YAZARLARIMIZ
Yaşar Çatalkaya
Yeminli Mali Müşavir
Bağımsız Denetçi
Bilirkişi
yasarcatalkaya@gmail.com



Ödenmeyen Sermaye Taahhüdünün Hukuki ve Vergisel Sonuçları

1. Giriş

Sermaye, ticaret şirketlerinin faaliyetlerini gerçekleştirmek için ortaklarca şirkete tahsis edilen değerlerin toplamıdır. Sermaye şirketlerinde pay sahiplerinin asli borcu, taahhüt ettikleri sermaye payını şirkete ödemektir. Bu borcun zamanında ifa edilmemesi hâlinde, ortak ile şirket arasındaki özel hukuk ilişkisi çerçevesinde Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) hükümleri uygulanır.

Bunun yanında, Kurumlar Vergisi Kanunu (“KVK”) kapsamında sermaye taahhüdünün zamanında yerine getirilmemesi durumunun, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yönünde vergi idaresi ve yargı mercilerinde farklı görüşler bulunmaktadır.

2. Sermaye Borcunun Niteliği

  • Tanım: Sermaye taahhüdü, ortakların şirkete nakdi veya ayni olarak koymayı vaat ettikleri değerleri ifade eder.
  • Süre: TTK m. 344 uyarınca, sermayenin en az dörtte biri şirket tescilinden önce, kalan kısmı ise tescilden itibaren 24 ay içinde ödenmelidir.
  • Ödenmemesi hâlinde: TTK m. 128, 129, 482 ve 483 hükümleri uyarınca şirketin başvurabileceği yaptırımlar:
    • Tazminat talebi,
    • İhtiyati tedbir,
    • Temerrüt faizi, (TTK: MADDE 129- (1) Zamanında ifa edilmeyen sermaye para ise, 128 inci madde gereğince tazminat hakkına halel gelmemek şartıyla, aksine şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa, şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödenir. 
    • Iskat (ortaklıktan çıkarma).

TTK’ya göre temerrüt faizi için ayrıca ihtara gerek yoktur. Ancak tazminat talebi için ihtar şarttır.

Şirket Yönetim Kurulunun Sorumluluğu

Tüm bu yaptırımlar ancak şirketin yönetim kurulunun ortaktan bunları istemesiyle başlayabilir. Yani şirket yönetim kurulu bu yaptırımları uygulamak için iradesini kullanmazsa bahsedilen sonuçlar doğmayacaktır. Ancak şirketin yönetim kurulu, şirket alacağını (ödenmemiş sermaye ve işlemiş temerrüt faizi) borcu ödemeyen ortaktan tahsil etmek için gerekli hukuki yollara başvurmakla görevlidir. Bu görevin ihmali, yönetim kurulu üyelerinin hukuki ve cezai sorumluluğuna yol açabilir.

Sermaye Azaltımı Çözümü ve Ticaret Sicili Yaklaşımı

Ödenmemiş sermaye taahhüdü bulunan şirketlerde, bu yükümlülüğün bilançodan çıkarılabilmesi için sermaye azaltımı yoluna gidilmesi teorik olarak mümkündür. Ancak uygulamada, ticaret sicili müdürlükleri çoğu kez şu gerekçeyle bu işlemi kabul etmemektedir:

  • “Öncelikle sermaye taahhüt borcunun tamamen yerine getirilmesi, ardından sermaye azaltımına gidilmesi gerekir.”

Başka bir deyişle, taahhüt edilmiş fakat ödenmemiş sermayeyi doğrudan azaltım yoluyla ortadan kaldırma girişimi, ticaret sicili tarafından reddedilebilir.

Dolayısıyla sermaye azaltımı çözümü denenmek istenirse, işlemin kabul edilip edilmeyeceği ilgili sicil müdürlüğünün yorumuna bağlıdır. Bu nedenle azaltım kararı alınmadan önce, bağlı olunan ticaret sicili ile görüşülmesi ve uygulama pratiğinin teyit edilmesi önem arz etmektedir.

3. Vergisel Sonuçlar

3.1. Mevzuat

1 Seri No.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Aktarımı Tebliği’nde de açıkça belirtildiği üzere:

“Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için;

  • Bir kurum tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının (alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama, kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler de bu kapsamdadır.) yapılmış olması,
  • Söz konusu kurumun bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili kişilerle yapmış olması,
  • Bu mal veya hizmet alım ya da satımında "emsallere uygunluk ilkesi"ne aykırı olarak fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması gerekmektedir.

Dolayısıyla kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine göre tespit ettikleri fiyat veya bedel üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımı yapmış olmaları durumunda transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edilmeyecektir.”

3.2. Mali İdarenin Görüşü

Son zamanlarda artan vergi incelemeleri kapsamında, inceleme elemanları tarafından sermaye taahhüt borcunun yerine getirilmemesi halinde

  1. şirketin, ortağına kaynaklarını kullandırmak suretiyle finansman hizmeti sunduğu,
  2. ortağın şirketin parasını faizsiz kullandığı ve
  3. dolayısıyla şirketin kazancının tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtıldığı ve
  4. ödenmeyen sermaye tutarına ilişkin finansman hizmetinin karşılığı olarak faiz geliri hesaplanmasının gerektiği eleştirisinde bulunulur.

Bu eleştirilerin kapsamında; Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yasal süresinde sermaye taahhüt borcunu yerine getirmeyen şirket ortaklarının şirketten borç para kullandığı kabul edilerek adat yöntemiyle faiz, bu faiz tutarı üzerinden de geçici vergi ve kurumlar vergisi hesaplanması talep edilir. Ayrıca hesaplanan faiz üzerinden ayrıca %20 katma değer vergisinin de şirket tarafından hesaplanması istenir. Son olarak; adat faizi için fatura düzenlenmediği ileri sürülerek şirketler özel usulsüzlük cezası ile de karşı karşıya kalır.

Diğer yandan; şirketler, örtülü kazanç dağıtımı yapıldığı kabul edilen yılın son günü itibariyle kâr payı dağıtmış sayıldığı için bu kâr payı üzerinden de %15 vergi kesintisi ve vergi ziyaı cezası (KVK 5-1/a kapsamında istisnaya tabi olmayan ortaklar için) istenir. Ayrıca, dağıtıldığı varsayılan kârın yarısının kanunda belirtilen sınırları aşması durumunda gerçek kişi ortaklar açısından beyan yükümlülüğü de doğar.

3.3. Yargı Kararlarında Durum

  • Örtülü kazanç aktarımı sayılmadığına ilişkin kararlar:

Aşağıdaki kararlarda ödenmeyen sermaye taahhüdünün, mal veya hizmet alım-satımı kapsamında değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla örtülü kazanç dağıtımı sayılamayacağı belirtilmiştir.

    • Danıştay 4. Dairesi, 24.12.1998 tarih, E.1997/4274, K.1998/5542
    • Danıştay 4. Dairesi, 16.02.2022 tarih, E.2018/1135, K.2022/828
    • Danıştay 4. Dairesi, 16.02.2022 tarih, E.2018/1134, K.2022/827
  • Örtülü kazanç aktarımı sayıldığına ilişkin kararlar:

Aşağıdaki kararlarda ise ödenmeyen sermaye tutarının şirketin menfaat kaybına neden olduğu, emsal faiz (TCMB reeskont faizi) üzerinden afat hesaplanması gerektiği, hesaplanmaması hâlinde örtülü kazanç dağıtımı oluştuğu kabul edilmiştir.

  • Danıştay 4. Dairesi, 29.06.2021 tarih, E.2018/3677, K.2021/3633
  • Danıştay 4. Dairesi, 29.06.2021 tarih, E.2018/3678, K.2021/3634
  • Danıştay 4. Dairesi, 29.06.2021 tarih, E.2018/3679, K.2021/3635
  • Danıştay 4. Dairesi, 29.06.2021 tarih, E.2018/3680, K.2021/3636
  • Danıştay 4. Dairesi, 29.06.2021 tarih, E.2018/2640, K.2021/3637

4- Sonuç ve kanaat

Ödenmeyen sermaye taahhüdü, hem hukuki hem de vergisel açıdan şirketler için ciddi sonuçlar doğurabilmektedir.

  • Hukuki açıdan:

TTK’ya göre sermaye borcunu yerine getirmeyen ortak için temerrüt faizi, tazminat, ıskat (ortaklıktan çıkarma) ve diğer yaptırımlar gündeme gelir. Ancak bu yaptırımların uygulanabilmesi şirket yönetim kurulunun iradesine bağlıdır. Yönetim kurulunun pasif kalması, üyeleri bizzat hukuki ve cezai sorumluluk altına sokabilir. Sermaye azaltımı yoluyla çözüm ise çoğunlukla ticaret sicili tarafından “önce taahhüdün yerine getirilmesi gerekir” gerekçesiyle kabul edilmemektedir.

  • Mali İdarenin Görüşü:

İdare, ödenmeyen sermaye borçlarını, ortağın şirketten faizsiz kaynak kullanması olarak değerlendirmekte ve bu nedenle adat faizi hesaplanması, bu faiz üzerinden kurumlar vergisi, geçici vergi, KDV ve gerektiğinde stopaj uygulanması gerektiğini ileri sürmektedir. Bu yaklaşım, uzun süredir yapılan vergi incelemelerinde istikrarlı biçimde sürdürülmektedir.

  • Yargı Kararları:

Eski tarihli bazı Danıştay kararlarında, emsal faiz (örneğin TCMB reeskont faizi) üzerinden adat hesaplanmaması halinde örtülü kazanç dağıtımı oluştuğu kabul edilmiştir. Ancak son yıllarda verilen kararların önemli bir kısmında, ödenmeyen sermaye taahhüdünün mal veya hizmet alım-satımı kapsamında değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla örtülü kazanç aktarımı sayılamayacağı yönünde hükme bağlanmıştır.

Kanaatimiz: Hukuki açıdan bir ihtilaf bulunmamakla birlikte, vergisel açıdan durum tartışmalıdır. Mali İdare “adat faizi hesaplanmalı” yaklaşımını sürdürmekte, ancak son tarihli yargı kararlarında bunun örtülü kazanç sayılmayacağı yönünde bir eğilim oluştuğu görülmektedir. Bu nedenle, uygulamada şirketler açısından belirsizlik sürmekte olup, ihtilaflı durumların dava yoluyla çözüme kavuşturulması olasılığı yüksektir.

01.09.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM