Borçlanma araçları fonları, portföyünü ağırlıklı olarak sabit getirili menkul kıymetlere yatıran yatırım fonlarıdır. Bu fonlar, devlet tahvilleri, hazine bonoları, özel sektör tahvilleri veya kira sertifikaları gibi araçlara yatırım yaparak getiri sağlamaktadır. Temelde amacı, düzenli faiz ödemeleriyle yatırımcılara sabit bir gelir sunmak ve ana parayı korumaktır. Yatırımcılar için bu fonlar, hisse senedi fonlarına oranla daha az seviyede dalgalanma göstermekte ve bu nedenle daha güvenli bir liman olarak değerlendirilmektedir.
Fonun işleyişi, fon yöneticilerinin piyasa koşullarını analiz ederek portföyü dinamik bir şekilde yönetmesine dayanır. Örneğin; ekonomik belirsizliklerin yüksek olduğu dönemlerde devlet tahvilleri gibi daha güvenli araçlara yönelirken, büyüme dönemlerinde özel sektör tahvillerine yatırım yapılabilir. Bu strateji hem risk yönetimi hem de getiri optimizasyonu açısından önemlidir. Diğer açıdan fonun performansı, seçilen araçların kalitesine ve piyasa dinamikleri paralelin de değişkenlik gösterebilmektedir. Borçlanma araçları fonlarının sunduğu istikrar, özellikle emeklilik planlaması yapan veya düzenli gelir arayan yatırımcılar için cazip olduğunu söyleyebiliriz.
Borçlanma araçları fonları, yatırım yaptıkları araçların çeşidine ve vade yapısına göre farklı kategorilere ayrılmaktadır.Bu çeşitlilik, yatırımcıların risk toleranslarına ve getiri beklentilerine uygun seçenekler bulmasını sağlamaktadır. Fonlar, portföylerini oluştururken genellikle birden fazla borçlanma aracına yatırım yaparak riski dağıtma yoluna giderler.
Örneğin; kısa vadeli hazine bonolarına odaklanan bir fon, likidite ihtiyacı olan yatırımcılar için uygundur. Uzun vadeli tahvillere yatırım yapan fonlar ise daha yüksek getiri arayanlar için tercih edilebilir.
Borçlanma araçları genelde şu türleri kapsar:
I)Devlet borçlanma araçları;
-Hazine bonosu ve hazine tahvili (ör. kısa/orta/uzun vadeli)
-Devlet iç borçlanma senetleri (CDS) gibi farklı enstrümanlar
-Kamu ihracı menkul kıymetler
II)İşletme/kurumsal borçlanma araçları;
-İskonto/tahvil
-Likit sağlayan kısa vadeli notlar
-Geri ödemesiz veya kuponlu tahviller
III)Banka ve finansal kuruluşlar aracılığıyla ihraç edilenler;
-Banka bonoları, mevduat sertifikaları
-Finansman amaçlı menkul kıymetler
IV)Teminata bağlı borçlanma araçları;
-Varlık teminatlı menkul kıymetler
-IP teminatlı veya mortgage-backed securities (MBS)
V)Karşılıklı ve mevduata dayalı araçlar;
-Vadeli mevduat ve repo
-Belirli bir faiz oranına bağlı bono benzeri araçlar
VI)Özgün/yenilikçi enstrümanlar;
-Aval ve sponsorluklu borçlanma araçları
-Takas, türevlerle ilişkili kredi türevleri gibi karma enstrümanlar (genelde yatırımcılar için özel amaçlı)
Borçlanma araçları fonları, yatırımcılar için bir dizi avantajlar sunar. Bu avantajlar, özellikle riskten kaçınan veya düzenli gelir arayan yatırımcılar için ön plana çıkar.Fonların temel cazibesi, sabit getirili menkul kıymetlere dayalı yapıları sayesinde sağladıkları istikrar ve öngörülebilirliktir.
-İlk olarak, bu fonlar düşük risk profiline sahiptir. Devlet tahvilleri gibi yüksek kaliteli araçlara yatırım yapılması, ana paranın korunmasını destekler.
-Ayrıca, düzenli faiz ödemeleri, yatırımcılara sabit bir gelir akışı sağlar. Bu özellik, özellikle emekli bireyler veya sabit gelir arayanlar için idealdir.
-Portföy çeşitlendirmesi sunar; farklı borçlanma araçlarına yatırım yaparak risk dağılımı sağlanır.
Bu avantajlar, borçlanma araçları fonlarını cazip bir seçenek haline getirir. Ancak, her yatırım aracında olduğu gibi, bu fonların da bazı sınırlamaları vardır. Olası dezavantajları anlamak, bilinçli bir yatırım kararı vermek için önemlidir.
Borçlanma araçları fonları, düşük riskli olmalarına rağmen bazı dezavantajlara da sahiptirler. Bu dezavantajların başında, getiri potansiyelinin sınırlı olması gelir. Hisse senedi fonları gibi yüksek riskli araçlara kıyasla, bu fonlar daha düşük getiri sunabilir. Bu durum, yüksek kazanç hedefleyen yatırımcılar için bir kısıtlama olarak görülebilir.
Bir diğer önemli dezavantaj, faiz oranı riskidir. Faiz oranları yükseldiğinde, tahvil ve bono gibi borçlanma araçlarının değeri düşebilir, bu da fonun performansını olumsuz etkiler. Ayrıca, özel sektör tahvillerine yatırım yapan fonlar, ihraç eden şirketin ödeme gücüne bağlı olarak kredi riski taşır. Örneğin, bir şirketin temerrüde düşmesi, fonun getirisini ve ana parasını riske atabilir.
Borçlanma araçları fonlarına yatırım yapmak, doğru adımlar izlendiğinde oldukça erişilebilir bir süreçtir. Bu fonlar hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar için çeşitli platformlar üzerinden ulaşılabilir. Bazı temel noktalara dikkat etmek gerekir.
İlk adım, yatırım hedeflerinizi ve risk toleransınızı belirlemektir. Portföy yönetim, şirketleri veya Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu (TEFAS) gibi platformlar üzerinden uygun fonları araştırılabilir.TEFAS, farklı fonların performanslarını karşılaştırmak için kullanıcı dostu bir ortam sunar. Yatırım yaparken, fonun portföy içeriğini ve geçmiş performansını incelemek önemlidir. Ayrıca, yetkili aracı kurumlar aracılığıyla danışmanlık almak, karar sürecini kolaylaştırabilir.
Borçlanma araçları fonları, genellikle düşük riskli yatırım araçları olarak görülür, ancak tamamen risksiz değildir. Risk seviyesi, fonun portföyünde yer alan borçlanma araçlarının türüne ve kalitesine bağlıdır. Devlet tahvilleri gibi araçlar düşük risk taşırken, özel sektör tahvilleri kredi riskine daha fazla maruz kalabilir.
Faiz oranı riski, bu fonların karşılaştığı bir diğer önemli risktir. Faiz oranları yükseldiğinde, tahvil ve bono değerleri düşebilir, bu da fonun performansını olumsuz etkiler. Ayrıca ihraç eden kurumun temerrüde düşme ihtimali (kredi riski) de göz önünde bulundurulmalıdır. Fonun risk yönetimi stratejileri ve portföy çeşitlendirmesi, bu riskleri azaltmada kritik rol oynar.
Borçlanma araçlarına yatırım yapmanın başlıca riskleri şunlardır:
-Fiyat dalgalanması (Piyasa riski): Faiz oranları değiştikçe tahvil/bono gibi sabit getirili enstrümanların piyasa fiyatı dalgalanır. Özellikle vade yaklaştıkça fiyat hareketleri daha belirgin olabilir.
-Kredi/temerrüt riski (kredi notu riski): İhraç eden kurum borcunu ödeyemezse (temerrüt) yatırımcı zarar görebilir. Kamu borçlanma araçları genelde düşük riskli kabul edilir, ancak özel sektör finansal güçsüzleşebilir.
-Faiz riski: Sabit kuponlu enstrümanlarda yeni ihraçlar daha yüksek kupon getirisi sunarsa eski enstrümanın değeri düşer. Özellikle uzun vadeli tahvillere yatırım yapanlar bu riske maruz kalır.
-Enflasyon riski (gerçek getirinin düşmesi): Enflasyon yükseldiğinde sabit kuponlu enstrümanların reel getirisi azalır veya negatife dönebilir.
-Likidite riski: Pazarda yeterli alıcı bulamama durumunda kolaylıkla satış yapılamayabilir veya istenilen fiyattan satılamayabilir.
-Kredi temerrüdü ve yapı riski (Çoklu yapılandırmalar): Özellikle değişken kuponlu veya geri ödeme yapısında karmaşık araçlarda (örneğin; bazı sermaye yapıları, geri ödemelerin anapara + faiz yerine belirli koşullara bağlı olması) riskler artabilir.
-Opsiyonel riskler: Call veya put gibi opsiyonlar içeren enstrümanlarda ihraççı opsiyonu kullanırsa yatırımcı öngörülemeyen getirilerle karşılaşabilir.
-Sıfır veya düşük kupon riskleri: Düşük kuponlu tahvillerde faiz oranı yükseldiğinde yeniden değerleme etkisi yüksek olur.
-Kur riskleri (döviz borçlanma araçları için): Yurtdışı para biriminde ihraç edilen borçlanma araçlarında kur değişimleri yatırımcının getirisini etkiler.
-Yapısal riskler: Bazı araçlar belirli olaylar/performans kriterleri gerçekleşene kadar ödemeleri esneklik gösterir; bu durum getiri zamanlamasını ve kesinlikleri belirsizleştirebilir.
-Vergi riski: Vergi mevzuatı değişiklikleri getiriyi etkileyebilir (temettü benzeri kupon gelirlerinin vergilendirmesi, vergi muaflıklarının kaldırılması vb.).
Faizlerin Borçlanma Araçlarına Etkisi:
-Faiz yükselirse mevcut sabit kuponlu borçlanma araçlarının fiyatı düşer, getirileri yükselir.
-Uzun vadeli enstrümanlar faiz değişimlerine daha duyarlıdır.
-Enflasyon beklentileri ve kredi riski, faiz hareketleriyle birlikte getiri ve risk profilini belirler.
-Değişken faizli araçlar bu ortamda bir miktar daha dayanıklı olabilir.
Borçlanma araçları fonlarında stopaj, fonun getirisinden kesilen bir vergi türüdür. Türkiye’de, yatırım fonlarından elde edilen kazançlar genellikle stopaja tabidir ve bu oran, fonun türüne ve yatırımcının statüsüne (bireysel veya kurumsal) bağlı olarak değişebilmektedir. Borçlanma araçları, fonlarında stopaj, genellikle faiz gelirleri ve sermaye kazançları üzerinden alınmaktadır. Örneğin; devlet tahvilleri veya hazine bonolarından elde edilen gelirler için stopaj borçlanma araçları fonları, düşük riskli ve düzenli gelir sağlayan bir yatırım aracı olarak öne çıkmaktadır.
9/7/2025’tarihli ve 32951’sayılı RG.193’Sayılı GVK.’ Geçici 67. Maddesinde Yer Alan Tevkifat Oranları Hakkında Karar (Karar Sayısı: 10041) yayımlandı.
Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67.maddesinde yer alan bazı kazanç ve iratlardan yapılacak stopaj oranları 22/7/2006’tarihli ve 2006/10731’sayılı karar ile belirlenmişti.Bu karar, ile 2006/10731’sayılı kararda değişiklik yapılarak, bazı stopaj oranları aşağıda gösterildiği şekilde artırılmıştır.
I) Yatırım Fonlarından Elde Edilen Kazançlarda Stopaj Oranı;
Bu Kararın 1.maddesi ile 2006/10731’sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinin (ii) sırası ile (ç) bendinin (ii) sırasında yer alan (%15) ibareleri (%17,50) şeklinde değiştirilmiştir.
Buna göre, diğer yatırım fonlarından elde edilen kazançlara uygulanan tevkifat oranı (%15)’ten (%17,50)’e yükseltilmiş olup, hisse senedi yoğun fonlar ile iki yıldan fazla süreyle elde tutulan girişim sermayesi ve gayrimenkul yatırım fonlarından elde edilen kazançlara uygulanan (%0)’ oranında ise herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir.
Bu değişiklik, 9/7/2025’tarihinden itibaren iktisap edilen yatırım fonu katılma paylarından elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Yapılan değişiklik:
ii) Hisse senedi yoğun fonların katılma paylarından, iki yıldan fazla süreyle elde tutulan girişim sermayesi yatırım fonu ve gayrimenkul yatırım fonu katılma paylarından elde edilen kazançlar için (%0), diğer yatırım fonu katılma paylarından elde edilen kazançlar için (%15)- (%17,50) şeklinde değiştirilmiştir.
Kaynakça:
-6362’saylı SPK Kanunu.
-9’Temmuz 2025’tarihli ve 32951 Sayılı RG.10041’sayılı Cumhurbaşkanı Kararı.
-spk.gov.tr
-Borsa İstanbul AŞ.
-Sermaye Piyasası Kurulu’nun III-52.1’sayılı Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliğ.
-Sermaye Piyasası Kurulu Tebliği (III-37.1)
-Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu (Tefas)
-İstanbul Takas ve Saklama Bankası A.Ş.(Takasbank)
15.10.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV Ayrıntılar için tıklayın.