Hukuk bir bütündür. Her ne kadar dalların kendine özgü özelliklerinin vurgulanabilmesi, öğretimin daha kolaylaştırılması gibi çeşitli sebeplerle branşlara ayrılmışsa da her bir hukuk dalı diğer branşları yok sayamaz; diğer hukuk dallarını yok sayarak kurallarını koyamaz. Elbette ki haklı ve bilimsel sebepleri varsa, her bir hukuk dalı kendine özgü düzenlemeler getirebilir. Ancak haklı sebep yok ise bu o hukuk dalının keyfi davranışı olur; hukukun bütünlüğünü zedeler ve o da hukuk olmaz. Maalesef düzenlemelerde keyfi davranışı ifade, en yoğun vergi hukukundadır. Örneğin finansal kiralama sözleşmesi özel hukuka göre farklı, vergi hukukuna göre farklı tanımlanamaz. Özel hukuk bu sözleşmeyi sadece finansal kiralama şirketleri yapabilir derken, vergi hukuku “her şirket yapabilir” diyemez.
Aynı şekilde yasa koyucu çeşitli mevzuat düzenlemeleri içerisinde elbette ki suç ve ceza ihdas edebilir. Cezaların ağırlığını takdir yetkisi, Anayasa Mahkemesi’nin de belirttiği gibi, yasama organının tekelindedir. Ancak aynı nitelikteki fiillere, çeşitli mevzuat düzenlemeleri içerisinde, her hangi bir haklı sebep yokken farklı yaptırımlar öngörülmesi, ceza adaletini bozar.
Geçen yazımda ücretlerin çeşitli kanunlara göre bankadan ödenmesi yükümlülüğünden söz etmiş, bu yükümlülüğe uymamanın yaptırımlarının ilgili Kanunda düzenlendiğini söylemiştim. Şimdi bu cezalara biraz yakından bakalım.
Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında 5953 Sayılı Kanun’un 27. maddesine göre; gazeteciye ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını zorunlu tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına yatırılmaksızın ödeyen işverene, her bir gazeteci için, binbeşyüz TL idarî para cezası verilecektir.
Deniz İş Kanununun 51. maddesine göre gemi adamına ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını zorunlu tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına yatırmayan işverene, işveren vekiline her gemi adamı için bin iki yüz TL idarî para cezası verilecektir.
İş Kanunu’nun 102. maddesine göre; ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakı zorunlu tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına ödemeyen işveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay için 125 Türk Lirası idari para cezası kesilecektir.
Basında çalışanlarda kayıt dışı mı daha fazla, yoksa onların ücretlerinin garantiye alınması mı önemlidir ki Basın İş Kolunda yaptırım, İş Kanunu’na göre işçi istihdam edene verilecek yaptırımın 5 katıdır. Aynı fiile diğer kanunlardan farklı yaptırım öngören bir kanunun, bunun sebebini gerekçesinde açıklaması gerekir diye düşünüyorum. Ancak son yıllarda yasa maddelerinin gerekçeleri, maalesef gerekçe olmaktan çok uzaktadır.
Bir örnek daha verelim. İbraz etmeme fiili. Fiil aynı, ibraz etmeme. Ancak bu fiile her Kanun ayrı ceza öngörmüş. Cezaların ise birbiri ile ilgisi yok.
Defter ve belgelerin vergi inceleme elemanına ibraz edilmemesi, Vergi Usul Kanununun hürriyeti bağlayıcı ceza ile yaptırıma bağladığı fillerden birisidir. Anılan Kanunun 359/a maddesine göre bu fiilin yaptırımı 18 ay ila 5 yıl arası hapistir.
Defter ve belgeleri sadece vergi inceleme elamanları istemez. Sosyal Sigortalar Kurumu Müfettişleri de isteyebilir. Müfettişlerce yapılan ibraz talebinin süresinde karşılanmaması halinde uygulanacak yaptırım 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 102/e maddesinde idari para cezası olarak düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre defter ve/veya belgeleri ibraz etmeyenler, bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü iseler aylık asgari ücretin 12 katı, diğer defterleri tutmakla yükümlü iseler aylık asgari ücretin altı katı, defter tutmakla yükümlü değillerse aylık asgari ücretin üç katı tutarında idari para cezası ile cezalandırılırlar. Yani söz konusu fiilin bu gün işlenmesi halinde cezası, bu kanuna ve duruma göre 312.066,- TL ile 78.016,- TL arasında idari para cezası olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aynı fiil Sermaye Piyasası Kanunu’nda da suç olarak düzenlenmiştir. Bu kanunun 111. maddesinde, Sermaye Piyasası Kurulu’na veya kurulca görevlendirileceklere defter, belge ve kayıtlarını ibraz etmeyenlere, bunları saklayanlara veya yok edenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmesi öngörülmüştür.
Yeni Ticaret Kanunu’nda defter veya belgeleri ibraz etmemeyi suç kapsamına almıştır. Kanunun 562. maddesinde, şirketi denetlemeye yetkili bakanlık görevlilerine şirketin defter, belge ve bilgilerin sunulmaması veya bunların görev yapmalarının engellenmesi, 300 güne kadar adli para cezası ile yaptırımlanan bir suç olarak düzenlenmiştir (Kanunda alt sınır gösterilmediğinden alt sınır burada TCK md. 52 uyarınca beş gündür). Adli para cezasının günlüğü 100 TL ile 500 TL arasında hakimin takdir edeceği miktardır.
Benzeri suç ve ceza hükümlerine, tarasak, başka kanunlarda da belki rastlayabiliriz. Biz sadece en önemlilerini aktardık.
Dört kurum sizden defterlerinizin ibrazını ister ve ibraz edemezseniz, yandınız demektir. Cezalarına bakarak korunan kurumları önem sırasına dizersek, başı Hazine çekmektedir. En ağır ceza ondadır. Daha az önemlisi Sermaye Piyasası Hukuku’dur. Daha da az önemlisi Ticaret hukukunun alanıdır. En önemsizi de yaptırımın idari para cezası olması sebebiyle SGK’ya ibraz etmemedir. Şimdi bu düzenlemelerin tutarlılığını, korunan hukuki menfaatin yaptırımı belirlediğini, kim iddia edebilir.
Ceza adaleti ve politikası açısından tutarlılık içermeyen bu hükümler kaldırılarak konunun “belli kamu inceleme elemanlarına ibraz etmeme suçu” olarak ve genel şekilde Ceza Kanunu’nda yer alması ideal olanıdır. Ancak bu yapılana kadar bu cezalar arasında hiç olmazsa bir uyum ve dengenin sağlanması yerinde olacaktır.
(Kaynak: Bumin Doğrusoz / Ekonomim.com | 12.06.2025)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.