Çoğu zaman iş kazalarının sebebi önlenebilir ihmallerdir. Böyle bir ihmalin tespiti durumunda 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 25. maddesi devreye girer. Eğer bir işyerinde hayati tehlike tespit edilirse ya da çok tehlikeli işlerde risk değerlendirmesi yapılmamışsa, işin bir kısmı veya tamamı geçici olarak durdurulur.
Peki “işi durdurun” diyen kim? Bu kararı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri veriyor. Müfettişler yaptıkları teftişte ölüm riski doğurabilecek eksiklikler görürse, rapor düzenliyor. Rapora dayanarak İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü bünyesindeki İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu işin durdurulmasına karar veriyor. İşverenin bu karara itiraz hakkı var. Ancak dikkat: İtiraz, işi yeniden başlatmak için bir hak doğurmuyor.
“Peki işçiler ne olacak?” sorusu burada kritik. Kanun çok net: İşin durduğu süre boyunca işçilerin ücretleri ve diğer hakları ödenir. Yani işçi mağdur edilmiyor. Çünkü işin durmasının sebebi işçi değil, gerekli önlemleri almayan işverendir.
Ücretin ödenmeye devam etmesi sadece maaşı değil, aynı zamanda ikramiye, yemek yardımı, prim gibi sözleşmeden kaynaklı hakları da kapsıyor. Elbette bu dönemde sosyal güvenlik primleri de yatırılmaya devam etmek zorunda. Yani işçi, işyerinde fiilen bulunmasa bile, sanki çalışıyormuş gibi tüm haklarını koruyor.
Bu noktada işverenin mali yükü ağır. İşin durduğu süre boyunca üretim yok, ama bordro işlemeye devam ediyor. Bu durum bazı işverenleri hukuka aykırı yollar aramaya itiyor. “Ücretsiz izin imzala” baskısı ya da “istifa et” yönlendirmeleri az rastlanan şeyler değil. Ancak Yargıtay bu tür uygulamaları da açıkça reddediyor. (“Öncelikle, işverenin tek taraflı olarak ücretsiz izin uygulamasına gitmesi bunu kabul etmeyen davacı yönünden haklı fesih nedenidir” Yargıtay 9. HD, 2014/31153 Esas, 2016/4095 Karar, 25.02.2016) İşveren ücret ödemezse işçi, İş Kanunu m.24/II-e gereğince haklı nedenle iş akdini feshedebilir. Ücret davası açabilir. Hatta işverene idari para cezası da kesilir.
Aslında bu düzenleme, sosyal devlet anlayışının çalışma hayatındaki en somut yansımalarından biri. İşin durması, işçinin değil, işverenin sorumluluğu. Dolayısıyla faturayı işçiye kesmek yerine, işverenin üzerine yükleniyor. İSGK m.25, sadece işçinin canını değil, cebini de koruyan bir hüküm. Bu düzenleme sayesinde iş güvenliği eksikleri nedeniyle kapatılan bir işyerinde işçi, “yarın ne yiyeceğim” kaygısına düşmüyor. Özetle, işin durması işçinin problemi olmaktan çıkıyor.
17.09.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.