YAZARLARIMIZ
Ahmet Turgut Akkaya
Vergi Başmüfettişi
turgutakkaya@yahoo.com



Gönüllü Uyum

I-GİRİŞ

Vergiler tarih boyunca kamu harcamalarının finansmanında kullanılan en önemli ve sağlam gelir kaynağı olma özelliğindedir. Kamunun üstlendiği görevleri gerçekleştirilebilmesi için gerekli kaynağı sağlamak vergi sisteminin temel fonksiyonu olmakla birlikte, tasarrufların ve sermaye birikiminin artırılması yoluyla ekonomik büyümenin teşviki de vergi sisteminin üstlendiği diğer bir fonksiyondur. Ayrıca vergi sistemi gerçek ve tüzel kişiler açısından tarafsız olmalı ki gelir dağılımı adil hale gelebilsin.

Avrupa’ da birçok ülkede vergi mevzuatında yapılan değişiklikler genellikle önceden kamuoyuna duyurulur. Bu uygulama, mükelleflerin yeni kurallara hazırlanabilmesi ve hukuki güvenlik ilkesinin sağlanması açısından önemlidir. 

II-YASAL AÇIKLAMALAR

29/07/1998 tarihli 4369 sayılı kanun 24. ve 25. madde gerekçeleri aynen aşağıdaki gibidir.

‘Vergilendirmede adaleti sağlamak açısından herkesten ödeme gücüne göre vergi alınması bütün dünyada benimsenen bir ilkedir. Ödeme gücünün en iyi göstergesinin de gelir olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla, vergilendirmeye esas alınacak gelirin tanımlanması kritik öneme sahip olup, bu konu gerek vergi teorisinde gerekse uygulamada tartışmalara yol açmaktadır.’

‘Gelir Vergisi Kanununun l’ inci maddesinde yapılan değişiklikle gelir elde edilecek her türlü kazanç ve iradı kapsayacak şekilde en geniş anlamıyla tanımlanmıştır. Bu tanım değişikliğinin nedeni ve sonuçları l’ inci maddenin gerekçesinde ana hatlarıyla açıklanmıştır. İkinci maddede gelire giren kazanç ve iratlar bentler halinde sayılmaya devam edilmiş olup sadece 7’ nci bent değiştirilmiştir. Buna göre gelire giren kazanç ve iratlar; Ticarî kazançlar, Zirai kazançlar, Ücretler, Serbest meslek kazançları, Gayrimenkul sermaye iratları, Menkul sermaye iratları ve Kaynağına bakılmaksızın diğer her türlü kazanç ve iratlar…’

Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve madde gerekçeleri ile vergilendirmede kaynak teorisinden net artış teorisine geçilmiştir.

11.08.1999 tarihinde kabul edilen 4444 sayılı kanun ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 56. maddede; ‘1999 - 2002 yılları gelirlerinin vergilendirilmesinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 1, 2, 80, 81, 82, Geçici 46 ve Geçici 47’ nci maddeleri yerine aşağıdaki hükümler uygulanır.’ denilerek 4369 sayılı kanunda belirtilen ‘gelir’ tanımı; Gerçek kişilerin gelirleri (Gelir Vergisi) ne tabidir. Gelir, bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safı tutarıdır.’ şeklinde düzenlenmiştir.  Yani 1998 yılında çıkarılmış olan 4369 sayılı yasanın bazı maddeleri 4444 sayılı yasayla 2003 yılı başına kadar ertelenmiştir. Bu ertelemede o yıllarda yaşanan ekonomik daralmanın devam etmesi gerekçe gösterilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun ‘Re’ sen Vergi Tarhı’ kenar başlıklı 30’ uncu maddesinin ikinci fıkrasına eklenen (24.06.1994 gün ve 4008 sayılı kanunun 2. maddesiyle eklenmiştir.) 7’ nci bendine göre; ‘… yapılan incelemeler sırasında, mükellefler, her türlü harcama ve tasarruflarını vergisi ödenmiş veya vergiye tabi olmayan kazançlardan sağladıklarını kanıtlayamazlarsa, harcama ve tasarrufların vergiye tabi tutulmuş veya vergiye tabi olmayan kazançlardan sağlandığı kanıtlanamayan kısmı, harcama ve tasarrufun mevcudiyetinin tespit edildiği dönemden bir önceki dönemde elde edilmiş ve vergisi ödenmemiş kazanç olarak ilgili dönem matrahının takdirinde dikkate alınır.’ hükmü yer almaktaydı.

4369 sayılı kanun ile yapılan değişikler yukarıda belirtilen kanun maddesi hükmü ile birlikte değerlendirildiğinde ‘harcama ve tasarrufların’ vergilendirilmesi açısından bütünlük arz etmekteydi.

24988 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 4783 sayılı kanunun 9. maddesi ile 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30’ uncu maddesinin ikinci fıkrasının (7) numaralı bendi yürürlükten kaldırılmıştır.

III-DEĞERLENDİRME

Vergi Denetim Kurulu 2025 yılında Beyanname Gözetim Çalışması ve Yüksek Gelir Grupları Gözetim ve Uyum Programı’ nı uygulamaya aldığını duyurmuştur.  Bu program kapsamında kurumların 2024 yılı kurumlar vergisi beyannamesi vermeden hemen önce riskli oldukları bildirilmiş ve 2023 ve 2024 döneminde Gelir Vergisi beyannamesi vermemiş veya vergi beyanlarında gelir beyanı ile harcama düzeyi eşleşmeyen şirket ortakları kapsama alınmıştır.

Yüksek Gelir Grupları Gözetim ve Uyum Programı kapsamına giren mükelleflere “Gönüllü Uyum” yazıları iletilmiştir. İlgili yazılarda mükellefle gönüllü uyum çalışmasının yürütülmesi adına vergi müfettişleri yetkilendirilmiş, potansiyel gelir ve harcama düzeyine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.  Beyanname vermeyen veya potansiyel gelir düzeyi ile harcama düzeyi eşleşmeyen mükelleflerden, ilgili farkın açıklanması beklenmektedir. Açıklanamayan durumlarda ise gönüllü uyum kapsamında beyannamelerini vermeleri veya düzeltmeleri beklenmektedir.

Gönüllü uyum yazılarına cevap vermeyen/izahat veremeyen mükellef ya da kurumların incelenebilmesi açısından oluşabilecek muhtemel sorunların önlenmesi amacıyla konuya ilişkin yeterli açıklamaları ihtiva edecek yasal düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır.

Söz konusu yasal düzenlemeler 4369 sayılı kanun kapsamında mevcuttur. Ancak bu kanun kapsamındaki inceleme gerekçe ve yetkileri mer’ i değildir. Dolayısıyla yasal alt yapısı oluşturulmuş ancak uygulama alanı bulamamıştır. Ülkemizde yaşanan Kasım 2000 ve Şubat 2001 likidite krizleri sebebiyle henüz çıkmadan yürürlükten kaldırılmıştır.

Tüm bu açıklamalardan ve yasal mevzuat hükümlerinden hareketle Maliye Bakanlığı’ nın ileride yapılacak muhtemel kanun değişikliklerini önceden mükellef/kurumlara haber verdiği ve mükellef/kurumların yeni kurallara hazırlanabilmesi ve hukuki güvenlik ilkesinin sağlanması açısından önemli olduğu söylenebilir.

IV-SONUÇ

4369 sayılı kanun kapsamında ‘gelir’ in tanımı net artış teoremi ile yapılarak, harcama ve tasarruflar gelirin konusuna dâhil edilmiştir. Ancak bu değişiklikler 4444 sayılı kanun kapsamında ertelenmiştir. Ancak ertelenip kaldırılmasına rağmen Beyanname Gözetim ve Yüksek Gelir Grupları duyuruları ile yeniden gündeme gelmiştir.

Mali idarenin duyuruları ile Avrupa Birliğine üye ülkelerde yer alan vergi değişiklikleri en az altı ay önceden açıklanır ilkesine uygun olarak mükelleflere/kurumlara bildirilmiş ve gönüllü uyum sağlamaları amaçlanmıştır.  

KAYNAKÇA

-213 sayılı Vergi Usul Kanunu

-4369 sayılı kanun gerekçesi

-4783 sayılı Kanun

17.07.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM