YAZARLARIMIZ
Dr. Mustafa Alpaslan
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
m.alpaslan@windowslive.com



Yargı Aşamasında Davası Devam Edenlerin Torba Yasadan Faydalanması Olanaksızdır

Bilindiği gibi, 6552 sayılı torba yasa 11.09.2014 tarihli Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. [1]

Torba yasa uygulaması konusunda ihtilaflı dava dosyaları açısından bu yasadan faydalanma konusunda farklı görüşler ileri sürülebilmektedir. Ancak, konu ile ilgili yayınlanan 1 seri no.lu genel tebliğ de ise, dava aşamasında bulunana dosyalar hakkında açıklamalar yapılmıştır. 1 seri no.lu genel tebliğinin I/A bölümünde bir alacağın 6552 sayılı kanunun kapsamında yapılandırılarak ödenebilmesi için temelde üç şartın bir arada olması koşulları aranmıştır. Buna göre;

1)    Amme alacağının muaccel hale gelmiş olması,

2)    Yasada yer alan cins ve dönemlerden kaynaklanan bir alacak husule gelmesi,

3)    10.09.2014 tarih itibariyle vadesi geldiği halde ödenmeyen ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olması şartı,Aranmaktadır.

Öte yandan, yasanın md. 73 hükmünün 16 ‘ncı fıkrası kapsamında olan alacaklar için, 30.04.2014 tarihi ve öncesi olan kesinleşmiş kamu alacakları için doğal olarak torba yasaya göre yapılandırma talebi mümkündür.

Bu çalışmada;

1)    Vergi mahkemesinde devam eden dava dosyaları,

2)    İtiraz yolu ile bölge idare mahkemesinde devam eden davalar,

3)    Danıştay ‘da temyiz aşamasında olan davalar,

Açısından torba kanun ve 1 seri no.lu tebliğde yer alan açıklamalara göre bazı değerlendirmeler yapılacaktır.

Bu durumda;

1) 6552 sayılı yasanın yayımlandığı tarih olan, 11.09.2014 tarihi itibariyle ilk derece vergi mahkemesi kararı üzerine tahakkuk ettiği halde, mahkemesi devam eden ve kesinleşmemiş olan alacaklar, 6552 sayılı yasanın md. 73 hükmüne girmemektedir. Bu gibi mükelleflerin vergi mahkemesi kararını beklemeleri gerekir. Bu aşamada, davadan feragat edilmemesi en rasyonel bir yoldur. Çünkü, yargılama vergi mahkemesinde devam etmektedir. Dolayısıyla tarhiyat kesinleşmediği için torba yasanın md. 73 hükmü kapsamında değildir.

2) İdari para cezaları açısından ise, idari yaptırım kararların karşı müddeti içerisinde dava açılmış ise ve yargılama da devam ediyor ise bu gibi dosyalarda torba yasanın md. 73 hükmüne girmez. Çünkü, idari yaptırım kararları kesinleşmemiştir.

3) Ecrimisiller açısından ise, bu gibi alacakların dava safhasında olması halinde kesinleşme söz konusu değildir. Ecrimisillerde, ecrimisil ihbarnamesinin tebliği üzerine dava açılması halinde tahakkuk duracaktır. Ecrimisillerin, torba yasanın md. 73 ‘e dahil edilebilmesi için kesinleşmesi gerekir. Kesinleşme tarihinin de mutlak surette 11.09.2014 tarihinden önce gerçekleşmesi zorunludur. Özetle, idare mahkemesinde derdest ecrimisil davaları kesinleşmediği için torba yasa md. 73 kapsamına girmez.

4) 6552 sayılı Kanunun 73’üncü maddesi kapsamına tür ve dönem itibariyle girdiği halde varlığına ilişkin dava açılmış olan alacaklardan; Kanunun yayımlandığı tarihten önce (11.09.2014) davadan tamamen feragat edilmesi ve feragata ilişkin mahkeme kararının tebliğ edilmiş olması üzerine kesinleşmiş olanlar, 6552 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş alacak olması şartıyla, madde hükmünden yararlanabileceklerdir.

SON SÖZ;

6552 sayılı torba yasa bize göre, eksik çıkmış bir yasadır. Bu yasaya göre Danıştay ‘da, vergi mahkemelerinde, bölge idare mahkemelerinde derdest davalar açısından, ne mükelleflere ve ne de idareye herhangi bir kolaylık hükmü yoktur. Çünkü, dava safhasında ki alacaklar açısından yasanın md. 73 hükmü gereğince yasadan faydalanmak mümkün değildir. Bundan sonraki çalışmalarda veya düşünülecek torba yasa tasarılarında mutlak surette dava aşamasında olan tarhiyatlar için mutlak surette yasa kapsamına alınmalıdır. Örneğin; 6552 sayılı yasadan önce yayımlanan 6111 sayılı yasanın ilgili hükmünde davalı dosyaların aşaması hangi safhada olursa olsun bu dosyalar yasa kapsamına alınmıştır (Bkz. 6111 sayılı torba yasa md. 3). Geldiğimiz noktada idarenin iş yükü giderek artmış, vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay önemli ölçüde iş yoğunlu bakımından en üst seviyededir. Özellikle vergi inceleme büroları, vergi denetim kurulu denetim elemanları, vergi dairelerinde iş yükü giderek artmaktadır. Öte yandan, işin ceza mahkemeleri boyutu da çok yoğunluk kazanmıştır. Özellikle sahte fatura kullanımı ve düzenlenmesi kaynaklı iş yükü nedeniyle asliye ceza mahkemeleri (3 kat VZC ‘ler ve 213 sayılı VUK md. 359 hükmü) yargıçlar ve savcılar ve bilirkişiler iş yoğunluğundan dolayı iş yapamaz hale gelmişlerdir. Asliye ceza mahkemelerinden verilen vergi suçları ile ilgili hapis cezaları Yargıtay ‘da temyiz edilmediği takdirde ceza evleri sahte fatura kullananlar ile dolup taşacaktır.


[1] Bkz. Resmi Gazete, 11.09.2014 gün ve 29116 (mükerrer) sayılı

08.10.2014

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM