Avukatların şüpheli işlem bildiriminde bulunma yükümlülüğü mesleki faaliyet alanına göre sınırlı olarak kabul edilmiştir.
Ülkemizde suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi ve terörizmin finansmanının önlenmesi ile mücadele görevi esas itibariyle 2006 yılında 5549 sayılı kanunla kurulan MASAK’a verilmiştir. Kanun bu mücadelelerde başarılı olabilmek amacıyla kimlik tespiti, şüpheli işlem bildirimi, sürekli bilgi kayıt saklama, eğitim, iç denetim gibi konularda düzenlemeler yapmış, uymayanlar için de çeşitli yaptırımlar öngörmüştür. Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesi konusunda pek çok kurum ve kuruluş yükümlendirildiği gibi bu konuda kişilerin mali ve hukuki işlemlerinde büyük rol oynayan avukatlar, serbest muhasebeci mali müşavirler, noterler gibi serbest meslek erbabına da çeşitli yükümlülükler öngörmüştür.
Ben bu yazımda kısaca serbest meslek erbabı olarak nitelendireceğim meslek erbabına yüklenen şüpheli işlem bildiriminde bulunma yükümlülüğü üzerinde duracağım. Şimdi, konuya biraz daha teknik yaklaşalım.
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 4. maddesi ile “şüpheli işlemler”in Mali Suçları Araştırma Kurumu Başkanlığına bildirilmesi yükümlülüğü ihdas edilmiş, bu yükümlülük kapsamında olanlar “Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik” ile belirlenmiş (md.4) ve yükümlüler arasında “avukatlara”, “noterlere” ve “bir işverene bağlı olmaksızın çalışan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler”e de yer verilmiştir. Aynı yükümlülük adı geçen meslek mensupları tarafından kurulabilen “bağımsız denetim şirketleri” için de öngörülmüştür. Anılan yönetmeliğin 27. maddesi ile şüpheli işlemlerin kapsam ve tiplerinin belirlenmesi konusunda anılan kurum başkanlığına yetki verilmiş (Kurum bu kapsamda şüpheli işlemleri 41 kategoride toplamıştır) ve bildirim usul ve esaslarının başkanlık tarafından çıkartılacak rehberler ile belirlenmesi yönünde düzenleme (md. 28/5) yapılmıştır.
Bu düzenlemeler uyarınca MASAK tarafından “Şüpheli İşlem Bildirim Rehberlerini Avukatlar, Noterler ve Bir İşverene Bağlı Olmaksızın Çalışan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler için ayrı ayrı yayınlanmıştır. Bu Rehber ile anılan meslek mensupları için “şüpheli işlem tipleri”, “bildirim yöntemleri”, “bildirime esas formların doldurulması” ve “şüphe kategorileri” belirlenmiştir.
Avukatların şüpheli işlem bildiriminde bulunma yükümlülüğü mesleki faaliyet alanına göre sınırlı olarak kabul edilmiştir. Bu konudaki yönetmelik düzenlemesine göre serbest meslek ifa eden avukatlar; “1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35’inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası ile alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında yürütülen mesleki faaliyetler sırasında edinilen bilgiler hariç olmak, savunma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkı bakımından diğer kanun hükümlerine aykırı olmamak ve yalnızca avukatların yapabileceği işlerle ilgili olarak 1136 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, taşınmaz alım satımı, sınırlı ayni hak kurulması ve kaldırılması, şirket, vakıf ve dernek kurulması, birleştirilmesi ile bunların idaresi, devredilmesi ve tasfiyesi işlerine ilişkin finansal işlemlerin gerçekleştirilmesi, banka, menkul kıymet ve her türlü hesaplar ile bu hesaplarda yer alan varlıkların idaresi işleriyle sınırlı olmak üzere” yükümlülük kapsamında kabul edilmişlerdir.
Buna karşılık avukatlarla benzer şekilde sır saklama yükümlülüğü altında faaliyet gösteren Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler için bildirimde bulunma yükümlülüğü açısından bir sınır öngörülmemiştir. Aynı şekilde noterler için de bir sınır söz konusu değildir.
Bu şekildeki sınırsız düzenleme, güven ilişkisine dayanan mali müşavir-müşteri ilişkilerinde ileride güven sorunu yaratabilecek niteliktedir.
Rehberlerde yer alan şüpheli işlemlerin pek çoğu, hayatın olağan akışı içerisinde dürüstlükle ve meşru maksatlarla yapılabilecek işlemlerdir. Söz konusu işlemlerin bildirim konusu yapılabilmesi için bu işlemin malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiği veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına ilişkin şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması gerekmektedir. Ceza hukukunda karşımıza bu konuda “makul şüphe”, “şüphe”, “emare”, “belirti”, “kanaat”, “delil” gibi pek çok kavram çıktığından, uygulamada karışıklığın ortadan kaldırılabilmesi için kurumun bu kavramları netleştirerek ve somut örneklerle ortaya koymasında fayda vardır.
Şüpheli işlem bildirimi müessesesinin kara paranın önlenmesinde etkin bir araç olarak kullanılabilmesi için şüpheli işlem olarak Rehberlerde sayılan durumların somutlaştırılarak ortaya konulması, örneklerle açıklanması, kılavuz niteliğinde broşürler hazırlanmasında yarar vardır. Bu yükümlülüğe muhatap olanların, konunun uzmanı olmadıkları unutulmamalıdır.
Serbest meslek olarak faaliyette bulunan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlerin, Avukatların ve Noterlerin, Resmi Gazetede yayınlanmayan Rehberler gibi metinlere dayalı uygulamaları yakından takip etmeleri, bu müessesenin başarısı açısından önem taşıdığı gibi, aynı zamanda kendi yararları açısından da önemlidir. Zira, söz konusu yükümlülüklerin ihlali ağır nitelikte idari para cezası ile yaptırıma bağlanmıştır.
(Kaynak: Bumin Doğrusoz / Ekonomim.com | 30.09.2025)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.