YAZARLARIMIZ
İbrahim Çelikli
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Denizli SMMM Odası Eğitim ve Araştırma Birimi
ibrahimcelikli@mynet.com



Bilirkişiliğin Gerekliliği - 3

GÖREVLENDİRMENİN SINIRI
 

Bilirkişinin görev alanını iddianame ve görevlendirme ile ilgili mahkemenin kararı belirler. İddianamede belirtilen çerçevede incelenmesi istenilen konuların görevlendirme kararında ayrı ayrı belirtilmesi gerekir.


Bilirkişinin hakimin takdir alanına giren konulara müdahale etmemesi şarttır. Ancak kanaat belirtme zorunluluğu doğarsa “takdir yüce mahkemeye ait olmak üzere” gibi ifadelerle belirtilmesi daha uygun olacaktır. Bilirkişilik raporunun sonuç bölümünde iddianame ve görevlendirme kararına cevap verilmelidir.

 

 

GÖREVDEN KAÇINMA
 

Bilirkişilik hukukunda herkes bilirkişilik yapmak zorunda olmadığına göre; bilirkişilik görevini yapmak zorunda olanlar için, usulüne uygun olarak çağrıldığı halde bilirkişilik yapmak için gelmeyenler, geldiği halde yemin etmekten ve kanaat açıklamaktan kaçınan kişiler tanıklar gibi cezalandırılır. Bunun yanında hüküm verilinceye kadar üç ayı geçmemek üzere disiplin cezasına da çarptırılabilir(CMK/71 ve 60/1). Söz konusu ceza görevini zamanında yerine getirmeyen bilirkişiler hakkında da uygulanabilir. Elbette disiplin hapsine de itiraz edilebilir Zorunlu olduğu halde bilirkişilik görevini yapmayan kimse yapılan işlemlerden doğan giderlere mahkum edilir. Kişi bilirkişiliğe ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde derhal serbest bırakılır. Ceza yargılamalarında söz konusu olan ancak hukuk yargılamalarında söz konusu olmayan bu uygulamaya yargılamayı yapan hakim ve mahkeme karar verebilir. Söz konusu ceza disiplin cezası niteliğinde olduğundan bu cezaya itiraz etmek mümkündür.

 

BİLİRKİŞİNİN SORUMLULUĞU

 

Resmi görevli olarak bulunan bilirkişinin, kusurlu olarak gerçeğe aykırı rapor vermiş olmasından kaynaklanan zararlardan dolayı devlet birinci derecede sorumlu olacak ancak onunda kusurlu bilirkişiye rücu hakkı saklıdır.( Anayasa/129, 40/2)

 

BİLİRKİŞİLERE UYGULANABİLECEK CEZALAR

 

Bankalar Kanunu’na göre; bilirkişilik raporu hazırlanması için verilebilecek süre üç aydır, bu süre iki ay kadar uzatılabilir. Rapor verilmediğinde bu bilirkişiye bir yıl süre ile bu yasa kapsamına giren işlerde bilirkişilik yapamaz, ayrıca masrafları ödemekle birlikte 500,-YTL’den 1.500,-TLY’ye kadar hafif para cezası ile cezalandırılır.[1]

 

Kamulaştırma Kanunu’na göre görevlendirilecek bilirkişilerden suç işleyenler Devlet Memurları gibi cezalandırılarak, o suç için belirlenen cezanın yarısından az olmamak üzere iki kat artırılabilir (Bankalar Kanunu/ek/a).

 

Kadastro mahkemesince davetiyede ücret verileceği belirtildiği halde özürsüz olarak gelmeyen kişi para cezasına çarptırılır (Md.42)

 

Türk Ceza Kanunu’na göre bilirkişi, kamu görevlisidir. Kamu görevlisi “kamusal faaliyetin yürütülmesine atanma veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir suretle süreli, süreli veya geçici olarak katılan kişi”dir. Dolayısıyla bilirkişiye karşı bu görevi nedeniyle işlenen suç, kamu görevlisine karşı işlenmiş suç olmaktadır (TCK/6). Diğer taraftan bilirkişinin gerçeğe aykırı mütealada bulunması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılır.(TCK/276) Görevinin  gereklerine aykırı hareket etmek, ihmal veya gecikme göstermek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılır (TCK/257).

 

Görevi nedeniyle bilgi edindiği, ancak gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatları açıklayan, yayınlayan veya başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra da bu fiilleri işleyen kimseye aynı ceza verilir. (TCK/258) Dolayısıyla bilirkişi kendisine tevdi edilen ve gizli kalması gereken bilgi ve belgeleri açıkladığında suç işlemiş olacağından bu sırrı saklama sorumluluğu söz konusu bilirkişilik görevi sona erdikten sonra da devam etmektedir.

 

Bilirkişi işlemiş olduğu suçlar dolayısıyla “kamu görevlisi” olarak kabul edilerek verilecek cezalar ağırlaştırıldığı halde bilirkişinin çalışması adli görev sayılmadığından yargı görevi yapanlara karşı “hukuka aykırı olarak etkileme çalışanlara altı aydan iki yıla kadar” ceza verildiği(TCK/277) halde bilirkişi burada kamu görevlisinin korunmasından yararlanamamaktadır.

 

Bilirkişi işlemiş olduğu suçlar dolayısıyla kamu görevlisi tarafından işlenmiş suç olarak kabul edildiğinden bilirkişi raporunu şu veya bu şekilde  yazması için menfaat temin ettiğinde rüşvetten, görevini gerekli titizlikle yapmadığında görevi ihmal suçundan yargılanabilecektir. Bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalaa da bulunması halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası hükmolunur.(TCK/276)

        

 

İRTİKAP

 

Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına  veya bu yolla vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi işlediği bu irtikap suçu nedeniyle beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(TCK/250)

 

Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına  veya bu yolla vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçu kişinin hatasından yararlanarak işlemiş olması halinde  bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

 

RÜŞVET

 

Rüşvet; bir kamu görevlisinin, görevlerinin aykırı bir işi yapması veya yapmamsı için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir menfaat sağlamasıdır. Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde de suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. Rüşvet alan ya da bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması halinde, verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılır.

 

ZİMMET

 

Zimmet; kamu görevlisi tarafından işlenen bir güveni kötüye kullanmaktır. “Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetlemekte yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” (TCK/247) Suçun zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.

 

FAİL

 

Suçun faili kamu görevlisidir. Failin suçu işlediği sırda kamu görevlisi olması yeterlidir. Sonradan bu sıfatını kaybetmesi sonucu değiştirmez ancak suçun görev sırasında işlenmesi şart değildir. Faile kamu idaresine ait mal veya para görevi nedeniyle tevdi edilmiş olmalıdır. Görevi gereği tevdi edilmeyen mal veya para nedeniyle kamu görevlisi zimmet suçunun faili olamaz.

 

KAÇAKÇILIK

 

213 Sayılı Vergi usul Kanunu’da yer alan ve asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren ve yaptırımı altı aydan üç yıla kadar hapis cezası olan kaçakçılık suçları (VUK/359);

         a) defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapmak,

         b) defter ve kayıtlarda gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgili olmayan kişiler adına hesap açmak,

         c) defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri, vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydetmek,

         d) defter, kayıt ve belgeleri tahrif etmek,

         e) defter, kayıt ve belgeleri gizlemek,

         f) muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek veya bu belgeleri kullanmak,

 

VERGİ KAÇAKÇILIĞI

        

         a) defter, kayıt ve belgeleri yok etmek,

         b) defter sayfalarını yok ederek, yerine başka sayfalar koymak veya hiç yaprak koymamak,

         c) belgelerin asıl ve suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenlemek,

         d) sahte olarak düzenlenen belgeleri kullanmak,

         e) Maliye Bakanlığı ile anlaşması olmadığı halde belge basmak, sahte olarak basmak, bu belgeleri kullanmak,

 

SAHTE BELGE


Sahte belge ile ilgili suçlar resmi evrakta ve özel evrakta sahtecilik olarak karşımıza çıkmaktadır. VUK’na göre;  gerçek bir işlem veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlene belgeler sahte belgedir. (VUK/359/B-1) Uygulamada en çok görülen sahte belge; sahte fatura düzenlemesidir. Özel evrakta sahtecilik “bir kimseye tamamen ve kısmen sahte olarak … fail veyahut bilerek başkası kullandığı takdirde bir seneden üç seneye kadar hapis cezasına mahkum olur.” (TCK/339-349)
 

Bunun yanında; doğrudan doğruya, tamamen veya kısmen, gerçek ve özel belge üzerinde değişiklik yapmak suçun maddi öğesini oluşturmaktır. (TCK/345) suçun oluşabilmesi için bizzat  kendisi veya başkası tarafından bilerek kullanılmalıdır.
 

Haklılık payı tartışmalı olsa bile konumuzun dışındadır. Örnek mi:?


 

14.12.2006

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM