YAZARLARIMIZ
Berk Çavdar
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
smmm@berkcavdar.com



Anonim Şirket, Demokrasi Kültürü Ve Mali Müşavirlerin Payı

ŞİRKET NEDİR?

Uygarlık tarihimizin çizdiği tarihsel rota izleğiyle, üretim ile başlayan iktisadi serüvenimiz günümüzde Endüstri 4.0 olarak kavramlaştırılan merhaleye erişmiş durumdadır. Üretimin gerçekleşmesi için gereken üretim faktörleri; başlarda emek, sermaye ve topraktan ibaretken, sanayi devriminin ihtişamlı hızı ile at başı şekilde teşebbüs (girişim) ve teknolojinin de artık bir üretim faktörü olarak kabul edildiği aşamayı yaşamaktayız. Üretim adını taşıyan devasa kazandan, kazanın içinde kaynayan yemeği oluşturan emeğin getirisine ücret, sermayeninkine faiz, toprağınkine rant ve birlikte düşünmekte bir beis olmayan girişim ile teknoloji getirisine ise kâr denmektedir. İnsanlığın uygarlık serüveni, üretim faktörlerinin getirilerinden daha fazla, daha yoğun ve daha sürdürülebilir pay alma savaşımının bir tezahürüdür. İşte durmaksızın süren bu devinim içerisinde, önceleri belki de şahıslar bir başına dahi bir teşebbüste bulunup görece makul getiriler elde edip sermaye biriktirebilir, örneğin ekip biçtiğinin fazlası karşılığı başka ihtiyaçlarını giderebilirdi. Üretim kazanı büyüdükçe, altındaki har alev dinmeksizin yanmaya devam ettikçe ve kazanın içi tüm faktörleri dipsiz kuyu misali yutmaktan geri durmadıkça bu işin doğal neticesi olarak muhakkak ki getiriler de artmaktadır. Temel motivasyonu üretim kazanında pişenden daha fazla pay almak olanların, gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkardıkları teşkilatlanmış pay edinim mekanizmasının en genel adına şirket diyoruz aslında.

ŞİRKETİN SOSYAL YÖNÜ OLUR MU?

En ilkel örneğini 15. Yüzyılda bulduğumuz şirketler, ticari hayatın başköşesine kurulmuşlardır. Kâr amacı gütme şeklinde tarif edilen misyonlarıyla günümüzde de tahtını bırakmadan yaşamlarını sürdürmekteler. Bugün bildiğimiz anlamda ve daha ziyade anonim ortaklık biçiminde örgütlenmiş şirket yapıları, günümüze daha yakın tarihte ortaya çıkmıştır. Yine aynı alegori ile ifade etmek gerekirse, bir başına kazanı büyütmekte zorlanacak paydaşların, bu işi başka paydaşlar marifeti ile yapmasının zeminini teşkil edecek, hukuki bağlayıcılığı olan ve alınacak riskin her paydaşın gönlünden kopan nispetinde sınırlandırılacağı bir organizasyon çerçevesinde yapması için ihtiyaç duyulan yapılardır şirketler. Nihayetinde şirketler, toplumsal yaşamın bizatihi içinden doğmuş ve yine toplumsal yaşamın seyrini etkileyecek formda hareket etmektedirler. Belki birebir aynı gereksinim ile ortaya çıkmış olmasa bile, örneğin devlet de toplumsal yaşamın bir parçası ve düzenleyicisi olma ihtiyacı ile ortaya çıkmış en büyük ve en örgütlü yapıdır. Peki; devletin, kendisini var eden yurttaşlarına sorumluluğu bulunurken ve hatta devletler sorumluluklarını yerine getirme biçimlerine göre kategorize edilirken, şirketlerin böyle bir sosyal yönü yok mudur?

Elbette vardır! Bugün, dünya üzerinde herhangi bir ülkenin herhangi bir vatandaşının o ülkenin iktisadi yaşamına öyle ya da böyle, müspet veya menfi, küçük ya da büyük herhangi bir katkı sunmaması imkansızdır. Günümüzde topyekûn toplumsal hayat; hukuki, sosyal, ekonomik ya da siyasi her boyutuyla iç içe geçmiş durumdadır. Lakin; bizler, şirketlerin idaresini son derece alelade ve alışkanlıklar bakiyesi noktasını zihinlerimizde aşmadan ele almaktayız. İşin sosyal boyutunu, toplumsal yaşamın seyrine etkisini ve bir uygarlık kültürü olduğunu idrak etmeden yaşıyoruz.

ALT TARAFI ŞİRKET Mİ?

Bireyler, kendilerinden bağımsız bir tüzel kişilik oluşturmak suretiyle şirketleri kurmaktadırlar. Kanunlarımız çerçevesinde en geniş kapsam ve içeriğe sahip şirket türü anonim şirkettir. Bu durum, dünyada da böyledir. Anonim şirket için İngilizce’de “joint-stock company” denmektedir. Yani, hisse/pay katılımlı – hisse/pay ortaklı şirket manası taşımaktadır. Ticareti düzenleyen başat yasamız olan Türk Ticaret Kanunu’nun 329. Maddesi de anonim şirketi, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından yalnızca malvarlığıyla sorumlu bulunan şirket olarak tanımlamaktadır.

Reelde temsilcileri aracılığıyla yalnızca vergisel avantajları veyahut finansal kurumsal nezdindeki itibarı sebebi ile tercih edilen anonim şirketler nedir, ne değildir, kitabi tanımlarının dışına çıkarak, birlikte biraz daha detaylı inceleyelim.

  • Sermaye

Anonim şirketi var eden unsurların başında sermaye gelir. Ortada yatırılmış veya taahhüt edilmiş bir sermaye tutarı yoksa orada şahısların kendilerini birey boyutunda aşan bir tüzel kişilikten bahsedilemez. Sermaye bedeli, ayrı bir kurum yaratma iradesi gösteren ortakların iradesini hukuken güvenceye alan ve ölçme kıstası oluşturan tutardır. Görüldüğü üzere; hisse sahibinin söz hakkını, kârdan alacağı payı ve olumsuz senaryolarda ne miktarda sorumlu olacağının çerçevesini çizen, hukuki dayanağı olan ve bir başka şirket paydaşının kendisinden az, çok ya da eşit hakkına yönelik herhangi bir tasarrufta bulunulmasına mâni olan demokratik bir uygulamadan bahsediyoruz.

  • Ana Sözleşme Ve İç Yönerge

Bir şirketin künyesi, tabiri caizse kafa kâğıdı ana sözleşmesidir. Şirketinize dair tüm detaylar ana sözleşmenizin içeriğindedir. Bu akit, şirket kurma iradesi gösterenlerin bir başka yasal güvencesidir. Muhakkak ki kamu adına işlem yapma yetkisine haiz bir görevlinin (Noter ya da ticaret sicil memuru) şahitliği gözetiminde ve imzanız ile neticelendirilen bu beyanda sermayenizin dağılımından, yasal adresinize, şirketin iştigal konularının ayrıntılı betimlemesinden kâr dağıtımında uygulanacak usullere kadar ayrıntılı her içerik bulunmaktadır. Ana sözleşmenin dışında, ancak bu akdin sınırları dışına taşmadan şirket işleyişinize dair usul ve esaslarınızı belirlediğiniz iç yönergeleri de beyanatlar kategorisine ekleyelim ve bu kapsamlı beyanatların hepsinin her yurttaşın erişimine açık biçimde yayınlanmakta oluşunu da belirtelim ki, demokrasinin sözleşmeler nezdinde tecellisini daha net görmüş olalım.

  • Kurullar

Şirketler, organları ile yönetilirler. İcrayı gerçekleştiren organa Yönetim Kurulu, şirketin idaresi ve yapısını ilgilendiren her hususa dair kararların alındığı, karar alma kudretine sahip en üst organa ise Genel Kurul diyoruz.

Şirketin tek ortağı olsa dahi, kurulları bakidir. Siz, istediğiniz kadar tek yetkili olarak karar aldığınızı düşünün, gerçek yetkili şirketinizin genel kuruludur. Kabul edelim ki bu durum, yoğun ve akıcı bir ticari hayatın içerisinde yapılabilmesi zor bir soyutlamadır, lakin; demokrasi de zaten toplumsal yaşama dair tekmil bir soyutlama değil midir?

  • Tescil, İlan Ve Ticaret Sicil Gazetesi

Şirketlerin kuruluşundan itibaren kuruluşu dahil geçirdiği her aşamanın kaydını tutan, şirketler özelinde bir resmî gazete hüviyetine sahip olan, kamunun erişimine açık her bilginin yayınlandığı mecradır ticaret sicil gazetesi. Şirketlerin faaliyetlerini sürdürürken başlarından geçebilecek her türden işlem ticaret sicile tescil ettirilir ve hatırı sayılır çoğunluğu ilan olunur. Bu sayede şirketler ile işlem yapma muradında olan iyi niyetli üçüncü kişiler baştan enformasyona sahip olarak, atacakları adımlar için değerlendirme yapma şansına erişirler.

Hiç detaylarına girmeden birkaç ana başlık üzerinden tarif ettiğimiz kadarı ile bile bir ara sonuca varabiliriz. Görüldüğü üzere anonim şirket uygulamalarının arkasında yatan gerekçeler; denetim, şeffaflık ve hukuki dayanak üzerinedir. Yani; demokrasi kültürüne içkin her şey şirket yönetiminde de bulunmaktadır.

DEMOKRASİ

Peki öyleyse, bu yazı sınırları dahilinde demokrasi için neler söyleyebiliriz? Yazının başındaki kazan metaforuna bir kez daha atıfla, insanlığın yaşadığı tüm badireler ve hadiselere, ki bunlara pekâlâ kazanı büyüten her şey diyebiliriz, emeğin getirisinin kepçesini ufaltarak diğerlerinin payını büyütmek şeklinde neticelendi ve öyle devam etmektedir. Böyle ifade edildiğinde emek adına mutlak bir mağlubiyet ve mağduriyet gibi görünse de emeğin, diğer faktörler ve getirileri ile baş etme mücadelesi medeniyetimize demokrasiyi armağan etmiştir. İlk belirtmemiz gerekenin bu noktadan hareketle insan haklarına erişmek ve elde edilmiş hakları hukuk güvencesi ile korumak olduğunu, daha sonrasında ise yeryüzündeki yaşamın yalnızca insanlardan müteşekkil olmaması ve tabiattan güçlü olmayışımızın çarpıcı hakikati uyarınca eğer ki bu üretim kazanını kaynatmaya devam etmek istiyorsak doğa ile ilişkimizi düzenleyecek ilkeler bütününe demokrasi demeyi uygun bulurum.

SUYUN İÇİNDE OLUP SUYU BİLMEYEN MESLEK: MALİ MÜŞAVİRLİK

Düşünün ki; 1400’lü yıllarda yalnızca Akdeniz kıyılarını dolaşan ticaret gemileri bu havzayı aşıyor, Atlantik’e, Hindistan’a gitmeye başlıyor, geminizdekiler gittiğiniz yerlere erişiyor ve yeni yerlerden daha önce hiç görmemiş olduğunuz yükleriniz kentlerinize ve hayatınıza artık bambaşka boyutlar katıyor. Ve elbette ki, bundan böyle tutacağınız kayıtlar artık belli bir metodoloji gerektirmeye başlıyor. Çift taraflı kayıt esası ile muhasebe ilmi ticari hayata merhaba diyor. Sözleşme, hukuk, vergi, şirket, sermaye, hisse, pay senedi, borsa, vesaire… İlk elden sıralayabileceğiniz her ekonomi kavramı, insanlığın tarihsel serüveninde ortaya çıkıyor.  

Bugün de anonim şirketlerin kuruluşundan tasfiyesine kadar her aşamasının değişilmez aktörü mali müşavirlerdir. Tarihten günümüze ortaya çıkmış her iktisadi ve hukuki kavramın pratiğe dökülmesini sağlayan en etkin meslek grubudur. Çoğu kez şirketi, ortak ya da temsilcilerinden bile daha fazla önemsediğini söylesek abartmış olmayız.

Fakat; tüm bu mesleki uygulamalar esnasında bizzat uygulanan şeylerin temelinde yatan demokrasi kültürünün kazanımları olduğu alt metninin mali müşavirler nezdinde içselleştirilmediği ve iş sahiplerine aksettirilmediği, dolayısıyla gerçekleştirilen tüm işlemlerin – ki hepsi son tahlilde birer genel kuruldur – sadece yapılması yasal olarak zorunlu birer teknik kırtasiye işlemi olarak kodlandığını görmekteyiz.

Bu kadar yoğun takvimsel kargaşa ve üzerimize yıkılan her türlü angaryanın arasında debelenirken; mükellefler, iş sahipleri, şirket ortak veya temsilcileri ile anonim şirketler hakkında yarı akademik yarı entelektüel bir fikir teatisi yapmanın olasılığının çok düşük olacağına dair karşı argümanları da izninizle kabul etmiyorum. Çünkü; yaptığımız işin fiili bir demokrasi icrası olduğunu anlatmanın ön koşulunun da önce bizzat mali müşavirlerde oturması gerektiği kanaatindeyim. Zira; meslektaşlarımızın kendi odalarının ve meslek üst birliklerinin organlarının seçildiği, mesleğin geleceğine yönelik hayati kararların alındığı, yani birebir kendisinin parçası olduğu, demokratik değerlerin kazanımı genel kurullarına olan katılım sayıları, sivil toplumdaki temsil kabiliyetleri ve daha genel geçer tabir ile her mecrada “görünürlükleri” ortadadır.

Bunun yanında mesleğinin içeriğini vergi muhasebesi ve veri kaydetme fonksiyonu sınırlarından çıkarmış, sosyal yönünü kuvvetlendiren, akademide, eğitimde, seminerlerde, çalıştaylarda arzı endam eden, araştıran, kalem oynatan sayısız meslektaş da beri tarafta azınlık olarak durmaktadır. Bu azınlığı çoğaltmak dileğiyle…

08.09.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM