Günümüzün yapay zekayı etkin kullanan giderek dijitalleşen dünyasında, finansal tablolar paydaşlara gerekli tüm bilgileri sağlamak için yetersiz hale gelmiştir. İşletmeler, müşteriler, ortaklar, sahipler, yetkililer ve çalışanlarla iyi ilişkiler sürdürmek için büyük önem taşıyan sosyal sorumluluğa giderek daha fazla dikkat etmektedir. Özellikle küresel borsalarda hisseleri işlem gören, küresel piyasalarda faaliyet gösteren ve farklı ülkelerde bulunan büyük şirketler arasında finansal olmayan raporlamanın yaygınlaşması istikrarlı bir eğilim haline geldi. Finansal ve finansal olmayan bilgileri birleştiren entegre raporlama uygulaması da popülerlik kazanıyor.
Finansal olmayan raporlamanın bir şekli olan kurumsal sosyal raporlamaya olan ilgi giderek artmaktadır. Sosyal raporlama, finansal göstergeler ile işletmenin sosyal sorumluluğuna ilişkin bilgiler arasında bir bağlantı kurmaktadır. Böylece işletmeler topluma karşı olan sorumluluklarını ne düzeyde gerçekleştirebildiklerini de kısmen raporlama imkanına kavuşmaktadırlar. Şirketlerin amacını inceleyen akademik çalışmalarda genel olarak kar elde etmek, şirket değerini arttırmak ve sosyal fayda sağlamak şeklinde üç temel amaç olduğu vurgulanmaktadır. Şirketlerin elde ettikleri karlar gelir tablosunda, şirket değeri kullanılan değerleme yöntemlerine de bağlı olarak bilanço da yer almaktadır. Ancak üçüncü amaç olan sosyal faydanın raporlanmasında önemli eksiklikler olduğu görülmektedir.
1990'ların sonlarından bu yana, kurumsal sosyal sorumluluğun popülerleştirilmesi süreci, çeşitli ülkelerde uygulamada gelişmeye başladı. Ancak, bununla ilgili ilk raporlar ancak 2002'de ortaya çıktı. 2014 yılında Avrupa Birliği “Finansal Olmayan Raporlama Direktifi” yayınlanmıştır. Bu direktife göre öncelikle halka açık şirketler mali bilgilerinin yanı sıra insan haklarına saygı, yolsuzlukla mücadele ve rüşvet dahil olmak üzere çevresel, sosyal ve çalışan sorunları hakkında kapsamlı bilgilerde sunmalıdırlar. Son on yılda sosyal raporlar yaygın olarak hazırlanmaya başlandılar. Sosyal raporlama, Türkiye’deki iş dünyası üzerinde belirli bir etkiye sahip olduğundan ve ekonomik faaliyetleri de daha net ve daha etik hale geldiğinden, devlet için giderek daha önemli hale gelmektedir.
Sosyal sorunların yayılmasını geciktirme ve sosyal farkındalık düzeyini artırma eğilimi bulunmaktadır. Bu nedenle güncel sosyal olaylara ilgi seviyesi son zamanlarda oldukça yüksektir. Sürdürülebilirlik raporlaması gibi çevresel etkilerin değerlendirildiği raporlar son zamanlarda popüler hale gelmiştir. Ancak sosyal raporlama sürdürülebilirlik raporlamasından daha geniş bir kavramıdır. İşletmenin sosyal faydalarının bütünü ön planda tutulmaktadır. Genellikle şirketler düzenli sosyal medya paylaşımları, çözümledikleri sosyal sorunlara ve çara olabildikleri sıkıntıları gündeme getirmektedirler. Ancak bu paylaşımların bir iletişim aracı olarak sosyal raporlamanın yerine geçemeyeceği hususu da açıktır.
Sosyal göstergelerin bir şirketin başarısında önemli bir rol oynadığını belirtmek, modern toplumda sosyal sorumluluğun bir şirketin uzun vadeli finansal performansı üzerindeki etkilerinin olduğunu ifade etmek mümkündür. Sürdürülebilir kalkınma bağlamında bir firmanın sosyal performans göstergelerini incelemek, rekabet gücünü artırmak ve olumlu bir itibar oluşturmak için sosyal yönlerin şirket misyon ve vizyonuna entegre etmek gerekebilir. Bugün sosyal raporlama, sadece ekolojik ve sosyal sorunları değil, aynı zamanda sokaklarda hakim olan ekonomik sorunları da çözerek iyi bir sosyal ortamı oluşturmayı hedeflemektedir. Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında oluşturulan sosyal raporlar, şirketin itibarını yükseltmekte, şirketin içinde bulunduğu toplumla iletişimini güçlendirmekte, sosyal sorunların çözümüne de belli bir ölçüde katkı sağlanmasına yol açmaktadır.
Sosyal raporlama denildiğinde Türkiye’deki yerleşik algının ötesinde sadece çevresel etkilerin açıklanmasını değil, aynı zamanda etik davranışları, hayırseverlik faaliyetlerini, sosyal sorunların çözümüne yönelik ekonomik faaliyetlerin raporlanması da anlaşılmalıdır. İşletmelerin sadece kar maksimizasyonu peşinde olacakları yönündeki anlayış, işletmelerin çevresel sorunlara, sosyal problemlere kayıtsız kalamayacakları şeklinde değişmektedir.
Sosyal yönlerin hesaba katılmasının çalışan motivasyonunu ve memnuniyetini artırmaya yardımcı olduğuna ve bunun da şirketin üretkenliğini ve gelirini etkileyebileceği hususları da açıktır. Şirketler sosyal bileşene dikkat ederek itibarlarını güçlendirebilir, sadık müşteriler ve yetenekli çalışanlar çekebilir ve dış değişikliklere karşı dayanıklılıklarını artırabilirler. Ancak araştırmacıların görüşlerinin araştırmalarının bağlamına ve özelliklerine bağlı olarak farklılık gösterebileceğini belirtmekte fayda var.
Bir şirketin başarısını değerlendirirken sosyal göstergelerin de hesaba katılması, yalnızca hissedarların finansal çıkarlarını değil, aynı zamanda toplumun çıkarını da gözeten, sürdürülebilir, sorumlu ve rekabetçi bir işletme meydana getirmeye yardımcı olacaktı. Muhasebe verilerinin ve raporlarının sadece parayla ölçülebilen finansal verilere odaklı olması büyük resmin tam olarak yansıtılmasını engelleyebilmektedir. Finansal ve finansal olmayan verilerin bütünleşik sunumu karar alma noktasında çok daha etkili sonuçlar meydana getirebilmektedir.
Şirketler sosyal raporlama işletmelerin sosyal konulara olan duyarlılıklarının bir göstergesi olduğu kadar, yapılmak istenen sosyal faaliyetlerin planlanmasına da katkı sağlamaktadır. İşletmeler sosyal faaliyetlerini koordine etmekte, sosyal performans göstergeleri belirlemekte, sosyal hedeflerine ne ölçüde ulaşabildiklerini izleyebilmektedirler.
Sosyal raporlamanın kurumsal itibarı arttırdığı, şirketin marka değerini yükselttiği ifade edilebilir. Şirketin marka değerinin ve kurumsal itibarının artması nihayetinde şirket değerini de yükselteceği hususu açıktır.
Sosyal yönlerin hesaba katılarak raporlama yapılmasının faydaları olduğu kadar sorunları da bulunmaktadır. Örneğin yeşil aklama gibi hatalı ve hileli sosyal raporların tespit edilmesi, finansal raporlara göre çok daha güç olabilmektedir. Bir şirket kendisini gerçekte olduğundan daha fazla sosyal sorunlara ilgili göstermek isteyebilir. Böylece sosyal raporlamayı kullanarak kendisini olduğundan farklı olarak tanıtmayı hedefleyebilir.
Sosyal raporlamanın kapsamının çok geniş olduğundan söz etmiştik. Çevresel etkiler, etik değerlere uygun davranışlar, hayırseverlik faaliyetleri, insan haklarına saygı, yolsuzluk ve rüşvet olaylarına karşı duyarlılık, sosyal sorunlara yönelik çözümler ve faaliyetler sosyal raporlamanın konuları içerisinde yer alabilmektedir. Bu konulara yönelik sosyal raporlama sorunlarını şu şekilde ifade edebiliriz.
-Sosyal sorumluluk raporlarında yer alan bilgilerin teyidi çok daha zordur. Sürdürülebilirlik denetimlerine yönelik denetçi yetkilendirmeleri de Türkiye’de oldukça yenidir.
-Sosyal sorumluluk raporlarının finansal raporlar kadar standartlaştırılmış bir yapısı bulunmamakta, sosyal raporlama yapacak uzman sayısı da sınırlı bulunmaktadır.
-Sosyal raporlamaya ayrılacak emek ve zaman dolayısıyla oluşan maliyetler bu raporlamanın bir prosedür veya angarya gibi algılanmasına yol açabilmektedir.
- Toplumsal değerler, sosyal raporlamanın gücünü etkiler ve bu durum sosyal raporlamanın algılanan doğasına göre de değişir.
-Sembolik veya prosedürel sosyal raporlama yapıldığı algısı, çalışanların bağlılığını etkilemekten olumsuz kurumsal itibara kadar pek çok olumsuz etki meydana getirebilir.
Muhasebe mesleğinde son yıllarda artan iş yükü mesleki tükenmişlik olgusunu arttırarak, meslek mensuplarını yeni arayışlara yöneltmiştir. Bu kapsamda yeni raporlama ve yeni mesleki işlere yönelik çabalar artmıştır. Sürdürülebilirlik denetçiliği, iflas idare memurluğu, konkordato komiserliği gibi alanlar ön plana çıkmaktadır. Bunların yanı sıra marka değerleme raporu, şirket değerleme raporu, finansal performans ve istikrar raporları, ciro tespit raporları, müşteri sadakati analizleri, maliyet düşürme analiz raporları, fizibilite raporları ve sosyal raporlama gibi konular yeni çalışma alanları içerisinde düşünülebilir.
Muhasebe oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır. Belirli alanlarda uzmanlaşan meslek mensuplarımızın çok daha başarılı oldukları görülmektedir. Yeni çalışma alanlarının mesleğe kazandırılması, bu alanlarda farkındalık eğitimlerinin verilmesi Meslek Odaları ve TÜRMOB tarafından kurslar düzenlenmesi kritik değerde önemlidir.
18.06.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.