GERÇEK KİŞİLERİN YURT DIŞINDA ELDE ETTİĞİ GELİRDEN O ÜLKEDE KESİLEN VERGİLERİN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMASI KAPSAMINDA İADESİ MÜMKÜN MÜ?
Tarih: 24.12.2007
I- GİRİŞ
Vergi anlaşmaları, belirli gelir unsurlarının,
üzerlerinde çakışan vergilendirme yetkilerini ayırmak üzere, devletlerden
herhangi birine bağlanması veya her iki devlet arasında paylaştırılması esasına
dayanmaktadır. Böylece, bir gelir, vergi anlaşmasındaki hükümler uyarınca
devletlerden birinin (ya da kısmi olarak her ikisinin) vergilendirme yetkisine
konu olmakta, diğer devletin vergilendirme yetkisi ya tamamen ya da kısmen
sınırlandırılmaktadır(1).
Mükelleflerin yurt dışında elde ettikleri kazançların vergilendirilmesinde çifte
vergilendirmeyi önleme anlaşmaları çerçevesinde işlem tesis edilmekte olup
ayrıca vergi mevzuatına konulan paralel hükümler doğrultusunda belli şartlar
dahilinde yurt dışında ödenen vergilerin mahsup edilebilmesi imkanı
getirilmiştir.
Bu makalede yurt dışında çalışan gerçek kişilerin yurt dışında elde ettikleri
kazançlar ile yurt dışında faaliyet gösteren Türk menşeli firmalarda çalışan
işçilerin ücret gelirlerinin vergilendirme hakkının hangi ülkede olması
gerektiği örneklerle izah edilecek, ayrıca çifte vergilendirmeyi önleme
anlaşmaları kapsamında mükerrer vergilendirme olması durumunda ödenen verginin
iadeye konu olacağı açıklanmaya çalışılacaktır. Anlatılan hususların mevhumu
muhalifinden Türkiye’de faaliyet gösteren dar mükellef kişilerin elde ettikleri
kazançlar ile dar mükellef kurumların Türkiye’de çalıştırdıkları işçilerin ücret
gelirlerinin vergilendirilme şartları da bir anlamda izah edilmiş olacaktır.
II- YURT DIŞINDA FAALİYET GÖSTEREN
TÜRK TABİYETİNDE OLAN GERÇEK KİŞİLERİN KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİNDE 183
GÜN KURALI
Çifte vergilendirmeyi önleme
anlaşmalarının ücretlere ilişkin asli kuralı, söz konusu gelirlerin
(mukim=)ikamet edilen devlette vergilendirilmesidir. Şirketler için kanuni
merkez, şahıslar için 6 aydan
fazla ikamet edilen ülke ve tabiiyeti olunan
ülke mukim devlettir. Düzenlemeye göre,
“bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet akdi
dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri menfaatler, bu hizmet diğer
akit devlette ifa edilmedikçe, yalnız ilk bahsedilen Devlette
vergilendirilecektir. Eğer hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde
edilen gelir diğer Devlette vergilendirilebilir”(2).
Görüleceği üzere hizmet yabancı ülkede ifa edilmedikçe hizmet akdinden doğan
gelirler mukim devlette vergilendirilecektir. Örneğin, Türkiye’de kurulmuş bir
şirketin faaliyetini icra etmek üzere Türkiye’de işyeri açması durumunda
işçilerin elde ettikleri gelirler Türkiye tarafından vergilendirilecektir.
Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının
ücretlere ilişkin tali kuralı olarak, “bağımlı faaliyetlerden elde edilen
ücret gelirinin kaynak devlette vergilendirilmesi, hizmetin kaynak ülkede ifa
edilmesi koşuluna bağlanmıştır.” Örneğin, Türkiye’de kurulmuş bir
şirketin faaliyetini icra etmek üzere Almanya’da işyeri açması ve Türkiye’den
Almanya’ya işçi göndermesi durumunda, hizmet kaynak ülke olarak Almanya’da ifa
edileceğinden işçi ücret gelirlerinin Almanya tarafından vergilendirilebileceği
ifade edilmektedir.
Öte yandan hizmetin yabancı ülkede ifa edilmesi durumunda vergilendirme
yetkisinin kaynak devletine bağlanması kuralına bir istisna getirilmiştir. Buna
göre, aşağıda belirtilen koşullar altında, ücret geliri üzerindeki vergilendirme
yetkisini kullanma hakkı tercihen mukim devlete geçmektedir. Düzenlemeye göre,
“1. fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit
Devlette ifa ettiği hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer;
a- Gelir elde eden kişi , bu diğer Devlette bir vergilendirme dönemi içinde bir veya birkaç seferde 183 günü aşmamak üzere kalırsa ve,
b- Ödeme bu diğer Akit Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa ve
c- Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit bir yerden yapılmazsa
yalnızca ilk bahsedilen Devlette
vergilendirilebilecektir.”(3).
Görüleceği üzere, hizmet yabancı ülkede ifa edilmekle birlikte bu yabancı
ülkenin vergilendirme yetkisinin Türkiye’de olması için yukarıdaki şartların
meydana gelmesi gerekir. Örneğin, Almanya’da kurulacak irtibat bürosunda
çalışacak personelin Almanya’da ifa ettiği hizmet dolayısıyla elde ettiği ücret
geliri, gelir elde eden personelin Almanya’da bir vergilendirme dönemi içinde
bir veya birkaç seferde 183 günü aşmamak üzere kalması, ödemenin Almanya mukimi
olmayan bir işveren tarafından yapılması ve ödemenin işverenin Almanya’da sahip
olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmaması durumunda, yukarıda
açıklanan ilgili ülke ile yapılan anlaşmanın 15. maddesinin 2. fıkrası hükmü
uyarınca Türkiye’de vergilendirilecek olup, söz konusu ücret ödemeleri
üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1. maddesi gereğince gelir vergisi
kesintisi yapılması gerekir.
Yukarıda bahsedilen husus yurt dışında serbest meslek kazancı elde edenler için
de aynı doğrultuda düzenlenmiştir. Nitekim İstanbul Defterdarlığı Mükellef
Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü’nün verdiği Mukteza’da(4)
Almanya’da mukim şirketten Türkiye’de serbest meslek faaliyeti niteliğinde
hizmet alınması durumunda vergilendirme hakkı Türkiye’ye ait olmakla beraber,
belli durumlarda vergilendirme hakkının Almanya’da olacağı ifade edilmektedir.
Mukteza şöyledir:
“Şirketinizce Almanya’da mukim bir şirketten alınan hizmetin serbest meslek
faaliyeti olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye’de faaliyette
bulunacak olan Almanya’da mukim şirketten alınacak hizmete ilişkin yapılan
ödemelerin Türkiye’de vergilendirilmesi için yukarıda bahsedilen iki koşuldan
birinin yerine getirilmesi yeterlidir. Bir başka ifadeyle; Almanya’da mukim
şirketin Türkiye’de icra edeceği serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde
ettikleri gelirlerin Türkiye’de vergilendirilebilmesi için;
a) Almanya’da mukim şirketin bu faaliyeti icra etmek üzere Türkiye’de işyerine
sahip olması veya,
b) Almanya’da mukim şirket tarafından Türkiye’de icra edilen faaliyetin
süresinin bir takvim yılı içinde bir veya bir kaç seferde 183 günü aşması
gerekmektedir. Türkiye’de icra edilmeyen serbest meslek faaliyetlerinin
Türkiye’de vergilendirilmesi mümkün olmadığı gibi; Türkiye’de bu faaliyeti
yürüten Almanya’da mukim şirketin Türkiye’de işyerinin bulunmaması ve faaliyetin
süresinin bir takvim yılı içinde bir veya bir kaç seferde 183 günü aşmaması
halinde de Türkiye’de vergileme yapılmayacaktır. Ancak, bunun için anılan
firmanın Almanya’da mukim olduğu bu kazançları üzerinden Almanya’da
vergilendirildiğini belgeleyen ve Alman yetkili makamlarının onay ve imzasını
taşıyan belgenin ve Türkçe tercümesinin noterce veya Almanya’daki Türk
Konsolosluklarınca tasdikli bir örneğini ilgili vergi dairesine ibrazı ile bir
örneğini de Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’na göndermesi
gerekmektedir.
Almanya’da mukim şirketçe Türkiye’de icra edilen faaliyetin süresinin bir takvim
yılı içinde bir veya bir kaç seferde 183 günü aşması veya bu şirketin bu
faaliyeti Türkiye’de icra etmek üzere bir işyerinin bulunması halinde yukarıda
yer alan hüküm ve açıklamalar uyarınca yapılan ödemelerin gayri safi tutarı
üzerinden % 20 oranında vergi kesintisi yapılması gerekeceği de tabiidir.”
III- 183 GÜN BOYUNCA
VERGİLENDİRMEYİ HANGİ ÜLKE YAPACAKTIR?
Uygulamada sıkça karşılaşılan sorunlardan biri yurt dışında faaliyet
gösteren Türk tabiiyetinde gerçek kişiler ile işçilerin yurt dışında çalışma
sürelerinin bir takvim yılında 183 günü geçip geçmediğine bakılmaksızın her iki
ülke tarafından da vergilendirilmesidir. Örneğin Türk firmasının Almanya’da
verdiği hizmetleri yapmak üzere Almanya’da çalışan Türk işçisinin ücretinden bu
firma hem Türkiye’ye hem de Almanya’ya ödenmek üzere GV stopaj kesintisi yapar.
Böyle bir durumda işçi yabancı ülkede 183 günden fazla kalmışsa Türkiye’ye
ödenen GV stopajlarının iadesini talep edebilmekte ve vergilendirme hakkı
Almanya’ya ait olduğundan Almanya’ya ödenen stopajlar vergi yükü olarak
kalmakta, 183 günden az kalmışsa da Almanya’ya ödediği GV stopajlarının iadesini
talep edebilmekte ve vergilendirme hakkı Türkiye’ye ait olduğundan Türkiye’ye
ödenen stopajlar vergi yükünü ifade etmektedir.
Görüleceği üzere vergilendirme hakkının tespiti için yurt dışında kalınan
sürenin 183 günden az ya da çok olması büyük önem arz etmektedir. Her iki
ülkenin aynı zamanda vergi istemesi zaten zor olan uluslararası ticareti daha da
zorlaştırmaktadır.
Ortada mevcut bir başka
sorun 183 günün hangi süreler içinde hesaplanmasıyla ilgilidir. Türkiye
Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması’na göre bir
vergilendirme döneminde 183 günün aşılıp aşılmadığına bakılacağı açıkça ifade
edilmiştir. Gelirler Genel Müdürlüğü’nün bir Muktezası’nda(5)
“bir vergilendirme döneminde 183 gün şartına”
şöyle yer verilmiştir:
“Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Gelir ve Servet
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nın 15/2.
fıkrası uyarınca bir devlet mukiminin diğer devlette ifa ettiği hizmet
dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer, gelir elde eden kişi bu devlette bir
vergilendirme dönemi içinde bir veya birkaç seferde toplam 183 günü aşmamak
üzere kalırsa, yalnızca ilk bahsedilen devlette vergilendirilmesi gerekir.”
Ancak uygulamada Alman makamlarının 183 günün bir takvim yılında değil de
birbirini izleyen yıllar içinde değerlendirilerek, yıl bazında 183 günü aşmadığı
halde kesintisiz 183 günün aşılması durumunda yorum farkıyla vergilendirme
hakkının Almanya’ya ait olduğundan bahisle mükelleflerin iade taleplerini geri
çevirdiği gözlemlenmektedir.
Örneğin, 03.07.2007 tarihinde Almanya’da çalışmaya başlayan Türk işçisinin
30.06.2008 tarihinde Türkiye’ye dönmesi halinde 2007 yılında 182, 2008 yılında
181 gün çalışıldığından ve bir vergilendirme döneminde 183 gün çalışma şartı
aşılmadığından vergilendirme hakkı Türkiye’nin olması gerekirken, Alman
makamları birbirini izleyen dönemlerde kesintisiz 363 gün çalışıldığından
vergilendirme hakkının Almanya’ya ait olduğunu iddia etmektedirler.
1977 OECD Çifte Vergi
Anlaşmaları Modelinde “bir mali yıl içinde” terimi kullanılmaktadır. 1992
OECD Modeli bu terimi değiştirmiştir. Bu değişiklik, 1977 OECD Modelindeki
düzenlemenin kötüye kullanılması üzerine getirilmiştir. Ölçüt, işlemlerde
ayarlama yapılmasına neden olmaktadır. Az önceki örnekte belirttiğimiz gibi
hizmet ifa eden kişiler, bir yılın son beş buçuk ayı ile izleyen yılın ilk beş
buçuk ayında ilgili devlette bulunmak suretiyle, kaynak devletinin vergilendirme
yetkisinden kaçınabilmektedirler. Bu durumu önlemek üzere, söz konusu sürenin
bir mali yıl içinde başlaması veya bitmesi, 183 gün ölçütünün gerçekleşmesi
bakımından yeterli görülmüştür(6).
Bu anlamda Alman makamlarının yorumunun yerinde olduğu bu anlamda kabul
edilebilir ancak anlaşma metninde bu ibare geçmediğinden ek protokol imzalanarak
“bir mali yıl içinde” yerine “bir mali yıl içinde başlayan ve biten”
ibaresi konulması yerinde olacaktır.
IV- ALMANYA-POLONYA ANLAŞMA ÖRNEĞİ: 183 GÜN
BOYUNCA VERGİ ALINMAMASI
Önceki bölümlerde gerçek kişilerin yurt dışı kazançlarının vergilendirilmesinde kişinin yurt dışında 183 gün kalıp kalmayacağı henüz belli değilken her iki ülkenin de stopaj yapılması usulünü benimsediğini izah ettik. Bu noktada mükelleflerin hem ekonomik yönden sıkıntıya girdiklerini hem de iade almak için bürokratik zorluklara katlandıklarını ifade ettik. Oysa bazı çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarında bu problemlerin basit bir şekilde çözüldüğünü görmekteyiz. Nitekim Almanya-Polonya arasında imzalanan anlaşmaya göre yurtdışında faaliyet gösterecek gerçek kişilerin kazançlarının vergilendirilmesinde her iki ülke de 183 gün beklemekte, işçi 183 günden evvel ülkesine dönmüşse işçinin ülkesinde, 183 günden sonra dönmüşse çalıştığı yabancı ülkede vergilendirilmektedir. Böylece işçi tek bir ülkeye bir kez vergi ödemekte ve mükerrer vergilendirme yapılmadığından iade prosedürü ile de uğraşmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamaları bir örnekle açıklayalım:
Örnek:
X A.Ş. gemi tamiri faaliyetiyle iştigal etmekte olup, yaptığı sözleşme
çerçevesinde 01.01.2007 tarihinde 2 işçisini Almanya’da bir gemi tersanesinde
çalıştırmaya başlıyor. İşçilerin 4’er aylık sigorta bildiriminde yer alan brüt
ücretlerini ve çalışma sürelerini gösteren tablo aşağıdaki gibidir:
2007 |
Yurt Dışı İşe Giriş Tarihi |
Yurt Dışı İşten Çıkış Tarihi |
1. Dönem |
2. Dönem |
||||||||
Gün |
Aylar İtibariyle Brüt Ücret |
Gün |
Aylar İtibariyle Brüt Ücret |
|||||||||
OCK |
ŞBT |
MRT |
NSN |
MYS |
HZR |
TMZ |
AĞS |
|||||
Ahmet AK |
01.01.2007 |
05.05.2007 |
120 |
1.000 |
1.000 |
1.000 |
1.000 |
5 |
167 |
0 |
0 |
0 |
Mehmet KOÇ |
01.01.2007 |
15.08.2007 |
120 |
1.000 |
1.000 |
1.000 |
1.000 |
107 |
1.000 |
1.000 |
1.000 |
500 |
Yukarıdaki tabloya göre işçi Ahmet AK toplam 125 gün Almanya’da kalmış, işçi Mehmet KOÇ ise toplam 227 gün Almanya’da çalışmıştır. X AŞ GV matrahların, brüt ücretten %14 SSK işçi primi, %1 işsizlik sigorta primi düşmek suretiyle hesaplamıştır.
2007 |
OCK |
ŞBT |
MRT |
NSN |
MYS |
HZR |
TMZ |
AĞS |
GV Matrahı |
GV Matrahı |
GV Matrahı |
GV Matrahı |
GV Matrahı |
GV Matrahı |
GV Matrahı |
GV Matrahı |
|
Ahmet AK |
850 |
850 |
850 |
850 |
141,95 |
0 |
0 |
0 |
Mehmet KOÇ |
850 |
850 |
850 |
850 |
850 |
850 |
850 |
425 |
Hesaplanan GV matrahı üzerinden mevcut
düzenlemeye göre X A.Ş. işçileri adına GVK’nın 94. maddesi uyarınca ve aşağıda
belirtilen 2007 yılı GV tarifesine göre gelir vergisi hesaplayarak stopaj
yapıyor: 2007 yılı GV tarifesi aşağıdaki gibidir:
7.500 YTL’ye kadar.................................................................................................. % 15
19.000 YTL’nin 7.500 YTL’si için 1.125 YTL, fazlası................................................... % 20
43.000 YTL’nin 19.000 YTL’si için 3.425 YTL, fazlası................................................. % 27
43.000 YTL’den fazlasının 43.000 YTL’si için 9.905 YTL, fazlası................................ % 35
2007 |
OCK |
ŞBT |
MRT |
NSN |
MYS |
HZR |
TMZ |
AĞS |
GV |
GV |
GV |
GV |
GV |
GV |
GV |
GV |
|
Ahmet AK |
127,50 |
127,50 |
127,50 |
127,50 |
21,29 |
0,00 |
0,00 |
0,00 |
Mehmet KOÇ |
127,50 |
127,50 |
127,50 |
127,50 |
127,50 |
127,50 |
127,50 |
63,75 |
X A.Ş. her ay muhtasar beyanname ile kestiği
GV stopajlarını vergi dairesine ödüyor. Öte yandan işçi Mehmet KOÇ bir
vergilendirme döneminde 227 gün çalıştığı ve bir anlamda 183 günü aştığı için
vergilendirme hakkı Almanya’ya ait olacağından bu işçiden kesilen 956,25 ücret
stopajının iadesi için X A.Ş. vergi dairesi nezdinde talepte bulunuyor. Öte
yandan X A.Ş. aynı şekilde her iki işçinin gelirinden Almanya’ya da gelir
vergisi stopajı yapıyor ve 183 günü aşmayan Ahmet AK’ın gelirinden Almanya’da
kesilen vergi 183 gün aşılmadığından iadeye konu ediliyor. Görüleceği üzere X
A.Ş. her iki ülkede de vergi ödeyip arkasından iade almaya çalışıyor.
Almanya-Polonya arasında yapılan çifte
vergilendirmeyi önleme anlaşmasında ve bizim de kabul ettiğimiz görüşte, böyle
bir durumda 6 aya kadar her iki ülke de vergi almıyor ve hangi işçi altı ayı
aşan sürede çalışmışsa çalıştığı ülke vergilendiriyor, hangi işi 6 aydan önce
dönmüşse kendi ülkesinde vergilendiriliyor.
V- SONUÇ
Bu makalemizde yurt dışında çalışan
gerçek kişilerin yurt dışında elde ettikleri kazançlar ile yurt dışında faaliyet
gösteren Türk menşeli firmalarda çalışan işçilerin ücret gelirlerinin
vergilendirme hakkının hangi ülkede olduğunu izah etmeye çalıştık.
Yurt dışına bir firma adına hizmet vermek amacıyla giden bir işçinin ya da yurt
dışına mesleğini icra etmeye giden bir serbest meslek erbabının yaptıkları iş
bir anlamda hizmet ihraç etmek ve ülkeye döviz kazandırmaktır. Bu konumda olan
binlerce vatandaşımızın ve yüzlerce firmamızın bürokratik işlemlerini
kolaylaştırmak adına bizim önerimiz, anlaşma yaptığımız ülkelerle tekrar bir ek
protokol imzalanarak Almanya-Polonya anlaşma örneğinde olduğu gibi, işçinin yurt
dışında kalacağı 183 gün boyunca vergi alınmaması usulünün benimsenmesidir.
Kaynaklar
(1) Dr. Billur Yaltı SOYDAN, “Dar Yükümlülerin Elde Ettikleri Ücretlerde Türk Vergi Anlaşmalarının Rolü -183 Gün İstisnası” Vergi Dünyası, Sayı: 149, Ocak 1994
(2) 09.07.1986 tarih ve 19159 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 31.12.1989 tarihinde yürürlüğe giren, 01.01.1990 tarihinden itibaren uygulanmakta olan “Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması”nın “Bağımlı Faaliyetler” başlıklı 15. maddesinin 1. bendi.
(3) Adı geçen anlaşma metninin 15. maddesinin 2. bendi.
(4) B.07.1.GİB.4.34.16.01/KVK-30-7406 sayılı Mukteza.
(5) 10.04.2003 tarih ve B.07.0.GEL.0.85/8500-25/15599 sayılı Mukteza.
(6) OECD, Model Tax Convention on Income and on Capital, Report of the OECD Committee on Fiscal Affairs, Paris 1992.
Not: Bu makale Aralık 2007 dönemi E-Yaklaşım Dergisi’nden iktibas edilmiştir.
Kaynak:
www.MuhasebeTR.com
(Bu makale yazılı veya
elektronik ortamda kaynak
göstermeden yayınlanamaz.
Kaynak göstermeden yayınlayanlar hakkında yasal
işlem yapılacaktır .)
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.