

VII. Sonuç: Türkiye'nin Yeşil Ekonomi Yolculuğunda Stratejik Bir Adım

Karbon Kredilendirme ve Denkleştirme Yönetmeliği, Türkiye'nin iklim politikaları ve yeşil ekonomi vizyonu için bir dönüm noktasıdır. Bu düzenleme, soyut hedefleri somut piyasa mekanizmalarına dönüştürerek, düşük karbonlu bir geleceğe geçişi hızlandırma potansiyeli taşımaktadır. Yönetmeliğin getirdiği temel kazanımlar üç başlıkta özetlenebilir:

  1. Ulusal Kontrol ve Güvenilirlik: Türkiye, "TR KDS" ve "Turkuaz Kredi" markası altında, kendi standartlarına sahip, şeffaf ve her adımı denetlenebilir bir ulusal karbon kredisi sistemi kurarak piyasanın kontrolünü ve bütünlüğünü kendi eline almaktadır.
  2. Piyasa Entegrasyonu: Hem zorunlu Emisyon Ticaret Sistemi hem de gönüllü piyasalar için yerli bir denkleştirme mekanizması oluşturulmuştur. Bu, şirketlere hem yasal uyum hem de kurumsal sosyal sorumluluk hedefleri için yeni ve güvenilir araçlar sunmaktadır.
  3. Küresel Rekabet Gücü: Türk projelerinin, Paris Anlaşması kurallarına tam uyumlu bir şekilde uluslararası karbon piyasalarına erişimi sağlanmıştır. Bu, ülkeye temiz teknoloji yatırımları ve yeşil finansman çekme potansiyelini önemli ölçüde artıracaktır.

Bu yönetmeliğin başarısı, Türkiye'nin 2053 net sıfır hedefine giden yolda sadece bir adım değil, aynı zamanda yeşil ekonomiyi ne kadar ciddiye aldığının da en somut göstergesi olacaktır.

17.11.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.279 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM