Sosyal güvenlik reformunda, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun finansman yapısını olumsuz etkileyen durumların ortadan kaldırılması amaçlanmıştır.
Sosyal güvenlik sistemi, esas olarak bireyleri yaşamın öngörülemeyen risklerine karşı koruma amacını taşımaktadır. Bu sistemin temelinde, bireylerin çalışma hayatı boyunca yaptıkları katkılarla oluşturulan bir güvence mekanizması söz konusudur. Ancak bu mekanizmanın sürdürülebilirliği, hem işverenlerin yükümlülüklerini doğru ve zamanında yerine getirmesine hem de devletin etkin bir denetim ve teşvik dengesini kurmasına bağlıdır.
Bu bağlamda, sosyal güvenlik reformu kapsamında çıkarılan kanunlarla bir yandan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı şeklindeki farklı kurumlar SGK çatısı altında birleştirilerek tek bir kurumsal yapı oluşturulurken, bir yandan da sigortalılık, prim, emeklilik, sağlık ve diğer konulardaki mevzuat tek bir kanunda toplanmıştır.
Sosyal güvenlik reformunda başka amaçlar da hedeflenmiş olmakla birlikte, özellikle kayıt dışı istihdam (sigortasız işçi çalıştırma), sigorta primlerinin düşük seviyeden ödenmesi, çalışma gün sayısının düşük gösterilmesi, prim tahsilat oranının düşüklüğü gibi Sosyal Güvenlik Kurumu’nun finansman yapısını olumsuz etkileyen durumların ortadan kaldırılması amacıyla işverenlere pek çok yükümlülük ve bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde de çeşitli idari yaptırımlar (idari para cezası, gecikme cezası, teşviklerden yararlanamama, kamu ihalelerine girememe, asgari işçilik vd.) öngörülmüştür.
Diğer taraftan, SGK’nın kurumsal yapısının oluşturulması kapsamında, daha önce üç ayrı kurumda var olan müfettişler “SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı” altında toplanmış, ayrıca il düzeyinde görev yapmak üzere “Sosyal Güvenlik Denetmenliği” şeklinde yeni bir denetim kadrosu oluşturulmuştur. Bunun dışında, sosyal güvenlikte risk analizine dayalı denetim sistemine geçilmiş ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Merkezlerinde kayıt dışı istihdamla mücadele (KADİM) servisi adı altında yapılanmaya gidilerek, çeşitli kamu kurum ve kuruluşundan temin edilen bilgi ve belgeler üzerinden sigortasız işçi çalıştırma konusunda çapraz kontrol yapılmaya başlanmıştır.
İşverenlerin sosyal güvenlik yükümlülükleri
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca işverenlerin bazı temel yükümlülükleri aşağıda belirtilmiştir.
- Çalışanların işe başlatılmadan önce SGK’ya bildirilmesi,
- Sigorta primlerinin yasal süreler içinde ve eksiksiz olarak ödenmesi,
- Aylık prim ve hizmet belgelerinin doğru şekilde düzenlenip SGK’ya gönderilmesi,
- İş kazası veya meslek hastalığı durumunda gerekli bildirimlerin zamanında yapması,
Bu yükümlülüklerin ihlali, işverenlerin hem idari para cezası hem de cezai yaptırımlarla karşılaşmalarına yol açmaktadır.
Sosyal güvenlikte riskler
Sosyal güvenlik alanındaki riskleri üç temel kategoride toplayabiliriz.
1- Finansal riskler
Primlerin gecikmeli veya eksik ödenmesi, işverenin gecikme cezası ve faiziyle karşılaşmasına neden olmaktadır. Ayrıca kamu ihaleleri veya kredi işlemlerinde “borcu yoktur” belgesinin alınamaması, ticari itibar kaybına yol açabilmektedir.
2- Hukuki riskler
Yanlış sigorta bildirimi, sahte sigortalılık veya hizmet tespiti davaları gibi durumlar, ciddi hukuki sonuçlar doğurabilmektedir. SGK’nın hem denetim yetkisinin geniş, hem de zamanaşımı süresinin uzun olması geriye dönük olarak işverenlerin prim, idari para cezası borcu ile karşı karşıya kalmalarına, yararlandıkları istihdam teşvik ve desteklerinin iptal edilmesine yol açabilmektedir.
3- İtibari riskler
Sosyal sorumluluk bilincinin arttığı günümüzde, çalışan haklarını ihlal eden veya prim ödemelerinde düzensizlik yaşayan şirketler kamuoyunda güven kaybı yaşamaktadır. Bu durum ise işveren markasına ve yatırımcı ilişkilerine doğrudan zarar vermektedir.
Sosyal güvenlikte fırsatlar
İşverenler, sosyal güvenlik yükümlülüklerini yalnızca bir zorunluluk olarak değil, aynı zamanda stratejik fırsat olarak da değerlendirmeleri gerekmektedir.
Zira, yükümlülüklerin tam ve süresinde yerine getirilmesi bir yandan iş gücü maliyetlerini azaltacak fırsatlardan yararlanmayı sağlarken, bir yandan da kurumsal sürdürülebilirliğe katkı sağlamaktadır.
1.Teşvikler: Sosyal güvenlik mevzuatında işverenlere çok sayıda yükümlülük ve yaptırım öngörülürken, özellikle primlerini düzenli ödeyen, sigortasız işçi çalıştırmayan, mevcut istihdamını artıran işverenlere, sosyal güvenlik prim maliyetlerini azaltmak amacıyla prim teşvikine (5 puanlık prim indirimi, engelli prim teşviki, Ar-Ge prim teşviki, ilave istihdam prim teşviki, teşvik belgeli yatırımlarda prim teşviki, asgari ücret desteği vd.) yönelik çok sayıda düzenleme yapılmıştır.
Dolayısıyla, genç ve kadın istihdamı, Ar-Ge faaliyetleri veya ihracat odaklı sektörlerde faaliyet gösteren işletmeler, bu teşviklerden yararlanarak iş gücü maliyetlerinde önemli oranda tasarruf sağlayarak rekabet avantajı sağlayabilmektedir.
2.Dijitalleşme: E-Bildirge, e-Devlet ve SGK veri entegrasyonu sayesinde, işverenlerin yükümlülüklerini elektronik ortamda daha hızlı, şeffaf, hatasız ve daha az maliyetle yerine getirmeleri mümkün hale gelmiştir. Dijital uygulamalardaki otokontrol sistemleri hatalı işlem ihtimalini ortadan kaldırdığından işyerinin denetime girme riskini de düşürmektedir.
3.ESG ve kurumsal sürdürülebilirlik: Sosyal güvenlik bilinci, çevresel-sosyal-yönetişim (ESG) kriterleri kapsamında şirketlerin sosyal ayak izini güçlendiren bir unsurdur. Çalışanlarının refahına önem veren, güvenli çalışma ortamı sağlayan ve sosyal güvenlik yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren şirketler, bir yandan yatırımcılar nezdinde daha yüksek itibar kazanırken, bir yandan da uzun vadeli başarılarını desteklemektedir.
Sonuç olarak, sosyal güvenlik mevzuatıyla şirketlere önemli fırsatlar sunulurken, bir yandan da getirilen yükümlülükler, idari yaptırımlar, karmaşık yapısı, mevzuatın çok sık değiştirilmesi ve denetimlerin her geçen gün artmasına bağlı olarak mali riskleri de beraberinde getirmektedir.
Dolayısıyla, gelinen noktada işletmelerin sosyal güvenlikle ilgili yükümlülüklerini, risklerini ve yararlanabilecekleri fırsatları bilmeleri büyük önem taşımaktadır. Riskleri doğru yönetip fırsatları stratejik avantaja dönüştüren işletmelerin hem çalışanlarını hem de toplumu daha güvenli bir geleceğe taşıdıkları görülmektedir.
(Kaynak: Celal Özcan / Ekonomim.com | 10.10.2025)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.