Bilindiği üzere 5520 sayılı Kurumlar Vergisi' Kanunu’nun 5/e maddesinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların yüzde 75’lik kısmı Kurumlar Vergisi'nden istisna edilmektedir.
İstisna ile kurumların mali yapılarının güçlendirilmesi teşvik edilmektedir. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için satış kazancının istisnadan yararlanan kısmının satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulması gerekmektedir. Bu anlamda istisna edilen kazancın beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılması halinde zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılacaktır. Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre yapılan devir ve bölünmeler hariç işletmenin tasfiyesi halinde de bu hüküm uygulanacaktır. Yine öngörülen düzenleme uyarınca, devir veya bölünme suretiyle devralınan taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının satışında iki yıllık sürenin hesabında devir olunan veya bölünen kurumda geçen süreler de dikkate alınacaktır.
İstisnanın temel amacı kurumların mali yapılarının güçlendirilmesi olduğundan ekonomik açıdan kurumlara ilave imkân sağlamayan işlemler istisna kapsamı dışında kalacaktır. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere bu çerçevede, kurumların yönetimini etkileyecek şekilde birbiriyle ilişkili kişi veya kurumlar ya da aynı gruba dahil şirketler arasında yapılacak taşınmaz ve iştirak hissesi satışlarından fiktif olarak elde edilecek kazançlara istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır. Aynı şekilde, elden çıkarılan taşınmaz veya iştirak hissesinden sağlanan likiditenin yine âtıl hale dönüşmesine neden olacak şekilde fonksiyonel olarak benzer sabit kıymetlere kanalize edilmesi halinde de istisna uygulaması ile öngörülen amaç gerçekleşmediği için istisna uygulaması söz konusu olmayacaktır.
Yeni düzenlemede de menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamının dışında bırakılmaktadır.
Bu düzenlemelere genel olarak katılmaktayız. Ancak, halen taslak halinde olan Kurumlar Vergisi Kanunu 1 seri Numaralı Genel Tebliği Taslağı’nda taşınmazlar ve iştirak hisseleri satış kazancı istisnasına ilişkin olarak, taşınmaz veya iştirak hissesi satışından kazanç doğmaması halinde, bu satışa ilişkin zararların (giderlerin) yüzde 75’inin kurumun diğer faaliyetlerinden indirilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Bilindiği üzere, gayrimenkul ve iştirak satış kazancı istisnası, şarta bağlı bir istisna olup yararlanılması zorunlu değildir. Bu nedenle bunların satışı ve bu satış neticesinde oluşan zararın yüzde 75’inin gider yazılamayacağını belirtmek kanaatimizce yasaya aykırıdır. Bu anlamda, “kazanç çıksaydı istisnadan yararlanılabilecekti” varsayımından hareketle zararın kabul edilmemesi doğru bir anlayış olarak görünmemektedir. Düzenlemenin ruhuna aykırı olan bu belirlemenin taslaktan çıkarılmasının haksız ve gereksiz ihtilafların doğmasına engel olacağına inanıyoruz.
(Kaynak: Referans Gazetesi | 30.01.2007)
>> Yılın Kampanyası: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.