Feyza Kuyumcu
Reel sektörde ve bankalarda; altın, gümüş, platin vb. kıymetli madene endeksli işlemler geçmişten bu yana yapılmakta olup son dönemde Türk lirasında yaşanan değer kaybı ve global dünyada yaşanan askeri ve siyasi karışıklık sebepleriyle tercih edilirliği artmıştır.
Altın ve diğer kıymetli madenler bir taraftan fiziki olarak stoklarda yer alırken, diğer taraftan da altına dayalı olarak gerçekleşen kredi, mevduat ve türev ürün işlemleri de oldukça yaygınlaşmıştır.
Vergi mevzuatı kapsamında altın, gümüş, platin, paladyum gibi değerli kıymetlerin niteliği ve nasıl değerleneceği uzun zaman tartışma konusu olmuş ve bu bağlamda bir çok özelge verilmiştir. Ancak 2 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7524 Sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’ na eklenen 274/A maddesiyle kıymetli madenlerin nasıl değerleneceği konusuna netlik kazandırılmış ve konu normlar hiyerarşisinde üst sıralara taşınmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun;
- 258 inci maddesinde, "Değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir.",
- 259 uncu maddesinde, "Değerlemede, iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda haiz oldukları kıymetler esas tutulur.",
- 262 nci maddesinde, "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder.,
- 263 üncü maddesinde, "Borsa rayici, gerek menkul kıymetler ve kambiyo borsasına, gerekse ticaret ve kıymetli madenler borsalarına kayıtlı olan iktisadi kıymetlerin değerlemeden evvelki son muamele gününde borsadaki muamelelerinin ortalama değerlerini ifade eder.
Normal temevvüçler dışında fiyatlarda bariz kararsızlıklar görülen hallerde, son muamele günü yerine değerlemeye takaddüm eden 30 gün içindeki ortalama rayici esas olarak aldırmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.",
- 274 üncü maddesinde, "Emtia, maliyet bedeliyle değerlenir. Emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri % 10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde mükellef, maliyet bedeli yerine 267 nci maddenin ikinci sırasındaki usul hariç olmak üzere, emsal bedeli ölçüsünü tatbik edebilir. Bu hüküm 275 inci maddede yazılı mamuller için de uygulanabilir.",
- 274/A maddesinde, "Altın, gümüş, platin ve paladyum gibi kıymetli madenler borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel olarak, bu rayiç yerine maliyet bedeli esas alınır.
Bu madde hükmü kıymetli maden ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir. Kıymetli maden ile olan mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar ve borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır. Alacak ve borçların değerleme günü kıymetine ircasına ilişkin olarak 280 inci, 281 inci ve 285 inci maddelerde yer alan hükümler bu fıkra kapsamındaki alacak ve borçlar bakımından da geçerlidir."
Altın, gümüş, platin, paladyum vb. kıymetli madenler emtia olarak kabul edilerek VUK 274. Maddesi uyarınca maliyet bedeli ile değerleniyor, dönem içindeki değer kazanımları ve/veya değer düşüklükleri gelir/kurumlar vergisi beyannamesi matrahına dahil edilmiyordu.
2 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7524 Sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu’ na eklenen 274/A maddesiyle envanterde fiziki olarak yer alan altınlar ve diğer kıymetli madenler için değerleme; emtia değerlemesinden ayrılmış ve özel hükme bağlanmıştır. Bu kıymetlerin değerlemesinde bundan böyle “borsa rayici” ölçüsü benimsenmiştir. Bunun yanında kaydi altın diyebileceğimiz altın mevduatı ile altın kredileri de aynı değerleme hükümlerine tabi olmuştur.
Buna göre stoklarda bulunan altın, gümüş ve diğer kıymetli madenlerin değerlemesinde 2 Ağustos 2024 tarihinden itibaren “borsa rayici” ölçüsü esas alınacaktır. Dolayısıyla piyasa fiyatları ile değerlemeye tabi tutulan bu kıymetlerdeki 2 Ağustos 2024 tarihi sonrası değer artışlarının (veya azalışlarının) ilgili dönem safi kurum kazancına ilave edilmesi veya safi kazançta gider unsuru olarak dikkate alınması gerektiği tabidir.
Kıymetli madenlerin alım satımı faaliyeti ile iştigal edenler için kıymetli madenler, ticari emtia niteliğinde olup Vergi Usul Kanunu’ nun 274. Maddesi uyarınca maliyet bedeli ile değerlenmeye devam edilecektir.
2 Ağustos 2024 tarihinden önce verilen özelgelerde kıymetli madenlerin maliyet bedeli ile değerleneceği görüşü verilmekteydi ancak VUK 274/A değişikliğinden sonra söz konusu özelgelerin geçerliliği kalmamıştır.
2 Ağustos 2024 tarihinden sonra konu hakkında verilen tek bir özelge bulunmaktadır.
İstanbul Defterdarlığı Gelir Kanunları Usul Grup Müdürlüğü’ nün 15.01.2025 tarih ve E-11395140-105[VUK-3-4116]-80889 sayılı özelgesinde;
“Banka stoklarında fiziki altın stokunun bulunduğu, stoklarda bulunan fiziki altınların değerlemesinin; 274/A maddesinin yürürlük tarihi olan 2/8/2024'e kadar maliyet bedeliyle, bu tarih sonrasında ise borsa rayicine göre yapılıp yapılmayacağı ile 30/6/2024 tarihi itibarıyla aktifte yer alan fiziki altın stokunun maliyet bedeli ile borsa rayici arasındaki fark tutarının 2024/2 geçici vergi dönemi kurum geçici vergi beyannamesindeki kazancın tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı” sorulmuş olup,
“İşletmelerin tasarruf amacıyla tutulan ve ticari mal olarak tasarrufa konu olmayan kıymetli madenleri borsa rayicine göre değerlenecektir (Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel olarak, bu rayiç yerine maliyet bedeli esas alınacaktır).
- Kıymetli maden üretim ve alım-satımı ile iştigal eden mükelleflerin aktiflerinde ticari mal olarak kayıtlı olan kıymetli madenler ise 213 sayılı Kanunun 274 üncü maddesi uyarınca emtia niteliğinde olduğundan maliyet bedeli ile değerlenecektir.
Bu bağlamda, işletmenin aktifine giriş tarihi fark etmeksizin tasarruf amacıyla tutulan ve ticari mal olarak dikkate alınmayacak fiziki altınlar dönem sonlarında borsa rayicine göre değerlenecek ve oluşacak değerleme farkları kurum kazancının tespitinde dikkate alınacaktır.
-2/8/2024 tarihinden önceki tarihlerde aktife alınan ve tasarruf amacıyla tutulan fiziki altınların; 2024 hesap döneminin ikinci geçici vergi dönemi sonunda maliyet bedeli ile değerlenmesi, sonraki geçici vergi dönemi ve hesap dönemi sonlarında ise borsa rayicine göre değerlenerek oluşan değerleme farklarının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.” Şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Her ne kadar 2025 döneminde enflasyon düzeltmesi yapılıp yapılmayacağı belirsizliğini korusa da enflasyon düzeltmesi konusuna değinilmesi gerektiğini düşünmekteyim.
VUK Mükerrer 298/9 maddeye göre; “Münhasıran sürekli olarak işlenmiş; altın, gümüş alım satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yaparlar hükmü bulunduğundan Münhasıran sürekli olarak işlenmiş; altın, gümüş alım satımı yapanlar açısından değerleme zorunluluğu her dönemde geçerlidir.
Ancak tasarruf amaçlı tutulan kıymetli madenler borsa rayicine göre değerlendirilmesi dolayısıyla parasal değerdir ve enflasyon muhasebesi uygulanmayacaktır.
Altın, gümüş, platin ve paladyum referans değerlerine Borsa İstanbul’ dan ulaşılabilmektedir.
28.11.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.279 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.