YAZARLARIMIZ
İsmail Dülger
Yeminli Mali Müşavir
ismaildulger59@gmail.com



Tevsi Yatırımlarda İndirimli Kurumlar Vergisi Uygulama Sorunları

07.07.2014 tarihli yazımızda İndirimli kurumlar vergisine ilişkin örneklere ve açıklamalara yer verilmişti. Bu yazımızda ise okurlardan gelen uygulama sorunlarının ve konuya ilişkin olarak Gelir İdaresi Başkanlığınca uygulamaya yön veren özelgeler kapsamında tartışılması amaçlanmıştır.

Bilindiği üzere, kurumlar vergisi kanununun 32/A- 4’üncü bendinde Tevsi yatırımlarda elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespit edilebilmesi halinde indirimli oran bu kazanca uygulanır. Kazancın ayrı bir şekilde tespit edilememesi halinde ise indirimli oran uygulanacak kazanç yapılan tevsi yatırım tutarının, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına ( devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenir. Bu hesaplamada işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınır. İndirimli oran uygulamasında yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminde başlanacağı.” belirtilmiştir.

 Bilindiği üzere, özelge başvuruda bulunan kurumun talebi üzerine verilmekte olup, özelgeye uygun işlem yapan söz konusu firmanın bu fiiller nedeniyle vergi tarhına muhatap tutulması halinde ilgili kuruma vergi ziyaı cezası ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmamaktadır.

Bugüne kadar Gelir İdaresi Başkanlığınca uygulamaya yön veren bazı özelgelerde yapılan açıklamalar dikkate alındığında,

İndirimli kurumlar vergisi ile ilgili olarak; dönem sonunda kurumun aktifinde bulunan toplam sabit kıymet tutarının hesaplanmasında 213 s.Vergi Usul Kanununun 313.cü maddesinde yazılı “ işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269’uncu madde uyarınca gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder. …………………” V.U.K. nun 315 ci maddesinde ise boş arazi ve boş arsalar amortismana tabi değildir.” hükümleri göz önüne alınacaktır.,

Dönem sonu sabit kıymeti tutarının hesaplanmasında işletmede mevcut olup, üretimde kullanılıp kullanılmasın amortismana tabi tüm iktisadi kıymetler ve devam eden yatırımlara ait iktisadi kıymetlerin, amortisman düşülmeden önceki tutarının dikkate alınacağı belirtilmiştir.

Bu hesaplamada sabit kıymetlerin kayıtlı değerlerinin yeniden değerlenmiş tutarları ile dikkate alınacağı belirtilmiş ise de Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen özelgelerde enflasyon düzeltmesi uygulama hükümlerinden bahsedilerek, enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşmaması halinde yeniden değerleme yapılmayacağı açıklanmıştır.

KVK 32/A maddesindeki kanun hükmüne, “ 213 sayılı VUK 298’inci madde hükümlerine göre yeniden değerleme yapılacaktır” hükmü konulsaydı tartışmaya gerek kalmayacaktı. Mükelleflerin ayrı ayrı özelge talebinde bulunmaları yerine; Gelir İdaresi Başkanlığının İndirimli Kurumlar vergisi uygulama genel tebliği veya sirküler yayınlaması halinde; tüm yatırım yapan mükelleflerin indirimli kurumlar vergisi uygulamasına ilişkin sorunlarına çözüm bulmaları sağlanmış olacaktır.

 Tevsi yatırımlarla ilgili İndirimli kurumlar vergisi hesaplanmasında; sabit kıymetlerin aktifte yazılı değerlerinin dikkate alınarak amortisman tutarlarının düşülmemesi de yararlanılacak yatırım indirimi oranının küçülmesine, indirimli kurumlar vergisinden yararlanma süresinin uzamasına, yatırımların teşviki ile ilgili yasadan yararlanma istemlerinde vazgeçmelerine neden olmaktadır. Amaç istihdamı arttırmak ve yeni yatırımların önünü açmak ise bu tür uygulamalar teşvik yasasının önüne konulan en büyük engel konumuna gelmektedir.

İndirimli kurumlar vergisi uygulamasında; tevsi yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminden itibaren başlanacağı hükmü nasıl yorumlanacaktır.( İndirimli kurumlar vergisi,Ticari bilanço karına KKEG ilave edilerek,tüm istisna ve geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra kalan kazanca uygulanacaktır).

Tevsi yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği dönemlerde yukarıda açıklanan sabit kıymetler ile devam eden yatırımlara ait tutarlarda dikkate alınarak( Tevsi Yatırımlarda İndirimli Oran Uygulanacak Tutar = Toplam Yatırım Tutarı x Toplam Matrah / Dönem Sonu Toplam Sabit Kıymet Tutarı) formülü ile bulunan tutar üzerinde indirimli kurumlar vergisi hesaplanacaktır. Ancak, tevsi yatırımın tamamlanmasından sonraki ( tamamlama vizesi başvurusu yapıldıktan sonra ) geçici vergi dönemlerinde ise işletmenin tamamlama vizesinden sonra işletmesine aldığı sabit kıymetlerin veya yeni bir yatırım teşvik belgesi kapsamında satın aldığı sabit kıymet tutarlarının dikkate alınmadan tevsi yatırımın tamamlandığı tarihteki toplam sabit kıymet tutarının sabitlenmesi ve takip eden dönemlerdeki hesaplamalarda ilave edilen yeni sabit kıymetlerin dikkate alınmaması gerektiği düşüncesindeyim. Aksi halde mükellef kurumun paydada yer alan sabit kıymet tutarına her geçici vergi döneminde yeni alınan sabit kıymetleri eklemesi durumunda ; indirimli kurumlar vergisi oranı uygulayacağı matrah tutarı azalacağı için hesaplanacak yatırıma katkı tutarı azalırken kullanma süresi de sürekli uzayacaktır. Kişisel görüşüm; kanun koyucunun amacı tevsi yatırım devam ederken işletmeye alınan sabit kıymet tutarlarının hesaplamaya dahil edilmesini sağlamak olup; yatırım tamamlandıktan sonraki dönemler için ise sabit kıymet tutarının sabitlenmesi gerektiğidir. Aksi bir düşünce yatırım teşvikinden amaçlanan yararı azaltacak ve yatırımcı kuruluşların önüne caydırıcı bir engel oluşturacaktır.

Farklı bir düşünce olarak ta kurum elindeki sabit kıymetleri satmak suretiyle paydadaki sabit kıymet tutarını azaltarak indirimli kurumlar vergisi oranı uygulayacağı matrah tutarını arttırmak suretiyle hesaplanacak yatırıma katkı tutarının artmasını, yararlanma süresinin kısalmasını sağlayabilecektir. Gelir İdaresi Başkanlığının uygulamaya yön verecek açıklamayı yapması yararlı olacaktır.

Kişisel görüşüm, amaçlanan yatırımı teşvik, istihdamı arttırmak ve yurt çapında yatırım yapılmasını teşvik etmek ise, yasal mevzuatın anlaşılır, hesaplanması kolay, sermaye sahibi mükellefleri bu tür yatırımlara yönlendirecek teşvik edici unsurları taşıması gerektiğidir.

KAYNAKÇA:

1-5520 s. Kurumlar Vergisi Kanunu

2-213 s. Vergi Usul Kanunu

3- GİB Özelgeleri.(09.05.2011/ GİB-KV 225-2-3 ,29.04.2011/KVK 32/A-395,17.03.2011/32/A-18

 28.02.2012/GİB –KVK-2011/7-54, 20.02.2012/ GİB- 32/A-11/2-240 )

01.12.2014

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM