YAZARLARIMIZ
Cevdet Akçakoca
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
akcakoca@superonline.com



Önceki Dönemden Devreden KDV İle KDV İadesi İlişkisi


1 Mayıs 2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren KDV Uygulama Genel Tebliğinden sonra Bursa Vergi Dairesi Müdürlüğünde bazı konulardaki tatbikatlar bana göre yanlış bir yöne dökülmektedir. Özellikle KDV iadesi konusunda, yıllar önce yapılan hatalı bir tatbikat, kraldan çok kralcı bir tutumla tekrar tatbikata konmuştur. 
Önce yapılan hatalı tatbikatı bir yazalım: (Tatbikat değerli kardeşim YMM. Kemal Tığoğullarının yazısından alınmıştır) 

Söz konusu yazıda: 
KDV İadesi talep eden mükellefler yüklendikleri KDVyi liste halinde hazırlayarak sisteme yüklerler. Talep ettikleri KDV iadesi tutarını KDV beyannamesinin matematiksel denkliği gereği; geçen dönemden devir ile bu dönem indirilecek KDV tutarı toplamından, toplam hesaplanan KDVyi çıkartarak kalan rakam ile karşılaştırır ve iade rakamını belirlerler. Zaten KDV beyannamesinin sistem üzerinden hazırlanması sırasında bu matematiksel denklik otomatik olarak gerçekleşir. 
Mayıs 2014 döneminden itibaren; yüklenilen KDV içerisinde önceki dönemlere ilişkin değerlerin bulunması halinde, bu değerin önceki dönemden devreden KDV ile karşılaştırılması ve yüklenilen KDV içerisinde geçen dönemlerden yazılan KDV iadesi yüklenimlerinin toplamının önceki dönemden devreden KDVden daha az olması durumunda iadesi talep edilecek rakamın fark kadar azaltılması idarece istenmektedir. 

Konuyu bir örnekle açıklayalım. Mayıs 2014 dönemi KDV Beyannamesi bilgileri özetle şöyle olsun: 

Önceki Dönemden Devreden KDV….............:1.000 TL 
Bu Dönem İndirilecek KDV…............... :2.500 TL 
İndirimler Toplamı……..…….............…:3.500-TL 
Hesaplanan KDV Toplamı…..…..............:700 TL 
Yüklenilip İadesi Talep Edilen KDV....... :1.300 TL 
Sonraki Döneme Devreden KDV……: 1.500 TL olması gerektiğine hepimiz mutabıkızdır. Ancak: 
Yüklenilip iadesi istenen 1.300 TL KDVden 1.200 TLsinin Nisan 2014 tarihli faturalardan oluştuğunu varsayalım. 

Yukarıdaki örneğimizde; Mayıs 2014 döneminden itibaren uygulanan sisteme göre, yüklenilen KDV 1.300 TL olmakla beraber, yüklenilen KDV içerisinde geçen döneme ait 1.200 TLnin yalnızca geçen dönemden devreden 1.000 TLsinin iadeye konu edilmesiyle iadesi istenebilecek KDV rakamı 1.100 TLye düşmekte ve sonraki döneme devreden KDV 200 TL artarak 1.700 TLye ulaşmaktadır. 
Gelinen bu durumda, idare açısından yüklenilip indirim yolu ile giderilemeyen KDVnin iadesi talep edilebilir mantığı yerleştirilmeye çalışılsa da, iade talep eden mükellefler nezdinde özellikle ihracatçıların mağduriyetleri gündeme gelecektir denilmiştir. 

Bana göre, bu uygulama yasanın genel hükümlerine aykırı bir uygulamadır. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı daha önce de buna benzer uygulamalar yapmış ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının 01.06.2012 tarih 059496 sayılı yazısı ile uygulamanın Gelir İdaresi Başkanlığının 14.08.2009 tarih ve 78233 sayılı yazılarında açıklandığı şekilde yapılması belirtilmiştir. 

Söz konusu Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı yazısı aynen şöyledir: 
Trabzon Vergi Dairesi Başkanlığına, 
Başkanlığınız Hızırbey Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……vergi kimlik numaralı mükellefi………….tarafından Başkanlığımıza verilen bir örneği ilişik …. Tarihli dilekçede, Kasım 2008 dönemine ait tam istisna kapsamına giren işlemler nedeniyle yüklendikleri KDVnin önceki dönemden devri bulunmaması nedeniyle bu dönem iadesinde önceki dönem faturalarının kullanılıp kullanılamayacağı ve iadeye konu edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş istenilmektedir. 

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun İstisna Edilmiş İşlemlerde İndirim Başlıklı 32. maddesinde “Bu kanunun 11, 13, 14, ve 15. maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katmadeğer vergisi mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilir. Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisi Maliye Bakanlğınca tesbit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunur” hükmü yer almaktadır. Ayrıca tam istisna kapsamında yer alan işlemler nedeniyle doğan katma değer vergisi iade talepleri muhtelif tarih ve sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerinde belirtilen esaslara göre yerine getirilmektedir. 

Bilindiği gibi katma değer vergisi beyannamelerinin düzenlenmesi ve ihracat istisnasında iadesi gereken katma değer vergisinin nasıl hesaplanması gerektiği konusunda muhtelif genel tebliğlerde gerekli açıklamalar yapılmıştır. Ancak yayımlanan hiçbir genel tebliğde, iadesi gereken tutarın hesaplanmasında fiilen yüklenilen vergilerin yüklenildiği vergilendirme döneminde ya da sonraki dönemlerde, indirimle giderilip giderilmediği konusunda bir araştırma veya hesaplama yapılacağına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir. Bunun dışında bir uygulama, iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili harcamaların hangi dönemlerde yapıldığı, ne kadar katma değer vergisi yüklenildiği, bunların ne kadarının ne zaman telafi edildiği hesaplamalarının yapılmasını gerektirecek ve iade edilecek verginin belirlenmesini neredeyse imkansız hale getirerek vergi idaresi ve mükellef bakımından ciddi güçlükler ortaya çıkaracaktır. 

Nitekim beyannamelerin hesaplama tablolarıyla ilgili olarak verilen dipnotlarında da, bu tür bir hesaplamaya yer verilmemiş, aksine iade hakkı doğuran işlemler nedeniyle yüklenilen vergilerin bu işlemlerin beyan edildiği beyannamede yer alan sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi ile kıyaslanacağı, kıyaslama sonucunda iadesi gereken verginin büyük olması halinde sonraki döneme devreden verginin iade edileceği, küçük olması halinde yüklenilen vergilerin iade olunacağı açıklamasına yer verilmiştir. 
Öte yandan, beyannamelerin yapısı gereği iade tutarları devreden vergiden düşüldüğünden Hazinenin nihai anlamda bir vergi kaybı da söz konusu değildir. 

Bilgi edinilmesini ve Başkanlığımıza verdiği dilekçesine cevaben adı geçen mükellefe de bilgi verilmesini rica ederim. İmza Gelir İdaresi Daire Başkanı 
Yukarıdaki özelgeden de görüldüğü üzere konu gayet açık şekilde bellidir. Kaldı ki bütün katma değer vergisi genel tebliğlerini bir araya getiren tebliğde de mükellefin aleyhine bir hesaplama yapılacağını belirten herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Zaten genel tebliğde böyle bir hüküm bulunması demek Katma Değer Vergisi Kanununa aykırı bir tebliğ çıkarmak demektir ki, hiçbir devlet görevlisi böyle bir çalışma yapmaz, yapamaz. Buna rağmen, 500 milyar dolar ihracatın gerçekleşmesi için çalışan, kayıtdışı ekonominin önlenmesinde büyük katkısı olan ihracatçının herhangi bir şekilde hakkı olan, bütün dünyada hemen iade edilen ihracat katma değer vergisinin iade edilmesini engellemek, zorlama usuller ihdas etmek yanlıştır diye düşünüyorum. Bu şekilde tatbikatta bulunan vergi idarelerinin tatbikatının düzeltilmesi dileğiyle. 

02.09.2014

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM