YAZARLARIMIZ
Yasin Yıldırım
Vergi Başmüfettişi
yasin_yildirim1905@hotmail.com



Gümrük Birliği Anlaşmasının Güncellenmesi Sorunsalı Üzerine

Gümrük Birliği, üye ülkelerin mallarının tek bir gümrük alanı içinde, her tür tarife ve eşdeğer vergiden muaf biçimde, serbestçe dolaşabilmeleri ve tarafların, üçüncü ülkelerden gelen ithalata yönelik olarak da aynı tarife oranlarını ve aynı ticaret politikasını uygulamaları anlamına gelmektedir. Daha yalın bir ifadeyle Gümrük birliği iki veya daha fazla ülkenin kendi toprakları arasında malların serbest dolaşımını sağlamalarıdır. Üye ülkelerden birinin sınırlarını gümrüklenerek aşan mal, birliğe üye ülkelerin sınırları içinde serbest dolaşımda bulunması durumudur. Gümrük birliği uygulamasının teorik manada birçok faydası vardır. Bunlara kısaca örnek vermek gerekirse; İşletmelerin bir araya gelmeleri yani birleşmeleri sonucunda ölçek ekonomileri ortaya çıkmaktadır ki bu da üretim maliyeti avantajını ortaya çıkaracaktır. Birliğin diğer faydalarından biri de piyasa alanının genişlemesi nedeniyle önemli katkılar sağlayabilir olmasıdır. Gümrük birliği uygulamasının yurt içi milli geliri arttırması ve buna bağlı olarak gelirin artmasıyla beraber birikim ve yatırımlarda artış olması ve bunun karlılığı yükseltmesi de ayrıca değinilebilecek gümrük birliği uygulamasının katkılarındandır.

Ülkemiz Avrupa Birliği Gümrük Birliğine giriş anlaşması 1 Ocak 1996 yılında yürürlüğe girmiş ve Türkiye artık Avrupa Birliği Gümrük Birliğinin bir parçası haline gelmiştir. Gümrük Birliği’ne üyelikle birlikte Türkiye, Avrupa menşeli sanayi mallarına uygulanan gümrük vergilerini, kısıtlamaları ve engelleri kaldırmıştır. Avrupa ise, Türkiye’ye istisnai olarak kota uyguladığı bazı hazır giyim ve sanayi sektörü de dâhil olmak üzere işlenmiş tarım ürünleri üzerindeki gümrük vergilerini ve engelleri kaldırmıştır. Türk ekonomisi, Gümrük Birliği’ ne girdikten sonra, 1996 ve 1997 yıllarında ortalama % 8 gibi bir oranda büyümüştür. Gümrük Birliği ile Türkiye’de sanayi sektörü geniş ölçüde dış rekabete açılmıştır. Böylelikle, çeşitli sanayi sektörlerinde verimlilik ve kalite artırılmış ve uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazanılmıştır. Günümüzde otomotiv sektörü, başta Avrupa Birliği piyasaları olmak üzere dünya piyasalarına önemli ölçüde ihracat yapmaktadır. Demir-çelik sanayi sektörü de Gümrük Birliği’ne uyum sağlayarak AB’ne yaptıkları ihracatlarını büyük ölçüde artırmışlardır. Gümrük Birliği’nin de etkisiyle Türkiye’de ekonomide liberalleşme hız kazanmış ve Türkiye ekonomisi daha dışa açık bir ekonomi haline gelmiştir. İhracatın önündeki her türlü engelin kaldırılarak, ihracatı teşvik edici uygulamaların bir an önce hayata geçirilmesi ve üretime dayalı bir ekonomi modeline geçilerek, katma değeri yüksek olan malların üretilmesi halinde Türkiye’nin ihracatına olumlu katkı sağlayacak ve böylece Türkiye’nin dış ticaret açığında düşüşler görülebilecektir.

Gümrük Birliği’nde, AB’den yapılan tarım ve sanayi ürünlerinin ithalatından gümrük vergisi alınmamaktadır. Bu durum, Türkiye’nin vergi gelirlerinde düşüşe neden olmaktadır. Oysa ki, Türkiye’nin, Gümrük Birliğinden tam olarak ve daha etkin faydalanması durumunda vergi gelirlerinden daha fazla kazanç elde etmesi olası görünmektedir.

Türkiye’nin Gümrük Birliği’ne üye olmasıyla birlikte sanayi ve tarım ürünlerinde vergiler, engel ve kotalar belirli orana çekilmiş veya tamamen kaldırılmıştır. Birlikle olan ticaretimizde bu gelişmelerin yaşanması dış ticaretimize olumlu yönde etki etmiştir. Ancak, Gümrük Birliği’nin ilk yıllarından bu yana dış ticaretimiz sürekli açık vermeye devam etmektedir. İşte bu nedenle Gümrük Birliği ile olan ilişkilerimizin konu bazında bir an önce güncellenme gereksinimi hasıl olmuştur. Zaten hem Türkiye hem de AB tarafında Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunda görüş birliğinin olduğu ve AB’nin talebi üzerine 2014 yılında Dünya Bankası’nca düzenlenen raporda da ortaya konulmuştur. Bu nedenle sadece Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerekliliği değil, güncellemede Türkiye için hangi konuların masaya yatırılmasının incelenmesi gereklidir.

 Gümrük Birliği Katma Protokol’de belirtilmesine rağmen taraflar arasında hizmet, kişi ve sermeyenin serbest dolaşımı günümüz itibariyle mümkün değildir. Bu durum, Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden tam olarak faydalanmasının önündeki en büyük engeldir. Türkiye GSYH’ nda büyük paya sahip olan hizmetin ve sermayenin serbest dolaşıma dâhil edilmesi şüphesiz ki Türkiye ekonomisine büyük katkılar sağlayacaktır. AB’nin Gümrük Birliğiyle vadettiği uygulamaları hızlıca yerine getirmesi gerekmektedir. Aksi taktirde Türkiye Gümrük Birliğinden beklediği faydayı sağlayamayacak ve elde ettiği kazanımlarla yetinmeye devam etmek durumunda kalacaktır.

Gümrük Birliği ile olan ilişkilerde hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımı gibi önemli olan bir diğer konu ise, AB’nin üçüncü ülkelerle yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarına (STA) Türkiye’nin dahil olmamasıdır. Bu durum Türk ekonomisine negatif dışsallık yaratmaktadır ki belki de şu ana kadar bahsetmiş olduğumuz olumsuzlukların içinde en hızlı şekilde çözüme kavuşturulması gereken konudur. Anlaşma gereğince Türkiye, AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarına uyma zorunluluğu getirmektedir. Böylece AB ile serbest ticaret anlaşması imzalamış olan ülkelerden yapılacak ithalat Türkiye’ye gümrüksüz girebilecek, Türkiye’nin bu ülkelere ihracatı ise aynı şartlara tabi olmayıp gümrük vergileri ödenmesi ile gerçekleşebilecektir. Bu durum Türkiye açısından hem dış ticaret açığına hem de gelir kaybına neden olmaktadır. AB’ nin yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarıyla yalnız bırakılan Türkiye, kendi çabalarıyla anlaşma yapılan üçüncü ülkelerle diyaloğa geçerek ve bazı özel anlaşmalar imzalayarak bu olumsuz durumun etkilerini azaltmak istemiştir. AB'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticarî anlaşmalarından Türkiye'nin eş zamanlı yararlanması mutlaka sağlanmalıdır. Sonuç olarak, AB ile gümrük birliğinin güncellenmesi hakkında yapılacak görüşmelerde, karar alma mekanizmalarına Türkiye’nin de yer alması, gümrük birliğinin başta tarım ve hizmetler sektörlerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi, AB’nin STA imzalayacağı üçüncü ülkelerle müzakere ve karar alma sürecine Türkiye’nin dâhil edilmesi ya da imzalanacak STA’ nın Türkiye’yi bağlamayacağının belirlenmesi için ivedilikle adım atılması gerekmektedir. Gümrük Birliği anlaşmasını serbest ticaret anlaşmasına çevirmeyi hedefleyen bir AB’ye karşı, bize düşen bir an önce Gümrük Birliği’ndeki güncellemeler konusunda bastırmak ve meseleyi çok daha ciddi ele almak olmalıdır.

KAYNAKÇA

https://dergipark.org.tr

https://www.deik.org.tr/

https://www.adaso.org.tr

05.09.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM