Hasan Aydın
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çerçevesinde yürütülen kentsel dönüşüm uygulamaları, son dönemde “Yarısı Bizden” kampanyası ile önemli bir ivme kazanmıştır. Bu süreç yalnızca vatandaşlar için bir destek mekanizması değil; aynı zamanda müteahhit firmalar açısından, indirimli KDV oranı uygulaması nedeniyle doğan KDV iadesi hakkı ile hem maliyet avantajı hem de finansman desteği bakımından kritik bir öneme sahiptir.
Müteahhitler, bu projeler kapsamında yapacakları inşaatlarda, konut teslimlerinde uygulanacak indirimli oran (%1) KDV nedeniyle doğacak KDV iadesi sisteminden yararlanabileceklerdir. Bu durum, sözleşme aşamasından itibaren doğru maliyet planlaması yapılması halinde, yaklaşık %19 (20 - 1) oranında bir maliyet avantajı anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, bağımsız bölüm hak sahipleri ile yapılacak sözleşmelerin, bu iade avantajı gözetilerek hazırlanması ve inşaat sürecinin bu çerçevede yönetilmesi büyük önem taşımaktadır.
Bu çalışmada, söz konusu iade sisteminin hukuki dayanakları, uygulama esasları ve müteahhitler için sözleşme aşamasından teslim tarihine kadar dikkate alınması gereken mali planlama unsurları ele alınmaktadır.
Türkiye’de afet riski altındaki yapı stokunun yenilenmesi amacıyla çıkarılan 6306 sayılı Kanun, yalnızca fiziksel dönüşümü değil; aynı zamanda ekonomik, mali ve hukuki süreçleri de kapsayan geniş bir dönüşüm modelini öngörmektedir.
Bu modelin son halkası olan “Yarısı Bizden” kampanyası, 2023 yılı itibarıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılmış, ilk etapta İstanbul’daki riskli binalarda uygulanmaya başlanmıştır.
Bu program kapsamında üretilen konutların tesliminde uygulanan indirimli KDV oranı (%1), müteahhit firmalar açısından yaklaşık %19’luk (20–1) bir maliyet avantajı yaratmakta; bu fark, KDV iadesi mekanizması aracılığıyla fiilen geri alınabilmektedir.
Dolayısıyla, bu süreç yalnızca bir vergi iadesi değil, aynı zamanda finansal sürdürülebilirliğin ve sözleşme stratejisinin belirleyicisi konumundadır.
Kentsel dönüşüm uygulamaları, 6306 sayılı Kanun’un 6/A maddesi uyarınca, riskli yapıların bulunduğu taşınmazlarda maliklerle yapılan anlaşmalar çerçevesinde yürütülür. Bu kapsamda müteahhitler tarafından gerçekleştirilen inşaat faaliyetleri, hizmet ifası değil, mal teslimi mahiyetindedir.
Bu ayrım, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10/a maddesi bakımından önemlidir; zira vergiyi doğuran olay, malın fiilen teslim edilmesi veya tapu tescilinin yapılmasıyla meydana gelir.
Bu nedenle, kentsel dönüşüm kapsamında yapılan inşaatlarda hakediş bazlı faturalama yapılamaz; her bağımsız bölüm için teslim anında tek fatura düzenlenmesi gerekir.
3.1. KDV Oranları
Katma Değer Vergisi oranları, 3065 sayılı Kanun’un 28. maddesi gereğince 30 Ocak 2021 tarih ve 31380 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3470 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile kentsel dönüşüm inşaat işlerinde Katma Değer Vergisi oranı %1 olarak belirlenmiştir.
Karar ile riskli yapılara yönelik dönüşüm projeleri çerçevesinde taşınmaz maliklerine ait mevcut inşaat alanının 1,5 katına kadar olan yeni inşaat alanlarında yapılacak konutlara ilişkin inşaat taahhüt işlerinde KDV %1'e düşürüldü.
Buna göre:
3.2. İade Hakkının Doğması
KDV Genel Uygulama Tebliği (II/B-2.1) hükmü uyarınca, indirimli orana tabi teslimlerde yüklenilen KDV’nin indirim yoluyla telafi edilemeyen kısmı, mükellefe iade edilebilir.Bu hüküm, 6306 sayılı Kanun kapsamındaki konut teslimleri için de geçerlidir.
Yani, müteahhit firmalar, inşaat süresince ödedikleri KDV’yi satış (teslim) aşamasında indirimle gideremedikleri ölçüde iade talep edebilirler.
“Yarısı Bizden” modeli, üç kaynaktan oluşan bir finansal yapıya dayanır:
Vergisel açıdan, hibe ve kredi bedelleri, mal tesliminin toplam bedeline (KDV matrahına) dâhildir.Bu yaklaşım, 3065 Sayılı KDV kanununun m. 20/1 ve 20/2 hükümlerinin yorumu mahiyetindedir.
Dolayısıyla, teslim faturası, yalnızca malikten alınan bedel üzerinden değil; hibe + kredi + malik payı toplamı üzerinden düzenlenmelidir kanaatindeyiz.
Müteahhit firmalar, proje başlangıcında hak sahipleriyle yapacakları sözleşmeleri, indirimli KDV oranının yaratacağı iade avantajını yaklaşık (%19) dikkate alarak kurgulamalıdır. Bu avantaj, projenin finansal fizibilitesini doğrudan etkiler; çünkü KDV iadesi, müteahhidin nakit akışında likidite desteği niteliğindedir.
Buna ek olarak, dönüşüm alanlarında yer alan ticari nitelikli bağımsız bölümlerde %20 KDV uygulanacağından, m² satış fiyatlarının belirlenmesinde bu farkın göz ardı edilmesi ciddi finansal sapmalara yol açabilir.
Fatura düzenleme yükümlülüğü, VUK m.231/5 uyarınca, malın tesliminden itibaren 7 gün içinde yerine getirilmelidir.
Teslimin ispatı bakımından iki unsur önemlidir:
Bu belgeler, hem fiili teslimin hem de vergiyi doğuran olayın gerçekleştiğini ortaya koyar.
KDV iade talebi, iade hakkının doğduğu yılı izleyen takvim yılı sonuna kadar yapılmalıdır. Bu itibarla, 2024 yılında gerçekleşen konut teslimlerine ilişkin iade talepleri, en geç 31 Aralık 2025 tarihine kadar vergi dairesine sunulmalıdır. Bu tarihten sonra yapılacak başvurular, zamanaşımı nedeniyle reddedilir.
Her ne kadar “Yarısı Bizden” kampanyası halen İstanbul ili ile sınırlı olarak yürütülmekteyse de, 6306 sayılı Kanun’un ulusal kapsamı nedeniyle, indirimli oranlı KDV uygulaması ve buna bağlı iade hakkı tüm Türkiye genelinde geçerlidir.
Dolayısıyla, İzmir, Ankara, Bursa, Gaziantep veya Malatya gibi diğer illerde yürütülen kentsel dönüşüm projelerinde de aynı vergi rejimi uygulanır.
Kentsel dönüşüm projeleri, yalnızca fiziki yapıların yenilenmesi değil; aynı zamanda ekonomik kaynakların verimli yönetimi açısından da bir dönüşüm sürecidir.
“Yarısı Bizden” kampanyası bu süreci mali olarak desteklerken, müteahhit firmalar açısından KDV iadesi hem bir finansal enstrüman hem de maliyet yönetim aracı niteliği taşımaktadır.
İndirimli oranlı teslimlerden doğan bu avantaj, sözleşme aşamasından itibaren planlandığında projeye yaklaşık %19 oranında net maliyet avantajı sağlayabilir.
Ancak ticari alanlardaki %20 KDV oranı, iskan-tapu süreci ile fatura tutarı ve zamanlaması gibi teknik detaylar göz ardı edilirse, avantaj yerini vergi riskine bırakabilir.
Bu nedenle, müteahhitlerin ve mali müşavirlerin:
mevzuatla uyumlu biçimde yönetmeleri, dönüşümün hem mali hem de hukuki başarısının anahtarı olacaktır.
04.11.2025
Kaynak: www.MuhasebeTR.com 
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.
>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.279 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.