BASINDAN YAZILAR
Vergi Suçlarında Etkin Pişmanlığın Geriye Dönük Uygulaması - MuhasebeTR

Vergi Suçlarında Etkin Pişmanlığın Geriye Dönük Uygulaması

Önceki yazımda Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen suçlarla ilgili olarak getirilmek istenilen etkin pişmanlık düzenlemesini yazmıştım. Bu yazımda da bu düzenlemenin yasalaşması halinde durumu soruşturma, kovuşturma ve infaz aşamalarında bulunanlara etkisini aktarmaya çalışacağım.

Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359. maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ile buna isabet eden gecikme zammını, kanunun yürürlüğe gireceği tarihten itibaren bir yıl içinde ödemeleri halinde, verilmiş cezanın yarısı kaldırılacaktır. Ancak bu düzenlemeden yararlanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.

Bu noktada teklifte, tarh olunan vergi ve ceza ile gecikme faizi ve zamlarının aynen ödenmesi koşulunun aranması, bunları zaten af veya vergi barışı kanunlarından yararlanarak ödemiş olanlardan, bu kanunlarla yapılmış indirimlerin geri mi alınacağı sorusunu da gündeme getirmektedir? Bence bunun mümkün olmaması, olamaması gerekir.

Burada bence, önceki yazımda belirttiğim gerekçelerle, vergi yargısında dava açmama/feragat koşulu getirilmesi hukuka aykırıdır. Kaldı ki vergi yargısında açılmış davanın kesin hükümle sonuçlanmış olması halinde, feragatin nasıl yapılabileceği de bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle cezası infaz aşamasında olanlar için, vergi yargısında haklarında kesinleşmiş kararlar bulunanların mevcut olması pek muhtemeldir. Bence, vergi yargısında dava açılmış bulunan hallerde, ödemenin bu yargı kolunda oluşacak sonuca göre yapılmış olmasının koşul olarak aranması daha yerinde olacaktır. Bir yargı kolunda yapılan yargılamanın ceza indirimi ödülü ile yok edilmesini savunmak bana bir hukukçu olarak zor görünmektedir. Örneğin, 1.000 Liralık bir tarhiyatın 800 lirasını hukuka aykırı görerek kaldıran yargı kararını yok sayarak kişileri, yine 1.000 lira ödemeye zorlamak, hukuka aykırılığı -kısmen- sabit olmuş bir idari işlemi hukuk aleminde tutmak, bence mümkün olmamalıdır.  

Buradaki ceza indiriminin, teorik olarak bir etkin pişmanlıktan ziyade, bir nev’i kısmi af olduğunu savunan görüşler de var. Ancak bu görüş kabul edilecek olursa, bu defa bu konudaki düzenlemenin Meclis’te af kanunları için aranan çoğunluk ile kabulü zorunluluğu karşımıza çıkacaktır.

Buraya kadar infaz aşaması için aktardığım bilgiler soruşturma ve kovuşturma aşamasında olanlar için de aynen geçerli olacaktır. Ancak bu durumda olanların hüküm verilinceye kadar ödeme yapmaları, ceza indirimi için yeterli olacaktır.

Bu arada önceki yazıma, “kişi etkin pişmanlıktan yararlanıyorsa, zaten fiili işlediğinin bilincinde olduğu ve pişmanlık gösterdiğinin kabulünün gerektiği, bu nedenle vergi mahkemesinde davasını sürdürmesinin kabul edilmesinin bir çelişki olacağı” yönünde eleştiri yönelten meslektaşlarım da oldu. Bu görüşte olanların yanıldıkları nokta, vergi yargısında dava konusunun işlem olduğu ve işlemin sadece maddi vakıaya uygunluğunun (sebep unsurunun) denetiminin yapılmadığıdır. İdari işlemler vergi yargısında, sebep unsurunun dışında, yetki, şekil, konu ve maksat unsuru açısından denetlenir. Tarhiyat sahte belge düzenleme fiiline, bu sebep unsuruna dayalı vergi inceleme raporu uyarınca yapılmış olabilir. Ancak bu rapor, inceleme elemanı sıfatı olmayan birisi (örneğin vergi dairesi müdür yardımcısı) tarafından düzenlenmişse veya inceleme elemanı sıfatına haiz vergi dairesi müdürü raporu yıllık izinde olduğu sırada imzalamışsa (zaman bakımından yetkisizlik) yahut inceleme elemanı hukuka aykırı yolla edinilmiş bir delile dayanmışsa, dava açmama veya feragat koşulu, bu hukuka aykırılıkların hukuk aleminde kalmasına sebebiyet verecektir. Bu nedenle, vergi yargısında dava açmama veya feragat koşulunun, Teklif metninden çıkartılmasının yerinde olacağı yönündeki görüşümü muhafaza ediyorum.

Bu teklifin yasalaşması durumunda temyiz veya istinaf aşamasında bulunan dosyaların, sanığın lehe değişikliklerden yararlanabilmesi için (ceza indiriminin onlara uygulanabilmesi için) bozularak geri gönderilmesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bulunan dosyaların da usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine iadesi gerekecektir.

Söylenecek söz çok olunca, Teklifte yer alan zincirleme suç düzenlemesini aktarmak, köşemin sınırları dolayısıyla zorunlu olarak gelecek yazıma kaldı.

(Kaynak: Bumin Doğrusöz / Dünya Gazetesi | 31.03.2022)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (156 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM