Ülkemizdeki şirketlerin yüzde 99’u ‘aile şirketi’ olarak kuruluyor ve yürütülüyor. Bu nedenle, şirketin uzun dönemdeki başarısı, gelecek kuşağın işe sahip çıkıp, işleri yürütebilmesine bağlı...
Ortakların seçimi
Yukarıda da belirttiğimiz gibi ülkemizdeki şirketlerin çoğu aile şirketi olarak kuruluyor... Buna göre, örneğin limited şirket kurmak isteyen birisi, limited şirket için ‘iki ortak’ yeterli olduğundan, hissenin yüzde 95’ini kendisinde, yüzde 5’ini de karısı, annesi, babası ya da yakın akrabalarından birinde gözükecek şekilde şirket kuruyor.
Anonim şirketlerde ise şirketi kurabilmek için ‘en az 5 ortak’ gerekiyor.
Bu durumda, şirketi kuran kişi, hissenin yüzde 90 ya da 95’ini kendi üzerine alıyor. Kalanını da karısı, annesi, babası, kayınbiraderi, kayınvalidesi ya da kayınpederi üzerinde gösterip 5 ortağı tamamlıyor.
Çocukların durumu
Çocukların şirket ortağı olabilmeleri bakımından, Türk Ticaret Kanunu ve Türk Medeni Kanunu’nda yer alan düzenlemeleri göz önüne almak gerekiyor.
Medeni Kanun yönünden çocuklar ‘sınırlı ehliyetsizler’ grubuna giriyor. Bu nedenle, çocuklar kanuni temsilcileri durumundaki ‘velilerinin onayıyla’ ya da onların aracılığıyla şirket ortağı olabilirler.
Türk Ticaret Kanunu’nda, çocukların şirket ortağı olabilmeleri bakımından, yasal bir engel yer almıyor. Ancak bu noktada çocuklara ait hak ve ödevlerin ‘kanuni temsilci’ durumundaki velileri tarafından ya da en azından onların onayı ile gerçekleştirileceğini unutmamak gerekiyor.
Çocukların yönetim kurulu üyeliği
Anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyelerinin ‘fiil ehliyeti’ne sahip olmaları gerekiyor. Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebiliyor ve borç altına girebiliyor. Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyetinin var olduğu kabul ediliyor.
Buna göre, fiil ehliyetinin üç önemli unsuru bulunuyor. Ergin (onsekiz yaşını doldurmuş) olmak, ayırt etme gücüne (temyiz kudretine) sahip olmak ve kısıtlı (hacir altında) olmamak. Bu kriterler göz önüne alındığında, ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyetinin olmayacağı sonucuna varılıyor. Ayrıca ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremiyorlar.
Diğer taraftan, Türk Ticaret Kanunu’nun 315. maddesinde ‘hacir altına alınmak’ yani kısıtlı olmak, yönetim kurulu üyeliğini sona erdiren nedenlerden biri olarak gösteriliyor.
Hemen belirtelim, burada sözünü ettiğimiz çocuklar, fiil ehliyetine sahip olmayan çocuklar. Yoksa bu ehliyete sahip olan çocukların, yönetim kurulu üyesi olmalarında, yasal anlamda bir engel yok.
(Kaynak: Star Gazetesi | 03.05.2007)
>> Yılın Kampanyası: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.