YAZARLARIMIZ
Dr. Onur Bayram
onurbayram@baticim.com.tr



İklim Kanunu ile Gelen Yükümlülükler: Denetim Perspektifi

7552 sayılı İklim Kanunu, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde kritik bir dönüm noktasıdır. Bu kanun, çevresel sorumlulukları yalnızca çevre yönetimi düzeyinde değil, işletme yönetimi, finansal raporlama ve denetim sistematiği düzeyinde de yeniden tanımlamaktadır. Özellikle denetim mesleği açısından, finansal tabloların içeriğine doğrudan etki eden çevresel yükümlülüklerin denetimi artık stratejik bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Bu yazıda, İklim Kanunu’nun işletmelere getirdiği yükümlülüklerin bağımsız denetim uygulamaları üzerindeki etkisi ele alınmakta; yeni risk alanları, denetim planlaması, raporlama süreçleri ve denetçinin sorumlulukları ayrıntılı olarak incelenmektedir. Denetim meslek mensuplarının bu yeni döneme hazırlıklı olması, hem mevzuat uyumu hem de mesleki yeterlilik açısından büyük önem arz etmektedir.

1. Finansal Denetim ve Sürdürülebilirlik İlişkisi Güçleniyor

İklim Kanunu ile birlikte çevresel etkilerin finansal tablolar üzerindeki yansımaları güç kazanmıştır. Kanunun 12. maddesi, büyük işletmelere sürdürülebilirlik raporlama yükümlülüğü getirirken, bu raporların içerdiği verilerin güvenilirliği artık denetim kapsamına girmektedir. Artık sadece finansal rakamların değil, sera gazı emisyonları, enerji tüketimi ve karbon ayak izi gibi metriklerin de dolaylı olarak denetlenmesi gerekecektir.

Bu bağlamda, denetçilerin sadece teknik çevresel verileri incelemekle yetinmemesi, aynı zamanda bu verilerin şirketin genel stratejik planlarıyla uyumunu da değerlendirmesi gerekir. Örneğin, karbon salım hedefleri ile sermaye yatırımları arasında bir tutarlılık olup olmadığı sorgulanmalı; şirketin uzun vadeli çevresel taahhütleriyle, güncel raporlamalarının ne ölçüde örtüştüğü analiz edilmelidir. Bu, yatırımcılar ve düzenleyici otoriteler nezdinde şirketin sürdürülebilirliğe olan bağlılığını daha güvenilir kılar.

Denetçi, bu raporların doğruluğunu test etmek ve ilgili açıklamaların finansal tablolarla tutarlılığını sağlamakla yükümlüdür. Böylece denetim, salt finansal doğruluk kontrolünden çıkıp entegre güvence anlayışına evrilmektedir.

2. Yeni Bir Denetim Riski: İklim Riski

İklim kaynaklı olayların (örneğin karbon düzenlemeleri, çevre cezaları, emisyon sınırları) şirketin mali tablolarında yaratabileceği etkiler, artık önemli yanlışlık riski doğurabilecek unsurlar arasında yer almalıdır. Denetçiler, denetim planlaması sırasında “iklim riski”ni ayrı bir başlık altında analiz etmeli ve risk değerlendirmelerini bu yönde genişletmelidir.

Denetçilerin iklim risklerini yalnızca potansiyel bir tehdit olarak değil, aynı zamanda şirketlerin rekabet avantajı elde etmesi açısından da değerlendirmesi gerekir. Bazı sektörlerde erken adaptasyon, yatırımcı güvenini artırabilirken; ihmal edilen iklim riskleri, gelecekte beklenmedik finansal zararlar doğurabilir. Bu nedenle iklim riski, hem negatif hem de pozitif yönlü etkileriyle kapsamlı bir değerlendirme sürecini gerektirir.

Bu kapsamda, örneğin karbon kredisi yükümlülükleri veya çevresel yaptırımlarla ilgili karşılıkların finansal tablolarda yer alıp almadığı, İklim Kanunu’nun uygulanmasıyla doğrudan ilişkilidir. Bu da denetçinin test edeceği yeni denetim hedeflerini tanımlar.

3. Uygunluk (Compliance) Denetimi Artık Daha Kritik

İklim Kanunu’nun 13. ve 20. maddeleri, iklim değişikliği ile mücadeleye ilişkin kurallara uymayanlara uygulanacak idari yaptırımları ve para cezalarını düzenlemektedir. Denetçinin görevi, yalnızca bu yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğini belgelemek değil, aynı zamanda bu yaptırımların finansal tablolarda doğru şekilde muhasebeleştirilip muhasebeleştirilmediğini incelemektir.

Bu nedenle uygunluk denetimi, klasik denetim prosedürlerinin bir parçası haline gelmektedir. Denetçi, çevre mevzuatına uyumun işletme için risk teşkil edip etmediğini analiz etmek zorundadır.

4. Sürdürülebilirlik Raporlarının Denetlenmesi: Güvence Süreci

Sürdürülebilirlik raporlarının güvence denetimi, İklim Kanunu ile birlikte Türkiye’de kurumsal uygulamalarda daha yaygın hale gelmektedir. Bu denetim türü, raporda yer alan çevresel performans göstergelerinin belirli güvence düzeyleriyle (örneğin limited assurance veya reasonable assurance) denetlenmesini kapsar.

Denetçiler, bu süreçte finansal olmayan bilgilerin doğruluğunu test etmek için veri kaynaklarını, yöntemleri ve hesaplama sistemlerini değerlendirmek zorundadır. Bu, klasik finansal denetimden önemli ölçüde farklı ve daha çok çevresel ve operasyonel süreç bilgisi gerektiren bir uzmanlık alanıdır.

5. Denetim Planlamasında ESG Faktörlerinin Yeri

İklim Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte denetim planlamasında ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişimsel) faktörlerin yeri artmaktadır. Özellikle çevresel etki yaratan sektörlerde faaliyet gösteren firmalarda, ESG risklerinin mali tablolara etkisi daha yakından analiz edilmelidir.

Denetçi, örneğin enerji yoğun sektörlerde karbon emisyonlarının maliyet yapısını nasıl etkilediğini ve şirketin bu konuda bir stratejisi olup olmadığını sorgulamalıdır. Bu tür analizler, risk değerlendirme prosedürlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelecektir.

6. Karşılıkların Denetimi: TMS 37 Uygulaması

Çevresel sorumluluklardan kaynaklı karşılıklar, TMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar Standardı kapsamında finansal tablolara yansıtılır. Denetçinin sorumluluğu, bu karşılıkların gerçekten doğmuş olup olmadığını, ölçümünün makul olup olmadığını ve doğru şekilde sınıflandırılıp sınıflandırılmadığını değerlendirmektir.

Örneğin, İklim Kanunu uyarınca emisyon sınırını aşan bir şirketin ödemekle yükümlü olacağı çevre cezası karşılık olarak ayrılmış mı? Bu ayrım doğru tutar ve dönemde mi yapılmış? Denetçinin bu tür sorulara yanıt araması gerekecektir.

7. Emisyon Sertifikalarının ve Karbon Kredilerinin Denetimi

İklim Kanunu’nun 17. maddesi, karbon kredilerinin ve emisyon sertifikalarının düzenlenmesi, takibi ve ticareti hakkında hükümler içermektedir. Bu varlıkların finansal tablolarda nasıl yer aldığı denetim açısından yeni bir uzmanlık gerektirir.

Denetçi, şirketin karbon kredilerini stok olarak mı, maddi olmayan duran varlık olarak mı, yoksa finansal araç olarak mı sınıflandırdığını dikkatle incelemelidir. Ayrıca bu varlıkların gerçeğe uygun değerleme yöntemlerinin makul olup olmadığı da test edilmelidir.

8. Sektörel Denetim Farklılıkları

Denetim süreci, İklim Kanunu uygulamaları bağlamında sektörel farklılıklar göstermektedir. Örneğin enerji, çimento, demir-çelik ve ulaştırma gibi sektörler karbon yoğun sektörlerdir ve çevresel etkileri daha yüksektir. Bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin denetiminde çevresel yükümlülüklerin daha geniş kapsamda analiz edilmesi gerekir.

Denetçiler, sektörel düzenlemelerle İklim Kanunu arasındaki ilişkiyi de gözeterek, daha derinlemesine saha çalışmaları ve çevresel denetim prosedürleri uygulamalıdır.

9. İklim Kanunu Bağlamında İç Denetim Fonksiyonunun Rolü

Bağımsız dış denetim kadar, iç denetim fonksiyonu da iklimle ilgili riskleri izlemede etkin bir araçtır. Denetçiler, iç kontrol sistemlerinin çevresel uyumluluğu ne ölçüde izlediğini, risk uyarı mekanizmalarının işlerliğini sorgulamalıdır. İklim Kanunu kapsamında oluşabilecek yükümlülüklerin zamanında tespit edilmesi için iç kontrol sistemleri önemli bir rol üstlenmektedir.

Bağımsız denetçi, iç denetim raporlarını dikkate alarak iklim riskine karşı alınan önlemleri denetim bulgularına dahil etmelidir.

10. Denetim Raporunda İklimle İlgili Açıklamalar

Yeni dönemde, denetim raporlarında iklimle ilgili risklerin ve bulguların açıkça belirtilmesi beklenmektedir. Özellikle “Kilit Denetim Konuları (KDK)” başlığı altında iklim riski taşıyan konuların yer alması; karşılık, değerleme, emisyon ticareti gibi hususların gerekçeleriyle açıklanması önemlidir.

Bu yaklaşım, denetim raporunun okuyucularına sadece güvence değil aynı zamanda şeffaflık ve kurumsal sorumluluk mesajı da verir.

11. Denetim Ekiplerinin Yetkinliği ve Eğitim Gereksinimi

İklim Kanunu ile gelen yükümlülükleri etkin şekilde denetleyebilmek için denetim ekiplerinin çevresel regülasyonlar, sürdürülebilirlik raporlaması ve karbon muhasebesi konularında bilgi sahibi olması gerekir. Bu da mesleki gelişim ve eğitim programlarının içeriğinin yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılar.

Bağımsız denetim firmaları, ESG alanında uzman ekipler oluşturarak bu alandaki yetkinliklerini artırmalıdır. Aksi takdirde, denetim raporlarının kapsamı eksik ve yüzeysel kalabilir.

12. Kamu Gözetimi Kurumu’nun Rolü

Bağımsız denetimin standartlarını belirleyen Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK), İklim Kanunu’nun etkisiyle denetim mevzuatına çevresel unsurları entegre etmeye hazırlanıyor. Yakın gelecekte Türkiye Denetim Standartları’na (TDS) iklimle ilgili özel bölümler eklenmesi beklenmektedir.

KGK’nın yönlendirmeleri, denetim firmalarının uygulamalarına doğrudan yansıyacak; bu da kurumsal raporlama kalitesini artıracaktır.

Sonuç

İklim Kanunu, sadece çevre politikalarını değil, finansal denetim sistematiğini de yeniden şekillendirmektedir. Denetçiler için bu, yeni bir sorumluluk alanı ve aynı zamanda önemli bir uzmanlık fırsatı doğurmaktadır. Çevresel risklerin tanınması, finansal tablolar üzerindeki etkilerinin doğru değerlendirilmesi ve sürdürülebilirlik raporlarının güvence altına alınması, modern denetimin vazgeçilmez parçaları haline gelmiştir.

Yeni dönemde denetim mesleği, iklim bilincine sahip, disiplinlerarası düşünebilen ve sürdürülebilirlik ilkelerini uygulamaya aktarabilen uzmanlara ihtiyaç duymaktadır. Bu dönüşüm, hem mesleki etik hem de toplumsal sorumluluk açısından büyük bir adımdır.

23.07.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM