YAZARLARIMIZ
Furkan Taşbaşı
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
Bilim Uzmanı
frkantasbasi@gmail.com



Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının Dikiz Aynasında Yer Alan Bir Müessese:Geçmiş Yıl Zararlarının Mahsubu

I-GİRİŞ

2025 yılı hesap döneminin son çeyreğinde, ekim ayının ortasında başta meslektaşlarım olmak üzere tüm vergi ve muhasebe camiası;

  • 3’üncü dönem gelir ve kurum geçici vergi çalışmalarını,
  • 2025 yılı hesap dönemi sonunda enflasyon düzeltmesi uygulamasının son bulup bulmayacağını,
  • E-Envanter Defteri sürecinin nasıl işleyeceğini,
  • KURGAN, VEDAS, MEVA ve Şüpheli İşlem Bildirimleri gibi yeni uygulamalarının oluşturacağı iş yükünü ve yoğunluğu,
  • İdare tarafından gönderilen yazıların akıbetini,

diye sayabileceğim birçok hususu düşünmektedir.

Ekim ayı itibarıyla artık sadece mevcut durumu değil, geleceğe yönelik planlamayı da dikkate almak gerekmektedir.

Ancak tüm bu yoğunluk içinde zaman zaman “dikiz aynasına bakmak”, yani geçmiş dönem verilerini de kontrol etmek büyük önem taşımaktadır.

Bu bağlamda, geçmiş yıl zararlarının mahsubu uygulaması hâlâ geçerliliğini koruyan ve dikkatten kaçmaması gereken bir konudur.

3’üncü dönem gelir ve kurum geçici vergi süreci içerisinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 88’inci maddesi ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 9’uncu maddesi hasılı kelam geçmiş yıl zararlarının mahsubu yazımızın konusunu oluşturmaktadır.

II-MEZKUR KANUNLAR YÖNÜNDEN GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ DEĞERLENDİRMESİ

Zararı, bir işletmenin vergiye tabi gelinin, giderlerinden az olduğu durum olarak tanımlayabiliriz. Bir başka deyişle de faaliyetlerin bir çıktısıdır, zarar.

Vergi kanunlarımız ise işletme faaliyetleri sebebiyle oluşan zararların sonraki dönemlerde mahsubuna imkan tanımıştır.

Geçmiş yıl zararlarının mahsubuna imkan tanıyan hükümler kanun koyucu tarafından 193 sayılı GVK’nın 88’inci maddesi ile 5520 sayılı KVK’nın 9’uncu maddesinde ihdas edilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 88’inci maddesinin ilk paragrafında bazı gelir unsurları hariç tutularak gelir kaynaklarından elde edilen gelirden zararların mahsup edilebileceği hükmedilmiştir.

Bu mahsuplaşma işleminin sonucunda yine zarar var ise ikinci paragrafında bu zararın arka arkaya müteakip beş yılın gelirinden indirileceği ifade edilmiştir. Devreden 5 yılı aşan zararların ise devredilemeyeceği de ayrıca hükmedilmiştir.

Ancak sermayedeki azalışı zarar olarak nitelendiremeyiz. Yani 1 milyon TL’ye alınan hisse senetlerinin 600.000 TL'ye düşerek sermayedeki 400.000,00 TL tutarındaki azalışın dikkate alınamayacağı tabiidir.

Öte yandan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinde her yıla ilişkin tutarların ayrı ayrı gösterilmesi şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların indiriminin mümkün olduğu hükmedilmiştir.

Mezkur Kanunun;

  1. 20’nci maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde devralınan kurumların devir tarihi itibarıyla öz sermaye tutarını geçmeyen zararları ile
  2. 20’nci maddenin ikinci fıkrası kapsamında gerçekleştirilen tam bölünme işlemi sonucu bölünen kurumdaki öz sermayesinin devralınan tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetle orantılı zararların indiriminin aşağıdaki şartlar dahilinde mümkün olduğu hükmolunmuştur;

a. Son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanunî süresinde verilmiş olması.

b. Devralınan kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi.

III-YURTDIŞI FAALİYETLERDEN DOĞAN ZARARLARIN MAHSUBU

Gelir Vergisi Kanunun 88’inci maddesinde yurtdışı zararların mahsubunun belirli şartlar dahilinde mümkün olduğu hükmedilmiştir. Bu şartlar aşağıdaki gibi olup gerçekleşmesi halinde zararların mahsubu mümkündür.

  • Tam mükellefiyette yurt dışı faaliyetlerden doğan zararlar faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının (zarar dahil) her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanması ve
  • Bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye'deki ilgili vergi dairesine ibrazı gerekmektedir.

Ayrıca denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi beyanlarının, bilanço ve kâr-zarar cetvellerinin o ülkedeki yetkili mali makamlarca onaylanması zorunlu kılındığı hükmolunmuştur.

Bununla birlikte faaliyette bulunulan ülkede denetim kuruluşu olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesinin, o ülke yetkili makamlarından alınan birer örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak, aslının ve tercüme edilmiş bir örneğinin ilgili vergi dairesine ibrazının yeterli olduğu ifade edilmiştir.

Yine Türkiye'de mahsup edilen yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup edilmesi halinde, Türkiye'deki beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazancın mahsuptan önceki tutar olacaktır.

Yani Yurt dışında zarar mahsup edilmişse, Türkiye'de ikinci kez mahsup yapılamaz. Türkiye, tam kazancı (mahsup öncesi) esas alır.

Ayrıca Türkiye'de Gelir Vergisi'nden istisna edilen kazançlarla ilgili yurt dışı zararlar, yurt içindeki kazanç ve iratlardan mahsup edilemeyecektir.

Öte yandan yurtdışı faaliyetlerden doğan zararların mahsubu, Kurumlar Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 88’inci maddesinde ki gibi yer almıştır.

IV-ÖZELLİKLİ HUSUSLAR

  • Her yıla ilişkin tutarların ayrı ayrı olarak beyannamede gösterilmesi gerekmektedir.
  • Bir hesap dönemi içerisinde oluşan zararın, müteakip 5 hesap döneminde oluşacak kârlarla mahsup edilememesi halinde devredilemeyecektir.
  • Devir ve bölünme hallerinde devreden zarar tutarları, devralınan veya bölünen kurumun öz sermayesi ile sınırlıdır. Örneğin A şirketi B şirketine devrolunacak olup zarar tutarları 8 milyon TL,  özvarlığı ise 2 milyon TL’dir. Mahsup imkanı 2 milyon TL’dir.
  • Tam bölünme işleminde, bölünen kurumun zararlarından, söz konusu kurumun öz sermayesinin devralınan tutarını geçmeyen ve devralınan kıymetle orantılı zarar kısmı mahsup edilebilecektir. Yani A A.Ş. tam bölünme yoluyla B A.Ş. ve C A.Ş. ‘ye devrolunmuşsa burada B A.Ş. ve C A.Ş. devraldıkları özvarlığı ve buna bağlı kıymete orantılı bir başka deyişle makul kıymet ile orantılı bir zarar mahsup hakkı söz konusudur.
  • Öz sermaye, kurumun Vergi Usul Kanunu uyarınca devir veya bölünme tarihi itibayla tespit edilmiş olan öz sermayesidir.
  • DEVRALINAN VEYA BÖLÜNEN KURUMUN ÖZ SERMAYE TUTARININ SIFIR VEYA NEGATİF OLMASI HALİNDE BU KURUMLARIN ZARARLARININ MAHSUBU MÜMKÜN DEĞİLDİR.
  • Devir ve bölünmede zarar mahsubu için devralınan ve bölünen kurumların son 5 yıla ilişkin beyanlarını süresinde vermiş olmaları ve devir veya bölünme neticesinde mahsup imkanını elde etmiş kurumun, aynı faaliyete devir veya bölünmenin gerçekleştiği hesap döneminden itibaren EN AZ 5 YIL SÜREYLE DEVAM ETMESİ GEREKMEKTEDİR.
  • Vergiden kaçınma amacına yönelik olarak ekonomiye kazandırılması mümkün olmayan kurumların devir veya bölünme suretiyle devralınması ya da devralınan veya bölünen kurumların faaliyetinin 5 yıllık süre içinde arızi hale getirilerek kısmen durdurulması veya sona erdirilmesi gibi ekonomik olmayan sebeplerle devir ve bölünme işleminin yapılması halinde zarar mahsubu mümkün değildir.
  • Yersiz yararlanmalar sebebiyle vergi zıyaı doğacaktır.

V-SONUÇ VE DEĞERLENDİRMELER

Son yıllarda vergi mevzuatında yapılan düzenlemeler, meslek mensupları açısından yoğun bir bilgi ve uygulama yükü getirmiştir.

Yeni sistemlere uyum sağlamak, güncel değişiklikleri takip etmek ve aynı zamanda operasyonel süreci yürütmek ciddi bir efor gerektirmektedir.Bu yoğunluk içerisinde geçmiş dönem kayıtlarını gözden kaçırmak oldukça kolaydır.

Oysa basit bir eksiklik, örneğin “Beyannameye yazılmayan bir zarar”, mükellef açısından önemli hak kayıplarına yol açabilir.

Bu nedenle yeni bir kurumla çalışmaya başlanırken veya dönem sonu işlemleri yapılırken, ilk bakılması gereken kalemlerden biri geçmiş yıl mali zararları olmalıdır.

VI-ANAHTAR KELİMELER

Geçmiş yıl zararı, zarar mahsubu, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, beş yıllık süre, devir ve bölünme, yurt dışı zararlar, vergi mevzuatı, mali zarar, vergi planlaması.

VII-KAYNAKÇA

  • 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu,
  • 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu,
  • 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği.

13.10.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM