Yaklaşık bir yıl önce 5458 sayılı Kanunla sosyal güvenlik prim borçları taksitlendirilmişti. Söz konusu kanun, SSK ve Bağ-Kur prim borçlarının taksitlendirilmesine yönelik düzenlemeler içermekle birlikte, 1479 sayılı Kanuna bir madde ekleyerek Bağ-Kur sigorta borçlarıyla ilgili yeni bir düzenleme getirmiştir.
1479 sayılı Kanunun ek 19’uncu maddesi oldukça ayrıntılı bir açıklama içermektedir. Kanun maddesini olduğu gibi yazmak yerine, özde ne anlatılmak istediğine bakacağız. 5458 sayılı Kanunun Bağ-Kur’a beş yıldan fazla borcu olanlarla ilgili bu maddesi bir yıldan fazla bir süredir yürürlükte olmasına rağmen, genelgesi çıkarılmadığı için uygulanamamıştır. Geçtiğimiz hafta içinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı yayınladığı bir genelgeyle Bağ-Kur’a beş yıldan fazla bir süreyle borcu olan vatandaşların izleyecekleri yol ile Kurumun yapacağı işlemlere açıklık getirdi.
Eski borçlara üç ay ödeme süresi
Bağ-Kur’a veya Tarım Bağ-Kur Sigortalılığına kayıt ve tescil yapılan sigortalıların beş yıl ve daha fazla borcunun bulunması halinde, Kurum öncelikle sigortalıya borcunu üç ay içinde ödemesi için yazılı talimat gönderecek. Sigortalı, Kurumun tebligatında belirttiği süre (üç ay) içinde prim borcunu öderse, geriye dönük olarak sigortalılık hizmetlerini kazanacak.
Bağ-Kur’dan yapılan borcunu ödeme yazısına rağmen belirtilen süre içinde borcunu ödemeyen sigortalıların sigortalılık süresi, en son ödeme yaptıkları tarih itibarıyla sona erecektir.
Örneğin; 1 Ocak 1995 tarihinde Bağ-Kur’a tescil işlemini yatıran bir sigortalı 31 Mayıs 1998 tarihine kadar primlerini ödemiştir. 31 Mayıs 1998 tarihinden sonra ise hiç prim ödememiştir. Bağ-Kur sigortalılığını gerektiren vergi mükellefiyeti ise, 31 Aralık 2001 tarihinde sonra ermiştir. Bağ-Kur, bu sigortalıya birikmiş prim borçlarını ödemesi için üç aylık bir süre tanıyacak. Eğer üç ay içinde ödemezse, Bağ-Kur sigortalılığı 31 Mayıs 1998 tarihi itibarıyla sona erecektir. Daha önce ödemiş olduğu yaklaşık 3 yıl 5 aylık hizmeti emeklilik işlemlerinde değerlendirilecektir.
Bağ-Kur sigortasına tescil işlemi yapıldığı halde herhangi bir prim ödemesi olmayan sigortalının ise, tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur.
Örneğin; 1 Mayıs 1994 tarihinde Bağ-Kur sigortasına tescil edilen ancak tüm sigortalılık süresince hiç prim ödemeyen bir sigortalıya Bağ-Kur üç ay içinde prim borcunu ödemesi için yazı gönderecek. Sigortalı üç ay içinde ödeme yapmazsa, tescil tarihi itibarıyla (1 Mayıs 1994) sigortalılığı sonra erecektir. Bu kişinin herhangi bir hizmet kazanması söz konusu değildir.
Diğer yandan, Bağ-Kur’un borcunu ödemesi için gönderdiği yazıyı alan sigortalı, kendisine bildirilen borcun tamamını değil de bir kısmını öderse, ödediği süre kadar hizmet kazanacaktır.
Hizmet çakışmasında ne yapılacak?
Yukarıda belirttiğimiz durumlarda olan sigortalılardan bazıları aynı sürelerde başka sosyal güvenlik kanunlarına tabi olarak prim ödemiş olabilirler. Bağ-Kur’a beş yıl ve daha fazla süreye ait borcu olan bir sigortalı, aynı süre içinde başka bir sosyal güvenlik kurumuna prim ödemiş olabilir. Bu gibi durumlar da, sigortalı Bağ-Kur’a borcunu ödemediği için Bağ-Kur sigortalılığı sona erecektir. Bağ-Kur sigortalısı sayılmadığı bu süreler için hizmet çakışması durumu olmayacaktır. Dolayısıyla, başka bir sosyal güvenlik kurumuna ödenen primler geçerli sayılır.
Örneğin; 1 Ocak 1994 tarihinde Bağ-Kur’a tescil işlemi yaptıran bir sigortalı üç yıl primlerini ödedikten sonra, prim ödemeyi durdurmuştur. Ancak, Bağ-Kur sigortalılığı devam etmiştir. Bu sigortalı 1999 yılında Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi olarak çalışmaya başlamıştır. 1 Ocak 1999 tarihi ile 30 Nisan 2002 tarihleri arasında Bağ-Kur ve SSK sigortalılığı çakışmaktadır. Öncelikle Bağ-Kur bu sigortalıya prim borçlarını ödemek için üç aylık süre tanıyacaktır. Üç ay içinde bu kişi borçlarını ödemezse, Bağ-Kur sigortalılığı en son prim ödediği tarih itibarıyla durdurulacaktır. Bağ-Kur sigortalısı sayılmadığı 1999-2002 yılları için SSK sigortalılığı iptal edilmeyecektir.
Yukarıda verdiğimiz örnekte olduğu gibi, diğer kanunlara tabi olarak prim ödemiş olup, Ek 19’uncu madde kapsamında olduğu halde 5458 sayılı Kanunun 16’ncı maddesi gereğince primleri mahsup edilmek üzere işlemleri yapılanlardan, bu işlemin iptal edilerek Ek 19’uncu madde kapsamında sigortalılıklarının durdurulmasını talep edenlerin, talepleri kabul edilerek mahsuplaşma işlemleri yapılmayacak, yapılmış ise düzeltilerek işlem sonuçlandırılacaktır.
İzinde çalışan işçiye ücret ödenmez
Yıllık ücretli iznini kullanmakta olan işçinin izin süresi içinde ücret karşılığı başka bir işte çalıştığı anlaşılırsa, bu izin süresi için kendisine ödenen ücret işveren tarafından geri alınabilir. Çünkü, işçinin, işveren tarafından sağlanan ve karşılığı çalışma olmaksızın ödenen serbest zamanın dinlenme amacına ters düşer biçimde kullanılması Medeni Kanunun ikinci
Maddesindeki dürüstlük kuralına aykırıdır.
Buna karşılık işçinin işverenin bilgisi dahilinde çalışması, dürüstlük kuralına aykırı değildir ve işverene ödediği ücreti geri alma hakkı doğurmaz. Yine işçinin yıllık ücretli izin süresinde ücret karşılığı olmadan yardım amacıyla çalışması yıllık izinde çalışma yasağına aykırı görülmemektedir.
Hemen belirtelim ki, yıllık iznini kullanmayıp kendi iş yerinde çalışan işçiye izin ücreti verilmesi zorunludur. Aslında, yıllık izin kullandırma zorunluluğu vardır. Ancak, işveren işçiye yıllık iznini kullandırmadan çalıştırdıysa, izin ücretini ayrıca ödemek zorundadır.
(Kaynak: Türkiye Gazetesi | 01.07.2007)
>> Yılın Kampanyası: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.