Değerli okurlar, öteden beri şirket yönetim kurulu üyeleri şirketin dahil olduğu bir suçtan dolayı yargılanmaktan korkar. Geçmişte batan bankaların yönetim kurulu üyelerinin yaşadıkları gibi şimdilerde şirketlere kayyım atanması, el konması, vergi incelemeleri, kara para incelemeleri, ceza davaları, ardı ardına gelen kurgan, izaha davet, inceleme yazıları yönetim kurulu üyelerini haklı olarak ürkütüyor.
Şirketler YK üyesi bulmakta zorlanıyor, olanlar devam etmek istemiyor veya genel bir tedirginlik var. Şirketlerin ortakları da her şeyine hâkim olamadıkları, birçok uzman, üst düzey, yüksek maaşlı çalışanın olduğu yapılarda, başkalarının hataları nedeniyle sorumlu tutulmak istemiyorlar.
1 İş kazaları,
2 Sahte belge kullanma veya düzenleme, kara paranın aklanması iddiaları,
3 İthalat veya ihracat nedeniyle kaçakçılık iddiaları,
4 Şirketin vergi ve sigorta borçları şirketçe ödenemiyorsa,
5 Şirket alacaklıları alacaklarını şirketten tahsil edememişse (kötü yönetim, mal kaçırma, yanlış bilgi verme vb. gerekçelerle),
6 Şirket ortaklarının yönetim kurulu üyelerine dönük yolsuzluk iddiaları nedeniyle,
7 Şirket araçlarının karıştığı kazalar nedeniyle çalışanlar veya başkalarının zarar gördüğü durumlarda,
8 Şirketin binalarında, üretim yerlerinde oluşan, şirket çalışanlarına, başkalarına ve çevreye verilen zararlar,
9 Deprem, yangın, sel vb. durumlarda oluşan can, mal kayıplarına sebebiyet verilmesi,
…ilk etapta akla gelenler.
Türk Ticaret Kanunu’nun 365. maddesinde; “Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Kanundaki istisnai hükümler saklıdır.” denilmiştir. TTK’nin 375. Maddesinde yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkileri düzenlenmiştir. Yönetim kurulu, TTK’nın 375. maddesinde yer alan devredilemez yetki ve görevleri dışında kalan görev ve yetkilerini devredebilir. TTK’nın 367. maddesinde yönetimin devrine ve 370. maddesinde temsil yetkisinin devrine ilişkin düzenlemeler mevcuttur. TTK 365/1 ve 367/2 maddelerine göre, eğer 367/1 maddesindeki kurallara uygun bir devir söz konusu değil ise, şirketi yönetmek görevi yönetim kuruluna aittir.
Yönetimin devrine ilişkin olan TTK’nın 367. maddesi, devrin koşullarını düzenlemiştir. Söz konusu maddeye göre, yönetimin devredilebilmesi için; esas sözleşmede hüküm olması ve yönetim tarafından bir iç yönergenin düzenlenmiş olması koşullarının varlığı aranmaktadır.
TTK 370/2 maddesine göre ise, yönetim kurulu, şirketi temsil yetkisini, murahhas yönetim kurulu üye ya da üyelerine devredebileceği gibi müdür olarak üçüncü kişilere de devredebilir.
Buna karşılık TTK’nin 375. Maddesinde yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkileri düzenlenmiştir.
MADDE 375- (1) Yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri şunlardır:
a) Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi.
b) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi.
c) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması.
d) Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları.
e) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi.
f) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi.
g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması.”
şeklinde düzenlenmiştir.
TTK 557. maddesi hükmüne göre, yönetim kurulunun devrettiği görev ve yetkilerden ötürü sorumlu tutulması için, devredilen kişinin seçiminde makul özenin gösterilmemiş olması gerekmektedir. Bu görev ve yetki devri, TTK’ya uygun olarak gerçekleştirilmiş ise, yönetim kurulunun öncelikle sorumluluğu, görevlinin seçiminde gösterilen özenle sınırlı hale gelir.
Aynı düşünce ile hareket edersek, yasaya uygun olarak görev ve yetki devredilmiş kişi kanuni temsilci olacağından ötürü, bu yöndeki sorumluluk da yönetim kurulu yerine kanuni temsilciye geçmiş olacaktır.
Sonuç olarak, bu konuda avukatlarınızla şirket esas sözleşmesi, varsa mevcut yönergeler (yoksa yapılmalı), imza yetkileri incelenmek suretiyle yetki, görev ve sorumlulukların belirlenmesi, yazılı, belirgin, belki fiili duruma uygun hale getirilmesi veya yetki, görev devri ile ilgili değişiklikler için bir çalışma yapılması, şahsi mesuliyet sigortası konusunda araştırma yapılması yararlı olacaktır.
(Kaynak: Zeki Gündüz / Dünya Gazetesi | 10.11.2025)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.279 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.