Çağdaş iktisat anlayışına göre ekonomi, sınırsız gereksinimlerle sınırlı kaynakları verimli, etkin ve kârlı biçimde rasyonelliğin üç sac ayağı ile karşılama durumunu inceleyen bir bilim dalıdır. Bir başka tanıma göre ise; üretimden tüketime kadar bütün süreçleri içeren (ticaret, dağıtım, dış alım, dış satım vb.) bir bilim dalıdır. Diğer bir tanım ise; bireylerin birbirleriyle firmalarla ve devletle olan ilişkilerinden doğan kararları ve bu karar süreç ve sonuçlarını inceleyen bilim dalıdır.
Bu çerçevede ekonominin belli başlı unsurları;
-Karşılıklı gereksinimler (İnsanları harekete geçiren güdü)
-Gereksinimlerin karşılanması (mikro ve makro boyutta)
-Parasal ilişkiler ağı (Karşılıklı gereksinimlerin giderilmesini sağlayan süreç ve araçlar) olarak sayabiliriz.
Parasal ilişkiler ağında en önemli nokta ise devletin yaptığı yasal düzenlemeler ve kullandığı araçlardır. Dolayısıyla devlet oyunun kurallarını yazarak, oluşturduğu araçlarla, sürecin düzenli ve gözetiminde olmasını sağlamayı amaçlar. Bu çerçevede oluşturduğu en önemli araçlardan biri de faturadır.
Fatura temel olarak satıcı tarafından alıcıya düzenlenen, mal ve/veya hizmetin satıldığını/teslim edildiğini gösteren belli şekil şartlarına içermesi zorunlu olan ticari bir belgedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununa (VUK) göre fatura; “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” (Madde 229)
Geniş anlamda faturanın içerdiklerine bakmak için mevzuatımızda fatura için şekil şartlarını referans olarak gösterebiliriz. (VUK Madde 230) uyarınca fatura;
Dolayısıyla bünyesinde nitelik ve nicelik olarak önemli bilgiler barındıran faturanın ekonomik işlemlerde geniş çapta (kanımca her yerde) kullanılması zorunluluk arz etmektedir. Yasa koyucu da bu güdüden hareketle (VUK Madde 232) uyarınca “Fatura Kullanma Mecburiyetini” belirtmiştir. Bu maddede birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:
2025 yılında zorunlu fatura düzenleme sınırının tutarı 9.900,00 TL’dir. (KDV dahil) Bedeli 9.900,00 TL’den az olsa dahi istenmesi halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura vermesi mecburidir.
Sözcük anlamı “tutmak” olan tevkifat kavramı vergi hukukunda vergi alacağını güvence altına almak için oluşturulan bir mekanizma olarak karşımıza çıkmaktadır. Yasa koyucu, işin niteliği, mal ve hizmetin değeri, kayıt dışı teslimlerin yüksek olabileceği, sahte (naylon) fatura olasılığı görece yüksek işlemlere ilişkin vb. teslimlerde satıcı yerine alıcıyı sorumlu tutarak vergi alacağını korumayı amaçlamaktadır. Bunu hem yurt içi hem de dışalım işlemlerine taraf olanlarına uygulayabilmektedir.
Diğer taraftan tevkifatlı faturada da 2025 yılı için fatura düzenleme sınırı 9.900,00 TL'dir. Her ne kadar yüksek enflasyon yaşayan ülkemizde bu rakam düşük gibi görünse de temel amacı vergi alacağını güvence altına almayı amaçlayan yasa koyucunun oluşturduğu tevkifat aracına da böyle bir sınır koyması var olan amaçla çelişmekte olduğu gözlerden kaçmamalıdır.
2 no'lu KDV beyannamesi ile verilen tevkifatlı uygulamaları; “Tam Tevkifat”, “İsteğe Bağlı Tam Tevkifat” ve “Kısmi Tevkifat” olarak üç bölüme ayrılmıştır. (KDV Genel Uygulama Tebliği KDVGUT)
1) Tam Tevkifat Uygulaması: İşlem bedeli üzerinden KDV'nin tamamı, mal veya hizmet alıcıları tarafından tevkifata tabi tutulur. Bu uygulamaya tabi işlemler çok fazla değildir.
-İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler
-Katma Değer Vergisi Mükellefi Olmayan Gerçek Kişilere Elektronik Ortamda Sunulan Hizmetler
-Serbest Meslek Faaliyeti Çerçevesinde Yapılan Teslim ve Hizmetler (stopaj da bulunmaktadır)
-Kiralama İşlemleri
-Reklâm Verme İşlemleri
2) Kısmi Tevkifat Uygulaması : KDVGUT uyarınca (I/C-2.1.3.2) ve (I/C-2.1.3.3) bölümleri kapsamındaki işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin tamamı değil, bu işlemler için izleyen bölümlerde belirlenen orandaki kısmı, alıcılar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecek; tevkifata tabi tutulmayan kısım ise satıcılar tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilip (beyannamede ödenmesi gereken KDV çıkması halinde) ödenecektir.
Uygulama kapsamına giren işlemlere birkaç örnek vermek gerekirse;
-Yapım İşleri ile Bu İşlerle Birlikte İfa Edilen Mühendislik-Mimarlık ve Etüt-Proje Hizmetleri (KDV dahil 5 milyon TL'yi aşarsa) 4/10
-Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler 9/10
-Makine, Teçhizat, Demirbaş ve Taşıtlara Ait Tadil, Bakım ve Onarım Hizmetleri 7/10
-Yemek Servis ve Organizasyon Hizmetleri 5/10
-Külçe Metal Teslimleri 7/10
-Bakır, Çinko, Alüminyum ve Kurşun Ürünlerinin Teslimi 7/10
-Metal, Plastik, Lastik, Kauçuk, Kâğıt, Cam Hurda ve Atıkları ile Konfeksiyon Kırpıntılarından Elde Edilen Hammadde Teslimi 9/10
-Demir-Çelik Ürünlerinin Teslimi 5/10 diyebiliriz.
Tam tevkifat uygulamasından ayrılan diğer bir yönü ise bu tevkifat uygulamasında işin alıcı tarafı da önem kazanmaktadır. Yani yapılan iş kısmi tevkifata tabi olmasa bile işin alıcı tarafı KDVGUT içerisinde sayılanların kapsamına girmesi durumunda da tevkifat uygulaması yapılacaktır. Bunlar iki gruba ayrılmaktadır.
a) KDV mükellefleri (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dahil değildir)
b) Belirlenmiş alıcılar (KDV mükellefi olsun olmasın): (bir kaç örnek vermek gerekirse)
- 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar, il özel idareleri ve bunların teşkil ettikleri birlikler, belediyelerin teşkil ettikleri birlikler ile köylere hizmet götürme birlikleri,
-Burada sayılanlar dışındaki, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle kurulan kamu kurum ve kuruluşları,
- Döner sermayeli kuruluşlar,
- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
- Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,
- Bankalar,
- Sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri,
- Sendikalar ve üst kuruluşları,
- Vakıf üniversiteleri, (KDVGUT 2.1.3.1. Kısmi Tevkifatın Mahiyeti ve Tevkifat Uygulayacak Alıcılar )
Konuyu örnek vererek açıklamaya çalışalım.
Alıcı ile satıcı arasında 100.000,00 TL tutarında, bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin teslimi işi olsun. Yani işlemimiz 7/10 oranında bir kısmi tevkifat uygulaması olacaktır.
Satıcı Açısından
---------------------------------/----------------------------------------------
120 Alıcılar 106.000,00
391 Kısmi Tevkifat KDV 6.000,00
600 Yurt İçi Satışlar 100.000,00
-------------------------------/-----------------------------------------------
Alıcı Açısından
-----------------------------------------/----------------------------------------------
153 Ticari Mallar 100.000,00
191 Yurt İçi Alım KDV 6.000,00
191 Sorumluluk Sıfatıyla KDV 14.000,00
320 Satıcılar 106.000,00
360 Ödenecek Vergi Fonlar 14.000,00
------------------------------------------/--------------------------------------------
Dolayısıyla vergi dairesi bu noktada satıcıya KDV rakamının % 30'unu verirken alıcının sorumluluğuna KDV rakamının % 70'ini vermektedir. Yani pay bölümü alıcının sorumluluğunda olurken, satıcının sorumluluğu payda ile pay arasındaki farktan oluşmaktadır.
Bu noktada alıcının kayıtlarında görünen 360 yerine 391 hatta 392 kullanıldığı da görülmektedir. Sonra 360 hs. virman yoluyla bir kayıt daha yapıldığı görülmektedir. 392 Diğer KDV hesap İhraç Kayıtlı olması dolayısıyla tevkifat ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Sorumluluk sıfatıyla ödenecek her ne kadar ödenecek nitelikte olsa da 391 hesapta gösterilip, 360'a virmanlanması ya da doğrudan ödemeyle ilişkilendirilmesi hem 391 hesapların birbiri arasında karışması hem de 191 nitelikli olan KDV hesabının raporlanmasında ve indiriminde atlanması gibi sonuçlar doğurabilecektir.
Alıcı bu sorumluluğunu KDV 2 beyannamesinde bildirip ödemesini gerçekleştirir. Ödemesini gerçekleştirdikten sonra KDV 1 beyannamesine ekleyip indirim konusu yapabilir. Ödemesini ilgili dönemde yapılmayıp sonraki dönemlerde yapılması durumunda ise, takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla işleme ait fatura veya benzeri belgenin defterlere kaydedildiği döneme ilişkin olarak verilmesi gereken 1 No.lu KDV Beyannamesinde indirim konusu yapılır. (50 no'lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ)
Bununla birlikte olası sistemsel sıkıntılarla karşılaşmamak için KDV 2 ödemesini aynı takvim yılı içerisinde yapmak daha yararlı olacaktır.
Özel nitelikli olarak belirtilmesi gereken tevkifat faturasında, alıcının tevkifatlı faturayı kayıtlarına almaması, sorumluluğunu engellemeyeceği gerçeğiyle karşılaşmaktayız. KDVGUT uyarınca “3065 sayılı Kanunun (9/1) inci maddesi kapsamında sorumlu tayin edilenlerin, sorumlu sıfatıyla beyan edip ödemeleri gereken vergilerin beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu vergi tutarının ikmalen veya resen tarh edilerek vergi ziyaı cezası kesilmesi ve gecikme faizi hesaplanması gerekmektedir. Sorumlu sıfatıyla beyan edilmeyen tutarın 1 No.lu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılmamış olması bu şekilde işlem tesis edilmesine engel değildir.” Yasa koyucu bu anlamda önlemlerini sıklaştırmış gibi görünmektedir. Bu çerçevede atlama, unutmalara karşılık şirketlerin birbirleri arasında hesap mutabakatı yapmaları, özellikle taraflardan birinin e-fatura mükellefi olmaması halinde, önem kazanmaktadır.
Tevkifatlı faturanın iadesinde birkaç özel durum vardır. KDVGUT'un mal iadeleri bölümünde tevkifatlı faturanın iadesi için; “işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tevkifata tabi tutulmayan kısmı üzerinden gerçekleştirilir” denmektedir. Bunun gerçekleştirilmesi için 2 no'lu KDV beyannamesinde ödeyip, 1 no'lu KDV beyannamesinde indirim konusunu şart koşmaktadır. Başka bir ifadeyle beyannemesi verilmiş olan tevkifat faturalarının, iade faturasında tevkifat KDV olmayacak.
Bir önceki örnek üzerinden gidelim. Söz konusu 100.000,00 TL tutarında, bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin teslimi işinin hepsinin iade olduğunu düşünelim. O zaman yapılacak kayıtlar şu biçimdedir.
İade Eden Açısından
--------------------------------------------------/---------------------------------
320 Satıcılar 106.000,00
391 Alış İade KDV 6.000,00
153 Ticari Mallar 100.000,00
------------------------------------------------/-----------------------------------
İade Alan Açısından
-----------------------------------------------/-----------------------------------
610 Satıştan İadeler 100.000,00
191 Satış İade KDV 6.000,00
120 Alıcılar 106.0000
---------------------------------------------/--------------------------------------
Söz konusu 100.000,00 TL tutarında, bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin teslimi işinin yarısının iade olduğunu düşünelim.
İade Eden Açısından
--------------------------------------------------/---------------------------------
320 Satıcılar 53.000,00
391 Alış İade KDV 3.000,00
153 Ticari Mallar 50.000,00
------------------------------------------------/-----------------------------------
İade Alan Açısından
-----------------------------------------------/-----------------------------------
610 Satıştan İadeler 50.000,00
191 Satış İade KDV 3.000,00
120 Alıcılar 53.0000
---------------------------------------------/--------------------------------------
İade ile ilgili diğer bir özel duruma geçelim. Aynı ay içerisinde iade edilirse ne olur?
Bu noktada KDV 2 beyannamesinin verilip verilmediğine bakmamız gerekmektedir.
- Beyanname verilmişse; iade faturası düzenlenmesi gerekir. (Yukarıdaki örneklerde belirtildiği gibi)
- Beyanname verilmemişse;
a) Önce iptal koşullarını sağlayıp sağlamadığına, (yani iptal edebilme süresine) bakılmalı.
b) İptal koşulları sağlanamıyorsa iade faturası düzenlenebilir.
c) Yapılabiliyorsa vergi dairesiyle yazılı bir mutabakat kurulup izah yoluyla fatura iptali.
Ya ayın son gününde faturaya konu olan mal veya hizmetin iadesi söz konusu olursa ne olur?
Örneğin; 31.07.2025 tarihli tevkifatlı alım faturası olsun. 05.08.2025 tarihinde düzenlenmiş olsun. Bu durumda 12.08.2025 tarihine kadar itiraz talebi yapıp satıcıdan bu talebin onaylanması istenip fatura iptali sağlanabilecektir. Süre uygunluğu olduğu için Ağustos ayında iade düzenlenmeden yeni bir tevkifatlı fatura düzenlenebilir.
İptal koşullarının sağlanamayıp, vergi dairesiyle de izah yoluyla da faturayı faturanın iptali sağlanamadığı durumlarda aynı ay içerisinde düzenlenecek iade faturasının muhasebe kaydı nasıl olacak? (Yani henüz 2 no'lu KDV beyannamesini vermediğimiz durumda)
Aynı örneğimizden devam edelim.
Söz konusu 100.000,00 TL tutarında, bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin teslimi işinin hepsinin iade olduğunu düşünelim.
İade Eden Açısından
--------------------------------------------------/---------------------------------
320 Satıcılar 106.000,00
391 Alış İade KDV 6.000,00
153 Ticari Mallar 100.000,00
------------------------------------------------/-----------------------------------
İade Alan Açısından
-----------------------------------------------/-----------------------------------
610 Satıştan İadeler 100.000,00
191 Satış İade KDV 6.000,00
191 Sorumluluk Sıfatıyla KDV 14.000,00
120 Alıcılar 106.000,00
360 Ödenecek Vergi Fonlar 14.000,00
---------------------------------------------/--------------------------------------
Söz konusu 100.000,00 TL tutarında, bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin teslimi işinin yarısının iade olduğunu düşünelim.
İade Eden Açısından
--------------------------------------------------/---------------------------------
320 Satıcılar 53.000,00
391 Alış İade KDV 3.000,00
153 Ticari Mallar 50.000,00
------------------------------------------------/-----------------------------------
İade Alan Açısından
-----------------------------------------------/-----------------------------------
610 Satıştan İadeler 50.000,00
191 Satış İade KDV 3.000,00
191 Sorumluluk Sıfatıyla KDV 7.000,00
120 Alıcılar 53.000,00
360 Ödenecek Vergi Fonlar 7.000,00
---------------------------------------------/--------------------------------------
Diğer bir konu ise matrahta değişiklik (fiyat farkı, iskonto, kur farkı vb.) durumunda nasıl bir işlem yapılacağıdır. Bu işlem matrahın alıcının lehine ya da aleyhine olmasına göre değişiklik gösterir. Alıcı lehine matrah değişikliği olması durumunda; söz konusu oluşan fark üzerinden alıcı tarafından satıcıya tevkifatsız biçimde bir fatura düzenlenir.
Aynı örneğimizi sürdürelim. Söz konusu 100.000,00 TL tutarında, bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin tesliminden sonra matrahta kur farkı nedeniyle 20.000,00 TL azalma olsun. (Yani alıcı lehinde)
Satıcı Açısından
-----------------------------------------/---------------------------------
610 Satıştan İade 20.000,00
191 Yurt İçi Alım KDV 4.000,00
120 Alıcılar 24.000,00
----------------------------------------/----------------------------------
Alıcı Açısından
------------------------------------/--------------------------------------------------
320 Satıcılar 24.000,00
391 Tevkifata Tabi Olmayan KDV 4.000,00
153 Ticari Mallar 20.000,00
-----------------------------------/---------------------------------------------------
Alıcı aleyhine matrah değişikliği olması durumunda ise (örneğimiz için kur farkı nedeniyle 20.000,00 TL artma); söz konusu oluşan fark üzerinden satıcı tarafından tevkifatlı fatura düzenlenecektir.
Satıcı Açısından
---------------------------------------/-----------------------------------------------
120 Alıcılar 21.200,00
391 Tevkifata Tabi Olmayan KDV 1.200,00
600 Yurtiçi Satışlar 20.000,00
-------------------------------------/-------------------------------------------------
Alıcı Açısından
------------------------------------/--------------------------------------------------
153 Ticari Mallar 20.000,00
191 Yurt İçi Alım KDV 1.200,00
191 Sorumluluk Sıfatıyla KDV 2.800,00
320 Satıcılar 21.200,00
360 Ödenecek Vergi Fonlar 2.800,00
------------------------------------/----------------------------------------------------
Kur farkı kaynaklı matrah değişiklerinde 600, 610 hesapları yerine 646, 656 hesaplarını kullanabilir miyiz?
Hem evet hem hayır.
Evet, fatura üzerinde kur farkı açıklaması yazılabilir ki yazılmalıdır. Çünkü inceleme, denetleme, raporlama gibi geriye dönüp bakılması gerektiği durumlarda matrah değişikliğinin nedenini anlamak açısından değerli bir bilgi oluşturacaktır.
Hayır, çünkü hem gelir tablosunda hem şirket içi hem şirket dışı verdiği finansal analizinde önem kazanacaktır. Örneğin alıcı aleyhine kur farkı durumunda 153 yerine 656 hesaba kayıt atılması durumunda giderlerin arttırılması yoluyla gelir tablosunun etkilenecektir. Diğer yandan 153 hesabın aynı kalması ile stokların satılması için hesaplanacak olan fiyatı da etkileyeceğinden şirketin ana amacı kârlılığını etkileyecektir. Ayrıca bu mali tablolardan hareketlerde çıkarılacak olan istatistiksel veriler ile, küçük ölçekte şirketin finansal analiz ve banka finansmanı anlamında büyük ölçekte sektörel raporlarda etkileme özelliğine sahip olacaktır.
Aynı örneğimizi fiyat farkı için sürdürelim. Söz konusu 100.000,00 TL tutarında, bakır, çinko, alüminyum ve kurşun ürünlerinin tesliminden sonra matrahta 20.000,00 TL azalma olsun. (Yani alıcı lehinde)
Satıcı Açısından
-----------------------------------------/---------------------------------
612 Fiyat Farkları 20.000,00
191 Yurt İçi Alım KDV 4.000,00
120 Alıcılar 24.000,00
----------------------------------------/----------------------------------
Alıcı Açısından
------------------------------------/--------------------------------------------------
320 Satıcılar 24.000,00
391 Tevkifata Tabi Olmayan KDV 4.000,00
153 Ticari Mallar 20.000,00
-----------------------------------/---------------------------------------------------
Alıcı aleyhine matrah değişikliği olması durumunda ise (örneğimiz için fiyat farkı nedeniyle 20.000,00 TL artma); söz konusu oluşan fark üzerinden satıcı tarafından tevkifatlı fatura düzenlenecektir.
Satıcı Açısından
---------------------------------------/-----------------------------------------------
120 Alıcılar 21.200,00
391 Tevkifata Tabi Olmayan KDV 1.200,00
600 Yurtiçi Satışlar 20.000,00
-------------------------------------/-------------------------------------------------
Alıcı Açısından
------------------------------------/--------------------------------------------------
153 Ticari Mallar 20.000,00
191 Yurt İçi Alım KDV 1.200,00
191 Sorumluluk Sıfatıyla KDV 2.800,00
320 Satıcılar 21.200,00
360 Ödenecek Vergi Fonlar 2.800,00
------------------------------------/----------------------------------------------------
3) İsteğe Bağlı Tam Tevkifat Uygulaması: KDVGUT uyarınca, mükellefler, yazılı bir sözleşme düzenleyerek bir yıl süreyle anlaştıkları satıcı mükelleflerden, Tebliğin (I/C-2.1.3.2.) ve (I/C-2.1.3.3.) bölümlerinde belirtilen işlemlere (I/C-2.1.3.2.2.) bölümü, (I/C-2.1.3.2.13.) bölümü ile (I/C-2.1.3.3.7.) bölümündeki işlemler hariç) ilişkin alımlarında tevkifat sorumluluklarının bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, hesaplanan KDV’nin tamamını sorumlu sıfatıyla beyan edip öderler. Başka bir anlatımla “Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler” , “Diğer Hizmetler” ve “Diğer Teslimler” dışındaki kısmi tevkifata tabi işlemleri, mükellefler kendi aralarında anlaşıp tam tevkifat olarak yapabilirler.
Yasa koyucunun vergi alacağını güvence altına almak için oluşturduğu tevkifat (tutma) mekanizması görece başarılı bir yöntem olarak gözükse de; ülkemizin yapısal sorunu olan yüksek kayıtdışılık, sahte (naylon) fatura, vergiden kaçma gibi tutumların bir sonucudur. Yasa koyucu tevkifat mekanizması ile geçmiş dönemde karşılaşabileceğini düşündüğü olası risklerin yol açtığı vergi kayıplarına karşı alıcıyı sorumlu tutarak kaybını görece azaltmaya çalışmaktadır. Yakın zamanda yaşama geçirdiği isteğe bağlı tam tevkifat uygulaması da kısmi tevkifat uygulamasında pay tarafında eksik olan kısmı da güvence altına alabilmek içindir. Çünkü sahte faturaların beyanı olmadığı için vergisi de ödenmeyecektir. Diğer tarafyan alıcı aldığı bu faturayı indirim konusu yaptığı zaman iki kat bir vergi çıkışı olacaktır. Günümüze gelindiğinde dijitalleşme ve yazılım teknolojilerinin artmasıyla riskler sıfıra indirilebilir mi bu da ayrı bir yazı konusudur. Gerçek olan şu ki; tevkifat konusunun yasal olarak da operasyonel olarak da daha büyük bir iş yüküne yol açtığıdır.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
- 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
-Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği
- 50 no'lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ
22.09.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.