BASINDAN YAZILAR
Üretimden İthalata Sessiz Ama Tehlikeli Bir Yöneliş - MuhasebeTR

Üretimden İthalata Sessiz Ama Tehlikeli Bir Yöneliş

Üretimden İthalata  Sessiz Ama Tehlikeli Bir Yöneliş

“Üretimden Vazgeçmek, Bağımsızlıktan Vazgeçmektir”

Geçtiğimiz günlerde yıllardır aynı mahallede üretim yapan küçük bir atölye sahibiyle konuştum. Üç-beş işçiye istihdam sağlayan, emekle ayakta duran bir esnaftı. Sohbet sırasında söylediği şu cümle içimi burktu: “Artık üretmekle uğraşmak anlamsız geliyor. Malı ithal edip satmak daha kolay, daha risksiz.”Oysa onun gibi insanlar, Türkiye’nin üretim damarlarını yaşatan son kalelerdir. Ancak bu sözler sadece bireysel bir yorgunluğu değil, büyüyen bir eğilimi gösteriyor.

Son yıllarda üretici firmalar artan bir şekilde ithalata yöneliyor. Bu tercihin arkasında yatan nedenler sadece maliyet hesabıyla açıklanamaz. Konunun derininde vergi politikalarının yapısı, denetim dili ve ekonomik aktörlerin moral gücü yatıyor. Bu yazıda, bu eğilimin tehlikesini ve çözüm önerilerini birlikte değerlendireceğiz.

Vergi Politikalarının Çıkmazı

Türkiye’de uygulanan vergi sistemi uzun süredir üretim lehine değil, adeta üretimi cezalandırır biçimde işliyor. KDV’si, ÖTV’si, sürekli değişen mevzuatıyla üretici daha başlamadan yoruluyor. Teşvik mekanizmaları ya yetersiz ya da öyle karmaşık ki, çoğu zaman bürokraside kayboluyor.

Bir de denetim meselesi var. Maliye gelirlerini artırmak için denetimleri sıklaştırıyor ama bu çoğu zaman rehberlik etmekten çok cezalandırmaya dönüşüyor. Küçük işletmeler basit bir belge eksikliğinde bile ağır yaptırımlarla karşılaşıyor. Mükellef kendini adeta potansiyel suçlu gibi hissediyor. Bu durum üreticinin özgüvenini kırıyor, iştahını kaçırıyor.

Oysa burada önemli bir ayrım yapılmalı: Ekonomi ile maliye birbirinden farklı işlevler taşır. Maliye kamu gelirini güvence altına almak ister; ekonomi ise üretimi ve kalkınmayı inşa eder. Ekonomiyi ezerek mali denge kurulamaz. Bir vergi mükellefi denetlenmelidir elbette; ama örselenmemeli, korkutulmamalı, sadece “nakit kaynak” gibi görülmemelidir. Çünkü o kişi bu ülkenin üreticisidir. Büyümesi, yatırım yapması, istihdam yaratması beklenir.

Vergi sisteminin temel amacı, cezalarla değil bilinçle çalışmalıdır. Korkutmak yerine vergi bilinci oluşturulmalı, gönüllü uyum teşvik edilmelidir. Bu konuya, daha önce yayımladığım Kayıt Dışı adlı kitabımda da ayrıntılı şekilde değinmiştim. Orada da vurguladığım gibi: Vergi güven ilişkisine dayanırsa kalıcıdır; korkuya dayanırsa geçicidir.

Mali Müşavirlerin Sessiz Tükenişi

Mükellef ile devlet arasındaki köprü olan mali müşavirler de bu sistemin ağırlığı altında eziliyor. Sürekli değişen mevzuatlar, artan yükümlülükler, sorumlulukların tek taraflı yüklendiği bir yapı… Mali müşavirler artık yol gösteren değil, sistemi sırtında taşıyan sessiz işçiler haline geldi.

Yorgun düşen bir mali müşavir, üreticiye yön veremez. Oysa üretici, kararlarını mali müşavirin rehberliğine göre şekillendirir. Bu bağ koptuğunda üretici yalnızlaşır. Yalnız kalan üretici ise en kolay, en hızlı olanı seçer: ithalat.

Tehlikenin Adı: Bağımlılık

İthalata yönelmek ilk başta cazip görünebilir. Maliyet düşer, zaman kazanılır. Ancak bu yolun sonu ağırdır. Her artan ithalat kalemi, dış ticaret açığını büyütür. Her ithal ürün, yerli istihdamdan çalar. Dövize bağımlı hale gelen bir ekonomi, en küçük küresel dalgalanmada sarsılır.

Kendi üretiminden vazgeçen bir ülke, sadece ekonomik değil, stratejik bağımsızlığını da riske atar. Sanayi zayıflar, tarım çözülür, teknoloji dışa bağımlı hale gelir. Yarın bir kriz çıktığında üretim kabiliyetiniz yoksa, eliniz kolunuz bağlanır.

Çözüm: Üretene Güven, Üretene Destek

Bu gidişatı tersine çevirmek mümkün. Ama samimi bir irade, stratejik bir planlama ve üreticiye duyulan güvenle… Yapılması gerekenler açık:

  • Vergi sistemi adil ve öngörülebilir hale getirilmeli,
  • Denetim, rehberlik odaklı olmalı,
  • Mükellef potansiyel suçlu değil, stratejik ortak olarak görülmeli,
  • Mali müşavirlerin işlevi güçlendirilmeli, yükü hafifletilmeli,
  • Yerli üretim stratejik bir devlet politikası olarak benimsenmeli.

Bu sayede ithalat değil, üretim cazip hale gelir. Kolaycılık değil, katma değer teşvik edilir.

Son Söz

Üretim sadece makinelerin çalıştığı bir alan değildir. Üretim, bir ülkenin onurudur. Bağımsızlıktır. Kendine yetebilme iradesidir. Eğer bugün üretimi koruyamazsak, yarın bağımsızlık kavramı sadece nostaljik bir ifade olarak kalır.

“Kısacası, üretimden vazgeçmek, bağımsızlıktan vazgeçmektir.”

Kaynakça

  • Erdağ, N. (2007). Kayıt Dışı: Ekonominin Gölgesindeki Gerçekler. İstanbul: Cinius Yayınları.
  • TÜİK (2024). Dış Ticaret İstatistikleri. Türkiye İstatistik Kurumu. https://data.tuik.gov.tr
  • Gelir İdaresi Başkanlığı (2024). Vergi Uygulamaları ve Rehberleri. https://www.gib.gov.tr
  • OECD (2023). Tax Administration Comparative Information Series. https://www.oecd.org
  • TEPAV (2022). Türkiye’de Vergi Uyumu ve Kayıt Dışı Ekonomi Raporu. https://www.tepav.org.tr
  • Dünya Bankası (2023). Doing Business Reports: Taxation Environment for SMEs. https://www.worldbank.org

(Kaynak: Nevzat Erdağ / nevzaterdag.com | 01.12.2025)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.279 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM