YAZARLARIMIZ
Vedat Erdem
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bilim Uzmanı
vedaterdem1@gmail.com



Ticari Alacağın İspatı Açısından Fatura Tek Başına Yeterlimi?

Fatura, ticari işlemlerin belgelenmesinde önemli bir unsurdur ancak alacağın varlığını ve muhteviyatını (içeriğini) kesin olarak ispat etme gücüne sahip olması, somut olaya ve delil durumuna göre değişir.

Faturanın tarifi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 229’uncu maddesinde “satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde yapılmıştır.

Tanımdan anlaşılan faturanın sadece müşterinin ne kadar borçlandığını gösteren bir belge olduğudur. Haliyle fatura ticari alacağın ispatı açısından tek başına kesin delil olarak değerlendirilmez, ancak destekleyici unsur olabilir.

Konu ile ilgili örnek yargı kararları aşağıdaki gibidir.

13. HD 2015/27010 E., 2015/33729 K.

Davacı, ekmek fırını sahibi olduğunu, davalının da aynı yerde bakkal dükkânı işlettiğini, davalıya 9.000 tane ekmek sattığını ve 31.12.2012 tarihli 7.272.00 TL tutarındaki faturayı davalıya teslim ettiğini, davalının fatura borcunu ödememesi üzerine icra takibi başlattığını ve takibin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davacının dayandığı fatura ve fatura konusu malların kendisine teslim edilmediğini, fatura altındaki imzanın kendisine ait olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

Davacı, eldeki dava ile 31.12.2012 tarihli faturaya dayalı olarak yapmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş, davalı ise fatura konusu malların teslim edilmediğini ve fatura altındaki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysaki fatura tek başına alacağın varlığına delil olmadığı gibi davalının da fatura altında imzası yoktur. Davacı, fatura altındaki imzanın davalının beraber çalıştığı eşine ait olduğunu ileri sürmüştür. Dava dışı eş tarafından imza atılmış olsa dahi ki; bu hususta araştırma yapılmamıştır, bu imza davalıyı bağlamaz. Bu durumda mahkemece, davacının açıkça yemin deliline dayanmadığı da gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

13. HD 2017/8713 E., 2020/1330 K.

Davalı, davacıdan daha önce taş alışverişi yapıldığını, ancak davaya konu faturalar için herhangi bir alım satım olmadığını, dava konusu edilen malların teslim edilmediğini, davacıya borcu olduğuna dair tek bir hukuki belge olmadığını, kayıtlarında da böyle bir bilgi olmadığını, malzeme teslim alındı makbuzunda da teslim alanın da verenin de firmanın kendi elemanları olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kabulü ile davalının Bingöl İcra Müdürlüğünün 2010/29 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile icra takibinin devamına, takip konusu edilen asıl alacak olan 12.441,87 TL üzerinden hesaplanan %40 oranındaki 4.976,74 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, eldeki dava ile faturaya dayalı olarak yapmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş, davalı ise fatura konusu malların teslim edilmediğini ve teslim makbuzlarındaki imzanın davacının kendi çalışanlarına ait olduğunu, kendilerinin bir imzası olmadığını savunmuştur. Mahkemece, davacının ticari defterleri incelenerek sunulan bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysaki fatura tek başına alacağın varlığına delil olmadığı gibi davalının da söz konusu makbuzların altında imzası yoktur. Hemen belirtmek gerekir ki teslim hukuki bir işlem olup, ancak yazılı delille ispat edilebilir, bu hususta da delil bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

3. HD 2021/7253 E., 2021/12178 K.

Adalet Bakanlığı’nın 05/10/2021 tarihli yazısında; dava ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanununun 207’nci maddesinin ikinci fıkrasında “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” hükmünün düzenlendiği, buna göre bir mal alışverişi yapıldığında malın teslimi ile bedelin ödendiği karine olarak kabul edildiği, bu nedenle malı satıp teslim eden davacının karinenin aksini kanıtlaması gerektiği, teslimin yazılı delille ispat edilebileceği, faturanın sadece davacı satıcının defterinde kayıtlı olması malın teslimine karine teşkil etmediğini, dosya içerisindeki faturalarda teslim alanın imzasının da bulunmadığı, ispat yükünün davacıda olduğu ve teslim hususunda delil bulunmadığı dikkate alındığında mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK’nın 363’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

Fatura tek başına alacağın varlığına delil olmaz ve yine davalının da söz konusu faturaların altında yer alan teslim alan kısmında imzası bulunmamaktadır. Bu durumda dava konusu ürünlerin teslimi hukuki bir işlem olup, ancak TMK 6. ve HMK. 190 ve 200 maddeleri gereği yazılı delillerle ispat edilebilir. Dosyaya ibraz edilen faturalar malın teslim edildiğini göstermez. Davacı yasal delillerle teslim olgusunu ispat etmelidir. Dava dosyasında yer alan servis fişlerinden LED TV’ye ilişkin olan servis fişi incelendiğinde; davalının imzasının yer almadığı anlaşılmaktadır. Yine dava konusu yapılan buzdolabı, saç düzleştirici ve elektrik süpürgesi bakımından teslim belgesi ve birbirini doğrulan servis fişleri de bulunmamaktadır. Mahkemece, dava konusu yapılan ürünlerin davalıya tesliminin yasal delillerle ispatlanamadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle davanın kabulüne ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

19. HD 2015/15919 E., 2016/5895 K.

Davacı kendisine temlik edilen faturalardan dolayı alacak iddiasında bulunmuş, davalı ise faturalara konu malların teslim edilmediğini savunmuştur. Davacı malların teslimine ilişkin sevk irsaliyelerini sunmuştur. Sevk irsaliyelerinin bir kısmında malların teslim alındığına dair imza bulunmadığı, bir kısmında ise malların teslim alındığına dair imza bulunduğu, ancak davalının imzaları inkâr ettiği, davacı tarafından sevk irsaliyelerinin asıllarının sunulamadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Kural olarak satıcı malın teslimini kanıtlamak zorundadır. Dava konusu faturaların davacının faturaları temlik aldığı kişinin defterlerinde kayıtlı olması teslimi ispatlamaz. Mahkemece, ispat yükünün davacı üzerinde olduğu dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.”

19. HD 2016/12671 E., 2017/7213 K.

“Mahkemece toplanan delillere, bilirkişi raporuna göre, satış sözleşmesinde davacı satıcı fatura konusu malların davalıya teslim edildiğini yazılı deliller ile kanıtlamak zorunda olduğunu, davacı tarafından dayanılan faturalara konu malların teslim edildiğine dair sevk fişlerinin bulunması, bu sevk fişlerine davalının itirazının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava fatura ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı takibe konu malların davalıya teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlamak zorundadır.

Her ne kadar mahkemece davacı tarafından dosyaya sunulan sevk fişlerinin davalı tarafından itiraz edilmemesi nedeniyle malların teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmış ise de davalı tarafından sevk fişlerinde malların teslim alındığına dair açık bir kabulün bulunmaması ve sevk fişlerinde malların teslim alındığına dair davalı veya çalışanlarına ait herhangi bir imza bulunmaması nedeniyle tek taraflı olarak düzenlenen sevk fişlerinin malların teslim edildiğini ispata yeterli değildir.

Özetle işletme tarafından teslim edilen mallar için sevk irsaliyesi ile faturaların usulüne uygun şekilde düzenlenmesi oldukça önemlidir. Malları teslim eden ile teslim alanın yetkin olması, ad-soyad, imza, tc no vb. bilgilerin bulunması yerinde olacaktır. Alacağın ispatı için fatura ile birlikte aşağıdaki belgeler destekleyici unsurlardır.

  1. Sözleşme,
  2. Sevk irsaliyesi,
  3. Sevk fişleri,
  4. CMR,
  5. Teslim-tesellüm belgeleri,
  6. Mal kabul tutanakları/belgeleri,
  7. Yazılı sipariş formları,
  8. E-posta yazışmaları/fax gönderileri,
  9. Tanık beyanları,
  10. Banka havale kayıtları,
  11. Cari hesap mutabakatları,
  12. Noter ihtarları,
  13. İcra takip evrakları,

KAYNAKLAR

213 sayılı Vergi Usul Kanunu

13. HD 2015/27010 E., 2015/33729 K.

13. HD 2017/8713 E., 2020/1330 K.

3. HD 2021/7253 E., 2021/12178 K.

19. HD 2015/15919 E., 2016/5895 K.

19. HD 2016/12671 E., 2017/7213 K.

06.10.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM