BASINDAN YAZILAR
Van depremi için yapılan yardımlar vergiden düşülebilir / Ahmet Yavuz - MuhasebeTR

Van depremi için yapılan yardımlar vergiden düşülebilir / Ahmet Yavuz

Van'da meydana gelen şiddetli depremin yaraları devlet ve tüm vatandaşlar tarafından sarılmaya başlandı.

Şüphesiz deprem bölgesinde yaşayanların uğradıkları maddi hasarların kısa sürede telafi edilmesi mümkün değil. Şu an yapılan yardımlar sadece pansuman niteliğinde.

Depremin duyulmasıyla doğusundan batısına tüm yurtta bir seferberlik havası yaşandı. Yapılan yardımlarla tüm vatanın tek bir vücut olduğu tekrar gözler önüne serildi. Kısaca Van için tek yürek olduk. Herkes elinden geldiğince yardım etmeye çalıştı. Allah bir daha bize böyle günler yaşatmasın. Depremden sonra da daha önce birkaç örneğini gördüğümüz şekilde televizyonlarda yardım kampanyaları düzenlendi. Sanatçısından sporcusuna, siyasetçisinden işadamına ve öğrencilerine kadar hemen herkesin seferber olduğu programlarda duygulu anlar yaşandı. İnsanlar canlı yayına bağlanarak veya SMS, havale, EFT ile bağışta bulundu. Daha önce burada başka vesilelerle dile getirmiştim, ancak tekrar hatırlatayım. Bu yardımların Gelir veya Kurumlar Vergisi matrahlarında gider yazılması mümkün. Çünkü yardımların en kapsamlısını kurumsal şirketler yapıyor ve bu fedakârlığın bir şekilde teşvik edilmesi, karşılıksız bırakılmaması gerekiyor. Vergi kanunları, mükelleflerin sosyal hayata katkı yapmaları, topluma fayda sağlamalarını temin etmek için bu tür bağış ve yardımları teşvik ediyor. Öncelikle gıda bankacılığı kapsamında faaliyet gösteren vakıf ve derneklere bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamının gider yazılabildiğini hatırlatayım. Bağışların tamamının gider yazılabilmesi için yardımın kapsamının gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddeleriyle yapılması gerekiyor. Yani yardımların ayni olarak, dernek veya vakfa yapılması lazım. Bu türdeki vakıf ve derneklere yapılan nakdi yardımlar için bu avantajlar geçerli değil. Yani nakit olarak yapılan yardımın tamamı vergiden düşülemiyor. Çünkü nakdi bağışlarda vergi matrahının sadece belli bir orana kadar olan kısmın indirilebilmesine müsaade ediliyor.

Depremden sonra 'Van ve çevresinde yaşanan deprem afetinden zarar gören afetzedeler için' Bakanlar Kurulu kararı da yayımlandı. Kararda kampanyanın ulusal koordinasyonunu yapmak üzere Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın görevlendirildiği ifade edildi. Vergi kanunlarımızda, Bakanlar Kurulu'nca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığıyla makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışların tamamının, vergi matrahından indirileceği hükmü yer alıyor. Bu yüzden, Bakanlar Kurulu kararının yayımı ile birlikte, Van ve çevresinde yaşanan deprem afetinden zarar gören afetzedeler için Başbakanlık aracılığıyla yapılan yardımların tamamının matrahtan indirimi mümkün hale geldi. Ayrıca, Türkiye Kızılay Derneği'ne makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı da matrahtan indirilebiliyor. Bağışın nakden yapılmaması halinde, bağışlanan mal veya hakkın varsa mukayyet değeri, yoksa Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Takdir Komisyonu'nca tespit edilecek değeri esas alınıyor. Normalde yapılan ve matrahtan indirilecek nakdi yardımların, beyan edilecek kazancın yüzde 5'ini aşmaması gerekiyor. Bu oranı aşan bağışlar indirilemiyor. Ancak yukarıda bahsettiğim şekilde yapılan bağışlarda bu orandan bağımsız olarak tüm bağışlar indirim konusu yapılabiliyor. Yapılan bağışlar, beyan edilen Gelir ve Kurumlar Vergisi kazancı ile sınırlı olarak indirilebiliyor. Kazanç yetersizliği sebebiyle yapıldığı dönem indirilemeyen tutarlar sonraki yıllarda indirilemiyor.

Muhasebat ve Milli Emlak denetmenleri tenzili rütbeden şikâyetçi

Kamuda çalışan personel rejimiyle ilgili köklü değişiklik yapma ihtiyacı aslında yıllardır dile getiriliyordu. Değişen dünya ve hayat şartlarına uyum için zorunluluk seviyesine gelen bu talep uzun zaman ertelenmek zorunda kaldı. Bunun birçok sebebi vardı. En başta, çok daha önemli ve hayati düzenleme ler gerekiyordu, yani personel rejimiyle ilgili düzenleme yapmaya zaman bulunamıyordu. Ayrıca değişecek kurumlardaki direnç, çevresel faktörler ve birden fazla alternatif arasında kalıp karar verememe gibi sebeplerle bu reform ertelendikçe ertelendi. Başbakan son seçimden de zaferle çıkıp kamuoyu desteğini arkasına aldığından emin olunca KHK çıkarma yetkisini kullanarak bu reformları hayata geçirmeye karar verdi. Başta yeni kurulan bakanlıklar olmak üzere birçok kurumda değişiklik KHK ile yapıldı. Bürokratik direncin en yoğun biçimde yaşandığı Maliye'de de vergi inceleme birimlerinin birleştirilmesi gerçek anlamda bir devrim oldu. Bu devrimlerden sonra birçok kurumda hareketlilik başladı. Özellikle benim ilgi alanıma giren Maliye camiasından gelen maillerde vergi dairesi müdür ve yardımcıları, gelir uzmanları, saymanlar, Milli Emlak ve muhasebat denetmenleri ile kontrolörler kendileri için düzenleme talebinde bulundu. Genel gerekçe de eski unvanları vergi denetmeni olan inceleme elemanlarının diğer kurullarla birleştirilerek vergi müfettişi unvanı almaları olarak gösteriliyordu. Aslında bu tür birleştirmelerde yapılan işin niteliği özelinde bakmak gerekiyor. Ancak yine de diğer birimlerin, özellikle vergi dairesi müdürlerinin, durumlarının düzeltilmesi yönündeki talepleri haklı. Mükellefleri tespit edip vergilendirme işlemlerini yapmak, tahsilatı artırmak, bunun yanında birçok idari işlemleri yürütmek durumunda olan vergi dairesi müdürlerinin idareleri altında bulunanlardan daha az maaş almaları gerçekten tutarsız.

Öte yandan son zamanlarda muhasebat ve Milli Emlak denetmen ve kontrolörlerinden aldığım maillerde bu denetim birimlerinin kapatılacağı, buralarda çalışan denetmen ve kontrolörlerin de uzman unvanına alınacağı şikâyetleri yer alıyor. Ben böyle bir şeyin olacağına ihtimal vermediğim için, başta bu iddiaların tevehhüm olduğunu düşünmüştüm. Ancak daha sonra maillerin devam etmesi ve kamuoyuna yansıyan bilgiler bu iddiaların yersiz olmadığını gösterdi. Devletin arazileri ve malları ile ödemelerini kontrol eden ve birçok yolsuzluğun yapılmasına caydırıcı etkide bulunan bu birimlerin kapatılması halinde denetim alanında bir boşluk yaşanacağını düşünüyorum. Bakanlık bu boşluğu bir şekilde telafi edeceğini düşünüyor olabilir. Getirilecek alternatif de bir yöntemdir, denenebilir. Buna saygı duyarım. Ancak bu birimlere girmek için birçok alternatif mesleği bırakıp gelen ve çeşitli eğitimlerden geçerek unvanlarını kazanan kontrolör ve denetmenlerin tenzili rütbe olarak algılanacak şekilde uzman kadrolarına atanmaları hakkaniyetsizliktir. Yapılacak değişiklikte bu birimlerde çalışanların mağdur edilmemesi gerekir.

(Kaynak: Zaman Gazetesi | 31.10.2011)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM