YAZARLARIMIZ
Oktay Göktürk
Yeminli Mali Müşavir
E. Vergi Başmüfettişi
oktaygktrk23@gmail.com



Her Sahte Belge Kullanan Savcılığa Sevk Edilecek Mi?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından yapılan açıklamada sahte belge kullanımıyla ilgili yeni düzenlemenin 1 Ekim'de başlayacağını yeni düzenlemeyle birlikte sahte belgelere vergi kaçakçılığı kapsamında işlem yapılacağını ve sahte belgelerle devleti zarara uğratanlara karşı yeni düzenlemenin 1 Ekim'de hayata geçireceğini ifade etmiştir. Ayrıca sahte belge kullanarak kamuya zarar veren mükelleflere karşı vergi kaçakçılığı kapsamında işlem yapılacağını “Sahte belgeyi bilmeden kullandım” savunmasının geçersiz olacağını vurgulamıştır.

Yapılan bu tarihi açıklamaya göre en çok merak edilen konulardan da bir tanesi hiç şüphesiz her sahte belge kullanan mükellef hakkında vergi kaçakçılığı ile ilgili işlem tesis edilip edilmeyeceği.

Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunun da kaçakçılık suç ve cezaların yer aldığı üçüncü bölümün 359/b. maddesinde  “Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer alan hükme göre vergi kanunları uyarınca düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti olan belgeleri gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgelerin sahte belge olduğu ve bu sahte belgelerin asıllarını veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya sahte belgeleri kullananlar hakkında 3 ila 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması öngörülmüştür.

Öncelikle bir belgenin sahte belge olarak değerlendirilebilmesi için o belgenin vergi kanunları uyarınca düzenlenmesi, saklanması ve ibraz mecburiyeti olması gerekmektedir. Vergi kanunları uyarınca düzenlenmesi, saklanması ve ibraz mecburiyeti olmayan belgelerin sahte olarak düzenlenmesi veya kullanılması durumunda kaçakçılık fiilinden bahsedilemeyecektir.

Vergi kanunları uyarınca düzenlenmesi, saklanması ve ibraz mecburiyeti olan bir belgenin suretlerinin de sahte olarak düzenlenmesi veya kullanılması halinde kaçakçılık suçunu teşkil edecektir.

Yürürlükte bulunan Vergi Usul Kanununda sahte belgeyi düzenleyen de bu belgeyi kullanan da aynı usullere göre cezalandırılması yönünde hüküm bulunmaktadır. Yani sahte belgenin bilerek veya bilmeden kullanılıp kullanılması kaçakçılık suçu açısından önem arz etmemektedir.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4369 sayılı kanunla değişmeden önceki 344 üncü maddesinin 2 numaralı bendinde, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek veya bunları bilerek kullanmak kaçakçılık fiili olarak belirlenmiş ve bu belgeleri düzenlemek ya da bilerek kullanmak suretiyle vergi ziyaına neden olunması halinde oluşan kaçakçılık suçunu işleyenler hakkında hükmolunacak ağır hapis cezası da değişmeden önceki 359 uncu maddenin 2 numaralı bendinde düzenlenmiş idi. Kanun değişikliği sonrasında ise “bilerek” lafzı kanun metninden çıkartılmıştır. En son düzenlemeye göre sahte belgeyi düzenleyen veya sahte belgeyi bilmeden veya bilerek ayrımı yapılmaksızın sahte belgeyi kullanma fiili kaçakçılık olarak değerlendirilmektedir.

Kanun koyucu bu değişikliği yapmasındaki amacı yargı erkinin görev ve yetki alanında bulunan bu hususu idarenin değerlendirmesine bırakmamasıdır. Söz konusu kanun değişikliğinden sonra 306 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yayımlanmış ve bu tebliğ hükümleri ile yeni kanun düzenlemesinde ki kullanma fiilinin bilerek veya bilmeden ayrımını vergi incelemesine yetkili olanlarca değerlendirilmesi gerektiğini ve bu belgeleri bilerek kullandığı sonucuna varılan mükellefler için vergi suçu raporları düzenlenmesi, haklarında Cumhuriyet savcılıklarına suçu duyurularında bulunulması ile bu belgelerin kullanılması sonucu vergi ziyaına da sebebiyet verilmiş olması halinde 344 üncü maddenin üçüncü fıkrası uyarınca üç katı vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Yani 306 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile suç unsurlarından biri olan kasıt unsuru ile ilgili değerlendirmeyi yeniden vergi inceleme elemanlarının takdir ve yetkisine sunmuştur.

Ancak söz konusu tebliğ ile kasıt unsurunun yani bilerek kullanma fiilinin kaçakçılık suçu kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi savcılık makamlarının görev ve konusuna girmesi gerektiği halde kastın varlığının tespitini vergi inceleme elemanlarına tevdi etmiştir. Ceza hukuku normlarına göre suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespit görevi savcılık makamınındır.

Burada olması gereken, bir sahte belgenin bilerek veya bilmeden kullanılıp kullanılmadığının tespiti için vergi inceleme elemanlarınca yapılacak denetim ve inceleme neticesinde hazırlayacağı görüş ve öneri raporu ile savcılık makamına görüş bildirilmesi ve bildirilen bu görüş doğrultusunda veya yargı erkinin yapacağı ayrı bir araştırma ve inceleme doğrultusunda edinilen bilgi veya belgelerin değerlendirilmesi sonucunda savcılık tarafından açıklanacak mütalaaya göre işlemin tesis edilmesi gerekmektedir.    

Sonuç olarak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından yapılan açıklamada sahte belge kullanarak kamuya zarar veren mükelleflere karşı vergi kaçakçılığı kapsamında işlem yapılacak ifadesi zaten hali hazırda kanun maddesinde yer almaktadır. Mevcut kanun maddesine göre sahte belgeyi kullanan mükellefler hakkında da kaçakçılık fiili kapsamında işlem tesis etme hakkı bulunmaktadır. Ancak kaçakçılık fiilinin suç olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi vergi inceleme elemanlarının düzenleyeceği vergi suç raporu ile değil savcılık makamının vereceği mütalaaya göre olması gerekmektedir. Yani bilerek veya bilmeden kullanma fiillerinin ayrımı ve kasıt unsurunun bulunup bulunmadığı idare tarafından değil yargı erki tarafından karar vermesi gereken bir konudur.

Sahte belgenin bilmeden veya bilerek kullanıldığı ayrımı ortadan kaldırılırsa ve bu kapsamda her sahte belgeyi kullanan mükellef için kaçakçılık fiili kapsamında üç kat vergi ziyaı cezası, ihtiyati haciz veya teminat isteme gibi işlem tesis edilirse ve açıklamada yer almasa bile kullanılan sahte belge de yer alan mal veya hizmetin gerçekten alınıp veya alınmadığı kanaatine varılırsa gelir veya kurumlar vergisi açısından da maliyet olarak dikkate alınıp alınmayacağı vergi inceleme elemanlarınca değerlendirilebilir.

Yapılması düşünülen bu uygulama neticesinde sahte belge düzenleme veya kullanmanın bir nebzede olsa önüne geçilmiş olur ancak idare ile mükellefler arasında çok sayıda uyuşmazlık veya dava söz konusu olabilir.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan 1 Ekim tarihini beklemek ve yapılacak yeni düzenlemeleri yakından takip etmek gerekmektedir.

27.08.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM