2025 yılı hesap döneminin son çeyreğinde, ekim ayının ortasında başta meslektaşlarım olmak üzere tüm vergi ve muhasebe camiası;
diye sayabileceğim birçok hususu düşünmektedir.
Ekim ayı itibarıyla artık sadece mevcut durumu değil, geleceğe yönelik planlamayı da dikkate almak gerekmektedir.
Ancak tüm bu yoğunluk içinde zaman zaman “dikiz aynasına bakmak”, yani geçmiş dönem verilerini de kontrol etmek büyük önem taşımaktadır.
Bu bağlamda, geçmiş yıl zararlarının mahsubu uygulaması hâlâ geçerliliğini koruyan ve dikkatten kaçmaması gereken bir konudur.
3’üncü dönem gelir ve kurum geçici vergi süreci içerisinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 88’inci maddesi ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 9’uncu maddesi hasılı kelam geçmiş yıl zararlarının mahsubu yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
Zararı, bir işletmenin vergiye tabi gelinin, giderlerinden az olduğu durum olarak tanımlayabiliriz. Bir başka deyişle de faaliyetlerin bir çıktısıdır, zarar.
Vergi kanunlarımız ise işletme faaliyetleri sebebiyle oluşan zararların sonraki dönemlerde mahsubuna imkan tanımıştır.
Geçmiş yıl zararlarının mahsubuna imkan tanıyan hükümler kanun koyucu tarafından 193 sayılı GVK’nın 88’inci maddesi ile 5520 sayılı KVK’nın 9’uncu maddesinde ihdas edilmiştir.
Gelir Vergisi Kanununun 88’inci maddesinin ilk paragrafında bazı gelir unsurları hariç tutularak gelir kaynaklarından elde edilen gelirden zararların mahsup edilebileceği hükmedilmiştir.
Bu mahsuplaşma işleminin sonucunda yine zarar var ise ikinci paragrafında bu zararın arka arkaya müteakip beş yılın gelirinden indirileceği ifade edilmiştir. Devreden 5 yılı aşan zararların ise devredilemeyeceği de ayrıca hükmedilmiştir.
Ancak sermayedeki azalışı zarar olarak nitelendiremeyiz. Yani 1 milyon TL’ye alınan hisse senetlerinin 600.000 TL'ye düşerek sermayedeki 400.000,00 TL tutarındaki azalışın dikkate alınamayacağı tabiidir.
Öte yandan 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinde her yıla ilişkin tutarların ayrı ayrı gösterilmesi şartıyla kurumlar vergisi matrahının tespitinde beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların indiriminin mümkün olduğu hükmedilmiştir.
Mezkur Kanunun;
a. Son beş yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinin kanunî süresinde verilmiş olması.
b. Devralınan kurumun faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi.
Gelir Vergisi Kanunun 88’inci maddesinde yurtdışı zararların mahsubunun belirli şartlar dahilinde mümkün olduğu hükmedilmiştir. Bu şartlar aşağıdaki gibi olup gerçekleşmesi halinde zararların mahsubu mümkündür.
Ayrıca denetim kuruluşlarınca hazırlanacak raporun ekinde yer alan vergi beyanlarının, bilanço ve kâr-zarar cetvellerinin o ülkedeki yetkili mali makamlarca onaylanması zorunlu kılındığı hükmolunmuştur.
Bununla birlikte faaliyette bulunulan ülkede denetim kuruluşu olmaması halinde, her yıla ait vergi beyannamesinin, o ülke yetkili makamlarından alınan birer örneğinin mahallindeki Türk elçilik ve konsoloslukları, yoksa orada Türk menfaatlerini koruyan ülkenin aynı mahiyetteki temsilcilerine onaylatılarak, aslının ve tercüme edilmiş bir örneğinin ilgili vergi dairesine ibrazının yeterli olduğu ifade edilmiştir.
Yine Türkiye'de mahsup edilen yurt dışı zararın, ilgili ülkede de mahsup edilmesi halinde, Türkiye'deki beyannameye dahil edilecek yurt dışı kazancın mahsuptan önceki tutar olacaktır.
Yani Yurt dışında zarar mahsup edilmişse, Türkiye'de ikinci kez mahsup yapılamaz. Türkiye, tam kazancı (mahsup öncesi) esas alır.
Ayrıca Türkiye'de Gelir Vergisi'nden istisna edilen kazançlarla ilgili yurt dışı zararlar, yurt içindeki kazanç ve iratlardan mahsup edilemeyecektir.
Öte yandan yurtdışı faaliyetlerden doğan zararların mahsubu, Kurumlar Vergisi Kanununun 9’uncu maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 88’inci maddesinde ki gibi yer almıştır.
Son yıllarda vergi mevzuatında yapılan düzenlemeler, meslek mensupları açısından yoğun bir bilgi ve uygulama yükü getirmiştir.
Yeni sistemlere uyum sağlamak, güncel değişiklikleri takip etmek ve aynı zamanda operasyonel süreci yürütmek ciddi bir efor gerektirmektedir.Bu yoğunluk içerisinde geçmiş dönem kayıtlarını gözden kaçırmak oldukça kolaydır.
Oysa basit bir eksiklik, örneğin “Beyannameye yazılmayan bir zarar”, mükellef açısından önemli hak kayıplarına yol açabilir.
Bu nedenle yeni bir kurumla çalışmaya başlanırken veya dönem sonu işlemleri yapılırken, ilk bakılması gereken kalemlerden biri geçmiş yıl mali zararları olmalıdır.
Geçmiş yıl zararı, zarar mahsubu, Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu, beş yıllık süre, devir ve bölünme, yurt dışı zararlar, vergi mevzuatı, mali zarar, vergi planlaması.
13.10.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.