Son günlerde, Maliye Bakanlığı tarafından yoğun bir vergi denetimi yapıldığı, vatandaşların çeşitli gerekçelerle izaha davet edildikleri bilinmekte ve haberlere konu olmaktadır. Kayıt dışı ekonomi ile mücadele kapsamında saha denetimlerini yoğunlaştıran Bakanlık, çeşitli sektörlerde çalışan mükellefleri izaha davet ederek görüşmeye çağırmaktadır. Bu çalışmalar “Risk Analizi” denilen sisteme dayanmakta olup, bu sistemde, mükellefler tarafından verilen beyannameler, beyannamelerdeki mali tablolar ile bankalar, tapu kadastro, gümrük, belediyeler, e-ticaret siteleri, sosyal medya platformları, kargo şirketleri ve çeşitli diğer kurumlardan elde edilen veriler analiz edilmektedir. Bu analiz sonucunda, gelirlerini veya vergiye tabi çeşitli işlemlerini beyannameye tam olarak yansıtmayan veya bunlar için hiç beyanname vermemiş olan mükelleflerden/vatandaşlardan “GÖNÜLLÜ” olarak beyannamelerini düzeltmeleri veya beyanname vermeleri talep edilmektedir.
İzaha davet kapsamında, bir taraftan vergi daireleri ve bir taraftan da Vergi Denetim Kuruluna bağlı Vergi Müfettişleri tarafından çalışma yapılmaktadır. İzaha veya görüşmeye çağrılan mükelleflere/vatandaşlara “Risk Analizi” denilen sistem kapsamında yapılan tespitler ve elde edilen veriler hakkında bilgi verildikten sonra izahatta bulunulması talep edilmektedir. Burada, mükellefler hakkında risk analizi neticesinde elde edilen tespitlerin/verilerin illa ki doğru olacağı düşünülmemelidir. Her mükellefin kendine göre ayrı bir durumu olabileceği gibi, verilerin yanlış veya hatalı/eksik/yanıltıcı olması da mümkündür. Bu bakımdan, izaha davet edilen ilgili mükellef hakkındaki risk analizi verilerinin ve mükellefin durumunun/faaliyetlerinin/işlemlerinin iyi bir şekilde analiz edilmesi ve doğru bir teşhis konularak bunun iyi bir şekilde izah edilmesi çok önem arz etmektedir.
Risk analizi denilen sistemde en çok mükelleflerin banka hesap hareketlerinin, tapu işlemlerinin ve bun benzer tespitlerin kullanıldığı bilinmektedir. Ancak banka hesaplarındaki her işlemin ticari olmadığı hususunun dikkate alınması, mükelleflerin kendi akrabaları ile arasındaki para hareketleri ile para yatırma, para çekme, kredi kullanma, borç para verme, yardım veya bağış yapma gibi ticari faaliyet kapsamında olmadığı kabul edilebilecek işlemlerin ayrıştırılması ve bunların iyi bir şekilde izah edilmesi çok önemlidir. Mükelleflerin hesaplarına gelen paraların tamamının mesleki/ticari faaliyetle ilgili olup olmadığı bir uzman vasıtasıyla araştırılması, mükellefin hesabına gelen paraların mesleki/ticari faaliyetle ilgili olmayanların ayrıştırılması ve bunların bir dilekçe ile vergi dairesine veya izaha davet komisyonuna açıklanması gerekir. Bu halde mükelleflerin hesabına gelen ve ticari/mesleki faaliyet ile ilgili olamayan para transferlerinin vergiye tabi matraha dahil edilmesi engellemelidir. Bu konuda mükellefin mali müşaviri ve/veya danışmanı tarafından bir çalışma yapılmaz ise vergi dairesinin bu konuda hassas olması beklenmemelidir. Ayrıca beyan dışı bırakılsa bile her kazancın gider(ler)e katlanmadan gerçekleştirilmesi mümkün olmadığı, hiçbir faaliyetten %100 kazanç elde edilmesinin mümkün olmadığı, her faaliyetin makul bir düzeyde kazanç sağlamasının imkan dahilide olduğu, ne kadar kazanç elde edildiğinin iddia sahibi idare tarafından ispat edilmesi gerektiği düşünülerek bunun açıklanması ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 3 üncü maddesine göre “vergilendirmede muamelelerin gerçek mahiyeti esastır” şeklinde temel yasal düzenlemenin fiili olayda izah edilerek gerekçelendirilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan, her şeyden önce vergi daireleri tarafından davet edilerek mükellefler/vatandaşlar ile yapılan görüşmelerin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 370 inci maddesinde bulunan “İzaha davet” kapsamında olup olmadığı önceden mükellefler tarafından öğrenilmelidir. Çünkü, davetin tamamen vergi dairesinin insiyatifi ile yapılmış olması da mümkündür. Bu durumda, yapılacak görüşmede, öncelikle mükellefin 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 370 inci maddesi kapsamında izaha davet edilip edilmediğini öğrenmesi gerekmektedir. Zira bahsedilen “İzaha davet” müessesesinin birçok avantajı olduğu gibi mükelleflere çeşitli seçenekler de sunulmaktadır. Bu bakımdan görüşmenin hangi kapsamda yapıldığını iyi bilmek gerekir.
Örnek vermek gerekirse; Bazı mükellefler, muhasebe kayıtlarında 100-Kasa hesabında yüksek miktarlarda bakiye bulunduğu için izaha davet edilmekte olup bu kasa bakiyesinin işletme ihtiyaçlarından fazla olduğu, bu paranın kasada tutulmak yerine bankada değerlendirilmemesinin ticari icaplara uygun olmadığı ve işletmenin zarar uğratılarak vergi matrahlarının aşındırıldığından bahisle ilgili mükelleflerden kasa bakiyelerine adatlandırma yapılması ve KDV ve Gelir/Kurumlar vergisi beyannamelerinin düzeltilmesi istenmektedir. Ancak, bu şekildeki bir talep tamamen varsayıma dayanmakta olup idarenin talebinin kabul edilmesi halinde olmayan bir kazançtan hem Gelir/Kurumlar vergisi ve hem de tamamen varsayıma dayanan bir adatlandırma işleminden (yerine göre milyonlarca lira) KDV tarhiyatı yapılmak istenmektedir. Bu durumda, mükellefin durumunun tetkik edilerek, idarenin adatlandırma talebinin reddi veya ihtirazi kayıtla beyanname verilmesi, mükellefler için daha uygun seçenek olacaktır.
Bu durumda mükelleflerin idare tarafından yapılacak olan “izaha davet” çağrısı üzerine bir dilekçe ile söz konusu Kanun maddesinin uygulanmasını istemeleri gerekir. İzaha davetten faydalanılması halinde mükellefler vergi idaresi tarafından kendilerine sunulan tespitlerle ilgili olarak vergi incelemesine tabi tutulmaz veya takdir komisyonuna sevk edilmez. Bu kapsamdaki vergi beyannamelerinin verilmesi, eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının tamamlanması veya düzeltilmesi halinde vergi aslı üzerinden gecikme zammı oranında bir zamla vergi ziyaı cezası %20 oranında istenecektir. Dolayısıyla böyle bir çağrıya/uygulamaya muhatap olan ilgili mükelleflerin konuya vakıf uzmanlardan danışmanlık hizmeti almadan, vergi dairesinin taleplerini yerine getirmeleri halinde büyük mağduriyet yaşayacaklarını iyi bilmeleri gerekmektedir. Zira, bu konu ile ilgili olarak “izaha davet” kapsamında bir kanuni haklarının oluğunu ve ayrıca yasal olarak savunma ve dava açma haklarının bulunduğunu bilerek hareket etmelerinde büyük fayda bulunmaktadır. Ayrıca, izaha davet edilen ilgili mükellef hakkındaki risk analizi verilerinin ve mükellefin durumunun/ işlemlerinin iyi bir şekilde analiz edilmeden, bu analize bağlı olarak iyi bir izahta bulunmadan, izaha davet komisyonunun talebine göre rızaen vergi beyannamelerinin verilmesi veya beyannamelerin düzeltilmesi halinde yaşanacak mağduriyetin telafisi mümkün olmayacaktır. Çünkü izaha davet edilen mükelleften beyannamelerini düzeltmeleri veya verilmemiş olan beyannamelerin verilmesi talep edilmektedir. Ancak, izaha davet edilen mükelleflerin izaha davet kapsamında beyannamelerini düzeltmeleri veya verilmemiş olan beyannameleri vermeleri halinde, bu beyannameler üzerine tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı dava açmaları mümkün değildir. Bu durumda ise tarh edilen vergiler ve kesilen cezalar kesinleşecektir.
İdare tarafından mükellef hakkında re’sen vergi tarhiyatı yapılması halinde doğrudan tarhiyata karşı vergi mahkemesinde (ihbarnamenin tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde) dava açılması mümkündür. Gerekirse mükellefin hakkında vergi incelemesi yapılmasını isteme hakkı da bulunmakta olup bu durumda mükellefin kendisini vergi incelemesi esnasında savunması ve gerekirse de inceleme neticesinde tarh edilecek vergi ve kesilecek cezalara karşı dava açılması da mümkündür. Sonuç olarak, mükelleflerin tüm bu aşamalardaki haklarını iyi bilmeleri ve seçeneklerini iyi değerlendirmeleri çok önemli olup haksız bir tarhiyata ve cezalara muhatap olmak istemiyorlarsa mutlaka uzman yardımı almaları önerilmektedir.
10.09.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.